|
Miktar Teorisi,
Klasik Miktar Teorisi
Parayı sadece bir değişim aracı olarak kabul eden ve
tanım gereği doğru olan bir ilişkiden yola çıkan
klasik iktisatçılar, bu eşitlikte yer alan bazı
değişkenler hakkında varsayımlar yaparak değişim
denklemini Miktar Teorisi'ne dönüştürmektedirler.
Öncelikle, daha önce gördüğümüz gibi, klasik
iktisatçılara göre her arz kendi talebini
yaratacağı için ekonomi sürekli tam istihdamdadır.
Ekonomi sürekli tam istihdamda bulunduğu için
ülkedeki üretim miktarı (Y) sabittir. Öte yandan
klasik iktisatçılara göre para sadece bir değişim
aracı olduğu için paranın dolaşım hızı (V) da
sabittir. Çünkü, sadece değişim aracı olan para
alışverişlerde kullanılmakta ve dolayısıyla dolaşım
hızını belirleyen faktörler halkın harcama yapma ve
ödeme alışkanlıkları olmaktadır.
Dolaşım hızını belirleyen söz konusu iki faktör de
kısa dönemde büyük değişmeler beklenemez. Böyle bir
durumda, örneğin, para arzı yüzde 10 artarsa, V ve
Y sabit olduğu için P'nin de yüzde 10 artması
gerekir. Görüldüğü gibi, para arzındaki artış
direkt olarak toplam harcamaları arttırmış, bu da
aynı oranda nominal gelire yansımıştır. Dikkat
edilirse nominal gelirdeki artışın tamamı fiyat
artışlarından kaynaklanmaktadır.
Klasik iktisatçılara göre paranın ekonomi üzerindeki etkisi sadece
fiyatları etkilemesi ile ortaya çıkmaktadır. Bu
özellik, klasik iktisatçıların parayı ekonomik
faaliyetlerin üzerini örten bir tüle
benzetmelerine neden olmuştur. Daha iktisadi bir
ifade ile, klasik iktisatçılara göre para
nötrdür, yani ekonomide üretim miktarı üzerinde
hiçbir etkisi söz konusu değildir, sadece fiyatları
etkilemektedir.
Öncülüğünü Milton Friedman'ın yaptığı Monetaristler olarak bilinen
bir grup iktisatçı, 1970'li yılların başlangıcında
klasik Miktar Teorisinin farklı bir versiyonunu
ortaya atarak, para miktarı değişikliklerinin toplam
harcamalar üzerindeki etkisinin, Keynesyen
iktisatçıların öne sürdüğünün aksine, klasik
iktisatçıların öne sürdüğü gibi direkt olarak ortaya
çıktığını savunmuşlardır. Modern Miktar Teorisi adı
verilen bu yaklaşıma göre, paranın dolaşım hızı
sabit değildir, ancak istikrarlıdır. Burada
istikrarlılık kavramıyla kastedilen dolaşım hızının
önceden belirlenebilir bir nitelik göstermesidir.
Eğer dolaşım hızı önceden belirlenebiliyorsa klasik
iktisatçıların ulaştığı temel sonuçlar uzun dönemde
geçerliliğini koruyacaktır. Monetarist
iktisatçıların yola çıkış noktası klasiklerden
oldukça farklı olmasına karşın, ulaşılan sonuçların
klasiklerle benzeşmesi, geliştirilen teorik
yaklaşımın Modern Miktar Teorisi olarak
adlandırılmasına neden olmuştur.
Monetarist iktisatçılara göre, para arzında meydana
gelecek artış kısa dönemde ekonominin içinde
bulunduğu duruma bağlı olarak fiyatlar ve üretim
üzerinde etkili olabilir. Eğer ekonomi tam istihdam
üretim düzeyinin altında ise, para arzında-ki
artışlar kısa dönemde hem fiyatları hem de üretimi
arttırabilir. Bir diğer deyişle, para arzındaki
artış sonucu nominal gelirde meydana gelen artışın
bir kısmı fiyatlardaki, bir kısmı da üretimdeki
artıştan kaynaklanacaktır. Bunlardan hangisinin
baskın olacağı ise ekonominin tam istihdamdan ne
kadar uzak olduğuna bağlıdır. Eğer ekonomide yüksek
bir işsizlik oranı ve yüksek bir kullanılmayan
kapasite mevcut ise, para arzındaki artış sonrası
nominal gelirde meydana gelecek artışın büyükçe bir
kısmı üretim artışından kaynaklanırken, fiyatlardaki
artış nispeten düşük kalacaktır. Ekonomi tam
istihdama yakın bir üretim düzeyinde iken para
arzındaki artış sonucu ortaya çıkan nominal gelir
artışının büyük bir kısmı fiyat artışlarından
kaynaklanacak, üretim artışının payı nispeten düşük
olacaktır. Hemen tekrar edelim, monetaristlere
göre, para arzı değişikliklerinin ekonomi üzerindeki
yukarıda açıklanan direkt etkisi ancak kısa dönemde
geçerlidir.
|