Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Az Gelişmiş, Gelişmekte Olan ve Gelişmiş Ülkelerin Vergi Yapılarındaki Değişimler

Vergi gelirlerinin incelenmesi ve onun ekonomik yapı içindeki yerinin analizinin yapılabilmesi için öncelikle vergi yapısının bilinmesi ve kavranması gerekmektedir. Çünkü vergi yapısı ve onun işleyişi o ülkenin ekonomik, sosyal, siyasi ve ahlaki yapısının bir yansımasıdır.111 Vergi yapısı, bir ülkede belli bir dönemde toplam vergi yükünü oluşturan çeşitli vergilerin dağılımını göstermektedir.

Tüm dünyada uygulanan vergi sistemlerine göz attığımızda, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sosyal, ekonomik ve siyasal yapısının özelliklerini yansıtan vergi sistemi farklılıklar gösterir. Gelişmiş ülkelerde dolaysız vergiler hâkim iken, gelişmekte olan ülkelerde dolaylı vergiler ağırlık kazanmaktadır. Bir ülkenin vergi sistemi uygulanmakta olan vergilerin tamamından oluşur.

Tarım, sanayi ve hizmet gibi sektörlerin vergilendirme kapasiteleri farklı olduğundan ülke ekonomisi içindeki büyüklükleri vergi yapısını etkilemektedir. Gelişmiş ülkelerde milli gelir ve kişi başına düşen gelir yüksek olduğundan, artan oranlı vergilendirme ile yüksek düzeyde vergi hasılatı sağlanabilmektedir. Az gelişmiş ülkelerde ise milli gelir ve kişi başına düşen gelir düşük olduğu için vergilendirilebilir kapasite düşüktür. Dolayısıyla az gelişmiş ülkelerde gelir düzeyi düşük olduğundan, marjinal tüketim eğilimi yüksek, tasarruf eğilimi ise düşüktür. Böyle bir ekonomik sisteme sahip ülkede gelir üzerinden alınan vergilere ağırlık verilmesi vergi hasılatının istenilen düzeyde olmasını sağlamaz; bu nedenle bu tip ülkeler daha ziyade harcamalar üzerinden alınan vergilere ağırlık vermektedirler.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin vergi yapısı sahip oldukları ekonomiyle, gelişmişlik düzeyleri ve toplumsal yapılarıyla sıkı bir ilişki içerisindedir. Kişi başına düşen gelirin düşük olduğu, ekonomide parasallaşmayan sektörlerin varlığı, ekonomik hedeflerin ağırlığı, sermaye ihtiyacı ve sosyal adalet problemleri bu ülkelerdeki vergi politikalarını ve vergi sistemlerini daha dar bir yapıya ve daha keyfi uygulamalara yol açan bir işleyişe sokmaktadır.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için sanayileşme, temel bir politikadır.

Bu nedenle bu ülkelerde vergiler daha çok dolaylı vergiler olarak satışlar üzerinden alınmaktadır. Kişiler üzerinden alınan gelir vergisi daha az popülerdir. J. Mintz’ e göre dolaylı vergilerin tercih edilmesinin nedenleri: tahsilinin kolay olması ve tüketimden tahsil edilmesiyle enflasyonu azaltabilmesi nedeniyle   iyi   bir   tasarruf   kaynağı yaratmasıdır. Böylece gelişmekte olan ülkeler için ekonomik gelişmenin amacıyla uyumludur.

Dolaysız vergilerin temelini oluşturan gelir vergisi her şeyden önce ekonominin “kapalı aile ekonomi” yapısından kurtulması, üretilen mal ve hizmetlerin piyasaya getirilmesini gerekli kılar. Öte yandan tarım, sanayi ve ticaret işletmelerinin gelişmesi ve şirketleşmesi dolayısıyla güvenilir muhasebe kayıt sistemlerinin genel kabul görmüş olması gerekir. Ayrıca vergi örgütünün eleman kadrosunun hem miktar hem de kalite yönünden gelişmiş olması gerekir. Az gelişmiş ülkelerde bu koşulların büyük bir çoğunluğu gerçekleşmemiştir. Bunun için bunun gibi ülkelerin yönetimi nispeten daha kolay olan dolaylı vergilere yönelmiş olması rastlantı değildir.

Gelişmekte olan ülkelerin çoğunda, dolaysız vergiler ile dolaylı vergiler arasındaki fark dolaylı vergiler lehinde olmak üzere yüksektir. Aynı vergilerin gelişmiş ülkelerin vergi sistemlerindeki durumu ise farklılık arz etmekte ve dolaysız vergiler lehine yoğunluk bulunmaktadır.

Gelişmekte olan ülkelerin hemen hemen hepsi bir dizi ortak mali sorunla karşı karşıya kalmaktadırlar. Hala bu ülkelerde vergi hasılatını tüketim vergileri yoluyla yükseltme durumu mevcutken, bu ülkeler dış ticaretten alınan vergilere de aşırı ölçüde bağımlılık duymaktadırlar. Bu da, bu ülkelerin uzun dönem uluslararası rekabet gücünü olumsuz yönde etkilemektedir. Bu ülkelerde tarımsal kazançlar, arızi kazançlar ve bazı ülkelerde kamu kesimi ücretleri vergilendirilmezken; kazanılmamış gelir, gayrimenkuller ve servet üzerinden alınan vergilerin toplam vergi hasılatı içindeki payı çok küçüktür. Sonuç olarak, kişisel gelir ve kurumlar vergisi dar bir vergi tabanı üzerinden yüksek oranlı olarak tahsil edilmektedir.

Gelişmekte olan ülkelerde dolaylı vergilerin payı (yurtiçi mal ve hizmetlerden ve uluslararası ticaretten alınan vergiler olarak) 1993 yılında, ülkelerin gelişmişlik derecelerine göre % 41,2 ile % 55,3 arasında yer almaktadır. Gelişmiş ülkelerde ise bu oran % 26’ dır. Bu durumun temel nedeni gelir üzerinden alınan vergilerdeki uygulama güçlüklerine rağmen, dolaylı vergilerin idari açıdan basit vergiler olmalarıdır. Kişi ve kurumların mal ve hizmet satın almaları yoluyla dolaylı yoldan ödedikleri bu vergileri tarh etmek ve toplamak daha kolaydır.

Gelişmekte olan ülkelerde sermaye birikimini artırmak ve ekonomik büyümeyi sağlamak için vergiye tabi irat ve kazançların kapsamı dar tutulmakta ve çoğunlukla kurumlar ya da yüksek gelir gruplarının yararlandığı vergi muafiyet ve istisnaları uygulanmaktadır.

Ekonomik büyüme ekseninde uygulanan bu politikalar sonucunda, dolaylı vergilerin ağırlıkta olduğu bir yapı doğmakta ve böylelikle de gelir ve servet üzerinden elde edilen vergilerin payı tüketim üzerinden elde edilen vergilerin gerisinde kalmaktadır.

Sonuç olarak gelişmiş ülkelerdeki vergi sistemleri, toplam vergi gelirleri içinde dolaysız vergilerin ağırlıkta olduğu bir yapı sergilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise dolaylı vergiler ön plana çıkmaktadır. Vergi yapısındaki bu farklılık; ekonomi yöneticilerinin uygulayacağı politikaları, mükelleflerin göstereceği tepkileri, yabancı yatırımcıları vb. faktörleri yakından ilgilendirir. Dolaysız vergilerin vergi sistemi içinde daha fazla pay alması dolayısıyla, vergi adaletini sağlamak açısından teori ve pratikte daha etkin olduğu ifade edilmektedir. Bu nedenle vergi yapısının ağırlığını dolaysız vergilerin oluşturması, vergi adaletine uygun düşecektir

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde vergi sisteminin en önemli yapısal özelliği kamu gelirlerinin GSMH içindeki payının düşüklüğüdür. Milli gelirin düşük olduğu bu ülkelerde milli gelir düşüklüğü yeterli miktarlarda vergi toplanmasına engel olur. Bununla birlikte kişilerin vergi ödeme ve devletin vergi toplama yeteneğine bağlı olan vergi kapasitesi ve bu kapasitenin kullanım derecesini gösteren vergi gayreti az gelişmiş ülkelerde oldukça düşüktür. Bu tür ülkelerde vergi yasalarının ekonominin koşullarına uygun olmaması ve vergi yönetiminin düşük etkinlikle çalışması ve vergi idaresinin zayıflığı vergi kapasitesinin tam olarak kullanımına engel olmaktadır.

Az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomik yapısı, vergi yapısını önemli ölçüde etkilemekte ve kalkınma süreci tamamlanıncaya kadar dolaylı ve dolaysız vergilerden oluşan vergi bileşimi değişmektedir. Bu ülkelerde gelir üzerinden alınan vergi paylarının düşüklüğü; dolaysız vergilerin ekonomik büyüme üzerindeki olumlu etkilerini azaltmaktadır. Bunun nedeni söz konusu ülkelerde fertlerin gelir seviyelerinin ve vergi idaresinin dolaysız vergi toplanmasına elverişli yapıda olmamasıdır. Bu vergiler,  genellikle  gelişmekte  olan  ülkelerde  en  büyük  kamu  gelir  kaynağını oluşturur.

Gelişmiş ülkelerde vergi gelirleri, ağırlıklı olarak dolaysız vergilerden oluşurken, az gelişmiş ülkelerde dolaylı vergiler ağırlıktadır. Kalkınmanın finansmanı için dolaylı vergilere ağırlık verilmesi durumunda, bu adaletsiz uygulamaya karşı tepkiler oluşacaktır. Şayet dolaysız vergilere başvurulacak olunursa bu sefer de üreticiler ve ücretliler buna direnç göstereceklerdir.

Aşağıdaki tabloda; dolaysız vergilerden gelir ve kar üzerinden alınan vergilerin toplam vergi gelirleri içindeki payının 1965-2008 dönemi içerisindeki değişimi gösterilmektedir.vergilerin payında önemli bir oransal düşüş yaşanmıştır. 1941-45 ortalaması %10,78 olmuştur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri