|  | 
					
					Nüfus Artışı, Nüfus Artışı Etkileri  
				 Bir ülkede 
				belli bir süre içinde insan sayısında meydana gelen artış 
				miktarı. Bu süre içinde dolan kişi ,sayısının ölen kişi 
				sayısından fazla olması, nüfusun artmasına yol açacaktır. Nüfus 
				artışı, periyodik olarak yapılan nüfus sayımlarıyla belirlenir 
				ve sayım sonuçlarından hareket edilerek Ülkenin nüfus artış hızı 
				hesaplanabilir: Az gelişmiş ülkelerde nüfus artış hızının yılda 
				0702.5 gibi yüksek bir orana ulaşmış olması, bu ülkede kişi 
				başına gelirin düşmesine, işsizliğin artmasına yol açan olumsuz 
				bir rol oynamaktadır.  Nüfus 
				Teorileri, Nüfus Teorisi 
				Nüfusun gelişimini ve nüfus sayısı ile milli gelir 
				arasındaki ilişkileri açıklayan teoriler. Sadece dini ve siyasi 
				düşüncelerle nüfus artışının gereğini ileri süren görüşler varsa 
				da bunları birer teori saymak güçtür. Bu gibi görüşlere tarihte 
				sık rastlanmaktadır. Örneğin Martin Luther "çoğalınız" yolundaki 
				ilahi emir uyarınca ve "Tanrı her kulunun rızkını verir" 
				inancıyla halka genç yaşta evlenmeyi ve çok çocuk sahibi olmayı 
				telkin etmiş ve bu tez aşalı yukarı aynı esaslara dayanılarak 
				diler dinler tarafından savunulmuştur. Çeşitli yazarlar da, 
				nüfus artışını, özellikle uyruk sayısında devletlerin kudretini, 
				prestijini ve dünyadaki mevkiini belirleyen en önemli etkeni 
				gördükleri için istemişlerdir. Merkantilistler de aynı gruba 
				katılabilir. Ancak bunlar büyük bir nüfusu yalnız devletin 
				siyasi ve askeri kudretini arttırdığı için değil, aynı zamanda 
				gelişmesi de çok önem verdikleri sanayiinin bol işçi bulabilmesi 
				için de zorunlu görmüşlerdir. Asıl nüfus teorileri, nüfus 
				artışının ekonomik etkilerinin, ihtiyaç maddeleri üretimini de 
				dikkate alarak araştırılmasıyla başlamıştır. Bu konuda en önemli 
				adım, nüfus sorununu ekonomi ilminin bazı bulgularından 
				yararlanarak incelemiş olan T.R. Malthus tarafından atılmıştır. 
				Malthus'un teorisine göre, nüfus geometrik, azalan verim 
				kanununa tabi olan gıda maddeleri üretimi ise, aritmetik dizi 
				ile artmaktadır. Bu nedenle nüfus sayısı gıda maddeleri arzım 
				aşabilir. Ortaya çıkabilecek açlık ve sefaleti önlemek için 
				nüfus artışını engelleyebilecek tedbirlerin alınması zorunludur.  
				Malthus'un 
				teorisi önemli etkiler yaratmış, çeşitli tartışmalara neden 
				olmuştur. Teorinin aleyhinde olanlar üç grupta toplanabilir:  
				a)           
				Sosyalistler, sefaletin nüfus çokluğundan değil, işçinin 
				hak ettiği ücreti almasını önleyen kapitalist rejimden doğduğunu 
				ileri sürerek Malthus'a karşı çıkmışlardır.  
				b)           
				b) Başlıca temsilcisi H.Spencer olan bir ekol, 
				eleştirilerini biyolojinin bazı bulgulara dayandırmıştır. Bu 
				bulgulara göre, organizmanın kompleksliği, farklılığı ve 
				hareketliliği artıkça doğurganlık gerilemektedir. Dolayısıyla 
				bireylerin gelişmesini ve üreme eğiliminin;zayıflamasını 
				beklemek gerekir. Nüfusun geometrik dizi ile artması söz  
				konusu değildir.  
				c)            
				c) Malthus'a karşıt iktisatçılardan F. Ust, bir alanın 
				kaldırabileceği nüfus sayısının, toplumun hangi gelişme 
				basamağında bulunduğuna bağlı olduğunu, avcılıktan 
				hayvancılığa, hayvancılıktan tarıma, . tarımdan sanayie 
				geçilmesi ile bu sayının gittikçe arttığını ve yeni keşif ve 
				ilerlemenin daha da artacağını, böylece nüfus meselesinde üretim 
				sistemi ile uygulanmakta olan teknoloji ve bunları geliştirme 
				imkanlarını hesaba katmak gerektiğini belirtmiştir.  
				     Malthus 
				aleyhindeki fikirleri güçlendiren en önemli nedenlerden biri 19. 
				ve 20 yüzyılda sanayi ülkelerinde yaşanan gelişmelerin onun 
				tezini doğrulamamasıdır. Nüfusun hızla artmasına rağmen, fert 
				başına gelirin yükselmiş olması, gelir artmaya devam ettiği 
				halde 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren doğurganlığın 
				azalması, 20. yüzyılda nüfus artışının yavaşlamaya başlaması, 
				Malthus'un teorisine olan inançları da zayıflatmıştır. Bugün 
				genellikle kabul gören Optimum Nüfus Teorisi'ne göre her alan 
				kolayca verimlendirilebilecek doğal servetlerinin büyüklüğüne, 
				tarımsal üretimin azalan verim kanununun ne derece etkisi altına 
				girmiş olduğuna, üretim yapısına ve uygulanan teknolojiye göre 
				belirlenen Optimum bir nüfus vardır. Her nüfus artışı, fert 
				başına Milli Gelirin düşmemesi için yatırım yapılmasını 
				gerektirir. İlave nüfusun istihdam edileceği işleri yaratmak, 
				kendi hesabına çalışacakları araçlar ve işletme sermayesi ile 
				donatmak, ayrıca konutların sayısını artırmak, eğitim, halk 
				sağlığı, ulaştırma gibi hizmetleri genişletmek gerekir. Nüfus 
				artışının ekonomik etkileri optimuma varmadan önce veya sonra 
				gerçekleşmesine göre değişir. Optimum aşıldıktan sonra nüfus 
				çoğalması halinde, ilave nüfusa iş sağlayabilmek için, 
				uygulanmakta olan üretim yöntemlerini ve teknolojiyi 
				iyileştirerek, optimumu yükseltmek gerekir. (Ayrıca, bk. Optimum 
				Nüfus).  Nüfus Yoğunluğu
				            Nüfus sayısı ile arazi yüzölçümü 
				arasındaki oran. Bir kilometre kareye kaç kişinin düştüğünü 
				ifade eder. Nüfus yoğunluğu, nüfus sayısı bütün ülke alanına 
				bölünerek hesaplanabilir. Ayrıca bütün nüfus yerine çiftçi 
				nüfusu, bütün arazi yerine de sürülüp ekilen topraklar göz 
				önünde bulundurmak suretiyle hesaplanan çiftçi yoğunluğu da bazı 
				araştırmalar için önemli olabilir.  
				Nüfus 
				yoğunluğundan, arazinin nüfusa yeterli olup olmadığı hakkında 
				sonuç çıkartılmayacağı gibi, ülkenin ne kadar nüfus 
				kaldırabileceği konusunda da bir yargıya varılamaz. Bu konu, 
				tarımda prodüktivitenin ne derece yükseltilebileceği ve 
				sanayiinin ne ölçüde genişleyebileceği gibi, arazinin; niteliği 
				ile ilgisi az olan etkenlere bağlanabilir. 
							
							    |