Nükleer
Enerji Nedir ve Nükleer Enerjinin Tarihçesi
Ülkelerin ekonomik gelişmelerini sürdürme gayreti ve
ülkelerdeki nüfusun sürekli artış göstermesi dünya
üzerindeki enerji talebinin artmaya devam edeceğini
göstermektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının
sahip olduğu teknolojinin hızla artan talebin
karşılanmasında yetersiz kalması, fosil kaynakların
sınırlı olması ve kullanılmasının yarattığı iklim
değişikliği, çevresel etkiler, hava kirliliği gibi
etkiler nükleer enerjiyi, enerji ihtiyacının
karşılanmasında önemli bir faktör olarak ortaya
çıkarmaktadır.
Ağır
atom çekirdeklerinin nötronlarla bombardımanı
sonucunda atom çekirdeklerinin parçalanması
sağlanır. Bu parçalanma sonucunda enerji açığa
çıkmaktadır. Tepkime sonucunda açığa çıkan nötronlar
kullanılarak parçalanma tepkimesinin sürekliliği
zincirleme tepkimelerle sağlanmaktadır. Zincirleme
tepkimeler sonucunda ortaya çıkan nükleer enerji
nükleer yakıt ve diğer malzemeler içerisinde ısı
enerjisine dönüştürülmektedir. Bu ısı enerjisi bir
soğutucu vasıtasıyla çekilerek türbin sisteminde
kinetik enerjiye ve daha sonra da jeneratör
sisteminde elektrik enerjisine dönüştürülmektedir.
Nükleer
kaynaklar dünya birincil enerji tüketiminde 2004
yılından itibaren %6,1'lik bir ağırlık
oluşturmaktadır. 2004 yılında dünyada 624 milyon ton
petrole eşdeğer nükleer enerji tüketilmiştir.
Nükleer santrallerde enerji elde etmek için
kullanılan en önemli madenler uranyum ve toryumdur.
Günümüz nükleer santrallerinde yoğun olarak uranyum
kullanılmaktadır. Günümüz teknolojisi toryuma dayalı
nükleer santrallerin kurulması için uygun zemini
henüz sağlayamamaktadır. 2001 yılı itibariyle
bilinen ve henüz keşfedilmemiş uranyum
kaynaklarının16 milyon ton civarında olduğu tahmin
edilmektedir. Uranyumun kullanım hızı dikkate
alındığında bu kaynağın yaklaşık 250 yıllık enerji
ihtiyacım karşılamaya yetecek bir kaynak olduğu
görülmektedir.
Günümüzde uranyum 20 ülkede çıkartılmaktadır. En son
olarak İran devleti uranyum madeninin çıkartılması
için faaliyete geçen ülkedir. Bununla beraber dünya
uranyum üretiminin %44'ü Kanada ve Avustralya
tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu ülkeleri %13
ile Kazakistan, %9 ile Nijerya, %8 ile Rusya
Federasyonu ve Namibya, %6 ile Özbekistan ve %5 ile
A.B.D. takip etmektedir.
Nükleer
enerji, dünya birincil enerji tüketiminde 2008 yılı
itibarıyla, %5,5'lik bir ağırlık oluşturmaktadır.
Elektrik üretiminde nükleerin payı ise %17
civarındadır. ABD Enerji Bakanlığı (Energy
Information Administration, BİA) tarafından
hazırlanan Referans Senaryoda, 2025 yılında bu payın
%11,8 civannda gerçekleşmesi beklenmektedir.
1970 ve
1980'lerdeki nükleer güçle ilgili sorunlara rağmen,
günümüzde özellikle Kyoto Protokolündeki C02
kısıtlamalarından dolayı, nükleer enerjinin dünyanın
birçok yerinde kullanımının tekrar gündeme geleceği
beklenmektedir. Ancak, gerek atık sorununun gerek
nükleer santrallerinin güvenlik sorununun çözülmesi
gerekmektedir.
|