Para Politikası Araçları
Para politikası araçları piyasadaki para miktarını belirleme veya
paranın zaman değeri olan faizi belirleme amacıyla
merkez bankalarının kullandıkları işlemlerdir.
Açık piyasa işlemleri
Açık piyasa işlemleri en kullanışlı ve en önemli para politikası
aracıdır. Faiz oranlarındaki ve para tabanındaki
değişikliklerin temel belirleyicisidir. Açık piyasa
alımları rezevleri ve para tabanını genişletir, para
arzını artırır, faiz oranlarını düşürür. Açık piyasa
satışları ise rezervleri ve para tabanını daraltır,
para arzını artırır, faiz oranlarını düşürür. Açık
piyasa işlemleri hazine tahvilleri ve bonolarının
satılması veya alınması ile gerçekleşir. Açık piyasa
işlemleri önceden kararlaştırılmış operasyonel
hedefi belirler. Hedef kısa vadeli faiz oranları ise
rezervler değişken olarak seçilir, hedef ödünç
alınmamış rezervler ise faiz oranı dalgalanmaya
bırakılır.
Açık piyasa işlemlerinin üstünlükleri Mishkin (2003:
400 ) tarafından açıklanmıştır. Birinci üstünlüğü
açık piyasa işlemlerinin işlem hacmi üzerinde
doğrudan ve tam kontrol imkanı sağlamasıdır. Bu
durum örneğin reeskont politikası için geçerli
değildir. Merkez bankası reeskont oranını
değiştirerek bankaları borç almaya ve almamaya
yöneltebilir fakat fonların hacmini tam olarak
kontrol edemez. İkinci üstünlüğü açık piyasa
işlemlerinin net ve esnek olmasıdır. Herhangi bir
ölçekte yapılabilir. Hedetlenen değişkende küçük bir
değişiklik arzu edildiğinde küçük hacimli bir işlem
yapılabilir, hedetlenen değişken büyük bir miktarsa
büyük hacimli işlemler yapılabilir. Üçüncü olarak
açık piyasa işlemleri geriye alınabilir. Merkez
bankası fazla miktarda tahvil almışsa faiz oranları istenen oranın altına
düşebilir, bu durumda derhal bir satışla hedeflenen
faiz oranı yakalanabilir. Açık piyasa işlemlerinin
dördüncü avantajı idari işlem gecikmelerine
uğramadan hızlı uygulanabilirliğidir.
Açık piyasa işlemleri piyasaya kendi içinde müdahale imkânı
verdiğinden dolayı da piyasa mekanizmasının
işleyişini alternatif araçlara nazaran daha az
etkiler.
Reeskont oranı
Reeskont merkez bankalarının bankalara borç verme oranıdır. Merkez
bankalarının nasıl reeskont borçları verdiğini
anlamak için reeskont penceresinin işleyişi
anlaşılmalıdır. Reeskont oranı kısa vadeli faiz
oranından yüksek bir seviyede ise bankalar merkez
bankasından borçlanmak yerine birbirinden
borçlanmayı tercih ederler. Bu durumda rezerv
talebi, ödünç verilmemiş rezervlere eşit olur.
Reeskont oranı kısa vadeli faiz oranından düşük ise
bankalar merkez bankasından borçlanmayı tercih
edeceklerdir.
Mishkin'e (2003: 403) iskonto oranının en büyük avantajı merkez
bankasına en son kurtarıcı merci rolü verilmiş
olmasıdır. Finansal kriz dönemlerinde bankaların
likidite sıkışması ile karşılaşması durumlarında
kullanışlı bir araçtır. İskonto oranı kısa dönem
faiz oranının tavan fiyatı olma işlevini görür. Kısa
dönem faiz oranları açık piyasa işlemleri tarafından
belirlenmesine rağmen üst sımrı iskonto oranı
belirlemiş olur. İskonto edilmiş rezervleri kullanıp
kullanmama kararı bankalara kaldığı için iskonto
oranı merkez bankasının tanı kontrol sağlayacağı bir
araç değildir.
Zorunlu karşılık oranı
Zorunlu karşılık oranlan para arzını para çarpanı aracığı ile
etkiler. Zorunlu karşılık oranının yükseltilmesi
para arzında bir daralmaya neden olur. Zorunlu
karşılık oranın yükseltilmesi rezerv talebini
artırır ve kısa dönem faiz oranını artırır. Zorunlu
karşılık oranın düşürülmesi para arzını artırır,
faiz oranlarını düşürür.
Zorunlu karşılık oranının avantajı para arzı
üzerinde etkili kontrol sağlaması ve finansal
sistemdeki her bankayı eşit olarak etkilemesidir.
Öte yandan para zorunlu karşılık oranındaki
değişimlerin para arzı üzerindeki etkilerinin net
olmaması bu aracın dezavantajıdır. Mishkin'e (2003:
405) göre zorunlu karşılık oranları fazla rezervleri
yeterli olmayan küçük bankalar için risk
yaratabileceğinden ve piyasada kaynak tahsisini
bozucu etkisinden dolayı en az başvurulan para
politikası aracıdır.
Para Politikasının Amaçları
Para politikaları amaçlananlar kısaca makro iktisadi istikrarı
sağlamak, ekonomi durgunluğa girdiğinde ekonomiyi
tekrar canlandırmak ve ülke ekonomisinin uzun
dönemli büyümesine katkıda bulunmaktır. Para
politikası daha özel olarak yüksek istihdam,
iktisadi büyümeyi sağlamak, fiyat istikrarı, faiz
oram istikran, finansal piyasaların istikrarı ve
döviz piyasası istikrarı gibi amaçlardan birisini
veya birkaçını güdebilir.
Yüksek istihdam sağlamak işsizliği azaltmaya yönelik bir para
politikası takip etmek anlamına gelir. ABD merkez
bankası Fed görevini "en yüksek istihdamı
sağlama, fiyat istikrarım ve uzun dönem faiz oranı
istikrarını sağlama hedeflerini etkin bir şekilde
desteklemek" olarak ifade etmektedir. Politika
tasarımlarında ve iktisadi teoride en yüksek
istihdam olarak kastedilen işsizliğin doğal işsizlik
oranı düzeyine doğru çekilmesidir.
İktisadi büyüme de alternatif amaçlardan birisidir. Bu hedef yüksek
istihdam hedefi ile tutarlıdır ve birbirinin
tamamlayıcısıdır. İşsizliğin azalması üretim
faktörlerinin kullanımını artırır ve işletmeler yeni
yatırımlar yapmaya yönelirler. Merkez bankalarının
uygulayacağı politikalar işletmelerin yatırım
kararlarını ve tüketicilerin tasarruf kararlarını
etkiler. Kaynak tahsisini bu şekilde etkileme imkânı
merkez bankalarına iktisadi büyümeyi etkileme gücü
verir.
Faiz oranları istikrarının sağlanması tüketicilerin ve
işletmelerin geleceğe yönelik beklentilerini
netleştirmesini sağlar. Faiz oranlarının
dalgalanması yatırım, tasarruf ve borçlanma
kararlarında belirsizlik yaratır. Merkez bankaları
elindeki araçları kullanarak kısa dönem faizleri
etkiyebilir. Kısa dönem faiz oranlarındaki
değişiklikler ise uzun dönem faiz oranlarına yansır.
Finansal piyasaların istikrarının sağlanması
finansal kaynaklı iktisadi dengesizlikleri ve
krizleri önlemek açısından bir merkez bankasının
görevi olabilir.
Finansal piyasaların istikrarının sağlanması faiz oranları
istikrarın sağlanması hedefiyle tutarlıdır, çünkü
faiz oranlarındaki oynaklıklar fınansal piyasalarda
dengesizliklere neden olur.
Fiyat istikrarı bireylerin tüketim ve tasarruf,
işletmelerin yatırım kararlarını etkilemeyecek bir
enflasyon oranına ulaşılmasını ve bu oranın
sürdürülmesini ifade eder. Enflasyonun ekonomiye
olan maliyetlerinden dolayı ve işsizlik ile
enflasyon arasında uzun dönem ilişkisinin olmadığına
dair inancın yaygınlaşması ile birlikte fiyat
istikrarına yönelik para politikaları önem
kazanmıştır. Günümüzde bir çok ülke fiyat
istikrarına yönelik bir para politikası ve
stratejisi belirlemiştir.
|