Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

İklim Değişikliği ve Tarım Sektörü

Robert Malthus 1800’lü yıllarda “Nüfüs Artış Teorisi” adı altında bir teori ortaya atmış ancak o dönemin popüler teorisinin zamanla gerçeği yansıtmadığına kanaat getirilmiştir. Bu teoriye göre insanın iki temel güdüsü vardır. Bunlardan ilki yemek diğeri ise üremektir. Malthus’a göre gıda üretimi aritmetik olarak artmaktayken, insanların çoğalması ise geometrik olarak gerçekleşmekte ve bundan dolayı bir süre sonra gıda ihtiyacı karşılanamaz hal alacaktır. Tüm bu karamsar ve tutarlı varsayımlara rağmen Malthus’un kehanetinin gerçekleşmemesinin gerekçesi hesaplarına katmadığı teknolojinin gelişmesiyle beraber tarımsal üretim verimliliğinin hızla artmış olması ve nüfus artışının gerçekleşebileceği bir ortam hazırlanmasıdır.

Tarım sektörü son 80 yıldaki gelişimini büyük ölçüde tarımda makineleşmeye, gübrelemeye, sulamaya ve ilaçlamaya borçludur. Tüm bu faaliyetler sonucunda üretim alanlarının tamamı işlenir hale gelmiş, üretim maksimuma ulaşmış, kullanıma müsait olmayan araziler tarıma açılmıştır. Tarımda mekanizasyon üretim artışı için tüm bu avantajları sağlasa da diğer taraftan atmosferik gaz seviyesinin bozulmasına neden olmuştur. Günümüzde tarımsal üretim iklim değişikliğinin yaklaşık olarak %14’ünden sorumludur.

Tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan sera gazlarının üretiminin %48’lik kısmı toprağın işlenmesi sırasında toprakta birikmiş olan gazların ortaya çıkmasıyla oluşur. Bu oranı, %32 ile hayvanların beslenmesi sırasında ortaya çıkan metan gazı izlemektedir. Dünya genelinde çiftlik hayvanları olarak beslenen koyun, keçi, sığır gibi hayvanlar en çok metan gazı salan hayvanlardır. Hayvancılık sektörü metan gazı salınımını iki yoldan gerçekleştirmektedir. Bunlardan ilki, hayvanların geviş getirmesi sırasında mikro organizmaların karbonhidratları parçalaması sonucu ortaya çıkan metan gazıdır. İkinci yol ise hayvan gübrelerinin oksijensiz ortamlarda bırakılması sonucu ortaya çıkan metan gazı emisyonudur.

Diğer en büyük etmen ise dünyada 3 milyar insanın ana öğünlerinden birisi olan pirinç’in üretimi sırasında ortaya çıkmaktadır. Pirinç’in yetişebilmesi için toprağın nemli tutulması gerekmektedir. Genellikle su altında olan bu topraklar toprağın oksijen alımını kesmekte ve buna bağlı olarak topraktaki organik maddelerin, anaerobic fermantasyon yapmasına neden olmaktadır. Bu da çeltik üretimi yapılması sırasında sera gazlarının oluşmasına sebebiyet vermektedir. Diğer bir etmen olan gübreleme ise, verimliliği arttırmak üzere kullanılan suni gübrelerin daha sonra yapılarını değiştirmeleri sebebiyle azot’a dönüştürmekte ve atmosfere karışmaktadır.
 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005