Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

21. Yüzyıl, Bilgi Toplumu ve Türkiye 

Halil Şener 

Gelecek asır Latin Amerikanın olacaktır. Gelecek asır Asya Pasifik'in asndır. Gelecek asır Türklerin olacaktır.

Yukandaki sloganlardan birincisi, Gü­ney Amerika, kaynaklarına ve ölçeğine daya­narak ithal ikamesi ve yoğun dış borçlanma yoluyla hızla kalkınırken söylenmişti. O za­manlar insanlar, Güney Amerika'daki bazı ül­keler de, ABD'ye benzer şekilde geniş toprak­lara sahip, nüfusları büyük, doğal kaynaklan var ve sanayi kuruyorlar; öyleyse neden ikinci bir ABD olamasınlar diye düşünmüştü. Başlan­gıçta engellere rastlamadan devam eden hızlı gidiş, bu gidişe beşiklik eden ortamın limitleri­ne ulaşınca krize dönüştü ve yola devam ede­cek stratejik açılımlar birdenbire yapılamaya­cağı için de rüya bitti. 

İkinci slogan ise, bir takım doğruları, bir takım olumlu unsurları kendi şartları içerisinde yakalayarak ivme kazanan Asya kaplanları için söylenmiştir. Fakat anılan ülkelerin yakın ta­rihte tecrübe ettikleri kriz, bu gelişmenin de kı­rılgan yönlerini ortaya çıkarmıştır.

Yukandaki iki örnekten çıkarılacak bir sonuç daha vardır. O da, dünyada sadece kendi şartlarının içinden çıkacak bir gelişmenin uzun vadede garanti altına alınamadığı ya da gelişim sürecinde arkadan gelen ülkelerin, kendi başlarına büyük güçlerin elinden kaçıp kurtulmalarının kolay olmadığıdır. 

İlk iki slogana bakarak, biz Türklerin, moral ihtiyacıyla kullanmayı çok sevdiğimiz, fakat aynı zamanda, gerçekleştirilebilmesi için gerekli koşullardan da çok uzak olduğumuz üçüncü slogana, ihtiyatla yaklaşmamız gerek­mektedir. Eğer her potansiyel gerçeğe dönüş-türülebilseydi; İspanyolca ve ona yakın bir dil olan Portekizce konuşan, katolik ve latin kül­türlü Güney Amerika ile burnumuzun dibinde­ki Arap Dünyasının, dünyanın hatırı sayılır ül­keleri arasına çoktan girmiş olmaları lazım ge­leceği gerçeğini hatırda tutmamız gerekecek­tir.

Ülkelerin yükselişlerinde aklımıza gelen faktörleri (1) kendileri ile ilgili faktörler, (2) dünya konjonktürünün etkileri, (3) ilk iki faktörü veri kabul ederek bu koşullar altında yö­netsel politikalarla başanlabilenler olarak ele almak lazımdır. 

Ülkemizin yükselme potansiyeli tartı­şılırken, dünya konjonktürünün etkilerinden biri olan bilgi toplumuna geçiş süreci ile ülke­mizin özellikleri birlikte ele alınarak neler ya­pılabileceği üzerinde durulması gerekecektir.

Dünyada yaygın olarak kurumsallaşma­ya, şeffaflığa, bilgi teknolojilerinden yararlan­maya ve kültür politikalarına yöneliş olduğuna dikkat edilirse, Türkiye için de bu alanın öne­mi otomatik olarak ortaya çıkacaktır. 

Değerlendirilmesi gereken konu, Türki­ye'nin kalkınmasında darboğaz teşkil eden ba­zı hususlann, bilgi teknolojilerinden yararlan­mak suretiyle nasıl çözülebileceği ve buna ilâ­ve olarak Türkiye'nin, Türk insanının ve toplu­munun bazı yapısal özelliklerinin ve bunların yanında Türkiye'ye açık ya da açılabilir potan­siyellerin, bilgi teknolojileri marifetiyle nasıl değerlendirilebileceği olmalıdır. 

Kişilerin ve Toplumun Güçlendirilmesi 

Ülkemiz insanının kişisel teşebbüs gücü yüksek, sınıfsal ayırımı kabul etmeyen ve yay­gın bir şekilde kalkınma tutkunu; buna karşılık toplumsal düzenlemelere itaatsiz ve toplumsal sorumluluklara duyarsız, fazla kademeli, en­tegre ve büyük organizasyonlarda hayli başarı­sız yapısı bilgi teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşması ile hayli etkilenecektir. 

Bu bağlamda ilk dikkat edilmesi gere­kecek nokta kişilerin bir hayli güçlenme şansı yakalayacak olmasıdır.

Daha şimdiden televizyonların ülkenin en ücra köşelerine kadar her yerdeki vatanda­şımızın kullandığı dilin gelişmesine ve çeşitli alanlardaki bilgisinin artmasına yaptığı büyük katkı dikkate alınırsa bilgi teknolojilerinin top­lum geneline büyük bir yaygın eğitim hizmeti sağlayacağı açıktır.

Bu sayede, pek çok insan, kurumların yapıları hakkında bilgi alma, yasaları ve çeşitli kamu kurumlarının karar ve politikalarını öğ­renme imkanına kavuşacaklar ve bu arada kendilerini ifade, yeteneklerini de geliştirecek­lerdir. 

Uzman kişilerin, örneğin avukatların, ofislerine gitme, kurumlarda adamını bularak bilgi alma yerine kendi evinden bilgi edinebil­me imkanı gelecek; böylece sade vatandaşa eskisine göre daha fazla şans verilmiş olacak­tır.

Benzer şekilde, kişileri daha güçlü bir konuma getirecek bir çok genel bilgi de ya be­delsiz ya da çok ucuza elde edilebilecektir. 

Şahısların, çeşitli konulardaki başvuru imkanı da hayli kolaylaşmış olacak, örneğin bir haksızlığa uğradığı için hırslanan veya bir şeyi başarmak için motive olan kişi hem kendi  hazırlığını yapabilmek, hem de mücadelesini gerçekleştirebilmek için, çok çeşitli kaynaklara

kolay erişim imkanı bulacakür. Burada farkı   belirleyici etmen, şahsın bilgiyi kullanabilme yeteneği olacaktır. 

Kişileri güçlendiren bilgi teknolojileri­nin onların teşebbüs gücüne ve dolayısıyla ku­racakları küçük işletmelere (örn. tek kişilik şir­ketlere) de yaşam alanı açacağı açıktır. Büyük entegre organizasyonları yürütemeyen insanı­mız, sınırlı faaliyetleri çalışma kapsamına alan küçük işletmeler çerçevesinde birbirlerine da­ha çok hizmet alıp satacaktır. 

Bilgi teknolojileri ile insanlarımızın ulu­sal sınırları aşarak, ülke içindeki çeşitli manü-pülasyonlann dışına çıkıp, gelişmiş dünyadaki rasyonellik, pozitif değer yargıları ve normları yakalayarak bir zihin açıklığına ve toplumsal sağduyuya ulaşabilecekleri de beklenebilir. Bir başka ifadeyle neden Türkler için aydınlanma dönemi olmasın diyebiliriz. Bizim gibi kendisi­ni yöneten çevrelere ve yönlendirmek üzere öne geçen elitlerine hayatiyetini ifade eden te­mel doğrultusunu verememiş ülkelerde bu ko­nu çok önemlidir.

Bürokrasi 

Elektronik bilgi iletişimi ve büyük ha­cimli bilgi dosyaları kamu yönetimlerinin işleri­ni bir hayli kolaylaştırarak vatandaşın karşılaştı­ğı bürokratik zorluklan ve zaman kayıplannı da ortadan kaldırabilecektir. Örneğin, nüfus kayıtlarının, ikamet kayıtlannın, noter kayıtları­nın, tapu kayıtlarının, mahkeme dosyalarının, sizinle ilgili işlem yapan kamu idari birimi tara­fından erişilebilir olduğunu düşününüz işiniz ne kadar kısalacaktır? Hatta elektrik, su, telefon faturalan,  kira  ödemeleri,  çeşitli alışverişleri evinizden bilgisayar hattınızla yapabilmeniz halinde ne kadar zaman tasarrufu yapabileceği­nizi düşününüz. Elektronik hükümet/kamu yö­netimi ve hükümet/ülke bilgi sistemi gibi adlar­la kavramlaştınlan bu büyük hacimli, tasnifli ve kitleler tarafından erişilebilir bilgi depolanması ve iletişimi etkilerinin sınırlarının nerelere vara­cağı tam olarak kestirilememektedir. 

Coğrafyanın Kullanımı ve Kentleşme 

Türkiye'nin geri kalmışlık sorunlarına gösterilebilecek belki de en kolay örnek, dışandan bakanların çıplak gözle fark edebilece­ği kentleşme bozukluğudur. İktisadi büyüme­nin motoru ile büyüme kaynağını kötü tüket­me ve daha güçlü bir büyümeden alıkoyan çok kötü bir israfı da bir arada gösteren bu ör­nek, bilgi teknolojilerinin uygulanabileceği önemli bir müdahale alanı potansiyeli taşımak­tadır.

Kentleşme bozukluğunun nedenleri arasında, kent planlaması becerilerine yerel yönetimlerde değer verilmemesi, iyi planların geliştirilememesi ve doğnı yasal düzenlemele­rin yapılamaması gibi nedenler ile, uygulama­da kişisel çıkarlar elde etmek amacıyla ve bilgi saklanması yoluyla yapılan istismarlarda, örne­ğin kent bilgi sistemlerinden henüz yararlanıl-maması gibi, konunun takibini zorlaştıran, hat­ta imkansız kılan nedenler de söz konusudur. 

Temelde kent düzenlemesini, göç ve di­ğer nedenlerle oluşacak talebin önüne geçir­me iradesi gösterilmemesi sorunun esasını oluşturmaktadır. Ancak biz burada, konumuz gereği bilgi teknolojilerinin kullanımı ile oluşa­cak şeffaflık neticesinde vatandaşın evindeki bilgisayarından imar planlan ve arazi üzerine konulan ipotek vb. bilgileri alması ile doğacak fırsat eşitliği kazanımı ile yaygın olan arazi ih­lalinden sağlanan rant istismarının hava fotoğ­rafları ile zaman kesitinde tespit edilmesinin getireceği büyük takip imkanlannı vurgula­mak istiyoruz. 

Fakat şunu unutmamak gerekir ki; soru­nun özü, idari uygulamalarla sosyal bir vakayı zorlamak, gelişme ihtiyaçlannı görmezden ge­lerek vatandaşı sıkıştırmak yerine; ihtiyaca ce­vap verecek şekilde, hatta onun ilerisinde genel gelişmeyi geleceğe yönelik ihtiyaçlar ve estetik bir anlayış içerisindeki vizyonla güzel kentler kuaılmasına kaydırmak iradesi olmalıdır. 

Bu konudaki çirkinliği, vaktiyle sürücü belgesi sahibi olunması hususunda oluşturul­muş olan ve bu memleketin insanlanmn rahat rahat belge sahibi olabilmelerinin sağlanması temel amacını, basit ve yaygın bir istismarla engelleyen uygulamanın değiştirilmiş olması­na benzetmek doğru olacaktır. 

Kentleşme ile ilgili bir başka husus, es­tetik açıdan yanlış bir yapılaşmanın simülas-yon uygulamaları ile şehrin siluetine daha inşa edilmeden önce uyup uymayacağının denen­mesi imkanlarının yaratacağı ve toplum adına estetik zevki temsil edebilecek kişilerin karara katılımıyla sağlanabilecek estetik kazanımlar olarak görülebilir. 

Öte yandan, kentleşmenin dışında bü­tün bir Türkiye coğrafyasının iyi kullanılamadı­ğı, gelişmenin bazı bölgelere düzensiz yayıldı­ğı, bazı tarım arazilerinin sanayi ve yerleşim ta­rafından yutulduğu gerçeği göz önüne alının­ca, bunlara ilaveten kimi yerlerde hala kalan doğal zenginliklerin, turistik kıyıların ve or­manların planlı değerlendirilmesi ve bilhassa çevresel etki değerlendirmesi yapılması konu­su gibi bilgi teknolojilerinin ülkemiz için önemli uygulama alanlan olacaktır. Bu sayede sanayileşmeyi ülke yüzeyine dağıtacak örne­ğin, yeni ve belki bütün Türkiye için düşünü­lebilecek sanayi bölgelerini planlamak çok da­ha kolay ve hızlı olabilecektir. 

Çevresel etkileri uydular aracılığı ile ta­kip ederken benzer şekilde orman yangınları­nın da gözlenmesi mümkün olabilecektir. 

Bilgi iletişiminin mekan kullanımı ve tra­fik gereksinimlerinde de büyük değişikliklere yol açabileceği düşünülmektedir. Küçük birim­lerin hatta evlerin iş yeri gibi çalışmak için kul­lanılıp bilginin aktarılabileceği gerçeğinden ha­reketle işe, alışverişe ve örneğin herhangi bir idari ünitedeki sorunumuzun çözülmesi için yaptığımız seyahatlerin ve onun yarattığı kent içi trafiğin azalabileceği bile öngörülmektedir. 

Alt Yapı 

Bilgi teknolojilerinin Türkiye'de bir başka önemli uygulama alanı da Türkiye alt yapısının geliştirilmesine sağlayacağı büyük katkı

olacaktır. Arazi yapısını üç boyutlu olarak bilgisayar ortamına aldıktan sonra, artık yollar önce programlarla yapılacak ve böylece gerçekleşti­rilecek optimizasyon çalışmaları hem kaliteyi getirecek, hem de maliyetleri düşürecektir. 

Avrasya 

Dış Türkler ve kültürel olarak yakın top­luluklar arasında kültürel bütünleşmeler de bilgi teknolojileri tarafından değerlendirilebile­cek, Türkiye'nin en önemli büyüme potansi­yellerinden biri olarak görülmelidir. 

Örneğin, Ingilizcenin geniş kullanım alanı ve baü ülkeleri dediğimiz ülkeler arasın­da oluşan ortak kültürel atmosfer, çeşitli alan­larda gelişebilmek için ne kadar büyük bir öl­çek imkanı yaratıyorsa, Türkçe de bütün Türk topluluklan için benzer bir konuma getirilebi­lir. Bu ise, öncelikle sanat ürünleri, kültürel ürünler, medya, eğitim ve bilim sektörleri için pazarın büyümesi demek olacaktır.

Bu alanda ortak alfabe oluşturulması gi­bi bazı öncü çalışmalar yapılmış olmasına rağ­men, gerek Türkiye bürokrasisindeki direnç, gerek soydaş ülke yönetimlerinin içinde bu­lundukları kargaşa, vizyon sınırlılıkları ya da imkansızlıklar, ilerlemeyi engellemiştir. 

Sonuç 

Bilgi teknolojilerinin potansiyel uygula­ma alanlarının ve yaratabileceği etkileri kesti-rebilmenin burada değinilen konularla sınırlı olamayacağı açıktır. Genel bir sonuca varmak bakımından; bu sayılan alanların değerlendiri­lebilmesi halinde bile, Türkiye'nin gelişiminin önemli aşamalar kaydedeceği görülebilir. An­cak unutulmamalıdır ki; potansiyellerin değer­lendirilmesi, öncelikle iyi bir yönetimi gerekti­rir. Buradaki yönetimle, yalnızca merkezi ida­re ve geliştirilecek isabetli politikalar değil; bunların yanında özel, kamu ve üçüncü sektör ayırımı yapmadan harekete geçirilebilecek her türlü potansiyellerin üzerine oturmuş idarele­rin sevk ve idare kabiliyetlerinin geliştirilmesi ve yükseltilmesi kastedilmektedir. Bizim gele­neksel olarak fazla işbirliği yapamadığımız ve oturmuş kurumlar oluşturamadığımız gerçe­ğinden hareketle, yeni bilgi teknolojisi çağının bilgi üretim ve danışmanlık firmalarının hızla artmasına yol açacağını, bu gelişimin ise yönetsel hizmetlerin üretiminde ve tüketimin­de de bir açılıma yol açabileceğini düşünebili­riz. Fakat bu da, yine bu sektör ve pazarlann gelişim ve düzenlemesini hızla sağlayacak es­nek, basiretli, üretken ve rasyonel kamu yöne­timi kapasitelerini gerekli kılacaktır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005