Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Rekabet Kavramı, Rekabet Nedir

Rekabet Kurumu’nun hazırladığı rekabet terimleri sözlüğüne göre rekabet; mal ve hizmet piyasalarındaki girişimcilerin serbest ekonomik kararlar verilebilmesini sağlayan yarışı ifade etmektedir (Rekabet Kurulu, 2010: 80). Rekabet Kurulu ise piyasa ekonomisinin temelini oluşturan rekabet, arz ve talep edenlerin pazar koşullarında serbest bir şekilde bir araya gelmesini sağlayarak, toplumun sınırlı kaynaklarını etkin biçimde dağılmasını ve verimli şekilde kullanarak, mal ve hizmetlerin kaliteli ve en uygun fiyatla tüketicilere temin edilmesini gerçekleştirmesi olarak tanımlamıştır (Rekabet Kurulu: 10).

Genel olarak rekabet kavramını, aynı alanda iş gören kişiler ve/veya kuruluşlar tarafından en güçlü ve en başarılı olmak gibi aynı amaçlara ulaşmada karşılıklı yarış mücadele hali şeklinde tanımlayabiliriz (Kaymakçı, 6).

Rekabet Kavramına geniş kapsamlı başka bir tanımda Türkkan yapmıştır. Türkkan’a göre rekabet; farklı hedeflerle farklı unsurları tanımlayabilen iktisadi, siyasi ve sosyal boyutları olan bir kavram olmasının yanında rekabeti en geniş anlamda, kıt kaynakları paylaşmak ya da bir ödül elde etmek amacıyla belli kural ve kıstaslar çerçevesinde insani temel hakların garantiye alındığı ve hiçbir ayrıcalığın yapılmadığı bir ortamda birden fazla oyuncu arasında oynanan oyun veya bir yarış olarak ifade etmektedir. Bu tanımı beş unsurla açıklamaktadır (Türkkan, 2005):

Bunlardan ilki amaçtır. Rekabetin gerçekleşebilmesi için öncelikli olarak bir amacının olması gereklidir ve başkalarının varlığının bu amacın gerçekleşmesini zora sokmasını gerektirmesidir. Bu hedef iktisadi alanda kar maksimizasyonu, siyasi alanda da oy maksimizasyonu gibi örnekler verebiliriz. Bolluğun olduğu bir ortamda rekabet ortamı olmayacağından rekabetin kıt kaynakları elde etmek için yapıldığını söyleyebiliriz. Bu kıt şey piyasadaki bir pay ya da seçmenlerin kullanacakları oy olabilir.

-              İkinci husus ise, kural ve kısıtlamaların olmasıdır. Rekabet oyuncularının istedikleri gibi, davranabilecekleri bir oyun değildir. Rekabet ortamında rakiplerin oyuna girişinin engellenmesi ya da zorla oyun dışı edilmesi, hakimin durumunun kötü yönde kullanması, rakipler arasında gizli anlaşmalar yaparak hile yapılması vs. yasaklanmıştır. Rekabet sadece bir özgürlük ortamında ve hukuki bir rejimde gerçekleşebilir. Bu yüzden kuralsız ve kısıtlamasız yarışları rekabet olarak değerlendirmemiz mümkün değildir. Bu tür durumlarda rekabet ihlali ve yahut haksız rekabetin oluştuğu bir ortam gerçekleşir.

-               Üçüncü husus ise, temel özgürlüklerin ve insan haklarının güvence altına alınmasıdır. Bu temel özgürlükler, iktisadi alanda girişim özgürlüğü, sözleşme özgürlüğü, mülkiyet özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü ve seyahat özgürlüğüdür. Siyasi alanda ise bu özgürlüklere ek olarak düşünce ve ifade özgürlüğü, seçme seçilme özgürlüğü ön plana çıkmaktadır. Gerçekte tüm bu özgürlükler her iki alanda da ihtiyaç vardır. Özgürlüklerin olduğu oyuncuların mümkün olabilen en iyiye ulaşmalarını sağlamaktadır. Ayrıca özgürlükler yarışa giriş ve yarıştan çıkış serbestliğini güvence altına alır. Yarışa giriş ve çıkışların önünde engellerin olması rekabetin gerçekleşmesini de engeller. Özgürlüğün başka bir yanı da şeffaflıkta büyük rol almasıdır. Şeffaflığın var olmadığı bir ortamda oyuncuların en doğru kararları almaları mümkün olmayacaktır. Bu özgürlükleri tek sınırlayıcı unsur başkalarının da aynı hakları kullanabilmesidir.

-               Rekabeti ifade ederken Türkkan’ın vurguladığı bir dördüncü unsurda, hiç kimsenin ya da hiçbir kurumun ayrıcalıklı bir konumda olmamasıdır. Bütün kurumların aynı şartlar içerisinde yarışmasıdır ve hiç kimseye toleransı gösterilmemesidir.

 Son olarak beşinci husus da piyasanın kimsenin hâkimiyetin de olmamasıdır ve giriş çıkışların serbest olmasıdır. Rekabet en çok iktisadi anlamda kullanılan bir kavramdır. Rekabeti oluşturan beş husus aynı zamanda iktisadi anlamda rekabet kavramına da dahil edebiliriz.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri