Altın
Standardı Dönemi
Altın
standardı ülkelerin ekonomik alanda hızlı bir
şekilde büyüdüğü, üretimin arttığı ve uluslararası
sermaye hareketlerinin gelişim gösterdiği 1890-1914
yılları arasında sorunsuz bir şekilde uygulanan,
ülkelerin para birimlerini standart olarak altına
bağlandığı sabit bir döviz kuru sistemidir. Altın
para sistemi uygulaması durumunda paraların
fiyatlarındaki değişim oranları altına bağlı olarak
aynı düzeyde oacaktır. Örneğin; 1 Dolar = 0.1 gr.
altın; 10.00 Tl = 1 gr. Altın olması durumumunda 1
Dolar = 1000 Tl kuru uygulanıcak ve altın
standartından dolayı kur sabit kalıcaktır
Altın
standartının diğer bir özelliği ise dış ödemeler
dengesini otomatik bir şekilde sağlamasıdır. David
Hume, ödemeler dengesinin sürekli olarak fazla
vermesini savunan merkantilist düşünceye karşı
ortaya koyduğu madeni para akım mekanizmasını ("price
specie flow mechanism") şöyle açıklar; Hume'a göre
bir ülkede madeni para miktarının artması ülkedeki
iç fiyatları arttıracak ve böylece ticaret hadlerini
değişmesi ile sözkonusu ülkenin ihracatı azalacak,
ithalatı artacak bir madeni para akımı
gerçekleşecektir. Bunun tersi olması durumunda ise
altın çıkışının sürmesinin istenmemesi ile bu defa
para arzı kısılıcak aynı şekilde, fiyatlar
düşücektir. Yurt içinde düşen fiyatlar bu defa da
ihracatı kolaylaştırıcak ve böylece altının akışı
ters dönmüş olacaktır.
Altın
standardı döneminde ülkelerin paralarını altına
sabitlemesi ve para arzı yöntemi ile ödemeler
bilançosunu düzenlemesi yanında diğer bir uygulama
ise altının ülkeler arasında ihraç ve ithal
edilmesinin serbest olmasıdır. Bunlara rağmen 19.
Yy' in sonlarına gelindiğinde artan büyüme hızının
yarattığı mal ve hizmet talebi genişlemesi altın
karşılığı olmayan kağıt paranın sürülmesi durumunu
gündeme getirmiştir. Bu nedenle para talebindeki
artışın altınla karşılanamıyacağı endişesi ortaya
çıkmıştır.
Ayrıca
altın standartı döneminde işlemesi beklenen
kendiliğinden denkleştirme mekanizması, özel sermaye
hareketlerinin dengeleyici olmaktan çok spekülatif
amaçlı olması ve fiyat-ücretler de aşşağıya doğru
bir esneklik sağlanamaması nedeniyle sapmalara yol
açmıştır. Dünya ekonomisinde, I.Dünya Savaşına kadar
olan yıllar liberal ekonomi uygulamasının doruğa
ulaştığı bir dönemdir. Dış ticaret de, bu yıllarda
tamamen serbest bir şekilde yapılmıştır. Buna
rağmen, kısmen koruyucu gümrüklere de başvurulmuş ve
milli paraların dış değerlerine müdahalede
bulunulmuştur. İngiltere dönem boyunca serbest dış
ticaret politikasını savunmuş, serbest dış ticaretin
sağladığı bütün imkanlardan azami ölçüde
yararlanmasını bilmiştir. Bu nedenlerle
XIV.
yüzyılda altın standardı, altın çağını yaşamıştır.
1870'den 1930'lara kadar uygulanan altın para
sistemi,
XX.
yy. basına kadar ciddi mali güçlüklere yol açmadan
sürmesine rağmen
I.
Dünya Savası'nda kesintiye uğramıştır.
Birinci Dünya
Savaşı'ndan önce ulusal para birimlerinin
değerlerini simgeledikleri altın miktarı
belirlemekteydi. “Klasik Altın Standardı” denilen bu
uygulama 1914'de sonra Amerika Birleşik Devleti' nin
haricinde hiçbir ülkenin elinde Birinci Dünya Savaşı
harcamalarını karşılayacak kadar altın olmaması ve
Avrupa Devletleri'nin, bir süre para birimlerinin
altın miktarını azaltarak uyguladığı sistemi idare
edemeyecek duruma geldiklerinde klasik altın
standardından çıkmalarıyla sona ermiştir. Altın para
sisteminin serbest ticarete olanak vermemesi ve
ülkelerin altın stoklarını elden çıkartmalarıyla
altının fiyatının düşmesi ve altın rezervlerinin
altına bağlılığını devam ettiren ABD'ye taşınmasına
neden olmuştur. Bu nedenle 1914-1924 yılları
arasındaki dönem yalnızca doların altına bağlı
olmayı sürdürdüğü ve diğer paraların dolara göre
dalgalandığı bir dolar standardı olarak
adlandırılabilir.
Bu dönemde yaşanan gelişmeler ile daha önce
başarısız olmasına rağmen tekrar altına dönme
çabaları görülmektedir. Britanya İmparatorluğu,
Japonya ve diğer Avrupa Ülkeleri'nin taraf olduğu
Cenova konferansı sonrası 1925' de İngiltere
sterlini tekrar altına bağladığı ve Avrupa ülkeleri'
nin paralarının teminatı olarak sterlini
göstermesiyle doların altına, sterlinin dolar ve
altına, diğer tüm para birimlerinin de sterline
dayandığı bir sistem meydana gelmiş oldu.76
Savaş sırasında ortaya çıkan enflasyonist gelişmeler
ile ülkelerin göreceli rekabet güçlerinin değişmesi
ve buna rağmen ülkelerin paralarını savaş öncesi
pariteler
üzerinden altına bağlamaları parasal sıkıntılar
ortaya çıkarrmış ve birçok ülke devalüasyon yapmak
durumunda kalmıştır. I.Dünya Savaşından sonra
yürürlüğe konulan ikinci altın standardı da başarılı
sonuçlar vermemiş, 1929 Dünya ekonomik krizi İkinci
Altın Standartı'nın yıkılmasını hızlandırmıştır.
|