Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kriz Kavramı ve Ekonomik Kriz’in Etkileri 

Çevredeki belirsizlik ve değişiklik durumu, işletmeleri sürekli olarak beklenmedik tehlike veya fırsatlarla karşı karşıya bırakmaktadır. İşletmelerin varlığını devam ettirebilmeleri, bu tehlikelerden korunmalarına veya fırsatları değerlendirebilmelerine bağlıdır. Gerek tehlike gerek fırsat olsun beklenmeyen ve önceden sezilmeyen olaylar, işletmeleri plansız değişmeye zorlamakta ve hatta krize sevk edebilmektedir. 

Son yıllarda işletmelerin dışındaki olumsuz koşullardan ve kendi yönetim politikalarından dolayı karşılaştıkları krizlerde artış olmuştur. 1980 öncesi Türkiye’de ortaya çıkan enerji darboğazı sonucu elektrik kısıtlamalarına gidilmesi, işletmeler açısından önemli üretim kayıplarına neden olmuştur. Bu dönemde sonunda ekonomik krizlere hazırlıksız yakalanan işletmeler zor durumda kalmıştır.

Çernobil nükleer santralinde olan kaza sonucu 1986’da radyasyon sızıntısı yaşanmış, Karadeniz bölgesinde insan hayatını tehlikeye sokacak oranda yüksek radyasyon yayılmış, çay fındık vb. ürünlere bağlı olarak ekonomik hayatını sürdüren işletmeler ciddi kayıplarla karşılaşmıştır. 

1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesinin ardından, ABD’nin müdahale ettiği Körfez Krizi Türkiye ekonomisini olumsuz etkilemiş, bu bölgeye ihracat yapan, taşımacılık yürüten işletmelerin faaliyetleri durma noktasına gelmiştir. 

5 Nisan 1994 Ekonomik krizi ise fınans sistemini daha fazla etkilemiş, hammadde fiyatlarındaki artış dövizdeki artışa bağlı olarak rekor düzeye çıkmış ve işletmeler açısından kapasite kullanım oranlan düşmüştür. Binlerce firma zor duruma düşmüştür. 

1997’de Tayland’da başlayan ve uzak doğuyu saran krizle yeniden olumsuz yönde etkilenen işletmelerin başında özellikle demir çelik sektörü en büyük pazarını kaybetmiştir. Ardından 1998’de Rusya’da meydana gelen kriz Türkiye’yi derinden etkilemiştir. Uzakdoğu işletmeleri acilen ihtiyaç duydukları dövize ulaşabilmek için özellikle elektronik, gıda ve otomotiv gibi endüstri dallarında önemli fiyat indirimlerine gitmeye başlamış ve bu endüstri dallarında faaliyet gösteren işletmeler iç ve dış pazarlarda önemli krizlerle karşı karşıya kalmışlardır.

1999’da ise 17 Ağustos ve 12 Kasım depremiyle özellikle Marmara Bölgesi’nde kurulu bulunan işletmelerde ağır hasarlar meydana gelmiş ve çoğu işletme üretim yapamaz, kullanılamaz duruma gelmiştir. 

2000 yılı kasım ve 2001 yılı şubat ayında peş peşe meydana gelen ekonomik dalgalanmalardan işletmeler çok büyük pazar payı kaybı ve üretim kayıpları vermişlerdir. Sabit kurdan dalgalı kur rejimine geçilmiş, dövizin TL karşısında değer kazanmasına neden olunmuş, faiz oranları artmış ve bu olumsuzluklar karşısında birçok işletme zor duruma düşmüştür. 

Kriz, işletmelerde aynı etkiyi yaratmayacaktır kuşkusuz, krizlere karşı işletme tarafından zamanında alınabilecek bazı önlemler karşılaşılabilecek zararları önemli ölçüde azaltabilmektedir.

Kriz genel anlamda normal işleyişinde olmayan, reform gerektiren istikrarsız bir durumdur.1 Bir örgütün rutin sistemini bozan ve aniden ortaya çıkan herhangi bir acil durum olarak tanımlanabilir. Yöneticinin yakın dikkatini gerektirir. Sadece devam eden faaliyetleri değil, aynı zamanda işletmenin yaşamını tehdit eder, üretim kapasitesini kullanılamaz duruma getirir ve rekabeti sarsar. Kriz, kurumların etkinleşmesi veya değişmesi yönünde kritik bir etkiye sahiptir.

Kriz konusunda iki yaklaşım vardır. 

-Sübjektif Yaklaşım: Sezgiye yöneliktir. Krizin işletme yönetiminin sezgilerine ve algılamasına bağlı olarak ortaya çıktığını savunur.

-Objektif Yaklaşım:  işletmeyi  sistem  olarak görür.  işletme  sisteminin  alt sistemlerinden birinin bozulmasına bağlı olarak krizin ortaya çıktığını öne sürer.

Diğer  yandan,   krizin  hangi   faktörlerden  kaynaklanarak  gündeme  geldiği önemlidir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri