|
Enerji Güvenliği Nedir, Enerji Güvenliği ve Türkiye
Bir
ülkenin, sanayileşme yolunda kullandığı enerji
türlerinin çeşitliliği, ülke planlamalarına göre
değişkenlik göstermektedir. Ülkenin sahip olduğu
enerji kaynaklan ve ithal ettiği enerji kaynaklan
arasında kurmaya çalıştığı denge ülkenin
ekonomik-politik tercihlerine, göre çeşitlilik
gösterir. Bu aşamada enerji kaynaklannın güvenliği;
kaynaklann enerji ihtiyacına cevap verecek şekilde
kontrol edilebilmesi, maliyet açısından ülkenin
performansını zorlamaması, enerji kaynağı
çeşitliliğinin sağlaması ve kaynaklann
sürdürülebilir olması gibi bir çok faktörle
bağlantılı olarak değişkenlik göstermektedir. Enerji
güvenliğinde ortaya çıkan risk veya tehdit ülkenin
enerji ithalat-ihracat dengesinde, devlet bütçesinde
ve genel olarak enerji politikasında köklü
değişiklikler yapmasına neden olabilmektedir.
Günümüzde üretim faaliyetlerini devam ettirebilmek
için ihtiyacı olan enerjiyi elde etme zorunluluğu
olan ülkeler için ulusal enerji güvenliği, küresel
enerji güvenliğinin bir parçasıdır. Ülkelerin ulusal
enerji güvenliğini sağlayacak olan politikalar
küresel enerji güvenliği politikaları ile çelişmeyen
ve küresel enerji politikalarına olumlu katkıda
bulunan bir yapıda olmalıdır.
KAYNAKLARIN GÜVENLİĞİ
Enerji
kaynaklarının güvenliği, üretimin azalması, iklim
şartlan ve siyasi kriz gibi değişkenlerden
etkilenmektedir. Ülkeler enerji kaynaklarının
güvenliğini sağlamak için öncelikle ülke topraklan
içerisinde bulunan rezervlerin korunması,
geliştirilmesi ve ileriki deönemlere ait üretim ve
kapasite projeksiyonlannın yapılması gibi çalışmalar
gerçekleştirmelidirler. Rezervlerin verimli bir
şekilde kullanılabilmesi için gerekli olan
yatırımlar, finansman için gereken kaynaklar
sağlanarak gerçekleştirilmelidir. Ülkenin diğer
ülkelerin enerji kaynaklannı kullanmaya ihtiyaç
duyması durumunda kaynak sahibi ülkeyle olan enerji
anlaşmalannm güvenli ve adil koşullar içermesi
kaynak ihtiyacı ülkenin enerji ihtiyacını
karşılayabilmesi açısından hayati öneme sahiptir.
Enerji kaynağına sahip ülkedeki siyasi atmosfer de
kaynak talep eden ülke açısından göz önünde
bulundurulması gereken bir konudur. Kaynak sahibi
olan ülkedeki siyasi istikrann, enerji iletimini ve
ülkenin enerji pazarlanyla olan bağlantılannı
kesintiye uğratmayacak şekilde olması kaynak
güvenliği açısından önem arz etmektedir.
Petrol
Petrol
günümüzde kullanılan en önemli ve en etkili enerji
kaynağıdır. Bu sebepten dolayı petrolün kaynak
güvenliğinde ortaya çıkan herhangi bir olumsuz etki
kaynak talep eden ülkenin ekonomisine büyük bir
etkide bulunmaktadır. Dünya petrol rezervlerinin
%13,6'sı Amerika kıtasında, %12'si Avrasya ve Avrupa
kıtalarında, %61,5 Orta Doğu coğrafi bölgesinde,
%9,7'si Afrika kıtasında ve %3,4'ü Asya-Pasifîk
Bölgesindedir. Asya-Pasifîk Bölgesi'ndeki kısıtlı
petrol kaynaklan dolayısıyla bu bölgenin Orta Doğu
Bölgesi petrol kaynaklanna olan bağımlılığı Bölge
ülkelerinin enerji ihtiyacı ile doğru orantılı
olarak artmaktadır. Afrika kıtasındaki kısıtlı
üretimin bölgedeki olası rezervlere ilişkin arama ve
üretim yatınmlan arttıkça artması beklenmektedir.
Avrupa kıtası için ise petrolde kaynak önceliği
Rusya ve Hazar Bölgesi kaynaklan olacaktır. Amerika
kıtası ülkeleri için Orta Doğu Bölgesi petrolü
kaynak temini açısından birinci sırada yer
almaktadır. Dünya üzerinde petrol rezervlerinin
%95'ine sahip 20 ülke petrol kaynaklarının güvenliği
ile alakalı siysasi, ekonomik, ticari ve askeri
değerlendirmelerin ve kaynak güvenliğinin merkezinde
yer almaktadır.
Doğal
Gaz
Petrolden farklı olarak doğal gaz rezervlerinin
üretim ve tüketim yatırımları uzun süreli olması
nedeniyle yavaş ilerlemektedir. Bu durum mevcut
doğal gaz rezervleri üzerindeki baskının artmasına
neden olacaktır. Dünya üzerinde tespit edilen doğal
gaz kaynaklannın %4,9'u Kuzey Amerika'da, %4,3'ü
Güney ve Orta Amerika'da, %33,7'si Avrupa ve Avrasya
Bölgeleri'nde, %40,6'sı Orta Doğu Bölgesi'nde,
%7,9'u Afrika kıtasında ve %8,7'si Uzak Doğu
Bölgesi'nde yer almaktadır. Günümüzde üç ülke ,
Rusya, İran ve Katar, dünya üzerindeki toplam
rezervin yansını ellerinde bulundurmaktadırlar. Bu
durum kaynak güvenliğini ve doğal gazı ithal etmek
isteyen ülkeler açısından kaynak çeşitliliğini
güçleştirmektedir.
Kömür
Dünya
üzerinde tespit edilmiş kömür rezervlerinin %29,8'i
Kuzey Amerika Bölgesi'nde, %1,8'i Güney ve Orta
Amerika Bölgesi'nde, %33'ü Avrupa ve Avrasya
Bölgesi'nde, %4'ü Orta Doğu Bölgesi'nde ve %31,4'ü
Uzak Doğu Bölgesi'nde yer almaktadır. Petrol ve
doğal gaz kaynaklarına göre daha geniş bir coğrafi
alana yayılmış ve daha dengeli bir dağılıma sahip
kömürün 2030 yılında %51'lik bir talep artışına
maruz kalması beklenmektedir. Bu artışın özellikle
Çin ve Hindistan ekonomilerinin talepleri sonucunda
ortaya çıkacağı tahmin edilmektedir. Bu durum kömür
kaynaklannın güvenliğinin önemini özellikle bu iki
ülke için arttıracaktır.
|