Cumhuriyet Döneminde Türk Bankacılık
Sektörü
Cihan Paçacı
Bankalar
kısaca günümüzde her türlü fi-nansal hizmeti
vermeleri nedeniyle, ülke ekonomilerinin önemli
kurumsal yapılarından birini oluşturmaktadır. Fon
fazlası ve fon ihtiyacı olan kişi ve kurumlar
arasında aracılık yapmak ve kaynak kullanımını
iyileştirmekten, para
politikasının etkinliğini artırma ve gelir ve
servet dağılımını etkilemeye kadar birçok işlevleri
olan bankalar günümüzde sürekli artan çok
çeşitli hizmetler sunmaktadırlar.
Ülkemizde de bankalar, sigorta şirketleri, yatırım
ortaklıkları gibi diğer mali kurumlar yeterli ölçüde
gelişmemiş olduğundan, finan-sal sistemimizin temel
taşlarını oluşturmakta, ekonomimizin işleyişi
açısından büyük önem taşımaktadırlar. Özellikle
ülkemiz gibi gelişmekte olan, sanayileşme sürecinde
bulunan ve sermaye yetersizliği çeken bir ülkede
bankacılık sektörü yatırımların finansmamnda son
derece önemli bir görevi yerine getirmektedir.
Tasarrufların özendirilmesi ve ekonomik sisteme
çekilmesi ile bunların yatmma aktarılması ülkemizde
bankacılık sektörü tarafından
gerçekleştirilmektedir. Tasarruf ve yatırım
alışkanlığının oluşmasını destekleyen ve
tasarrufların etkin bir şekilde kullanılmasını
sağlayan bankalar bu özellikleriyle her zaman para
piyasasının en önemli kurumu olma özelliğini
korumakta ve ekonomide yatırımlann artması ile
ekonomik gelişmenin hızlanmasına yardımcı
olmaktadırlar.
Ülkemizde 1997 yılı sonu itibariyle T.C. Merkez
Bankası hariç 72 banka faaliyet göstermekte olup bu
bankalar, 5'i kamusal sermayeli olmak üzere 59'u
ticaret bankası, 3'ü kamusal sermayeli olmak üzere
13'ü kalkınma ve yatırım bankalarıdır. Bu bankaların
yine 1997 yılı sonuna göre 6795'i ticaret bankalanna
ve
24'ü kalkınma ve yatırım bankalanna ait olmak üzere
toplam 6819 adet şubesi, toplam 154.864 çalışan
adedi bulunmaktadır.
Her ülkenin bankacılık sisteminin yapısı gibi, Türk
bankacılık sistemi de tarihi gelişimin, izlenen
ekonomik politikaların, ekonomik yapının etkisini
taşımaktadır. Bankacılık faaliyeti, ekonomik yapıdan
ve izlenen ekonomik politikalardan bağımsız
bulunmamaktadır.
Çalışmanın giriş kısmında, bankacılığın günümüzdeki
işlev ve işlemleri anlatıldıktan sonra altı ana
başlık altında bankacılığın tarihsel gelişimi
izlenmektedir. Bu bölümler Türkiye ekonomisinin
yapısal değişikliklere uğradığı ve buna göre
bankacılık sektörünün de önemli değişimler
gösterdiği zaman dilimleridir. Bunlar;
I) Cumhuriyet Öncesi Dönem II) 1923-1932 Ulusal
Bankacılığın Geliştiği Dönem
III) 1933-1944 Devletçilik ve Devlet Bankalarının
Kuruluş Dönemi
IV) 1945-1960 Özel Bankaların Geliştiği Dönem
V) 1961-1979 Planlı Dönem VI) 1980'den Günümüze
Bankacılıkta Serbestleşme ve Dışa Açılma Dönemi'dir.
1- Cumhuriyet Öncesi Bankacılık
Tanzimat dönemine kadar geçen uzun yıllar boyunca
ülkemizde banka ya da bankaya benzer bir kuruma
rastlanmamaktadır. Bankacılığın doğup gelişmesi
için ekonomik koşulların elverişli olmamasının
yanısıra değer yargıları bu döneme kadar, bugünkü
anlamda bankacılık özellikle de milli olarak
nitelendirilebilecek bir bankacılık faaliyetinin
doğmamasına yol açmıştır.
Türkiye'de gerçek anlamıyla ilk banka, devletin de
yardımıyla iki Galata Bankeri tarafından 1847
yılında Bank-ı Dersaadet (Banque Constantinople) adı
ile kurulmuştur. Anılan banka uzun ömürlü olmamış,
ekonomik hayat üzerinde göze çarpan bir etkisi de
görülmemiştir.
Ülkemizin ilk milli bankası, 1863 yılında Memleket
Sandıkları ile temeli atılan Ziraat Bankasıdır.
Ülkemizde milli bankalann kuruluşu özellikle
II.
Meşrutiyet'in estirdiği yeni cereyanlar etkisiyle
1908 yılından sonra hızlanmış ve
I.
Cihan Savaşı yıllannda milli bankacılık hareketi
daha da kuvvetlenmiştir. Saptanabildiği kadarı ile
1911-1923 yılları arasında milli sermaye ile 21
banka kurulmuştur.
Bu bankalann büyük bir bölümü bölgesel ihtiyaçlara
cevap veren tek şubeli bankalar (ünite bankaları)
şeklindedir. Bu dönemde özellikle Konya ili üç adet
mahalli banka ile dikkati çekici gelişme
göstermiştir.
Bu bankalar dışında seriye mahkemelerinin yönetimi
altıda bulunan Eytam Sandıkları da kredi kurumları
olarak kabul edilebilir.
Osmanlı imparatorluğu döneminde kurulmuş olan milli
bankalardan 18'i Cumhuriyet dönemine intikal
etmiştir.
Bununla birlikte, Ülkemizde ilk bankanın kuruluşu
olan 1847 yılından Cumhuriyetin ilan edildiği 1923
yılına kadar geçen dönem içinde piyasada etkin olan
bankalar, daha çok yabancı sermaye tarafından veya
yabancı sermaye iştiraki ile kurulmuşlardır.
2- 1923-1932 Ulusal Bankacılığın Geliştiği Dönem
Kurtuluş Savaşı sonrasında Türkiye büyük bir nüfus
değişimi sorunu ile karşılaşmıştır. Lozan
Antlaşmasında kabul edilen nüfus değişimi ile 1
milyon 300 bin dolayında Rum Yunanistan'a, 400 bin
Türk de Türkiye'ye göç etmiştir. Bu duaım kentli
nüfusun azalmasına; ekonominin nitelikli işgücü
sorunuyla karşılaş masına neden olmuştur. Ülke
ekonomisinin iş lerliğinin sağlanabilmesi için,
bunların yerini alabilecek, Türk ticaret ve iş
adamlarının yetiş tirilmesi gerekmiştir. Bu ise her
şeyden önce yeni bir kredi ve banka sisteminin
oluşturulmasını başka bir deyişle ulusal
bankacılığın kurulmasını gerektirmiştir. Cumhuriyet
döneminde bankacılık alanındaki gelişmeleri daha
somut olarak ortaya koyabilmek için 1923 yılında
ülkemizde bankacılığın genel durumunu ana hatları
ile özetlemekte yarar görülmektedir.
Cumhuriyetin ilanında saptanabildiği kadarıyla
ülkemizde 22'si ulusal 13'ü de yabancı olmak üzere
35 banka faaliyette bulunmaktaydı. Banka şube
sayısı da, 1924 yılı itibariyle 439 idi.
1923 yılında 4 milyon (3.897.724) TL dolayında olan
tasarruf mevduatının % 60'ı ulusal bankalarda, %
40'ı ise yabancı bankalarda toplanmıştı. Yabancı
bankaların tüm mevduat içindeki paylannın da % 50
dolayında olduğu hesaplanmaktadır.
Türkiye'nin ticaret ve sanayi kesimi bankacılık
konusundaki beklentilerini, İzmir İktisat
Kongre'sinde dile getirmişti. Kongrede yer alan
ticaret grubu, bir ana ticaret bankası kurulmasını
ve devletin de sermaye koyarak ortaklığını isterken,
sanayi grubu ise Türkiye'de mevcut özel ve
imtiyazlı bankaların birlikte sermaye koyarak bir
sanayi bankası oluşturmalarını ve döner sermayenin
artırılmasını talep etmiştir.
İzmir İktisat Kongresi'nde ileri sürülen önerilere
ve benimsenen esaslara koşut olarak, kongreyi
izleyen yıllarda Türk ticari ve sınai hayatını
finanse edecek ana bankaların kurulduğu
gözlemlenmiştir. Bu bankalar; Türkiye İş Bankası,
Türkiye Sınai ve Maadin Bankası, Türkiye Sanayi
Kredi Bankası, Emlak ve Eytam Bankası (Türkiye
Emlak Kredi Bankası), Ziraat Bankası'nm Yeniden
Düzenlenmesi, T. C. Merkez Bankasıdır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında ülkenin dışa açık pazar
niteliğini sürdürmesi, ulusal gelir içerisinde dış
ticaretin büyük pay alması, gümrüklerle sanayiin
korunamaması, yabancı bankaların sayısının ülkede
artmasına yol açmıştır. Bu dönemde aşağıda
gösterilen altı yabancı banka kurulmuştur. Bu
bankalar şunlardır: Banque Chrisoveloni-Hrisoveloni,
Banque Belge Pour L'etranger, Banque Generale Pour
Le Commerce Etranger (Umumu Ticaret Hariciye
Bankası), Banque Russe Pour Le Commerce Exterieur,
(S.S.C.l Ticaret Hariciye Bankası), İtalyan Şark
Bankası, Banque Franco Asiatique (Bank Franko
Azyatik).
Cumhuriyet döneminde ilginç olan gelişme, 1929
yılından sonra yaklaşık 50 yıl süreyle Türkiye'de
yeni yabancı banka kurulmamış veya şube açmak
yoluyla yeni yabancı bankanın faaliyete geçmemiş
olmasıdır. 1929 yılından sonra ülkemizde ilk
faaliyete geçen yabancı banka, 1977 yılında kurulan
Arap-Türk Bankası A.Ş. olmuştur. 1929-1977 yılları
arasında ülkemizdeki yabancı banka sayısı sürekli
olarak azalmıştır.
3- 1933-1944 Devletçilik ve Devlet Bankalarının Kuruluş Dönemi
Ekonomik kalkınma açısından izlenecek temel
politika değişikliği bankacılık sistemini de
etkilemiş 1933-1938 yıllan arasında
önemli devlet bankaları ardarda faaliyete
geçmiştir. Bu dönemde devlet bankalarının kuruluşu
ile sanayi planları ve iktisadi devletçilik
ilkesinin uygulanması arasında organik bir bağ
vardır. Kurulan bankaların genelde özelliği, belirli
bir sektörü ya da toplumsal kesimi destekleme üzere
faaliyete geçmeleridir.
Bu dönemde kurulan bankalar; Sümer-bank, Etibank,
Denizbank, Belediyeler Bankası (İller Bankası),
Türkiye Halk Bankası, TC. Ziraat Bankası (Yeniden
Düzenleme), Türk Ticaret Bankası 'dır.
Yerel banka döneminin kapandığı, önemli devlet ve
finansman kurumlarının faaliyete geçtiği bu
dönemde, ülkemizde 21'i yerel, 2'si devlet bankası
ve 9 da yabancı banka olmak üzere 32 banka
faaliyetine son vermiştir. Kısa bir sürede çok
sayıda bankanın tasfiyesi, 1929/1930'da başlayan
dünya ekonomik krizinin Türk ekonomisini de olumsuz
yönde etki-lemesiyle gerçekleşmiştir. Sözkonusu
dönemde faaliyeti sona eren ulusal bankalar ise
şunlardır: İstanbul Bankası, Emlak ve tkrazat
Bankası Osmanlı A.Ş., Milli tktisat Bankası, İtibar
ve Ticaret Osmanlı A.Ş. , Türkiye Sanayi ve Kredi
Bankası, Üsküdar Bankası, Karman Çiftçi Bankası,
İstanbul Esnaf Bankası, Konya lktisad-ı Milli A.Ş.,
Aksaray Halk İktisat Bankası, Kayseri Milli İktisat
Bankası, Trabzon Bankası (Trabzon Tasarruf ve İkraz
Sandığı), Karadeniz Bankası, Karaman Milli Bankası,
Kastamonu Bankası, Diyarbakır Bankası, Kırşehir
Bankası, Niğde Çiftçi ve Tüccar Bankası, Mersin
Ticaret Bankası, Ermenek Ahali Bankası, Denizbank,
Emvali Gayri Menkule ve İkrazat Bankası, Konya Türk
Ticaret Bankası'dır,
Yine bu dönemde faaliyeti sona eren yabancı
bankalar: lonian Bank Ltd., Banka Marmaroş Blank ve
Şürekası, Banaue Belge Pour L'Etranger, İtalyan Şark
Bankası, Credit Lyonnais, Banaue General Pour Le
Commerce Etranger (Umumi Ticaret Hariciye Bankası),
Banaue Française des Pays Orient (Memaliki Şarkiye
Fransız Bankası), Banaue Chrisovele-ni (Hrisoveloni
Bankası)'dır.
Aynca American Express Coop. 1933 yılında ülkemizde
şube faaliyetini durdurmuştur.
Ülkemizde faaliyette bulunan ulusal bankaların bir
bölümünün faaliyetlerini durdurmaları veya
tasfiyeye girmeleri, çok sayıda yabancı bankanın
ülkemizdeki faaliyetine son vermesi, 1932-1945
döneminde banka ve banka şube sayısında azalışa yol
açmıştır. 1932 yılında çalışan banka sayısı 60 ve
banka şube sayısı da 483 iken, 1945 yılında banka
sayısı 40'a ve banka şube sayısı da 4ll'e düşmüştür.
Bu dönemde bankacılık faaliyetlerinin giderek daha
çok şekillenmeye başlamasıyla yasal düzenlemelere
olan ihtiyacın artması sonucu bazı kanunlar
çıkanlmıştır.
Mevduatı Koruma Kanunu: 30.5.1933 tarih ve 2243
sayılı Mevduatı Koruma Kanunu, Türkiye'de bankalara
ait devlet müdahalesini ilk defa etraflı bir şekilde
düzenleyen bir yasadır.
Mevduatı Komma Kanunu 25 maddelik kısa bir yasadır.
Bu yasanın bankaları çeşitli yönlerden sınırlayan,
onlara bazı mecburiyetler ve görevler veren
hükümleri bulunuyordu. Nitekim Mevduatı Koruma
Kanununa göre, bankalar ancak anonim, hisse senetli
komandit veya limited şirket şeklinde kurulabtliyor-du.
Mevduat kabulü için Maliye Bakanlığından izin
alınması zorunluluğu vardı. Mevduat kabulüne
başlayabilmek için her bankanın merkez ve
şubelerinin bulunduğu şehir ve kasabaların
nüfuslarına göre yasada gösterilen miktarlarda en az
ödenmiş sermayeye ve ihtiyata sahip olması şarttı.
Bu yasa 2999 sayılı Bankalar Kanunu'nun yürürlüğe
girdiği 1936 yılında yürürlükten kalkmıştır.
Ödünç Para Verme İşleri Kanunu: 8.6.1933 tarihinde
yürürlüğe giren 2279 sayılı yasa ile ödünç para
verme işleri düzenlenmiş ve bir taraftan mevduat
faizleri, diğer taraftan kredi faizleri, türlerine
göre, muayyen hadlerle sınırlandırılmıştır. Sonra bu
yasanın bazı maddeleri değiştirilmiş ve yasaya bazı
maddeler eklenmiştir.
2999 Sayth Bankalar Kanunu: Mevduatı Koruma
Kanunu'nun uygulanmasından elde edilen deneyimden
ve yabancı ülkelerin bankalar hakkında
yayınladıkları yasalardan faydalanarak 2999 sayılı
Bankalar Kanunu ha-- zırlanmış ve 1.6.1936'da kabul
edilmiştir. Milli bankacılığımızın gittikçe
gelişmesi böyle bir düzenlemeyi zorunlu kılmıştır.
69 maddeden meydana gelen bu yasa, kanuni
karşılıklarla ilgili maddeler hariç tutulursa,
değiştirilmeden 22 yıldan fazla bir süre yürürlükte
kalmıştır.
Yasa, bankaların kurulmasını izne bağlamış ve
bankaların anonim, limited veya hisseli komandit
şirketi şeklinde kurulması şartını getirmiştir. 2999
sayılı Bankalar Kanunu, 1958 yılında 7129 sayılı
Bankalar Kanunu'nun kabulü ile yürürlükten
kalkmıştır.
4-1944-1960 Özel Bankaların Geliştiği Dönem
Bu dönemde, özellikle 1950 yılından sonra izlenen
ekonomik politikada değişiklik ve II.Dünya Savaşı'nm
sona ermesi ile ekonomik hayatta görülen canlanma,
etkilerini bankacılık alanında da göstermiştir. Bu
dönemde, 1944 yılında kurulan Yapı ve Kredi Bankası
dahil edildiğinde, üçü özel kanunlarla olmak ve
bankalararası birleşmeler dahil olmak üzere 30 adet
yeni banka kurulmuştur.
1945-1960 döneminde 30 banka kurulmasına karşın,
bunların büyük bir bölümü uzun ömürlü olamamış, bir
bölümü kuruluşlarını hemen izleyen yıllarda tasfiye
olunmuşlardır. Bu dönem 4'ü yabancı banka ve 4'ü de
aynı dönemde kurulan banka olmak üzere toplam 14
adet banka faaliyetine son vermiştir. Bu dönemde
kumlan bankalardan; Denizcilik Bankası, Türkiye
Vakıflar Bankası, Türkiye Öğretmenler Bankası kamu
bankası niteliğin- dedir.
Bunların dışında özel banka niteliğinde 30 banka
kurulmasına karşın, bu bankaların büyük bir bölümü
uzun ömürlü olamamış ve
kısa sürede tasfiye olmuşlardır. Bu dönemde,
günümüzde faaliyetlerini sürdüren banka sayısı
ll'dir. Söz konusu dönemde kurulup günümüzde de
etkinliklerini sürdüren bankalar şunlardır; Derbank,
Demirbank, Yapı ve Kredi Bankası, Türkiye Garanti
Bankası, Akbank T.A.Ş., Pamukbank, Şekerbank,
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası'dır.
1945-1960 yılları arasında faaliyeti sona eren
ulusal bankalar ise şunlardır: Konya Ahali Bankası,
Nevşehir Bankası, Ürgüp Zürra ve Tüccar Bankası, Bor
Esnaf Bankası, Göynük Sanayi ve Kredi Bankası, Türk
Yapı Bankası, Konya tktisad-ı Milli Bankası, Akseki
Ticaret Bankası, Türkiye Eski Muharipler Bankası (MUHABANK),
Türkiye Muallimler, Memurlar ve Subaylar Bankası (TÜMSUBANK)'dır.
MUHA Bank ve TÜMSU Bank 1959 yılında Türkiye
Birleşik Tasarruf ve Kredi Bankası adı altında
birleştirilmişlerdir.
Bu dönemde faaliyeti sona eren yabancı bankalar
ise; Deutsche Orient Bank, De-utsch Bank, SSCB
Ticareti Hariciye Bankası, Şarki Karip Ticaret
Bankası'dır.
Bu dönemde bankacılık sektörünü ilgilendiren en
önemli yasal düzenleme ise 7129 sayılı Bankalar
Kanunu'dur. Uzun bir çalışma sonucu hazırlanan ve
2.7.1958 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan
23.6.1958 tarih ve 7129 sayılı Bankalar Kanunu'nun
bazı hükümleri yayınlandığı tarihte, diğer bazı
hükümleri ise 2.10.1958 tarihinde yürürlüğe
girmiştir.
5- 1961-1979 Planlı Dönemde Bankacılık
1960-1980 döneminde bankacılık alanındaki
gelişmeler ilk üç Kalkınma Planı'nda saptanan
esaslara bağlı kalmıştır. Kalkınma Planları ile mali
örgütleşmeye ve bankaların kaynak kullanımlarına yön
verilmesi, ihtisas bankalarına kalkınma ve yatırım
bankacılığına önem verilmesi, yeni ticaret
bankalarının kurulmasının sınırlandırılması, bu
alanda yeni kuruluşlara izin verilmemesi bu dönemin
özellikleri olarak ortaya çıkmıştır.
Bu dönemde kurulan kalkınma ve yatırım bankaları;
TC. Turizm Bankası, Sınai Yatırım ve Kredi Bankası,
Devlet Yatırım Bankası, Devlet Sanayi ve tşçi
Yatırım Bankası, Maden Bankası' dır.
Bu bankaların dışında kurulan ticaret bankaları ise;
Anadolu Bankası, Amerlkan-Türk Dtş Ticaret
Bankası, Arap-Turk Bankası'dır.
Bu dönemde faaliyetine son veren bankalar; Niğde
Bankası, Akşehir Bankası, Buğday Bankası, Tutum
Bankası, Ankara Halk Sandığı, İstanbul Halk Sandığı,
İzmir Halk Sandığı, Lüleburgaz Birlik Ticaret
Bankası, Raybank, Türkiye Kredi Bankası, Adapazarı
Emniyet Bankası, Zonguldak Efes Bankası, Türkiye
Maden Bankası, Sağlık Bankası (Şarkikaraağaç
Bankası)' dır.
Ayrıca yabancı bir banka olan Banca Commerciale
İtaliana yine bu dönemde şubelerinin tasfiyesine
başlamıştır.
1211 sayılı T.C. Merkez Bankası Kanunu, sektöre
ilişkin en önemli düzenleme olup, II. BYKP'da
öngörülen esaslara uygun olarak Banka'nın, 14.1.1970
tarihinde kabul edilen 1211 sayılı kanunla günün ve
planlı ekonominin şartlarına uygun olarak yeniden
organize edilmiş ve görev ve yetkileri
genişletilmişür.
6- 1980'den Günümüze Bankacılıkta Serbestleşme ve Dışa Açılma
Dönemi
1980 ve izleyen yıllarda IV. Beş Yıllık Kalkınma
Planı yürürlükte ise de, kamu kesimine, devletin
ekonomiyi yönlendirici işlevine ağırlık veren bu
plan uygulanmamış, plan kağıt üzerinde kalmıştır.
1980 ve sonrasında şeklen kalkınma planlarının var
olmasına karşın, bu dönemi planlı olarak
nitelendirmek olanaklı görülmemektedir. Bu nedenle
1980 sonrası taşıdığı özellikler nedeniyle planlı
dönemden ayrılmıştır.
1980 sonrasında bankacılık alanındaki gelişmeler şu
şekilde özetlenebilir;
a) Faizlerin Serbestleştirilmesi, Mevduata Pozitif
Faiz (Enflasyon Oranının Üstünde) Ödenmesi
1 Temmuz 1980 tarihinde gerek kredi, gerek mevduat
faizleri büyük ölçüde serbest bırakılmış ve bu
serbesti, "Türkiye'de Temmuz Bankacılığı" sloganı
ile ifade edilmiştir Faizlerin serbest bırakılması
kısa sürede mevduat faizlerinin ve buna bağlı
olarak banka kredi faizlerinin büyük boyutlarda
artmasına yolaçmıştır.
1982 ve 1983 yıllarında yaşanan banka ve banker
bunalımı, mevduat faizlerinin yeniden idari
kararlarla saptanması yöntemine yol açmış, mevduat
faizlerinin belirlenmesi konusundaki serbesti
1.1.1983 tarihinde sona ermiştir. Ancak 1987 yılı
ortalarında mevduat faiz serbestisine dönülmüş, 1989
yılında bankalararası faiz yansının kızışması,
mevduat faizinin büyük boyutlarda artması üzerine
T.C. Merkez Bankası üst sınır getirme gereğini
duymuştur. Yasal olarak ülkemizde mevduata verilecek
en yüksek ve en düşük, diğer bir deyişle tavan ve
taban mevduat faizlerini tespite, faiz oranlarını
kısmen veya tamamen serbest bırakmaya Bakanlar
Kurulu, Bakanlar Kurulu'nun yetki delege etmesi
halinde T.C Merkez Bankası yetkilidir.
b) Yabancı Bankaların Kurulmasına veya Türkiye'de
Şube Açmalarına Elverişli Ortam Yaratılması
1929 Dünya ekonomik bunalımından sonra Türkiye'de
faaliyette bulunan yabancı bankaların sayısı sürekli
azalırken, 1980 yılından sonra yabancı bankaların
Türkiye'de şube açmaları ve Türkiye'de yeni yabancı
bankaların kuruluşu ile 1997 yılı sonunda yeni
yabancı banka sayısı 21 olmuştur. Ayrıca 1980'li
yıllarda yabancı bankaların ortak olduğu yeni
ulusal bankaların kurulduğu ve yabancı bankaların
mevcut ulusal bankalara iştirak ettikleri de
görülmüştür.
Ülkemizde şube açan bankaların Türkiye'de kurulmuş
banka statüsüne dönüştükleri de olmuştur. Bu
bağlamda The First National
Bank of Boston'un Türkiye Merkez Şubesi, Türk Boston
Bank A.Ş.; Manufacturers Hano-ver Trust Company
Türkiye Merkez Şubesi, Manufacturers Hanover Bank
A.Ş. (bu banka 1992 yılında Chemical Bank A.Ş.
unvanını almıştır); Banque İndosuez istanbul
Türkiye Merkez Şubesi, Turkish Bank A.Ş.; Bank of
Bahrain and
Kuwait
B.S.C., Bank of Bahrain and Kuwait A.Ş. (bu banka
1992 yılında Tasarruf ve Kredi Bankası A.Ş.
unvanını almıştır) yeni statüleri ile faaliyete
geçmişlerdir.
c) Yeni Ticaret Bankalarının Kurulmasına İzin
Verilmesi
Kalkınma Planlarının, Türkiye'de yeterli Ticaret
Bankası bulunduğu görüşünden hareketle daha çok
ihtisas bankalarına öncelik verilmesi, bu tür
bankaların geliştirilmelerine ilişkin ilkelere
karşın, 1980 sonrasında yeni ticaret bankalarının
kuruluşuna izin verilmiş ve bu dönemde yeni bankalar
kurulmuştur. Bu bankaların bir bölümü daha önce de
belirttiğimiz gibi, şube açarak ülkemizde faaliyete
geçen yabancı bankaların merkez şubelerinin
Türkiye'de kurulmuş banka statüsüne dönüşmeleri ile
oluşmuştur.
d) Türk Bankacılığının Dışa Açılması
Yabancı bankalar Türkiye'de şube açarken ve yabancı
bankalar kurulurken ulusal bankalar da yabancı
ülkelerde şubeler, temsilcilikler açma, yurt
dışında banka kurma ya da yurt dışında mevcut
bankaların sermayesine katılma yoluyla dışa açılma
çabası içine girmişlerdir. Türk bankalarının 1980
sonrasında dışa açılmaya giderek daha fazla önem
vermelerini, uluslararası finansal pazarlarla daha
yakın ilişkiler kurmaya amaçlamaları, AT ülkeleri
arasında teknik, fiziksel ve mali engellerin
kaldırılmasıyla oluşan büyük boyutlu finansal
pazarlarda yer tutabilme isteği ile
açıklayabiliriz.
e) Bankaların Kaynak Yapılarının Değişmesi
1980 öncesi ticaret bankalarının ana kaynağı TL
mevduat iken 1980 sonrasında bankaların yeni
kaynaklar geliştirdiği görülmektedir. Özellikle 1984
yılından sonra döviz tevdiat hesapları hızlı bir
artış göstererek 1997 yıl sonunda toplam mevduatın %
56'sını aşmıştır. Yurt dışından sağlanan döviz
kredileri, bankalararası para piyasasının gelişmesi,
varlığa dayalı menkul değer çıkarılması bankalara
mevduat dışında da kaynak sağlamıştır.
f) Bankacılıkta Otomasyonun Artması ve Elektronik
Bankacılığa Geçiş
İletişim teknolojisinde gelişme, etkisini
bankacılıkta da göstermiş bankacılıkta bilgisayar
kullanımı arttığı gibi, elektronik fon transferi
yaygınlaşmış, banka şubelerinin yerlerini vezneler
almaya başlamış, bankalar gelişen teknolojiden
yararlanarak yeni hizmetler teknolojiler, finansal
ürünler geliştirmeye başlamışlardır.
1980 sonrasında bankacılık alanında kurumsal
gelişmeler incelendiğinde, dikkati çeken gelişme
ülkede faaliyette bulunan banka sayısındaki
artıştır. Gerçekten 1980 yılı başında ülkede
faaliyette bulunan banka sayısı 44 iken, 1997 yılı
sonu itibari ile bu sayı T.C. Merkez Bankası hariç
72'ye yükselmiştir.
Bu dönemde ülkemizde banka kurmak ya da şube açmak
suretiyle faaliyete geçen yabancı bankalar
şunlardır; BNP Ak Dresdner, Midland Bank, Türk
Sakura Bank, Ulusal Bank, Bank Mellat, Citibank,
Credit Lyonnais, Habib Bank, ING Bank, Kıbns Kredi
Bankası, Societe Generale Bank, The Chase Manhattan
Bank, Westdeutsche Landesbank, Bankers Trust,
Indosues Euro Türk Merchant Bank, Ta-ib Yatırım
Bank'dır.
1982-1983 yıllan arasında faiz yarışına giren
bankalar önemli bir bunalım yaşamışlar ve bu
1983-1984 yılları arasında altı ulusal bankanın
faaliyetine son vermesine neden olmuştur. 1983
yılında Hisarbank, İstanbul Bankası, Ortadoğu
İktisat Bankası, zorunlu olarak T.C. Ziraat
Bankası'na devredilmiştir. İşçi Kredi Bankası'nm ise
bankacılık faaliyeti durdurulmuştur. 1984 yılında
istanbul Emniyet Sandığı, T.C. Ziraat Bankası ile
birleşmiş, Türkiye Bağcılar Bankasının da bankacılık
yapma yetkisi kaldırılmıştır, izlenen ekonomik
politikanın bankacılık kesiminde doğurduğu bunalım,
tümüyle sona ermemiş, 1987 yılında Türkiye
Öğretmenler Bankası, zorunlu olarak kamu sermayesi
ağırlıklı banka haline dönüştürülmüş,
1992 yılında da Türkiye Halk Bankası'na katılması
kararlaştırılmıştır. 1988 yılında da Çay-bank'ın
bankacılık faaliyeti yapması durdurulmuş, daha
sonra bu banka Derbank adıyla faaliyetini
sürdürmüş, Anadolu Bankası da Türkiye Emlak Kredi
Bankası ile birleştirilmiştir.
1980 sonrası kurulan ulusal bankalar ise, dış
ticarette uzmanlaşma amacı güden,
1993 yılında bankacılık faaliyeti durdurulan ve 1988
yılında Impexbank unvanını almış olan Türkiye
ithalat ve ihracat Bankası (TİTÎBANK), Adabank, Koç-American
Bankası, Tekstil Bank, BNP-Ak Dresdner Bank,
Finansbank, 1993 yılında bankacılık faaliyeti
durdurulan ve 1991 yılında Marmara Bankası unvanım
almış olan Netbank, Türkiye Turizm Yatırım ve Dış
Ticaret Bankası, Birleşik Yatırım Bankası, Tek-fenbank,
Alternatif Bank, Bank Ekspres, Top-rakbank, Kentbank,
Park Yatırım Bankası, Tat Yatırım Bankası, Etibank
A.O., Garanti Yatırım ve Ticaret Bankası (MNG Bank),
Oyakbank, Site Bank, Yurtbank, EGS Bank, Takasbank
A.Ş., Anadolubank ve Denizbank'tır.
1994 yılında bankacılık sektörü çok hızlı
devalüasyon ve halkın panik olarak bankalardan
paralarını çekmesi nedeniyle büyük bir bunalım daha
yaşamış ve bu dönemde de üç bankanın bankacılık
yapma izni kaldırılmıştır. 11 Nisan 1994 tarihinde
Bakanlar Kurulu Kararı ile Türkiye Turizm Yatınm ve
Dış Ticaret Bankası A.Ş.'nin, 20 Nisan 1994
tarihinde Marmara Bankası A.Ş.'nin, 24 Nisan 1994
tarihinde Türkiye ithalat ve ihracat Bankası (Impex-bank)
A.Ş.'nin bankacılık yapma ve mevduat kabul etme
izinleri kaldırılmıştır.
Bu dönemde, 1987 yılında Devlet Yaü-rım Bankası,
Türkiye İhracat Kredi Bankası
(Türk Eximbank) şekline dönüştürülmüş; Türkiye
Emlak Kredi Bankası ile Anadolu Bankası 1988
yılında, Türkiye Emlak Bankası (Konut-bank) adı
altında birleştirilmiştir.
Bank Kapital Türk A.Ş. ve Birleşik Türk Körfez
Bankası sermaye dağılımındaki değişikliklerden
dolayı ulusal banka statüsüne dönüşmüşlerdir.
Sümerbank 27.10.1995 tarihinde özelleştirilerek özel
sermayeli ticaret bankası grubuna geçmiştir.
Aynı dönemde faaliyetine son veren bankalar ise;
Hisarbank, İstanbul Bankası, Ortadoğu İktisat
Bankası, İşçi Kredi Bankası, İstanbul Emniyet
Sandığı, Türkiye Bağcılar Bankası, T.Öğretmenler
Bankası, Çaybank, Devlet Yatırım Bankası, Anadolu
Bankası, Türkiye Öğretmenler Bankası A.Ş. (TÖBANK),
Denizcilik Bankası T.A.Ş., Türkiye Turizm Yatırım
ve Dış Ticaret Bankası A.Ş., Marmara Bankası A.Ş.,
Türkiye İthalat ve İhracat Bankası (lmpexbank)
A.Ş., American Express 1BC, Bank of Credit and
Commerce International (BCCV'dır.
Bankacılık sektörüne yönelik olarak 1980 sonrası en
önemli düzenleme 3192 sayılı Bankalar Kanunu'dur.
3182 sayılı Bankalar Kanunu, 25 Nisan 1985'te son
şeklini almış, 2 Mayıs 1985'te de yürürlüğe
girmiştir. Bu Kanun ile 7129 sayılı Bankalar
Kanunu'nun bazı maddelerinin değiştirilmesine
ilişkin 28 sayılı Kanun hükmünde kararname ile,
bankalar hakkındaki 70 sayılı Kanun hükmünde
Kararname değiştirilerek kabul edilmiştir. Bu
kanun, bankalar için tekdüzen hesap planı, tip
bilanço ve kar-zarar cetveli öngörmüştür. Kanun'da
banka özkaynakları, ödenmiş sermaye veya
Türkiye'ye ayrılmış sermaye ile yedek akçelerden
oluşmaktadır. Yine bu Kanun'un 78. maddesi uyarınca
Bakanlar Kurulu'nun yapmış olduğu düzenleme bankalar
için zorunlu en az sermaye ve şubelere ayrılması
gereken sermaye tutarlarını önemli ölçüde
artırmıştır. Bu Kanun ayrıca yerli ve yabancı
bankaların açılma ve şube sayısını artırmaları ile
ilgili kurallan, muhasebe ve denetim
standartlarını, tasarruf mevduatı sigorta fonunu,
bankaların kredi alacak-lannm tahsilinin
hızlandırılmasına ilişkin maddeleri içermektedir.
3182 sayılı yasa ile banka-lann denetim ve
gözetimine ilişkin ek düzenlemeler yapılmış ve
bankalar daha sıkı takibe alınmıştır. Banka genel
müdürü için aranan şartlar süre hariç, banka yönetim
kurulu üyelerinin yarıdan bir fazlası için de
aranarak, banka yönetimi bankacılığı bilen kişilere
bırakılmaya çalışılmıştır. Bakanlar Kurulu kararı
ile bankalara muhtemel zarar karşılığı ayrılması
zorunluluğu getirilmiş ve bankaların mevduat
hesaplarının altı aydan daha kısa tespit edile-miyeceği
hükmü kaldırılmıştır. Kanun ile bankalar için bir
örnek muhasebe ve rapor sistemi oluşturulmuş ve
böylece bankaların şeffaflaştırılması yönünde
önemli sayılabilecek adımlar atılmıştır.
Türk Bankacılık Sektörü, Cumhuriyet döneminde
yaşadığı gelişmeler, özellikle 1980 sonrasında
gerçekleştirdiği faaliyetler sonucunda hem ülke
ekonomisinde hem de uluslararası boyutta önemli
aşamalar kaydetmiştir. Bunun sonucunda bankacılık
sektörü sunduğu hizmet çeşitleri, sahip' olduğu
teknoloji ve insan kaynakları açısından bir taraftan
ülke ekonomisinin en önemli kurumsal yapısını
oluştururken, diğer taraftan da uluslararası
platformda gerekli rekabet gücünü yakalamış
bulunmaktadır.
|