Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Devletin Dış Borçlanmasının Etki ve Sonuçları

Devletin Dış Borçlanması ve Ekonomik Kalkınmaya Etkisi

Devlet borçlarının, borç yönetimine, borçların bileşimi ve ödenmesine bağlı olarak ekonomik yapı üzerinde çeşitli etkileri ortaya çıkar. Devlet borçlanması, ekonomik kalkınma açısından önemi büyüktür. Ancak bu önem, borçlanmadan sağlanan finansmanın verimli yatırımlara dönüştürülebilmesiyle değer kazanır. Verimli yatırımlara yöneltilmiş bir borç, çarpan etkisi içerisinde yeni yatırım hadlerinde bir yükselme yarattığı ölçüde, bu yatırımlarla ilgili olarak çarpan katsayısı kadar bir artış ortaya çıkacaktır. Dolayısıyla; borçlanmadan alınmak istenen verimin sağlanabilmesi ya da başka bir deyişle borçlanmanın, ekonomik kalkınmada etkili olabilmesi için, kalkınma amacına yönelik borç uygulamasına başvurulması gereği vardır.

Günümüzde özellikle azgelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için dış kaynaklar daha fazla önem kazanmaktadır. Kalkınma çabası içinde bulunan azgelişmiş ya da gelişmekte olan ülkeler sermaye ihtiyaçlarını gidermek amacıyla gelişmiş ülkelere yönelmişlerdir. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin kalkınmalarını sağlama çabaları sırasında karşılaştıkları en önemli sorunlardan birisi, dış borçların yarattığı "borç yükü" olup, alındığında ülke ekonomisine katkıda bulunan dış borçlar, süresi sonunda ödenecekleri zaman güçlük oluştururlar, Dolayısıyla, dış borç ya da tasarruf kullanımının, gelecek dönemlerin iç tasarrufların şimdiden kullanımı anlamına geleceğinden ve gelecek nesillerin borç yükünü bugünden ağırlaştıracağından, kullanılan dış borçların ve dış borçlanmada kullanılan kaynakların son derece verimli bir şekilde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Devletin Dış Borçlanmasının Ekonomik Yapıya Etkisi

Devlet borçlanmasının ekonomide denge sağlayıcı ya da koruyucu yönde etkilerinin sağlanabilmesi için, üretim ve tüketim düzeyi üzerinde çeşitli etkilerinin olması gerekmektedir. Devlet borçlanmasının; tüketim düzeyi üzerindeki etkisi iki yönlü olarak incelenebilir: Bunlar genişleme ve daralma yöndeki etkileriyle ilgilidir. Devlet borçlanması satınalma gücü üzerinde vergi kadar olmasa da daraltıcı bir etki yaratmaktadır. Özellikle isteğe bağlı olmayan borç uygulamalarında yaratılan etki, erginin yarattığı etkiye yaklaşmaktadır. Ekonominin içinde bulunduğu koşullara göre, devlet tarafından borç adı altında çekilen fonlar, ekonominin çeşitli kesim ve aşamalarında daraltıcı yönde etkili olabilmektedir. Özellikle enflasyonist dönemlerde; ekonomideki satınalma gücünü daraltmak için vergi politikası ve para politikası yanında uygulanabilen bir niteliğe sahip olan borç yönetiminin başarısı, kuşkusuz; sağlanan fonların kullanımı ile de yakından ilgili olmaktadır. Devlete borç vermiş kişilerin, ileride bu paraları faiz ve diğer çıkarlarıyla geri alacaklarını düşünüp, mevcut harcama düzeylerini yükseltmeleri sonucu genişletici etkiyle karşılaşacağıyla ilgilidir.

Devletin Dış Borçlanmasının Gelir Dağılımına Etkisi ve Borç Yükü

Borçlanma genel olarak; yapıldığı dönemde bir gelir teşkil etmesine karşılık, gelecek yıllarda ekonomi için bir yük oluşturmaktadır. Borçlanmayla finanse edilen harcamalardan borçlanmanın yapıldığı dönemde yararlanıldığı halde, bu borçların servisi gelecek yıllara bırakılmakta böylece gelecekte, vergilerle borçların faiz ve anaparasını ödeyebilmek için harcama olanaklarında kısıntı yapmak zorunda kalmaktadırlar.
Bir başka görüşe göre; borçlanmanın servisinin vergilerle yapıldığı kabul edilmekle birlikte, belli bir satınalma gücünün toplumdaki bir grup insandan alınıp başka bir gruba verilmesi şeklinde yorumlanmaktadır

Borç uygulaması nedeniyle, bazı kimselere yapılan faiz ödemeleri ve bunun için herkesten alınan vergiler sonucu yaratılan fayda ya da maliyet, toplumun gelir dengesi üzerinde etkili olmaktadır. Faizi elde edenler, vergiyi ödeyenlerden farklı olduğu ve faizi sağlayanlardan daha varlıklı ve gelire daha az muhtaç oldukları oranda, gelirin yeniden bölümü ile ilgili olarak önemli etkiler ortaya çıkar. Kamu borçları, geleceğe daha az sermaye malı bırakan, sınırlanmış bir sermaye birikimi politikası güdüldüğünde, geleceğin üretim olanakları doğrudan etkilenir

Devlet borçlanması; nesiller itibariyle de geliri yeniden dağıtıcı etki yaratabilmektedir. Borçlanma sonucu yaratılan fonlarla gerçekleştirilen hizmetlerin katkıları, gelecek nesilleri de ilgilendirmekle birlikte daha çok bugünkü nesile yöneliktir.

Devletin Dış Borçlanmasının Üretim Faktörlerine Etkisi

Devlet borçlanmasını mal ve hizmet ithali olarak değerlendirmeye çalıştığında, mal ve hizmet fiyatları üzerinde çeşitli etkileri olacaktır. Mal ve hizmet arzında diğer faktörlere göre bir artış meydana geleceği için fiyatların yükselmesini azaltıcı bir etki oluşturacaktır. Eğer dış borç, sermaye yatırımlarına yönlendiriliyorsa, daha önceki sermaye, doğal kaynak, emek ve girişimci oranında düşüş kaydedilecektir. Dolayısıyla bu faktörlerin fiyatlarında bir yükselme eğilimi ortaya çıkacaktır. Toprağın, diğer üretim faktörlerine oranla mobilitesinin ve çoğaltma olanağının olmaması gibi özellikleri nedeniyle serbest piyasa şartlarında, Pazar fiyatı yükselecektir.

Devletin Dış Borçlanmasının Döviz Kurlarına Etkisi

Döviz kurlarının sabit olması durumunda, ihracata göre ithalatın nisbi olarak azalması nakdi satınalma gücünü ve talebini artıracaktır. Azgelişmiş ülkelerde ekonomik şartlardaki elastikiyetin olmaması nedeniyle iç fiyat ithalat fiyatlarına göre daha fazla artmaktadır.

Döviz kurlarının dalgalı olması durumunda, dış ticaret bilançosunun fazlalık vermesi yabancı para değerinin ulusal paraya göre değer kaybetmesine yol açar. Çünkü bu durumda oluşan döviz arzı, döviz talebinden fazla olacaktır.

Bu iki durumda da dış ticaret bilançosu fazlalık veriyorsa, ticaret hadleri önem kazanmaktadır. Ticaret hadlerinin azgelişmiş ülke lehine dönmesi gelişmiş ülkelerden, ülkeye sermaye akımının girmesi gibi sonuç doğurmaktadır. Çünkü ihraç maddelerindeki fiyat artışları ülkenin ihracat gelirlerini arttıracak dolayısıyla kalkınma için gerekli olan sermaye mallarını satınalma olanağı da artacaktır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005