Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Beylikten Devlete, Devletten İmparatorluğa 

Türk Dünyası, yeryüzü üzerinde, Ekvatora göre Kuzey yarımküresinde, Başmeridyene göre ise doğu yarım kü­resinde yer almaktadır. Matematik konum olarak, yaklaşık 20° Doğu (Balkanlar), 90° Doğu (Turfan Havzası) boylamları ile 35° Kuzey (K.K.T.C), 55° Kuzey (Kazakistan) enlemleri ara­sında, kabaca bir dikdörtgeni oluşturur. Dikdörtgenin eni 70 boylam derecesine eşit olarak, 280 dakikalık (4 saat 40 dakika) bir zaman dilimine tekabül eder. Kuzey-Güney doğrultusundaki boy farkı ise 20 enlem derecesidir ki, 2,220 km.lik bir mesafe­dir. 

Özel konumu itibariyle, Türk Dünyası; Asya kıtasının or­ta ve güneybatısında, âdeta Eski Kara kütlelerinin tam ortasında yer almaktadır. Okyanuslara bağlantısı, batıda Türkiye üzerin­den Karadeniz, Ege ve Akdeniz aracılığı ile olmakta ve Atlas Okyanusu bağlantılı denizyolu ulaşımı yapılmaktadır. Türk ül­keleri birbirleriyle kara sınırı ile bağlantılı olduğundan, kara ulaşımı kolaylığına sahiptir. Öte yandan Türk Dünyası, Asya-Avrupa-Afrika ülkeleri arasındaki havayolu bağlantısını sağla­dığından, büyük bir önemi vardır. 

Türk ülkelerinin tamamı, orta enlemlerde yani orta kuşak­ta yeralmaktadır. Bu itibarla tropikal ve kutup iklimleri görül­mez. İklim şartları bakımından tarım ve hayvancılığa elverişli topraklara sahiptir. İnsan hayatı için çok iyi bir ortam oluşturan Türk Dünyası toprakları, öteden beri köklü kültür ve medeni­yetlerin kurulmasına yol açmıştır. 

Tarihin geçmiş dönemlerinde, değişik ve uzun zaman di­limleri içinde, birlik ve beraberlik içinde yaşayan Türk Dünya­sı, kurmuş olduğu medeniyetlerle, tarihe altın harflerle adını yazdırmıştır. Göktürkler, Karahanlılar, Selçuklular ve Os­manlılar, bu devletlerin en tanınmışlarındandır. Özellikle bu­güne göre en son Türk İmparatorluğu olan Osmanlı, kendine has özellikleriyle, dünya hakimiyetini tam 600 yıl elinde tut­muştur.

1299 yılında, Bilecik'in Söğüt kasabası civarında, Ana­dolu Selçuklu beyliklerinden olan Kayı Aşireti' nin kurmuş ol­duğu beylik, kısa sürede gelişmiş ve çağının en önemli İmpara­torluğu olmuştur. Büyük medeniyetlerin kuruluşları, gelişme­leri, duraklamaları ve yıkılışları da büyük zaman dilimlerini kapsar. İşte Osmanlı İmparatorluğu'nun da hayat çizgisi 600 yıllık bir süreyi içine almaktadır. Öyle ki, Cihan İmparatorluğu unvanını alan bu devlet, en geniş sınırlarını 400 yıl elinde tuttu­ğu bilinmektedir. Gerileme dönemi dediğimiz son 200 yıl için­de bile fazla toprak kaybetmemiş, topraklarının büyük bölümü­nü, yıkılış dönemlerini oluşturan 20. Yüzyılın başlarına kadar koruyabilmiştir. Bu özellikleri ile Osmanlı, dünya medeniyetle­ri arasında ilk sıralarda yerini almaktadır. 

Osmanlı ülkeleri üzerinde, bugün cereyan eden olaylar, gelecekteki bazı oluşumların başlangıcı gibidir. Çünkü bu olay­lar, Selçuklu İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra meydana ge­len olaylara benzerlik göstermektedir. Burada, coğrafî mekan özelliği, tarihin oluşmasında büyük rol oynamaktadır. Bölgenin tarihsel evrimi gözden geçirildiğinde, bölge toprakları, çok sa­yıda ve uzun ömürlü medeniyetlere beşiklik yapmıştır. Bu özel­liğini, gelecekte de mutlaka üstlenecektir.  

Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilişi ile birlikte,bölge toprakları üzerinde, bir medeniyet kaybedilmiştir. Kaybedilen bir şey, yine kaybedilen yerde aranır ve orada bulunur. Ne yazık ki, Osmanlı İmparator­luğu'nun çöküşüyle birlikte, Türk Dünyası paramparça olmuş ve 20.yüzyıla esaret altında girmiştir. 

20.yüzyılın esaretini, Türk Dünyası içinde ilk kez, yine Osmanlı İmparatorluğu'nun çekirdeğini oluşturan Türkiye kır­mış ve Anadolu'nun şahlanışı ile bağımsızlığını kazanmıştır. Diğer Türk Dünyası ülkeleri ise, Batı ile Doğu blokları arasında tercih hakkım kullanmaktan başka çıkış yolu bulamamışlardır. İşte bu tercih hakkı, 20.yüzyılı Türk Dünyası'nın Esaret Yüzyılı olmasına yol açmıştır. 

Şimdi herkes soruyor. "Türk Dünyası'nı oluşturan coğrafî mekân üzerinde, yeni bir Türk Medeniyeti ne zaman or­taya çıkacak?" Bazıları da hemen karamsarlığa düşüyor ve "İmkânsız artık" deyiveriyor. Hemen şunu belirtmekte fayda var. M.Ö.220 yılından bugüne yaklaşık 2200 yıllık bir devre içinde 50'yi aşkın devlet kurmuş olan Türk Milleti için, gelecek gerçekten ümid vericidir. Çünkü bu milletin Tarihî coğrafyası, çok sayıda zamanına göre süper devlet kurmasıyla meşhurdur.

Devlet ve imparatorluk olmak, kısa bir sürede mümkün değildir. Öyleki Türk Tarihini zaman ve mekân dilimleri halin­de incelendiğinde, her bir imparatorluk arasında, beylikler dö­neminin yaşandığı bilinmektedir. Selçuklu İmparatorluğu'nun yıkılışından sonra, Osmanlı beyliğinin İmparatorluğa ulaşması için tam 150 yıl geçmiştir. Bu sebeble, Osmanlı'nın yıkılışın­dan sonra, beylikten yeni bir imparatorluğun ortaya çıkması için daha kabaca 70-80 yıl daha var demektir. Türk dünyasında, gelişmeler hızla devam ediyor.

Bu değişimi, gelişimi ve müjdeyi; son devrin büyük şair­lerinden Üstad Necip Fazıl Kısakürek şu mısraları ile özetliyor; 

Mehmedim sevinin baslar yüksekte,

Ölsekte sevinin eve dönsekte,

Sanma bu tekerlek kalır tümsekte, Yarın elbet bizim, elbet bizimdir, Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir.

Türk Dünyası, 20.asrı geride bırakıp, 21.asra doğru yol alırken, beylikten devlete, devletten imparatorluğa doğru adım adım ilerliyor. Artık tekerlek tümsekten inişe doğru geçmiştir. Yarın elbet yeni bir Müslüman Türk Medeniyeti ortaya çıka­caktır. 

Doç. Dr. Ramazan OZEY

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005