Parasalcılık Ve Kriz
Milton Friedman’ın kurduğu daha doğrusu yeniden
oluşturduğu ‘parasalcılık’ ekolü özetle üç ana sütun
üzerinde durur. Para arzının ve dolayısıyla da
stokunun ekonomide dışsal olarak devlet otoritesi
tarafından yaratıldığı; para arzı ile fiyatlar ve
ulusal gelir arasında çok yakın bir korelasyon
olduğu; son olarak da bu korelasyona yol açan neden
sonuç ilişkisinin ulusal gelir ve fiyatlardan para
arzına doğru değil de para arzından ulusal gelire
doğru olduğudur. Friedman’ı akademik dünyada asıl
üne kavuşturan çalışma onun Amerika İktisadi
araştırmalar Bürosu (NBER) için Anna Schwartz ile
birlikte yaptığı bir çalışmanın kitaplaştırılmış
halidir: A Monetary History of The United States
1867-1960 (Friedman, Schwartz, 1963a). Bu çalışmada
Friedman yukarıdaki en temel iddiasını yani 93 yıl
boyunca parasal büyüklüklerle ulusal gelir ve
fiyatlar arasında çok yakın bir korelasyon olduğunu
istatistiki devasa bir çalışmayla göstermeye
çalıştı. Bunun açıklaması ise büyük ölçüde Fisher’in
ge-liştirdiği paranın miktar teorisi denklemine
dayanıyordu. Elbette tüm bu çalışmalar-dan iş
çevrimi teorisi ve krizler hakkında da bazı sonuçlar
çıkmaktaydı. Bu çıkarsamalar zaten (Friedman,
Schwartz, 1963a) içinde göze çarpmadan da olsa yer
almaktaydı. Böyle olması da doğaldı; çünkü
çalışmanın yapıldığı NBER, ABD’de özel-likle
konjonktür konusundaki çalışmalarıyla bilinen bir
devlet kuruluşuydu ve iş çev-rimi onun en belli
başlı araştırma konularındandı. Friedman ve Schwartz,
kendi çalışmaları ile iş çevrimi arasındaki
ilişkiyi aynı yıl Review of Economics and Statistics
ekinde daha açık bir şekilde yayımladılar (Friedman,
Schwartz, 1963b). Money and Business cycles adını
taşıyan bu büyük hacimli makale de kitaplarındaki
sonuçları iş çevrimi bağlamında tekrar eder.
Friedman ve Schwartz’ın çalışmalarında parasal
büyüklüklerin değişimi ile iş çevrimi arasındaki
ilişki vurgulanır (Friedman, Schwartz: 1963b: 35).
Biraz ileride vurguyu daha da kesinleştirirler.
“Bu sonuçları özetlemek gerekirse: (...) Para stoku
değişmeleri ile gelir değişmeleri arasında kuşku
götürmez bir yakın ilişki vardır. Bu ilişki doksan
yılı aşkın bir süredir varlığını sürdür-mektedir ve
bu zaman aralığının başı ile sonu arasında da bir
farklılık sergilememektedir” (Friedman, Schwartz:
1963b: 42)
Çalışmanın ilerleyen sayfalarında yazarlar bu
parasal büyüklüklerin, bu arada para stokunun dönüş
hızının da çevrimsel özellikler taşıdığını iddia
eder (Friedman, Schwartz: 1963b: 42, 70).
Çalışmalarında parasal büyüklükler ile gelirin
çevrimsel özellikleri arasında bağ kurma sorununu da
aktarım mekanizmaları ve bu mekaniz-maların dengeye
ulaşma sürecinde sık sık hedefaşımı (overshooting)
yapmaları ile açıklarlar. Bu hedefaşım süreci para
arzı değişkenlerinin gelirleri dalgalandırmasına yol
açmaktadır (Friedman, Schwartz: 1963b: 71).
Fakat bu bir iş çevrimi ve kriz açıklaması mıdır;
gerçekten kuşkuludur. Çünkü bizzat para arzının niye
çevrimsel bir nitelik taşıdığı çok açık değildir. İş
çevrimleri sırasında insanların para tutma
eğilimleri ve parayı nakit veya banka mevduatı
olarak tutma eğilimleri arasındaki farklılıklardan
bahsedilir ancak ne yeterince açıklanır, ne de
bunların çevrimselliğinin bir izahı vardır. Esasen
Friedman’ın iş çevrimi teorisi böylece ileride yeni
klasik ekolün iş çevrimi kavramını andırır; çevrim,
daha çok be-lirsizce ortaya çıkan kimi şokların
tıpkı göle rastgele atılan taşlar gibi gelirde yani
gölün sularında yaratacağı dalgalanmalara
benzemektedir. Para büyüklüklerinin çevrimselliği,
üstelik yazarların kanılarının tersine ilişkinin
gelirden paraya doğru olduğu kuşkusunu da
uyandırmaktadır; çünkü paranın çevrimselliği öne
sürülmüş ama açıklanmamış olursa o zaman belki de
gelirdeki değişiklikler paradaki değişimlere neden
olmaktadır. Yani hacimli iki cilt boyunca sürekli
sergilenen parasal büyüklükler ve gelir/fiyat
büyüklükleri arasındaki ‘yakın korelasyon’un
nedenselliği iddia edilenin tam tersi olabilir.
Nitekim bu çalışmalarla ilgili önemli keynescilerden
Okun’un ilk tepkisi bu yönde bir kuşku belirtmek
olmuştur (Okun, 1963).
Friedman’ın iş çevrimi analizinde kuşkusuz Fisher’in
özellikle 1922-23 yılların-daki görüşlerinin büyük
etkisi vardır. Bu etki zaten (Friedman, Schwartz:
1963b: 24) da Fisher’in 1923’teki iş çevrimleri
hakkındaki ünlü makalesinin başlığına yaptığı atıfta
kendini gösterir : “İş Çevrimi Büyük ölçüde Bir
Dolar Dansıdır!” Yani iş çevrim-lerinin kaynağı
sadece parasal gelişmelerdir. Fisher’in 1929
krizinden sonra bu gö-rüşünde önemli bazı
revizyonlara gittiğini görmüştük. Friedman ise
orijinal Fisher tezini hatta biraz daha
nüanslarından ya da ortodoksluğun dışındaki
özelliklerinden arındırarak yeniden türetti.
Fakat iş çevrimi ile kriz arasında baştan beri
söylediğimiz gibi ille de kesin bir neden sonuç
ilişkisi yoktur. O nedenle Friedman’ın bu yarım
kalmış iş çevrimi teorisi onun bir kriz teorisi
olduğunu göstermez. Nitekim Friedman ve Schwarts’a
göre eğer FED 1929’da uygun genişletici para
politikaları uygulasaydı
kriz çıkmayabilirdi. Bu tez bugün Friedman-Schwartz
Hipotezi olarak bilinmektedir. Friedman
1929’u gelip sonunda New Yok FED Başkanı Benjamin
Strong’un ölümü ile onun güçlü yönetiminin
eksikliğine bağlamaktadır.
Esasen para arzını dışsal olarak gören ve para
arzını, daha doğrusu buradaki ‘değişimlerin değişme
hızını’ iş çevriminin nedeni olarak algılayan bir
tezin kendi iç dinamiği ile evrilen bir iş çevrimi
ya da kriz teorisi geliştirmesi olanaksızdı. Bu
anla-mıyla Friedman’ın 1950-60’lardaki neoklasik
sentez keynescilerinden talep yönetimi ile krizleri
yönetebilme iddiasında bir farkları yoktur.
Aralarındaki fark daha çok talebi hangi araçlarla
yönetebileceği tartışmasından ibarettir.
|