Finansal Kiralama
İşlemleri (Leasing Nedir)
Bir işletme ihtiyaç duyduğu makina ve
donatım gibi duran varlıklara ya satın almak
yada kiralamak seçeneklerinden biri ile sahip
olabilir. İşletme, satın almada söz konusu sabit
varlığın sahipliğini (mülkiyet hakkını) elde
ederken; kiralamada varlığın belli bir süre için
kullanım hakkı olanağına kavuşmuş olur.
Bir varlığın kiralamak yoluyla kullanım hakkını elde
etmenin, diğer bir deyişle kiralamanın değişik
türleri vardır. Burada bizi ilgilendiren tür,
uygulamada leasing olarak bilinen finansal
kiralamadır. Finansai kiralama yada
leasing, bir varlığı yada malı kiraya verenin
kiralanan varlık yada mala ilişkin tüm kullanım
hakkını ve riskini kiracıya devrettiği bir kiralama
şekli olarak tanımlanabilir. Bu tanımdan
anlaşılacağı üzere duran varlığın yasal mülkiyet
hakkı kiraya verende (leasing şirketi-lessor)
kalırken; fiili kullanma ve kullanımdan doğacak
riskler kiracıya (leasing alana-lessee) geçmektedir.
Ülkemizde benimsenen biçimiyle, leasing, uzun süreli
kredi kullanımına çok yakın bir finansman yöntemi
yada borçlanma yolu ile fon sağlamanın bir şeklidir.
Çünkü, finansal kiralamada, para dışında bir
ekonomik varlığın borç alınması söz konusudur.
Finansal kiralamayı diğer kiralama türlerinden ayırt
etmek için yapılan sözleşmelerin kapsamına bakmak
gerekir. Eğer söz konusu sözleşme aşağıdaki
koşullardan bir yada daha fazlasını yerine
getiriyorsa bu bir finansal kiralamadır
1. Kira sözleşmesinin, kira süresi sonunda
varlığın mülkiyetinin kiracıya devrini öngörmesi,
2. Kira sözleşmesinin, kiracıya kısa süre sonunda
kiralanan varlığı o tarihteki piyasa değeri
altındaki bir değerden satın alma hakkı vermesi,
3. Kira sözleşmesi süresinin malın ekonomik ömrünün
en az % 75'ine eşit olması ve
4. Ödenecek kiralar toplamının net bugünkü
değerinin varlığın piyasa değerine eşit olması yada
en az % 90'ını karşılamasa gibi.
Finansal kiralama eylemi birbirini izleyen iki
aşamada gerçekleşir:
Birinci aşamada kiracı firma, kullanmak istediği
makina, araç ve gereçleri kendisi seçerek söz konusu
duran varlığın imalatçısı yada dağıtıcısı ile fiyat
ve değer koşullarını saptar.
İkinci aşamada ise firma, kiralayan bir kişiye, bir
firmaya bir sigorta yada bir leasing şirketine
başvurarak, alış koşullan belirlenmiş söz konusu
varlığın ilgili kiralayan tarafından satın alınarak,
kendisine kiralanmasını ister. Uygulamada finansal
kiralama işlevi, genellikle bu konuda uzmanlaşmış
leasing şirketleri tarafından yürütülür.
Finansal kiralama doğrudan ve dolaylı olmak üzere
iki şekilde yapılmaktadır. Doğrudan leasing'de,
kiralanacak varlığın imalatçısı yada satıcısı
kiralama işlemini bizzat gerçekleştirmekte ve
kiralama sözleşmesinin taraflardan birisini
oluşturmaktadır. Dolaylı leasing-de ise, bir
finansal kiralama şirketi (leasing şirketi),
imalatçının ürettiği varlığı bir sözleşme ile
kiracıya (lessee) devretmektedir.
Finansal kiralamanın birtakım avantaj ve
dezavantajları vardır. Avantajlı yönleri
kısaca şöyle özetlenebilir
1. Leasing, kapsamına aldığı varlığı bütünüyle
yada % 100 finanse ettiğinden çalışma sermayesi
tasarrufu sağlar. Bu avantaj kiraya verenin
kiralama ücretini kısa sürede talep etmediği durumda
söz konusudur.
2. Leasing yöntemi, uzun vadeli finansman açığını
kapatan önemli bir finansman kaynağıdır. Ülkemizde
uzun süreli kredi temininin kısa sürelilere göre
daha zor olduğu düşünüldüğünde, leasingin bu yönünün
önemi daha da artmaktadır.
3. Vergi yükünü hafifletir. Leasing yönteminde
kiralanan arazi, makina ve donatımın kira ödemeleri
yada kira giderleri vergi matrahından
düşülebilmektedir. Halbuki makina ve donatım satın
alınsaydı; vergi matrahından ancak yıllık amortisman
tutarı kadar bir giderin düşürülmesi olanaklı
olacaktı.
4. İşletmelerin teknolojik yenilik ve gelişmelere
ayak uydurabilmelerini sağlar. Çünkü leasing
gelişmiş teknolojileri içeren yeni makina ve
donatımların kiralanmasını ve dolayısıyla
kullanımını olanaklı kılar.
5. Teşvik belgesine bağlanmış yatırımların finansal
kiralama ile yapılması durumunda söz konusu
teşviklerden yararlanmak söz konusu olabilir.
Öte yandan, leasingin başlıca sakıncalı yönleri
ise şunlardır:
1. Kiralama varlığın kullanımına sınırlamalar
getirilir. Kiralanan makina yada donatımın
değiştirilmesi, tamir ve bakım işlemleri kiralayan
şirketin iznine bağlı olması işletmenin rahat
çalışmasını engelleyebilir.
2. Kira sözleşmesi, kira dönemi sonunda duran
varlığın kiracı yatırımcıya devredilmesini
içermediğinde, kiralayan işletme söz konusu malın
hurda değerinden yararlanamıyacaktır.
3. Bir işletmenin varlıklarının büyük bir bölümünü
leasing yoluyla temin etmesi; bu işletmenin kredi
kurumlarına karşı yeterli güvenceye sahip olamaması
ve dolayısıyla kredi alma prestijinin olumsuz yönde
etkilenmesi anlamına gelir.
Gelişmiş Batılı ülkelerde leasing seçeneğinin uzun
bir süredir yaygın biçimde kullanılmasına rağmen;
bu, ülkemiz gündemine oldukça yeni girmiştir.
Nitekim uzun süreli bir finansman aracı olarak
finansal kiralama uygulaması, ülkemizde 28.06.1985
tarih ve 3226 sayılı Finansal Kiralama Kanununun
yürürlüğe girmesiyle başlamıştır (1),
1990 yılı itibariyle ülkemizde 19 adet leasing
kuruluşu, 1993 yılı sonunda 39'a kadar yükselmiştir.
|