Dünya Para Sistemi ve Döviz Sistemi Tercihleri
Dünyada uygulanan döviz kuru sistemleri
farklı türden birçok başlık altında değerlendirilebiliyor. Ancak
uygulanan sistemler genelde sabit ve dalgalı kur sistemi olarak
temelde yapılan ayrımlar çerçevesinde tanımlanıyor. Gerçekten de
bu açıdan bakıldığında dünyada uygulanan kur sistemleri
aşağıdaki başlıklar çerçevesinde de özetlenebilir;
Sabit Kur,
Para Kurulu ve Dolarizasyon
Gözetimli
Dalgalanma
Yatay bir
Bant içinde tutulan dalgalanma
Serbest
dalgalanma
Genelde
ülkeler daha çok dalgalı kur, para kurulu veya dolarizasyonu
tercih ediyor. Bu tercihler sermaye hareketlerine açık olan
ülkelerde sermaye serbestisi, faiz ve döviz kuru üçlüsünün bir
arada kontrol edilememesinden kaynaklanıyor. Bu nedenle ülkeler
Avrupa Birliği’nde olduğu gibi katı sistemlere veya serbestiye
geçiyor. Örneğin 1990 yılında IMF üyesi ülkelerin yüzde 70’i
pegged adı verilen belirli bir dövize bağlanan döviz kuru
tercihi yaparken bugün bunları oranı yüzde 30’a gerilemiş
durumdadır. Yani yüzde 70’in bir bölümü dalgalı kuru, bir kısmı
da harg peg yani para kurulunu tercih ediyor. Ancak dünya
ekonomisine entegre olamayan ülkeler yani sermaye hareketleri
serbest olmayan ülkeler parasını sabit tutmaya devam ediyor.
Ancak kur
sistemi tercihinde mükemmel bir sistem söz konusu değil. Her
sistemin avantajları ve dezavantajları bulunuyor. Önemli olan
kur sisteminin sağlıklı yürütülebilmesi için para ve maliye
politikalarının uyumlu biçimde uygulanması ve dezavantajları
ortadan kaldıracak önlemlerin alınması.
IMF’e Üye Olan Ülkelerde
Döviz Sistemi Tercihleri
1991
yılında IMF üyesi ülkelerin yüzde 16’sı (25 ülke) katı sabit kur
sistemi ile çalışırken, 1999 yılında bunların oranı yüzde 24’e
(45 ülke) yükselmiş bulunuyor.
1991
yılında dalgalı kur sistemini IMF üyesi ülkelerin yüzde 23’ü (36
ülke) tercih ederken, 1999 yılında ülkelerin yüzde 42’si (77
ülke) tercih eder hale geldi.
Yarı esnek
veya soft peg tercihi ise 1991 yılında yüzde 62’si yani 98 ülke
tarafından uygulanırken, 1999 yılında bu oran yüzde 34’e
geriledi.
Kaynak:
Doç. Dr. Sadi Uzunoğlu
|