Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

MAKROEKONOMİK AMAÇLAR, ARAÇLAR, ÇELİŞKİLER 

Uygulanacak ekonomik istikrar politikasının secimi sanıldı­ğı kadar kolay bir iş değildir. Bunun temel nedeni makroekono­mik amaçlar arasında çelişkiler bulunmasıdır. Çoğu makroekono­mik konuda karşımıza ekonominin temel sorunu olan kıtlık sorunu çıkar. Kıtlık sorununun ortaya çıktığı her konuda olduğu gibi makroekonomik hedeflerde de tercih yapmak, bir başka deyişle bir hedefi seçerken diğerini feda etmek kaçınılmaz hale gelir. Bu ne­denle iktisatçının görevi, siyasetçiye ulaşılabilecek hedefleri, bun­lara ulaşmak için gerekli politika araçlarını ve bu araçların uygu­lanması sırasında veya sonucunda diğer hedeflerden nasıl sapma­lar olacağını açıklamaktan ibarettir. Bundan sonrası, bir başka de­yişle tercihin ortaya konması siyasal bir sorundur. 

Aşağıdaki şemada makroekonomik amaçlar ve bunlara ulaşmak için kullanılabilecek makroekonomik politika araçlarına yer verilmektedir. 

Tablo 32: Makroekonomik Amaçlar ve Araçlar 

MAKROEKONOMİK AMAÇLAR

MAKROEKONOMİK ARAÇLAR

1. Üretimin Artırılması Yüksek ve sürekli bir GSMH büyümesi

1. Maliye Politikası Araçları

Kamu giderleri ve vergi araçları

2. İşsizliğin Azaltılması Yüksek ve sürekli bir istihdam

2. Para Politikası Araçları

Para arzı ve faiz oranunın denetimi

3. Enflasyonun Giderilmesi

Fiyatlar genel düzeyinin istikrarının sağlanması

3. Gelirler Politikası Araçları Heterodoks şok önlemler

4. ödemeler Dengesinin İstikran Dış ticaret ve cari işlemler dengelerinin Ve döviz kuru istikrarının sağlanması

4. Uluslararası Ekonomi Politikası Araçları Tarifeler, kotalar v.b. ile dış ticaretin caydırılması veya özendirilmesi, döviz kuru yönetimi

Kaynak: Paul A. Samuelson ve William D. Nordhaus, Economics, 1992, s. 397'deki tablodan yararlanılarak hazırlandı.

Yukarıdaki tabloda özetlenen makroekonomik amaçların birbirleriyle olan çelişkilerini genel olarak şöylece özetleyebiliriz 

Tablo 33: Ekonomi Politikasının Amaç ve Araçları Arasındaki Çelişkiler 

AMAÇ

OLASI SONUÇLAR

Yüksek GSMH büyümesi

Enflasyonda yükselme, istihdam artışı

Enflasyonun düşürülmesi

GSMH gerilemesi, yüksek oranlı işsizlik

İşsizliğin azaltılması

GSMH büyümesi, enflasyonda yükselme

Dış ticaret açığının düşürülmesi

İç tüketimde, yatırımda (GSMH'de) düşme

Bu sonuçların her zaman aynı şekilde ortaya çıkmayacağı açık­tır. Bununla birlikte Türkiye uygulaması bu şemada yer verilen olası sonuçlara büyük ölçüde uygundur. Görülen odur ki makro-ekonomik amaçlar arasında çok önemli çelişkiler bulunmaktadır. Bu nedenle bu hedeflerin hepsini aynı anda gerçekleştirmek müm­kün değildir. Mümkün olan, ekonominin birincil öncelikli soru­nunu belirleyip bunu önlemeye yönelik istikrar önlemlerini alabil­mektir. Aslında bu da yeterli değildir. Çünkü birincil öncelik ola­rak belirlenen sorunun çözümü için alınacak önlemler başka so­runları beraberinde getirecektir. Örneğin yüksek enflasyonla mü­cadele önlemleri bir süre sonra ekonominin durgunluk ya da stagflasyon içine girmesine yol açabilir. Bu nedenle uygulanacak istik­rar politikası bir sorunu çözerken başka bir sorun yaratmamaya göre şekillendirilmek zorundadır. 

Makroekonomik amaçlar arasındaki bu çelişkiler genellikle kı­sa dönemde çok daha açık bir şekilde ortaya çıkar. Zaman geçtik­çe, bir başka deyişle kısa dönemden uzun döneme geçilmeye baş­landıkça çelişkiler yumuşamaya başlar. Bunun en tipik örneği enf­lasyon ile işsizlik arasında ters yönlü bir ilişki olduğunu ortaya Rü­yan A.W. Phillips'in İngiltere ekonomisi üzerine yaptığı bir araştır­ma sonucunda ortaya koyduğu düşünceler çerçevesinde geliştiri­len Phillips Eğrisi analizinde görülebilir. Uzun yıllar enflasyon art­tıkça işsizliğin azalacağı yada işsizlik arttıkça enflasyonun düşece­ği şeklindeki Phillips Eğrisi analizi ekonomik istikrar politikaları­nın önündeki en önemli engeli oluşturmuştur. Daha sonra yapılan araştırma ve katkılar söz konusu ilişkinin uzun dönemde bu kadar tersine bir görünüm içinde olmadığını ortaya koyunca enflasyonla mücadelede daha kararlı önlemler alınmasına yol açmıştır. 

Son yıllarda ekonomi biliminde kısa dönem-uzun dönem fark­lılıklarının daha belirgin bir teorik yapıya ulaşması ve özellikle do­ğal işsizlik oranı teorisinin getirdiği katkılar sonucunda, bekleyiş­lerin ekonomik karar ve uygulamaların sonuçlarını sanıldığından daha fazla etkilediği görüşünün de yaygınlık kazanmasıyla Phillips Eğrisi analizi yeniden ele alınarak değerlendirilmeye başlanmıştır. Bu yeni yaklaşım kısa dönemde ortaya çıkan enflasyon ile işsizlik arasındaki çelişkili ilişkinin (trade-off) uzun dönemde ortaya çıkmayacağını, doğal işsizlik oranı teorisi çerçevesinde uzun dönem­de bu ilişkinin yalnızca enflasyonda artışa yol açacağı ve işsizliği doğal işsizlik oranının altına çekemeyeceğini göstermektedir. O halde bunun tersi olan talep daraltıcı politikaların sonucunda enf­lasyonda ortaya çıkacak gerilemelerin kısa dönemde neden olaca­ğı geçici istihdam azalmalarının uzun dönemde yine doğal işsizlik oranı etrafında dengeye kavuşacağını söylemek mümkündür.

Bütün sorun burada konu edilen uzun dönemin ne kadar uzun bir dönem olduğu konusunda düğümlenmektedir. Siyasal iktidar kısa dönemde kendisi açısından negatif puan getirecek olan bir uy­gulamanın olumlu sonuçlarını alabilecek kadar iktidarda kalacak mıdır? Uzun dönemin süresini tam olarak vermek mümkün ol­mamakla birlikte iktisatçıların kabulünün en az 5-10 yıl arasında bir süre olduğunu vurgulayabiliriz. Uzun dönem böyle ortaya ko­nunca bu sürenin demokrasiyle yönetilen ülkelerde siyasal iktidar süresiyle bağdaşmadığı anlaşılmaktadır. O nedenledir ki Phillips Eğrisi analizi enflasyonla işsizlik arasındaki çelişkiden çok, siyasal iktidarın kendi oy oranı ile ülkenin çıkarları arasındaki çelişkinin açıklanmasına yarayan bir alet halini almaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri