Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Gelişmekte Olan Ülkelerin Dış Borçlarında Meydana Gelen Gelişmeler ve Bu Ülkelerin Karşılaştıkları Sorunlar

 1980'li yılların başından bu yana gelişme yolunda olan Üçüncü Dünya Ülkelerinin hemen hemen yarıya yakın kısmı, önemli dış ödeme sorunlarıyla karşılaşmışlardır. Bu sorunların ortaya çıkmasında iki önemli sebep vardır. Bunlar; bu ülke ekonomilerinin "yapısal zayıflık ile borçlu ülkelerin izledikleri başarısız ekonomi politikalarıdır. Bunlara ek olarak dünya ekonomisinde görülen durgunluk, reel faiz oranlarında meydana gelen artış, temel ürünlerin ihraç fiyatlarında ortaya çıkan düşme, yeni ticari, borç bulmada' karşılaşılan zorluklar da, Gelişmekte Olan Ülkelerin önemli dış ödeme güçlükleriyle karşılaşmalarında etkili olmuştur. Dış ödeme sorunu olan ekonomilerin dış borcu yüksek olduğu için, bu ülkeler, iç talebi kısıtlayıcı ve ithalatı azaltıcı tedbirlere zaman içinde başvurmuşlardır. 

1980'den bu yana gelişme yolunda olan ülkelerin dış borçtan hızla artmıştır. Bütün borçlu ülkelerin toplam borçlan 1973 yılında 100 milyar do­lar iken, bu meblağ 1989'da 1.3 trilyon doları aşmıştır. Bunun yarıdan fazlası, en çok borçlu 17 ülkeye aittir. Borçların büyük bir bölümü kısa vadeli' ve yüksek faizli ticari banka borçlan olduğundan, bu durum borçlu ülkelerin ö.deme yükümlülüklerini daha da zorlaştırmaktadır. 

1987 yılında Gelişmekte Olan Ülkelerin GSMH'ları içinde dış borçların oranı yüzde 37.7'dir. Özellikle dış borç servis oranı ve ek dış borç elde etme imkanının kısıtlı olması, en borçlu on yedi ülke ile Afrika'nın Sahra Altı ülkelerinde ekonomik büyümeyi önemli ölçüde tehdit etmektedir. Onyedi en borçlu ekonomi ele alındığında bu ülkelerde 1982 yılında yüzde 32 olan dış borç / GSMH oranı, 1987'de yüzde 54'e yükselmiştir. Onyedi ülkeden 1982 - 1987 döneminde dışarıya 93 milyar dolarlık bir kaynak transferi olmuştur. ,Benzer şekilde dış borcu yüksek Latin Amerika ülkelerinden, aynı yıllar arasında dışarıya 150 milyar dolarlık bir kaynak akışı meydana gelmiştir. Bu miktar, bölge ülkelerinin GSMH'nın yüzde 4'ne, ihracat gelirlerinin ise yaklaşık yüzde 25'ine karşılık gelmektedir 

Tarihi geçmiş içinde' incelendiğinde, Fransa'nın 1870-71 savaşından sonra Prusya'ya ödemiş olduğu tazminatın GSMH'ya oranı dışında (1872­-1875: yüzde 5.6) hiçbir dönemde oran, bu kadar yüksek olmamıştır. Almanya'nın Birinci Dünya Savaşı sonrasında ödediği savaş tazminatının GSMH'ya oranı 1924-1932 yıllarında yüzde 2.5, İngiltere'nin Napolyon Savaşları esnasında Avrupa müttefiklerine ödediği savaş yardımlarının 1793-1985 döneminde GSMH'ya oranı yüzde 1'dir. Gelişme yolundaki ülkelerden dışarıya transfer edilen ve önemli miktarlara ulaşan bu kaynaklar, dış borcu yüksek olan ülkelere, yarı resmi ve özel kaynaklardan taze fon transferini zorunlu kılmaktadır. 

Yukarıda belirtilen ve önemli dış borç sorunu ile karşılaşan Gelişmekte Olan Ülkelerin yanında yer alan Asya'nın borçlu ülkeleri, diğerleri kadar önemli borç ödeme sıkıntısı içinde bulunmamaktadırlar. Çünkü bu ülkeler, dünya ekonomisinde değişen şartlara başarılı bir uyum göstermişlerdir. Filipinler dışında diğerlerinin borçları önemli miktarlara ulaşmamaktadır. Nispeten dış borcu fazla olan Güney Kore ve Tayland gibi ülkeler, borç krizinden korunmayı başarmışlar, ihraç yönlü dış ticaret politikalarına önem vererek sıkı bir mali yönetim ile bunu başarabilmişlerdir. Bu grupta sadece Filipinler bir istisna teşkil etmektedir. Adı geçen ülkenin sanayileşmiş batılı bankalara olan borcu 14.1 milyar dolara ulaşmış ve 1985'te GSMH'nın yüzde 48'ine kadar yükselmiştir.  

Gelişme yolunda olan ülkelerin bugün karşı karşıya bulundukları dış borç krizi, bu ülkelerin üç temel sorunla karşılaşmalarına yol açmıştır. Birinci sorun, mali niteliktedir. Borçlu ülkelerin dış borçlarının çok büyük bir kısmının kamuya ait olması dolayısıyla hükümetler, bu borçları ödeyebilmek için dört yola başvurmaktadırlar: 

a) Yatırım, eğitim ve diğer kamu harcamaların. kısmaya çalışmakta,

b) Yüksek vergi almakta,

c) Yeni hazine bonoları ihraç etmekte.

d) Enflasyonist bir politika izlemektedirler.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005