Otoyollar ve Köprülerin
Özelleştirilmesi
Türkiye'de yük ve yolcu taşımacılığında sahip olduğu
%95 pay ile stratejik öneme sahip karayollarının
özelleştirilmesi, son dönemde yöntem ve bedel olarak
tartışılmaktadır. Otoyollar, Boğaziçi ve Fatih
Sultan Mehmet Köprüsü ile bunların üzerindeki
tesislerin, 25 yıllığına "İşletme Hakkının
Verilmesi" yöntemi ile özellestirilmesi işlemi
Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı sonucu iptal
edilmiştir (ÖİB,2013).
17.12.2012 tarihinde gerçekleşen ihaleye en yüksek
teklif Koç Holding AŞ- Malezyalı UEM Group Berhad-Gözde
Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş.'den oluşan
konsorsiyumdan (5,7 milyar dolar ) gelmiştir.
Başkanlığını Başbakan'ın yaptığı Özelleştirme Yüksek
Kurulu'nun iptal kararının gerekçelerini Başbakan
aşağıda yer alan demecinde şöyle açıklamıştır:
"Bu ihalenin olması gereken en üst rakam ne olabilir
Burada bunun iki katı bir rakam çıktı karşıma.
Birisi 11-12 (milyar dolar) ise öbürü 8-9 civarında
rakam çıktı. Peki en düşüğü ne olmalı En düşüğü de 7
civarında çıktı. Arkadaşlar böyle çıktıktan sonra
ben bunu verirsem vatana ihanet ederim, halkıma
ihanet ederim. Şimdi ne yapacaksınız
Arkadaşlarımızla bir istişare yaptık, bu istişare
neticesinde kesin değil ama büyük ihtimalle burayı
halka açacağız. Halka arz ile bu işi çözelim
istiyoruz ve arkadaşlarımızın ortak kanaati de bu
istikamette netleşti. Bakanlar Kurulu'ndaki
arkadaşlarımın da havası bu istikamette.
İşletmeyi aynen devam ettireceğiz. Nasıl şu anda
borsada, menkul kıymetlerde... Halk Bankası'nın şu
anda yönetimi değiştirmedik, blok bir satışla
birileri gelir alırsa o zaman yönetim değişir. Blok
satış yok, halka arz var. Halka arzın içerisinde de
mevcut yönetim bunu işletir. Yıl sonu karı nedir
700-800 milyon lira, bu fiyatlara zamlar geldikçe bu
trilyonlara varacak. Oralara vardığı zaman herkes
yıl sonunda neyse onu alacağı gibi, zaten borsada
kâğıtlar sürekli el değiştirme şansına da
sah/p.''(Sanal,2013)
Özetle Başbakan kurulacak yeni bir KİT üzerinden
gerçekleşecek halka arzın getiri olarak daha yüksek
olacağını belirtmektedir. Otoyol ve köprülerin bir
şirketleşme sürecinden sonra bu şirketin halka arzı
gündeme gelecektir. Bu uygulamanın bir benzeri,
Turgut Özal'ın 1984 yılında gündeme getirdiği küçük
tasarruf sahiplerinin toplumsal katılım modeli olan
"Gelir Ortaklığı Senedi" uygulamasında görülmüştür.
Geçmişte benzer uygulamayla; Boğaziçi köprüsü, Keban
ve Oymapınar barajları, gelir ortaklığı senedi ile
halka açılmıştır (Yüksel,2000:83).
Dünyadaki otoyol özelleştirmelerine baktığımızda
Amerika ve Kanada'da pek çok otoyol
özelleştirilmiştir. Amerika'da
Indiana
otoyolunun 157 millik kısmını 75 yıllığına 3,8
milyar dolara kiralamıştır. Chicago
Skyway
köprüsü 1.82 milyar dolara İspanyol-Avustralya
konsorsiyumuna kiralanmıştır. Ancak otoyol ve
köprülerin özelleştirilmesinin ardından kamuoyunun
en büyük endişesi özel sektörün yatırımlarını tazmin
etmek için geçiş ücretlerini bir kaç kat artırma
ihtimali olmuştur
(Wall
Street Journal,2006).
Teoride Otoyollarının
Özelleştirilmesi
Otoyolların özelleştirmesi ile ilgili literatür
incelendiğinde özelleştirmeyi savunanlar; özel
mülkiyetin yol güvenliğine kamudan daha fazla sahip
çıkacağını, çünkü yol güvenliğinden yada
sinyalizasyondan kaynaklanan ölümcül kazalarda özel
otoyol işletmecisinin devlete nazaran daha kolay
sorumlu tutulabileği görüşündedir. Bazı özel
otoyolların, bozuk asfalt ya da çukurlardan dolayı
daha fazla sayıda kazaya ev sahipliği yapması
durumunda sürücüler başka otoyolları tercih eder ve
özel işletme zarara uğrar. Bu durumda özel otoyollar
isimlerinin güvenilir kalması
için kamuya nazaran gelirin büyük kısmını yolların
bakımına ayıracaktır.Fiyatlar ile ilgili görüş ise
artan rekabet sonucu gişe ve otoyol
ücretlerinin,kamuya nazaran daha düşük olacağı
şeklindedir (Block,2009).
|