Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sendikaların Amaçları Nelerdir? 

Hatırlanacağı gibi, sendikalar üyelerinin ücretler, çalışma şartlan, ekonomik ve sosyal pozisyonlarım geliştirme amacı güden kuruluşlar olarak tanımlanmıştı. Bu bölümde sendikaların amaçlan söz konusu tanımda yer alan unsurlann daha aynnttlı bir biçimde açılımı ile incelenecektir. Bir başka deyişle sendikalann amaçlan aşağıda sıralanan dört başlık altında analiz edilecektir. Bunlar: 

(1) Sendikalann Ekonomik Amaçlan

(2) Sendikalann Çalışma Şartlan île İlgili Düzenlemeler Yapma Amacı

(3) Sendikalann Sosyal Değişimi Sağlama Amacı (Politik Amaçlan)

(4) Sendikalann Bireyin Karar Alma Sürecine Katılımını Sağlama Amacı 

Bu araştırmanın konusu sendikalann ekonomik amaçlan ile doğrudan ilgili olduğundan, bu konu ile ilgili açıklamalar bölümün ağırlığını teşkil edecektir. Bununla birlikte gerek konunun bütün yönleriyle anlaşılmasını sağlamak amaayla, gerekse sendika amaçlannı birbirlerinden tam olarak soyutlamak mümkün olmadığından, sendikalann diğer amaçlarına da kısaca değinilecektir. 

Sendikaların Ekonomik Amaçları

Sendikalann başlıca ekonomik amaçlan ücret ve istihdam düzeylerinin belirlenmesidir. Bu amacı önemli kılan unsur sonuçlannın sendika üyeleri ile sınırlı kalmamasıdır. Nitekim toplu pazarlık sonucunda ortaya çıkan ücretler ekonomik sistem içinde temel bir girdidir ve sadece istihdam düzeyinin belirlenmesinde değil, aynı zamanda üretim maliyetleri, toplam talep, enflasyon ve ödemeler dengesinin belirlenmesinde de önemli bir unsurdur. Sendikaların amaçlan ne olursa olsun değişmeyen gerçek sendikaların işverenlerle muhatap olmalarıdır. Bu gerçekten hareketle sendikaların ekonomik amaçlan incelenirken sendikalann ve işverenlerin rolleri açısından farklı yaklaşımlar taşıyan dört ayn model dikkate alınacaktır. 

Bunlardan "Talep Modeli" olarak bilinen birinci modelde sendikalann ücret oranlannı belirlediği, işgücü (istahdam) miktanmn ise işveren tarafından belirlendiği kabul edilmektedir.

İkinci Model sendikalann hem ücretler hemde istihdam düzeylerinin belirlenmesinde kontrolü olduğu görüşüne dayanmaktadır. "Pazarlık Modeli" olarak adlandmlan bu modelde sendikalann ücretleri kontrol ederken istihdamı da ücret politikalan ve diğer politikalar yardımıyla dolaylı olarak kontrol edebilecekleri varsayılmaktadır. Birbirlerinden farklı görüşleri savunan Talep ve Pazarlık modellerinin ortak noktası sendikanın iş piyasasında tekelci gücüne sahip olduğunu ve işverenin ürün piyasasında tam rekabetçi olmadığını varsaymalandır. Bu bölümde üçüncü olarak talep modeline bir eleştiri niteliği taşıyan ve sendikalann politik kurumlar olmaları özelliğini esas alan "Ross'un Politik ModelFne değinilecektir. Son olarak sendika ücret taleplerinin esasının orta kıdemli sendika üyelerinin tercihlerinden oluştuğunu ileri sürerek bu konuya değişik bir yaklaşım getiren "Orta Kıdemli Seçmen Modeli" incelenecektir. 

Sendika ekonomik amaçlan ile ilgili bu modelleri açıklamadan önce bu konuda genel kabul görecek tek bir model oluşturmanın güç olduğunu belirtmekte yarar vardır. Bu konuda farklı modellerin ortaya çıkmasındaki temel neden de budur. Bu zorluk sendikalann sadece ekonomik değil aynı zamanda politik kurumlar olmasından kaynaklanmaktadır. Bu nedenle söz konusu modellerin bazı noktalarda diğerlerine üstünlük arzederken bazı noktalardan eleştirildiklerini belirtmek gerekir. 

ROSS'UN POLİTİK MODELİ 

Dunlop'un sendikaları ekonomik bir birim olarak görmesi ve amaçlarını da tıpkı firma teorisinde olduğu gibi maksimizasyon ilkesine dayanarak açıklamasına karşılık Ross sendikaların gurup olmalarının yamsıra, üyelerinden ayrı olarak kendi özel hayatı olan kurumlar olduğunu da savunmuştur. Buna göre Ross sendikaları ekonomik ortamda faaliyet gösteren politik kurumlar olarak nitelendirmiştir. 

Sendikaların politik kurumlar olmaları özelliği bunların seçilmiş liderler ve üyeler olarak iki guruptan meydana gelmeleri nedeniyledir. Ross'a göre sendika liderleri sendikanın ücret politikasını belirlemekle görevlidir ve bu politika hiçbir maksimizasyon prensibi ile açıklanamaz. Bunun yerine sendika yöneticilerinin formüle ettikleri ücret politikası üyeler, işverenler, devlet, rakip sendikalar ve sendika içindeki muhalif guruplardan gelen baskılara göre belirlenir. Ross, kârlar, talep esnekliği veya ürün satışı gibi ekonomik değişkenlerin, sendika üyelerinden, işverenlerden veya devlet tarafından sendika yönetimi üzerine pazarlık amaçlarının değiştirilmesi için politik baskı oluşturdukları ölçüde, önemli olduğunu ileri sürmüştür. 

Ross firmada ücret oranlan ile istihdam arasındaki ilişkinin piyasa şartlanndaki değişmeler nedeniyle çok belirsiz ve değişken olduğunu, bu nedenle sendika yönetiminin bunu bilemeyeceğini ileri sürmüş ve ücretler-istihdam arasındaki ilişkinin nadir durumlar dışında sendika ücret talepleri üzerinde pratik öneminin bulunmadığını belirtmiştir. Ross'a göre sendika ücret politikası bunun istihdam üzerine yaratacağı etki üzerine değil, tamamiyle sendika üyelerinin ücretlerin eşitliğine yönelik duygularının reaksiyonu üzerine kurulmuştur. Bir başka deyişle işçiler ücretlerinin doğru olup olmadığına normalde karşılaştırma yaptıklan kişilerin ücretlerine bakarak karar verirler. Dolayısıyla bir gurup işçinin kazandığı ücret artışı diğer gurubun, ekonomik sonuçlan ne olursa olsun, kazanmak zorunda olduğu ücret olmaktadır. Bu durumda işçi sendikalan ücretler arası eşitliği sağlamakla ilgili olduklarından ücret artışının istihdamda yaratacağı sonuçlan göz önüne almazlar. Buna göre, işgücü talep esnekliğinin değeri ne olursa olsun sendikalar bunun sıfıra eşit olduğunu mutlak varsayarlar. Bir başka deyişle, ücret oranı değiştikçe Ross'a göre istihdamda bir değişme olmaz.

Dolayısıyla sendikanın görevi sabit miktarda işgücü için mümkün olan en yüksek ücreti elde etmektir. Bu anlamda Ross sadece Dunlop'un maksimizasyon prensibini reddetmekle kalmamış, aynı zamanda ücretler ile istihdam arasındaki zıtlığı da (trade off) reddetmiştir.

Ross'un teorisi sendikalann politik dinamikleri ile ilgili mükemmel bir analiz olarak kabul edilse bile bazı açılardan eleştirilmiştir. Bu eleştirilerin başında Ross'un sendika ücret politikası teorisinin daha fazla gerçekçiliğe ulaşırken tahmin edilebilirlik yeteneğinin azalması gelmektedir. Ross teorisinde sendikaların tutarlı ücret politikaları olmadığını, ancak o anın gereklerine uygun olarak pazarlık stratejilerini adapte edebildiklerini ima etmiştir. Dunlop buna karşılık sendika içinde iç politik hesapların kısa dönemde hakim unsurlar olarak görüldüğünü, ancak uzun dönemde sendika ücret politikalarının dışsal ekonomik olaylar tarafından şekillendirileceğim ve değişeceğini, bu konudaki gelişmelerin tahmin edilebilir olduğunu ileri sürmüştür. 

Son olarak, iktisatçıların çoğu Ross'un "sendikaların ücret talebinde bulunurlarken istihdam etkisini önemsemedikleri" görüşünü kabul etmemişlerdir. Onlara göre kısa dönemde ücretler ile istihdam arasındaki ilişki belirsiz olsa bile uzun dönemde birinde bir araş sağlayabilmek için diğerinde azalma olması kaçınılmazdır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri