Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Devlet Yatırımları Üzerine 

Toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasi bakımdan teşkilat­lanmış millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlığa "devlet" adı verilir. Halk dilinde, devlete "Devlet Ba­ba", hükümetin tüm resmi dairelerine "Devlet Kapısı" deni­lir. Bir milletin yönetimle ilgili ve ekonomik işlevlerinin devlet­çe birleşik bir yönetim altında bütünleştirilmesi siyasetine de, "Devletçilik" olarak tanımlamak gerekir.

Türkiye Cumhuriyeti kuruluşundan bugüne bir devlet ol­ma Özelliğine sahiptir. Türk Devleti diye isimlendirdiğimiz bu devlet, devlet olabilmenin gereklerini, kuruluşundan bugüne kadar yerine getirme çabası içindedir. Yani Devlet Baba olmak için olanca gücüyle çalışmaktadır. Devlet Baba, özellikle Türk ülkesinin ekonomik işlevlerinin devletçe birleşik bir yönetim altında bütünleşitirilmesi siyasetini uygulamakta ve bu yöndeki yatırımlarım bir plan dahilinde gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Hem de yatırımların daha isabetli olması için, Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) adında bir de müsteşarlık kurmuştur. 

Türk Devleti, kuruluşundan bugüne aralıksız tam 73 yıl­dır, ülkenin kalkınması için yatırım yapmaktadır. Yapılan yatı­rımlara bakılırsa, Türkiye'nin süper kalkınmış bir ülke olması ve gelişmiş ülkeler arasında yerini alması gerekiyordu. Oysa, Dünya Kalkınma İstatistikleri'ne baktığımızda, Türkiye'nin ha­la Kalkınmakta Olan Ülkeler ya da Gelişmekte Olan Ülkeler arasında yerini aldığını görüyoruz. Yatırım çok fazla, kalkınma seviyesi çok düşük. Peki, neden? 

Kalkınmanın yavaş olmasının, kuşkusuz çok çeşitli neden­leri var. Ancak bir tanesi var ki, çok önemli. Çünkü bu neden var olduğu sürece, değil ikinci bir 73 yıl, 73 bin yıl geçse, ülke­nin kalkınması mümkün görülmemektedir. Nedir bu kadar önemli olan neden? Cevap tek kelime; Denetimsizlik.

Yurt çapında, yaklaşık 15 yıldır sürdürdüğümüz araştır­malarda, devletin yatırımlarının her bölge veya yöreye fazlasıy­la yapılmış olduğunu tesbit ettik. Hele Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri'mize devletin yapmış olduğu yatırımlar, geçmişten bugüne bir gözden geçirilse, hayrete düşmemek elde değil. Bu kadar fazla yatırıma karşılık, hala bu bölgelerin kalkınmada ön­celikli yöreler içinde yeralması oldukça düşündürücü ve üzerin­de ısrarla durulması gereken bir konu olarak karşımıza çıkıyor. 

Denetimsizlik, kuşkusuz kalkınmada öncelikli yörelerimi­zi, derinden yaralıyor. Çünkü, görece çok yatırım yapıldığı bi­len bölge insanları, hala devlete muhtaç olduklarını ve kalkına-mamış olduklarını görünce kahroluyorlar. Hem de, sürekli Dev­let Baha'dan yatırım istemekten bıkmış ve usanmış olan bu in­sanlar kırgın ve küskün. Devlet, bu bölgelere yatırım için dü­şük faizli krediler açmış. Dünya Bankası'ndan kredi sağlayarak, hayvancılık geliştirme projeleri hazırlamış, velhasıl bol bol maddi imkanını bu bölgelere akıtmış. Ne varki, bu yatırımlar, yerinde kullanılmayarak, başka bölgelere kaydırılmış. Yerinde yapmış olduğumuz araştırmalarda, bizzat biz bunlara şahit ol­duk. Geçmişte, üzerinden 5-6 defa kredi alınıp, kredilerin başka bölgelerde kullanıldığından çürümeye terkedilmiş besihaneler, hatta fabrikalar gördük. Yıkılmaya terkedilmiş bu tesislerin bir suçlusunu aradık. Buldjuğumuz suçlu; Denetimsizlik. 

Nitekim, yakın geçmişte, bu yanlış uygulamayı, devletin en üst yetkili getirmişti. Bundan 5 yıl önce zamanın Cumhurbaşkanı, Siirtli işadamlarını kabul edişinde, yatırun is­teyen işadamlarına; "Devlet, Siirt'e gereğinden fazla yatırım yapmıştır. Ancak siz bu yatırımları, Siirt'e değil, başka bölgele­re kaydırdınız." deyivermişti. Aslında bu söz çok doğruydu. Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne, değirmenin çarkı böyle dönüyordu. Ancak bunu anlamak 70 yıla maloldu. Peki, şimdi ne yapmak gerekiyor? Yatırımlara tamam mı, yoksa devam mı?

Elbette, yatırımlara devam edilmelidir. Ancak, geçmişte yapılan tüm yatırımlar, tek tek incelenmelidir. Devlet Baha'nın, kalkınmada öncelikli yörelere yönelik programlar geliştirmeye çalıştığı, bugünlerde konu ayrıntılı bir şekilde ele alınmalıdır. Devlet, yatırımlara başlamadan önce, etkin bir denetim ağı kur­malıdır. Bir baba, çocuğuna verdiği harçlığın hesabını nasıl so­ruyorsa, Devlet Baba'da, halkına yaptığı yatırımların hesabını mutlaka sormalıdır. Yoksa, "sorumsuz baba= sorumsuz devlet, müsrif çocuk= müsrif halk" benzeşmesi ortaya çıkar. 

Aslında yapılacak iş çok basittir. Önce, mevcut Denetim Kanunu yeniden gözden geçirilmeli ve kanundışı bu davranışla­ra fırsat tanımayacak yeni bir Denetim Kanunu çıkarılmalıdır. Politik baskılardan uzak bir denetim politikası uygulamak şart­tır. Artık "Devletin malı deniz, yemeyen domuz!" düşüncesi, tamamen zihinlerden silinmelidir. Çünkü deniz kadar bol olan devlet malının kaynakları, yine halkın emeğidir. O malda, tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı vardır. Yetimin hakkını gözetmek de, Devlet Baha'nın en kutsal görevidir. Çok kutsal olan bu gö­revin, en kısa formülü ise; "Yeterince Yatırım + Etkin bir De­netim = Kalkınmış Bir Türkiye"dır. 

Doç. Dr. Ramazan OZEY

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005