Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Cari İşlem Nedir, Cari İşlem Hesabı

Cari işlemler hesabının tanımına geçmeden önce, ödemeler bilançosunu tanımlamakta fayda var. Çünkü cari işlemler hesabı, ödemeler bilançosu ana hesap grupları içinde yer alan ve en fazla önem verilen hesaptır. Makro ekonominin dış dünyaya olan yüzünün açık ifadesi ödemeler bilançosudur. Bir ülkenin yurttaşlarının ya da yurttaşı olmasa bile yerleşik olanların bir başka ülkenin yerleşikleri ile olan iktisadi ilişkilerinin belli bir hesap düzeni içinde analitik olarak gösterimine ödemeler bilançosu denir (Aktaş, Çolak, 2010:87). Ödemeler bilançosu, ulusal bir ekonominin yabancılarla iktisadi ilişkilerinin alternatif bir resmini verir. Bununla, her biçimdeki yabancı ödeme araçlarının ülkeye girişi, ulusal ödeme araçlarının da yurt dışına çıkışının sistematik biçimde kayıtlanması anlaşılır (Felderer, Homburg, 2010:209). Aynı zamanda bir ülkenin döviz kaynakları (arz) ile döviz kullanımlarının (talep) kaydını ifade eder (Case, Fair, Oster, 2011:690). Ödemeler bilançosu kayıtları genellikle bir yıllık olarak hazırlanır. Ancak daha kısa süreler için, üç aylık (mevsimlik) olarak hazırlayan ülkeler de vardır (Seyidoğlu, 2007:312).

 

Yabancıların ülke sakinlerine ödemede bulunmalarını gerektiren işlemler veya alternatif olarak, ülke sakinlerinin yabancılara ödemelerde bulunma imkânını veren işlemler, ödemeler dengesi ifadesinde kredi girişleri olarak yer alır. Diğer yandan, ülke sakinlerinin yabancılara ödemelerde bulunmalarını gerektiren işlemler veya alternatif olarak, yabancıların ülke sakinlerine ödemeler yapabilmelerine imkân veren işlemler, ödemeler dengesi ifadesinde borç girişleri olarak kaydedilir (Peterson, 1994:312).

 

Ödemeler bilançosunda yer alan işlemler nedeniyle, ülkenin döviz gelirlerinde artış ya da azalış ortaya çıkabilir. Mal ve hizmet ticaretinin yanı sıra, sermaye girişi döviz gelirlerinin artmasına yol açar. Tersi durumda ise döviz gelirleri azalır. Döviz gelirlerinin artması ödemeler bilançosunun fazla vermesine, döviz gelirlerinin azalması ise, bilançonun açık vermesine yol açar. Ödemeler bilançosunun açık ya da fazla vermesi, ekonomik performans açısından önemli bir gösterge olarak kabul edilmektedir (Erdoğan, Orhan, 2010:540).

Ödemeler bilançosu genel olarak, cari işlemler hesabı, sermaye hesabı, net hata ve noksan hesabı ile rezerv varlıklar hesaplarından meydana gelmektedir. Bunlar içinde kamuoyunun en çok ilgilendiği kalem, cari işlemler hesabıdır.

Cari denge olarak da tanımlanan cari işlemler dengesi, ödemeler dengesi bilançosunun en önemli ana hesaplarındandır ve dış ticaret (ihracat-ithalat dengesi), hizmetler (hizmet alımları-hizmet satımları), yatırım (net faktör) gelirleri (dış yatırım gelirleri-dış yatırım giderleri) ve cari transferler (karşılıksız olarak elde edilen dış gelirler-karşılıksız olarak yapılan dış giderler) dengelerinin toplamından oluşmaktadır (Erdil Şahin, 2011:48-49).

Ertürk(1996)’e göre cari işlemler hesabı üç kalemden oluşmaktadır. Bunlardan biri ve en önemlisi, ihracat ve ithalatın yer aldığı dış ticaret işlemleridir. Bu hesapta ülkenin dış dünyaya mal satması (yani ihracat ile) dış dünyadan mal alınması (yani ithalat) işlemleri yer alır. İkinci önemli kalem hizmet ticaretidir. Burada muhasebeleştirilen kalemler arasında turizm gelir ve giderleriyle dış borçların faiz ödemeleri ve dışarıya verdiğimiz kredilerden elde ettiğimiz kârlardan ülkemize aktarılanlar, ülkemizdeki yabancı yatırımların elde ettiği kârlardan ülke dışına transfer edilenler sayılabilir. Üçüncü önemli kalem ise, karşılıksız transferlerdir. Türkiye’nin döviz ödemeden yaptığı ithalat, döviz geliri elde etmeden yaptığı ihracat ile ülke dışındaki işçilerimizin ülkeye transfer ettiği dövizler bu kalemde muhasebeleştirilir (Ertürk, 1996:438).

Cari işlemler dengesi içinde dış ticaret dengesi (ihracat-ithalat), turizm gelir gider dengesi, yurt dışı müteahhitlik hizmetleri, yurt dışında işçi dövizleri ve faiz ödemeleri ile kâr transferleri kalemleri bulunur. Dolayısıyla cari işlemler dengesi esasen ekonominin reel kesiminin mal ticareti ve üretici faktörlerinin döviz gelir ve giderlerinin dengesini vermektedir. Kamuoyunda daha çok kullanılmakta olan dış ticaret açığı kavramından daha geniş bir tanımlama içermekte olduğundan, bir ülkenin döviz açığının belirlenmesinde de önemli bir gösterge olarak değerlendirilmektedir (Yeldan, 2010:35). Cari işlemler hesabı ülkenin mal ve hizmet ihracatını ve ithalatını gösterir. Mal ihracatı ile mal ithalatı arasındaki farka dış ticaret dengesi denir. Bu fark negatif bir değer ise ticaret açığı, pozitif bir değer ise ticaret fazlası söz konusudur. Mal ve hizmetler birlikte ele alındıklarında, mal ve hizmet ihracatı ile mal ve hizmet ithalatı arasındaki farka cari işlemlere dengesi denir. Bu fark negatif bir değerde ise cari işlemler açığı, pozitif bir değer ise cari işlemler fazlası söz konusudur (Ertek, 2005:322).

Cari açık bir ülkede tasarruflarla harcamalar arasındaki farkı göstermektedir. Bir ülkede büyük bütçe ve cari açık varsa, bu açık ülkeye gelen yabancı fonlarla finanse edilir. Örneğin bir ülke ihracatından daha fazla ithalat yaparsa bu ithalat için gerekli ödemeyi diğer ülkelerden elde ettiği kredilerle yapacaktır (Alagöz, Delice, Işık, 2006:348). Yeni gelişen ülkeler için, büyüme sürecinde, cari işlem açıklarının olağan borçlanmayla karşılanabilecek düzeyde tutulması, dış ticaretten büyümeye gelen olumlu etkileri ençoklaştırmak ve olumsuz etkileri de enazlaştırmak kadar önemlidir. Çünkü ikili-açık modelinin belirttiği gibi, büyümeyi sınırlayan öğelerden biri olarak döviz geliri, tasarrufla birlikte göz önünde tutulmayı gerektirir. Ayrıca dış borçlanma arttıkça, dış finans kurumlarının ekonomideki etkisi de artar (Kazgan, 1998: 604).

Cari işlem dengesi çeşitli nedenlerle önemli bir ödemeler dengesi kavramıdır. Ödemeler dengesi hesabından görebileceğimiz gibi, cari hesaptaki fazla veya açığın ya sermaye hesabındaki işlemlerle (dışarıdan borçlanarak veya ödünç vererek) ya da hükümetin rezerv varlık kalemlerindeki değişmelerle dengelenmesi gerekmektedir (Mishkin, 2000:113):

Cari Hesap + Sermaye Hesabı = Hükümetin Rezerv Varlıkları

Ödemeler bilançosu cari işlemler hesabı ile sermaye hesabı arasında önemli bir etkileşim vardır. Eğer hesapta açık varken, sermaye hesabı aynı miktarda fazla verirse ödemeler bilançosu dengededir. Bu denge sağlanmamışsa açık veya fazla ortaya çıkar (Alagöz, Yapar, 2006:83).

Cari işlemler hesabı, cari yılda üretilen mal ve hizmetlerin ithal ve ihracını kapsadığı için ülkenin dış ekonomik işlemleri ile ulusal geliri arasında doğrudan bir bağ kurmaktadır. Ülkede üretilip yabancılara satılan mallar, ülkenin Gayri Safi Yurtiçi Hasılası (GSYİH)’nın bir bölümüdür. İthalat ise yabancı mal ve hizmetlere yapılan harcamalardır. O bakımdan açık ekonomilerde ulusal gelirin (gayri safi yurtiçi hasıla: GSYİH) oluşumu açısından cari işlemler dengesinin önemli bir yeri vardır. Milli gelir hesaplamalarında ihracat (X) toplam harcamaları artıran ( harcama akımına bir katılım), ithalat (M) ise toplam harcamaları azaltan (harcama akımından ayrılan bir sızıntı) durumundadır (Seyidoğlu, 2007:319).

Dışa açık bir ekonomide milli gelir aşağıdaki denklemle ifade edilir (Eğilmez, Kumcu, 2011: 211-212).

Y = C + I + G + (X-M)                                                                                    (1)

Bu eşitlikte, Y milli geliri, C toplam tüketimi, I toplam yatırımı, G devlet harcamalarını, X ihracatı ve M ithalatı göstermektedir. İhracat ve ithalat yalnızca malları değil, yurtiçinde yerleşiklerle yurtdışında yerleşikler arasındaki toplam mal ve hizmet alışverişini içerir. Dolayısıyla, (X-M) aslında cari işlemler dengesidir.

Tüketilmeyen kullanılabilir gelirin tasarruf olduğundan yola çıkarak, kullanılabilir gelir,

Y-T= C + S                                                                                                    (2)

Şeklinde yazılabilir. Burada, Y milli geliri, T vergileri, C tüketimi ve S toplam özel kesim tasarruflarını göstermektedir.

(1) ve (2) no’lu eşitliklerin beraber yazılmasıyla, aşağıdaki eşitliğe ulaşılır.

(S-I) + ( T- G) = (X-M)                                                                               (3)

Bu eşitlikte (S-I) özel kesimin tasarruf-yatırım dengesini, (T - G) kamu kesiminin finansman dengesini ve (X-M) cari işlemler dengesini göstermektedir. O halde, (3) no’lu eşitlikten yola çıkarak cari işlemler dengesinin özel kesim tasarruf- yatırım dengesi ile kamu kesimi finansman dengesinin toplamı olduğu ortaya çıkar.

Özel kesim, tasarruflarının üzerinde yatırım yaptığında, (S-I) < 0, kamu kesimi de finansman açıkları verdiğinde, cari işlemler açığının olması, (X - M) < 0, kaçınılmazdır. Bir başka deyişle, yurtiçi toplam tasarruf açığı ancak yurtdışı tasarrufların ithal edilmesiyle finanse edilebilmektedir.

Eğer yurt içi tasarruf yurtiçi yatırımı aşıyorsa fazla tasarruf yabancılara borç vermek için kullanılmaktadır. Yabancılar, bizim onlara sunduğumuzdan bize daha az mal ve hizmet sundukları için, bu fonlara ihtiyaç duyuyorlar. Yani bir ticaret fazlası veriyoruz. Eğer yatırım tasarrufu aşıyorsa ilave yatırım dışarıdan borçlanılarak finanse edilmek zorundadır. Bu yabancı fonlar ihraç ettiğimizden daha çok mal ve hizmet ithal etmemize olanak sağlamaktadır. Yani bir ticaret açığı veriyoruz. Aşağıdaki tabloda bu durum özetlenmektedir (Mankiw, 2010:132).

Tablo 1.1: Malların ve Sermayenin Uluslararası Akımları

Ticaret Fazlası

Dengeli Ticaret

Ticaret Açığı

İhracat >İthalat

İhracat = İthalat

İhracat < İthalat

Net İhracat >0

Net İhracat = 0

Net İhracat < 0

Y >C + I + G

Y = C + I + G

Y < C + I + G

Tasarruf >Y atırım

Tasarruf = Y atırım

Tasarruf <Yatırım

Net Sermaye Çıkışı >0

Net Sermaye Çıkışı = 0

Net Sermaye Çıkışı < 0

Bu tablo açık bir ekonominin sahip olabileceği üç durumu özetlemektedir.

Kaynak: Mankiw, N. Gregory (2010); Makroekonomi, (Çev. Ömer Faruk ÇOLAK), Efil Yayınevi, 1. Basım, Ankara, s.132.


Ödemeler bilançosu alt kalemleri içinde yer alan mal ve hizmetler dengesi GSMH’nin önemli bir bileşenidir ve doğrudan üretim ve istihdama katkıda bulunur. Bu dengedeki bozulma özel yatırım ve devlet harcamalarında da aynı miktarda bozulmaya neden olur. Bu durum üretim ve istihdamda ciddi bir düşüşe neden olur (Gordon, 1990:423).

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri