Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sızıntılar ve Enjeksiyonlar 

Sızıntılar, toplam harcamaların otonom bileşenlerini düşüren kavramlardır. Gelir-harcama akımından gerçekleşen üç tür sızıntıdan söz etmek mümkündür: Tasarruflar, vergiler ve ithalat

•     Tasarrufları gelirin harcanmayan kısmı olarak tanımladığımıza göre, hanehalkları ne kadar çok tasarruf ederlerse o kadar az harcama yapacaklardır. Bir di­ğer deyişle otonom tasarruflarda meydana gelecek bir artış otonom tüketim harcamalarında bir düşüş anlamına gelmektedir. Bu da denge GSMH veya ge­lir düzeyinin azalmasına neden olur. Bu sorunu aşağıda "Tasarruf Paradoksu" başlığı altında ayrıntılı olarak ele alacağız.

•     Gelir-harcama akımından meydana gelebilecek bir diğer sızıntı vergilerdir. Vergiler tüketim harcamalarındaki zorunlu düşüşlerdir. Bir diğer deyişle vergi­ler, devletin hanehalklarından kendisine transfer ettiği geliri ifade etmektedir. Dolayısıyla devletin aldığı bu vergiler ne kadar yüksek olursa otonom tüketim harcamaları da o derece düşük olacaktır. Toplam harcamaların otonom bile­şenlerinden birisi olan otonom tüketimdeki bu azalma da denge GSMH düze­yinin azalmasına neden olur.

•     Daha önce tanımladığımız gibi; ithalat, yabancılar tarafından üretilmiş mal ve hizmetlere yurtiçinde yapılan harcamaları ifade etmektedir. İthalat harcamala­rının artması yurtiçinde üretilen mal ve hizmetlere yapılan harcamaların azal­ması ile sonuçlanır. Dolayısıyla otonom ithalat harcamalarında meydana gele­cek artış net ihracatı azaltırken, toplam harcamaların otonom bileşeninde ve dolayısıyla denge GSMH düzeyinde bir düşüşle sonuçlanacaktır. 

Dengenin gerçekleşebilmesi için yukarıda sıralanan sızıntıların gelir-harcama akımına yapılan ilavelerle, yani enjeksiyonlarla dengelenmesi gerekmektedir. Ele alınan model bağlamında üç tür enjeksiyondan söz etmek mümkündür: Yatı-nmlar, kamu harcamaları ve ihracat.

•     Hanehalklarının gerçekleştirdiği tasarruflar, işletmelerin borçlanabilecekleri ve yatırım harcamalarında kullanılabilecekleri fonları yaratmaktadır. Böylece hanehalklarının yaptıkları tasarruflar yatırımlarda kullanıldığında tekrar gelir-harcama akımına ilave edilmektedir.

•     Devletin vergilerle topladığı fonlar gelir-harcama akımının dışında kalırken, devlet mal ve hizmet satın almak amacıyla yaptığı harcamalar aracılığı ile bu fonları yeniden gelir-harcama akımına dahil etmektedir.

•     Daha önce yaptığımız tanım gereği ihracat yurtdışına satılan mal ve hizmetle­rin değerini ifade etmektedir. Bu nedenle ihracat, yabancılar tarafından yapı­lan harcamaları yerli ekonomiye aktarmak biçiminde de değerlendirilebilir. Bu da ülke içindeki gelir-harcama akımına bir ilave niteliği taşır.

Yukarıda sıralanan her bir enjeksiyonun ilgili sızıntı ile eşitlenmesi için bir ge­rekçe öne sürmek oldukça zordur. Yani bir ekonomide yatırımların tasarruflara, kamu harcamalarının vergilere, ihracatın da ithalata eşit olması diye bir kural söz konusu değildir. Dengenin gerçekleşebilmesi için enjeksiyonlar toplamının sızın­tılar toplamına eşit olması gerekmektedir. Buna göre tasarruflar (S), vergiler (T) ve ithalat (İM) toplamının yatırımlar (I), kamu harcamaları (G) ve ihracat (EX) topla­mına eşit olması denge şartı olarak ifade edilebilir: 

S + T+IM = I + G + EX 

Aşağıda yer alan Şekilde sızıntı ve enjeksiyonların denge GSMH düzeyi­ni nasıl belirledikleri gösterilmektedir. Şekilde yer alan tablodaki 5 nolu sütun ekonomideki sızıntılar toplamını ( S + T + İM ) göstermektedir. Önceki ünitede ta­sarrufların ve ithalatın gelirle birlikte arttığını tespit etmiştik. Vergileri henüz mo­delimize dahil etmediğimiz için, GSMH arttıkça sızıntılar toplamının da arttığını söyleyebiliriz. 

Öte yandan sözü edilen tablonun 9 nolu sütunu ise çeşitli gelir düzeylerinde­ki enjeksiyonlar toplamını ( I + G + EX ) göstermektedir. Yatırımlar, kamu harca­maları ve ihracatın her biri otonom kabul edildiği için enjeksiyonlar toplamı her gelir düzeyinde değişmeden kalmaktadır.

Sızıntılar, Enjeksiyonlar ve Denge Geliri 

 Sızıntılar tasarruf (S), vergiler (T) ve ithalat (İM) harcamalarının toplamından oluşmakta, enjeksiyonlar ise yatırım (I), kamu harcamaları (G) ve ihracatın (EK)    toplamından oluşmaktadır. Denge,sızıntıların enjeksiyonlara eşit olduğu noktada gerçekleşir. Şekilde S+T+IM doğrusunun I + G + EK doğrusunu kestiği nokta bu eşitliğin sağlandığı noktayı ifade etmektedir. Bu noktanın ifade ettiği denge gelir düzeyi de 500 trilyon liradır. Daha düşük gelir düzeylerinde enjeksiyon­lar sızıntılardan büyük olduğu için gelir artma yönünde değişir. Daha yüksek gelir düzeylerinde ise sızıntılar enjeksiyonlardan büyük olduğu için gelir azalmaya başlar

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri