Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Hisse Senedi Yatırımcılarının Kararlarını Etkileyen Faktörler 

Finans piyasalarında birbirinden farklı özellikteki yatırım ensturmanlarına yatırım yapmak yatırımcılar açısından verilmesi zor bir karardır. 

Bireysel yatırımcılar bu kararları verirken çeşitli faktörlerin etkisi altında kalırlar. Bu kısımda, söz konusu kararların verilmesi sırasında yatırımcıları etkileyen çeşitli faktörlerin neler olduğunu incelenecektir. 

Demografik Faktörler 

Bir bireyin yatırım amacını belirleyen en önemli etken yaşı ve sağlık durumudur. Sağlığı pek iyi olmayan ve üstelik yaşlı bir tasarruf sahibi elindeki parayı nakit halinde tutmak isteyebilir. Öte yandan genç bir tasarruf sahibi elinde nakit bulundurma yerine satın alma gücünü korumayı ve elindeki parada artışı isteyebilir. Yani birinci tasarruf sahibi, kendisine gelir getirecek aynı zamanda riski az menkul kıymetleri seçecek, ikinci tasarruf sahibi ise yatırdığı parayı koruyacak ve yatırdığı parada artış sağlayacak menkul kıymetleri arayacaktır. 

Eğitim durumu da yatırımcının yatırım kararı üzerinde etkili diğer bir faktördür. Hisse senedi yatırımcıları arasında üniversite mezunlarının çok oluşu dikkat çekmektedir. Kişilerin yatırım amaçlarını belirleyen üçüncü kişisel etken kişinin ticari ve fınansal konulardaki bilgisi ve araştırma için ayırabileceği zamandır. Bir hekim kendi işinden vakit ayırarak menkul kıymetleri çıkaran şirketlerin bilanço ve gelir raporlarını inceleyerek onları değerlemeye çalışmaz. Çünkü daha önce raporlardaki rakamların anlamlarını öğrenmesi, daha sonra raporlar arasında karşılaştırmalar yapması gerekecektir. Bir iş adamı bile kendi işletmesinin sorunları ile ilgilenirken menkul kıymetini alacağı şirkete ilişkin araştırmaya zaman ayıramaz. 

Psikolojik Faktörler 

Borsa gibi fiyatların serbest oluştuğu ortamlarda kişisel ve hatta toplumsal psikolojinin payı çok büyüktür. Özellikle borsa geçmişi fazla olmayan gelişmekte olan ülkelerde kişi ve toplum, içinde bulunduğu psikolojik koşullan fiyatlara hemen yansıtmaktadır. İster ekonomik, ister siyasi kaygılar olsun insanların korku ve hırs duyguları üzerinde etkili olmaktadır. Sonuçta insan korku ve hırslarının etkisinde kalarak eyleme geçmektedir. Beklentiler gelecekten kaygı yönünde gelişirse çoğunluk hisse senedini satmayı düşünmektedir. Gelecekten umutların arttığı dönemlerde toplumdaki pozitif düşünce yayılmakta ve çoğunluk borsaya alıcı olarak gelmektedir.76 Toplum, temel değerleri içinde bulunduğu döneme bağlı olarak değerlendirilir Karamsarlığın yaygın olduğu dönemlerde olumlu gelişmeler dikkate alınmazken, olumsuz gelişmeleri abartma eğilimindedir. Aşırı iyimserliğin hakim olduğu dönemler de negatif gelişmeleri değerlendirmez. Pozitif gelişmeler ise, genel kanıyı desteklediği için hemen kabul görür. Aynı olay bile bazen olumlu değerlendirilirken bazen diğer koşullar altında olumsuz değerlendirilebilir. Borsa, çoğunluğun istediği gibi davranır. Çoğunluk ise yanlış düşünüyor olabilir. Borsa mantığı ile düz mantığın uyuşmamasının nedeni çoğunlukla toplumsal psikolojidir. 

Davranışlara yön veren güdüler, kişinin yaşı, mesleği, eğitim durumu gibi değişkenlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Aynı güdüler ve ihtiyaçlar kişilerde başka başka davranış biçimleri oluşturabilir. Örneğin birisi itibar kazanmak için hisse senedi alırken, bir başkası itibar kazanmak için sahip olduğu hisse senetlerini satabilir. Bazen de, farklı güdü ve ihtiyaçlar değişik kişilerde aynı davranış biçimine yol açabilir. Biri hisse senedini güvenlik ihtiyacı için, yani para kazanmak için alırken, başka biri başarılı ve üstün görünmek için saygınlık kazanma ihtiyacı için alabilir. 

Alınan bir hisse senedinin fiyatının düşerek zarara yol açması, üzüntü ve korku duygularını artırır ve kişi bu duyguların etkisi ile malını satabilir. Alınan bir hisse senedinin tavan olması ise sevinç, gururlanma gibi duygulan ön plana çıkanr. Korku, üzüntü,  sıkıntı, kıskançlık, nefret, kuşku, neşe,  sevinç...  gibi duygular piyasadaki alıcıları ve satıcıları sürekli etki altında tutar. Örneğin, yaşamında başka olaylardan etkilenmiş üzüntülü ve huzursuz olan bir kişi borsadaki düşüş sırasında diğerlerinden daha fazla korkuya kapılabilir ve satışa geçebilir. Davranışların kontrol edilemeyecek kadar şiddetlenmesi yanlış davranma olasılığını artırır. Örneğin, korku duygusunun şiddetlenmesi kişiyi mutlaka satışa yöneltir. Korkuyu besleyen, güçlendiren etkiler her seferinde farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Geleceğinden aşırı korkuya kapılan kişinin tepkisi aynıdır. Elindeki hisse senedini her ne fiyata olursa olsun mutlaka satmak ister. Bir kaç gün beklenmesi halinde belki daha iyi fiyata alıcı bulunma ihtimalini düşünemez. Hatta bir kaç gün sonra satmaktan bile vazgeçecekken, o günün en düşük fiyatından satış yapılır. Bu davranışın haklı çıktığı çok az örneğe rastlanabilir. Gelecek korkusu yaşayanlar çoğunlukta ise, çoğunluk aynı davranış biçimi içerisindedir. Hisse o gün taban fiyattan belki satıcılı kalır. Bir kaç gün sonra ortalık yatışır, satışı gerektiren sebepler ortadan kalkar. Korkuyu besleyen duygular hafifler, hisse senedi yeniden talep görür. Bazı duygular kişide gerginlik veya gevşeme gibi etkiler de yapar. Şaşkınlık, merak, bekleyiş, öfke ve kıskançlık gibi duygular kişide gerginlik uyandıran duygulardandır. Sevinç, neşe gibi duyguların aşırı artması kişide gevşemeye, rahatlamaya yol açar. Psikolojide heyecan olarak tanımlanan bu duygular genellikle kısa süreli yaşanır.

Uyarıcılar ve Davranış 

İnsan davranışları karmaşıktır ve birçok nedene dayanır, davranış, kişinin fiziksel yapısından kaynaklanabilir. İçinde bulunduğu çevreden etkilenerek davranışlarını yönlendirir. İnsan ve çevresi arasındaki etkileşim süreklidir. Örneğin, seans salonunda oturan bir kişi hiç aklında yokken aynı salondakilerin belli bir hisse senedini almaya başlamalarından etkilenerek kendisi de alım emri verebilir. Çevresindekilerin hisse senedini almalarından etkilenmiştir, aynı davranış, satış içinde düşünülebilir. Fiyatı birden hareketlendiren nedenler bazen de fiyat üzerinde daha uzun süreli etkili olurlar. Aynı hissenin Mayıs ayındaki hareketleri de etki-tepki gelişimine bir örnektir. Psikolojide davranışları oluşturan ön koşullara uyarıcı denir. Uyarıcılar; güdü, duygu, alışkanlık, kavram ve inançlar üzerinde etki yaparlar. Uyarıcı ve davranış arasında seçme özgürlüğü yer alır. Bilinçlenme derecesine göre kişinin tepki olarak ortaya çıkan davranış biçimi şekillenir. Uyarılan kişinin gösterdiği davranış biçimi de tepki olarak adlandırılır, dış çevreden gelen uyanlar değerlendirilmeden verilecek anlık tepkilerin, ister alım ister satım yönünde olsun çoğunlukla hatalı olduğu gözlenmektedir. Uyarıcı, iç süreçler ve davranış modeli uyarıcı ile davranış arasında insana özgü bazı iç psikolojik süreçlerin yer aldığını kabul eder. 

Etkilenme ve tepki kişiye göre farklılık gösterir. Kişinin fiziksel yapısı, gelişimi, sosyal konumu ve ruhsal durumu gibi farklılıklar tepkilerin de kişiden kişiye değişik olmasını sağlar. Bazıları her uyarıcıya hemen tepki verirken bazıları çevreden gelen uyarıları dikkate almazlar. Ya da daha geç tepki gösterirler. Örneğin bir bakanın istifa haberinin alınması bazılarında hemen satım yönünde tepkiye dönüşür. Hangi fiyata olursa olsun önce satalım diye düşünürler. Bazıları ise aynı uyarı karşısında daha sakindirler. Hükümetin bakansız kalmayacağını bir kaç gün içinde yeni bakanın atanacağını düşünerek düşen fiyatlarla, alım yönünde tepki verebilirler. 

Toplumların arasında da hem etkilenmede hem de tepkide farklılıklar görülür. Bir toplumda çevreyi kirleten işletmeler hakkında basında çıkan haberler o hisse senedi için satış baskısı uyarısı olarak algılanabilir. Gelen uyanlar satış tepkisine dönüşebilir. Başka bir toplumda aynı haberler toplumu etkilemez, uyarı olarak algılanmadığı için hisse senedi üzerinde satış baskısı yaratmaz. Etkilenme doğrudan alım satım tepkisine yol açabildiği gibi, bazen de gelen uyanlar, kişide kapalı tepkiler oluşturur. Korku ve sevinç duyguları kapalı tepkilerdir. Bazen kişi bu duygulan iç dünyasında bastırır. Bastırılan tepkiler beklenmedik bir anda kişinin davranışlarını etkileyebilir. İçsel duygular ancak açık tepkiye dönüştükten sonra gözlenebilmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri