Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Monetarist Yaklaşım ve Monetarizm

1950'li ve 1960'lı yıllar boyunca Keynesçilerin temel rakibi Monetarist İktisadi Akımdı. Monetaristler Milton Friedman'm liderliğinde Keynesgil Teori ve politikaya karşı etkili eleştiriler yönelttiler. Keynesgil tüketim fonksiyonunda paranın yeri yoktu ve fiyatlar ile fiyatlar genel düzeyi dikkate alınmamıştı. Monetaristlere göre Keynesgil modelin politika önerileri para arzı ve fiyatlar genel düzeyini ihmal etmişti. II. Dünya savaşı sırasında ve sonrasında ABD Merkez Bankası Fed, hazine bakanlığı ile işbirliği içinde faiz oranını sabit tutma amaçlı bir politika izlemiş ve faiz oranının kontrol etmek için gerekli tahvil miktarını piyasadan çekme şeklinde bir yöntem izlemiştir. Sabit faiz politikası takip ederek Fed para arzı üzerindeki tüm etkinliğinden feragat etmiştir. Monetaristler para politikasının ekonomide önemli rol oynadığı düşüncesiyle merkez bankasının para arzı üzerinde kontrol sağlaması gerektiğine inanırlar. İlk monetaristlerin vurgusu paranın önemli olduğu yönündeydi.( Colander ve Landreth , 2002: 425) 

Monetarist makro iktisadın ilk belirgin özelliği Klasik iktisadın paranın etkisizliği görüşünü uzun dönem için kabul ederken kısa dönemde paranın iktisadi faaliyet üzerinde etkili olduğu görüşünü savunmasıdır. Ekonomide para uzun dönemde etkisiz (nötr) ise para stokundaki yüzde Z'lik dışsal bir artış, gerekli intibaklar gerçekleştikten sonra reel değişkenleri (tüketim, çıktı düzeyi, nispi fiyatlar vb) hiç etkilemeden fiyatlar genel düzeyini yüzde Z oranında artırır. Fiili piyasa ekonomilerinin bu özelliğini  iktisatçıların çoğu kabul etmesine rağmen, monetaristler ekol  olarak paranın uzun dönem yansızlığına en güçlü vurguyu yapmışlardır. Bu vurgu Friedman'ın "Enflasyon her zaman her yerde parasal bir olgudur. "    ifadesinde oldukça belirgindir. 

Uzun dönemde paranın etkisiz olduğu bir ekonomide paranın kısa dönemde etkililiği ise Fiyat uyarlanmasının kademeli olarak gerçekleşmesinin bir sonucudur. ( McCallum, 2008) İstihdam ve üretim üzerindeki bu reel etkiler Monetarist düşünceye göre geçicidir. (Monetarist Okul)

Monetaristlerin ikinci ayırt edici özelliği nominal faiz reel faiz ayrımı yapmalarıdır. Henry Thornton'un farkına vardığı ve Irvin Fisher'in vurguladığı bu ayrım, Monetaristlere kadar makro iktisadi analizlerde gereken ilgiyi görmedi.(McCallum, 2008) Keynesyenler bu ayrıma ilke olarak karşı olmasalar da para politikası aracı olarak nominal faiz oranlarını görmüşlerdir.

Monetarist makroiktisat parasal miktarların (Mİ, M2, para tabanı ) politikalardaki rolüne odaklanmıştır. Politikalar ayrıntılarda farklılık gösterir. Ayrıntı farklılıklarının bir tarafında Fricdman ve Scwartz varken diğer tarafta Cari Brunner ve Allan Meltzer vardır. Friedman'ın en en önemli politika önerisi, o anki makroekonomik koşullara bakmaksızın para arzını aylık olarak, önceden belirlenmiş bir oranda artırılmasıdır. Brunner ve Meltzer de aynı parasal kuralı savunurken, para politikasının makroekonomik koşulları kontrol etmek için kullanılabileceğinin de farkındaydılar. Brunner ve Meltzer zorunlu karşılıklardaki değişimleri yansıtan para tabanı üzerine yoğunlaşırken, Friedman politika aracı olarak Mİ ve M2 değişkenleri ile ilgilenmiştir. (Mc Callum ,2008) 

Friedman'ın para arzının sabit artışı kuralı Monetaristlerin çağdaş para politikalarına en önemli katkısıdır. Monetarizmin politika anlamında iki çıkarımı vardır. Birincisi nominal gelirdeki dalgalanmalarının kaynağı para miktarlarındaki dalgalanmalardır. İkinci çıkarım ise enflasyon oranı ile işsizlik oranı arasında bir ödünleşim ilişkisi (trade ofl) olmadığıdır. Philips eğrisi, Monetaristlere göre uzun vadede diktir. 

Keynesgil görüşü savunan iktisatçılar daha sonra paranın önemi konusunda monetaristlerle örtüşmüşler, fakat monetaristlerin sadece paranın etkili olduğu görüşüyle kendilerinden ayrıldığını belirtmişlerdir. 

Tartışma Keynesyen-Neoklasik sentezin aracı olan IS-LM modeliyle çözülmüştür. Monetaristler oldukça inelastik bir LM eğrisini kabul ederlerken, Keynesyenler ise LM eğrisinin oldukça esnek olduğu görüşündeydiler. Monetarist Okul ve Keynesyenler IS-LM modelini ortak zemin olarak kullanmışlar ve farklılıklar parametrelerdeki farklılıklar düzeyine indirgenmiştir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri