Para ve Reel Ekonomi
Para bir değişim aracı, hesap birimi ve değer saklama aracı
işlevlerinin yanı sıra makro iktisadi olarak da
önemi tartışılan bir nesnedir. Para piyasasının
diğer piyasalardan farklı kendine has özelliklen
vardır. Diğer meta ve hizmetlerden farklı insan
ihtiyaçlarını karşılar. Para, miktarı bir tekel
tarafından belirlenen bir meta olarak görülebilir.
Para talebi ise gelirin, para ikamelerinin ve para
tamamlayıcılarının bir fonksiyonu olarak
görülebilir. Para çoğu durumda yakın ikamesi olmayan
bir maldır. Paranın fiyatı ise faiz oranı olarak
görülebilir. Faiz oranı paradan vazgeçmenin fırsat
maliyeti, aynı zamanda paranın zaman değerini
belirleyen bir unsurdur.
Para politikası, para arzını ve faiz oranlarını değiştirerek toplam
talep yoluyla çıktı ve fiyat düzeyini etkilemeye
yönelik iktisadi politikadır. Parasal iktisat para
arzı, faiz oranı, enflasyon oranı, nominal döviz
kuru gibi nominal değişkenlerin reel çıktı düzeyi,
reel faiz oranı, işsizlik istihdam gibi reel
değişkenlerle ilişkisini incelemektedir.
Paranın İçselliği ve Dışsallığı Konusu
Para arzı büyük ölçüde merkez bankasının doğrudan kontrol edemediği
banka mevduatlarından oluşur. Merkez bankası parasal
tabanı belirleyerek para arzım değiştirebilir. Para
arzının belirlenmesinde merkez bankası dışında
bankalar ve banka dışı özel sektör de rol alır. (
Yıldırım, 2009:607) Para arzı üzerinde merkez
bankasının kontrolü artıkça para daha dışsal bir
özellik alır.
Parasal iktisat literatüründe para miktarı ile çıktı
arasındaki korelasyona sıklıkla rastlanır. Para
politikasının gecikmeli ve öncül bir değişken
olması, reel iktisadi faaliyet üzerinde etkili bir
rolü olduğunu göstermeyebilir. Para ile iktisadi
faaliyet arasında korelasyon ilişkisinin olması
sebcp-sonuç ilişkisini zorunlu kılmaz. Merkez
bankası ve bankacılık sektörü iktisadi gelişmelere
tepki gösterdiği, iktisadi gelişmelerden etkilendiği
için dışsal değildir. Merkez bankası temel politika
aracı olarak kısa dönem faiz oranını kullanıyorsa
para toplamı hem bu uygulamadan etkilenir hem de
politika ile ilgili olmayan diğer iktisadi
değişimlerden etkilenir. İktisadi bir genişleme
sonucu merkez bankası politikasını değiştirmese bile
bankalar kredi arzını artırır ve bunun sonucunda
para stokunda bir artış olur. Para stoku para
politikasının ölçütü olarak kullamhrsa para ve
toplam çıktı arasında gözlenen ilişki para veya para
politikasının üretime etkisini göstermek yerine,
üretimin para stoku üzerindeki etkisini de
gösterebilir.
Üretimdeki değişmelerin para stokundaki değişimlere neden olduğunu
öne süren "Ters yönlü nedensellik argümanı" King ve
Plosser (1984) tarafından ortaya atılmıştır.
Bankacılık sektörünün pasiflerini temsil eden içsel
para ile çıktı dalgalanmaları arasındaki
korelasyonun, merkez bankasının pasiflerim temsil
eden dışsal para ile çıktı dalgalanmaları arasındaki
korelasyondan daha güçlü olduğunu keşfetmişlerdir.
King ve Plosser (1984) bu bulguları Mİ veya M2 ile
çıktı düzeyi arasındaki ilişkinin bankacılık
sektörünün çıktı düzeyi ile içsel ilişkisinin sonucu
olarak yorumlamışlardır. Bu durumda para stokundaki
değişmeler para politikasından kaynaklanmayıp,
üretim dalgalanmalarının bir sonucudur. Coleman
(1996) para stokunun çıktı değişiminin öncesinde
değil(not leading) ,sonrasında değiştiğini (lagged)
bulmuştur.
Faiz oranları her zaman olmamakla birlikle genellikle daralma
dönemlerinden hemen önce yüksek olduğu, daralma
dönemi sırasında düştüğü ve genişleme sürecinde
yükseldiği gözlenmektedir. Paradaki büyüme ile
çıktıdaki büyüme arasında, mutlak olmamakla birlikte
güçlü bir bağlantı vardır. ( Dornbusch, Fisher ve
Startz, 2001: 267)
Günümüzde çoğu merkez bankası politika aracı olarak
para toplamı yerine faiz oranını kullanmaktadır.
Merkez bankaları para arzını ve faiz oranlarını
eşanlı olarak kontrol edemezler. Para arzını dışsal
olarak kabul edersek, parasal aktarım mekanizması
yoluyla para piyasasının yeniden dengeye gelmesi
durumunda faiz oranlarında bir uyarlama olacaktır.
Bu durum paranın içsel olduğu görüşüne tezattır,
çünkü para arzı iktisadi faaliyetler, özel olarak
bankacılık sektörü tarafından belirlenmemektedir. (
Suk, 2008:18) Para tarzı para tabanının stokastik
bir fonksiyonudur. Para arzı bu durumda bir başka
değişkenin fonksiyonu olmayıp, para tabanı
tarafından belirlenebilir. Poole'a göre bu görüş
para arzının merkez bankası ile özel kesim
arasındaki etkileşim sonucu belirlendiğini görmezden
gelmektedir. Merkez bankalarının faiz oranı
belirlediği durumda para arzı piyasa tarafından
belirlenir. Poole (1970'den aktaran Suk,2008:19)
|