Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kamu Yönetiminde Kırtasiyecilik Çözüm ve Öneriler 

Sahabettin Harput 

Bilindiği gibi kırtasiyecilik, bugün Ülke­mizde yönetimin başına musallat olmuş en büyük hastalıklardan biri olarak karşımıza çık­maktadır.

Kırtasiyecilik, bürokrasi ve yönetim sis­temimizin içine yerleşmiş gereksiz formalite ve işlemler olarak tanımlanabilir.

Kırtasiyecilik bu manada eskilerin deyi­miyle "eşya içinde boğulmaktır." Konuya bu şekilde yaklaştığımızda idare sistemimiz ve uygulamada maalesef korkunç bir tablo karşı­mıza çıkmaktadır.

Ülkemizde kırtasiyeciliğin temelinde yatan en önemli unsurlardan birisi, önce in­sanımızın kendini aşamamasıdır. Bugün maa­lesef hala ciddi olarak zihinlerde ve fikirlerde kırtasiyeciliğin en büyük tohumlarının gizli ol­duğunu görmekteyiz.

Bunun hemen yanında yönetim sistemi­mizin kuruluşu, işleyişi ve hantal yapısı da uy­gulamada kırtasiyeciliği yaratan ikinci ana un­sur olarak karşımıza çıkmaktadır. 

Ve nihayet teşkilat yapılanmasında ast­larına ve insanına güven unsurunu gözardı ederek alabildiğine katı kural ve formalitelerle yüklenmiş bir mevzuat yığını. Bu da herhalde kırtasiyeciliğin Ülkemizdeki ana nedenlerin­den bir başka unsuru olarak karşımıza çık­maktadır. 

Yukarıdaki üç yapısal ve düşünsel te­mel unsur yanında Ülkemizde kırtasiyeciliğin diğer sebeplerini aşağıdaki şekilde sıralamak mümkündür.

1-  Yönetim hiyerarşisinde, gerek mer­îde ve gerek taşrada üst makamların astlara

güvensizliği, mevzuat müsait olmasına rağ­men yetkilerin ast kademelere devredilmemesi. 

2-  Ast kademelerin; halkla ilişkilerinde ve kamu hizmetlerinin ifasında, bilgisizlik, il­gisizlik, sorunsuzluk, cesaretsizlik ve korkak­lık gibi nedenlerle işi zorlaştırması, şekil ve formalitelerle hizmet akışını yavaşlatması.

Burada ast kademeler ille de üst ma­kamlardan "şu işi yap, yada yapma!" gibi bir talimatla şartlandırılmış, yetkileri içindeki gö­rev ve hizmetlerde inisiyatif kullanmaz hale gelmiştir. 

3-  Kamu personelinin özellikle cehale­tinden kaynaklanan özel engelleyici tavırlar. Maalesef bugün devlet teşkilatında özellikle orta ve ast kademelerde görev yapan kamu personelinin bir kısmı cehalet, kompleks, kişilik tatmini gibi nedenlerle hizmetleri zor­laştırmakta, karşıdaki insanın yalvarması, ya­kınması, minnet etmesi, araya çeşitli insanlar koyması ile lütfen iş yapmayı kabul etmekte­dir. O personel, orada o insana hizmet için oturduğunun, onun için maaş aldığının idrakin­den uzak, biraz belki ekonomik şartlarının da tesiriyle sanki karşıdaki insana bir ihsan, bir iyilik yapıyormuş psikolojisi içerisinde hare­ket etmektedir. Bu bir psişik hastalıktır. 

4- Türk kamu yönetiminde çalışmayana değil, çalışana, iş yapana hesap sorulması.

Bilindiği üzere uygulamada iş yapıldık­ça, hizmet üretildikçe bir kısım yanlış ve hata­lar da görülebilecektir. 

Ancak bugün Türk Kamu Yönetiminde iş yapmayan, çalışmayan, üretmeyen, kaytaran, yatan pek çok personel bu hallerinden dolayı takip edilmez, muaheze edilmez, teczi­ye edilmezken (istisnalar hariç) halbuki ça­lışan, hizmet yapan, üreten pek çok insan da bu icraatları esnasında yaptığı iyi niyetli bazı yanlışlardan dolayı, siyasi, idari, adli ve disip­lin yönlerinden takibata maruz ka bu da bir psikolojik faktör olarak çalışan in­sanlarda küskünlük, çalışmayanlarda da cür'et ve cesarete yol açmaktadır. 

5- Devlet teşkilatındaki teknik ve eko­nomik yetersizlikler de yine. kırtasiyeciliğin bir başka sebebini oluşturmaktadır. 

Yönetimde Kırtasiyeciliğin Olumsuz Sonuçları 

Devlet hizmet için vardır. Bu hizmeti kurduğu teşkilatlan marifetiyle en adil, en gü­venli, en sür'atli, en etkili, en verimli, en eko­nomik bir şekilde yapmaya ve devlet olmanın gerektirdiği özellikleri ve nitelikleri en üst se­viyede taşımaya ve göstermeye mecburdur.

Bu anlayış içerisinde kırtasiyeciliğin o-lumsuz sonuçlarını şu şekilde saymak müm­kündür: 

1-  Hizmetlerin ya geç tahakkuk etmesi veya hiç tahakkuk etmemesi sonucu devlet ciddi ölçüde itibar ve güven kaybına uğra­maktadır.

2- Birimler ve hiyerarşik kademeler ara­sında uzun süren yazışma ve mutabakat çalış­maları dolayısıyla devlet çok büyük zaman is­rafı içine düşmektedir.

3-   Geçen zaman içerisinde bir kısım hizmet ve ihtiyaçlar zamanında görülemedi­ğinden vatandaş için ciddi bir hizmet ve verim kaybı sözkonusu olmaktadır.

4-  Geçen zaman içerisinde zamanında gerçekleşmeyen bir kısım iş ve hizmetler de piyasa fiyatlarındaki değişmeler sonucu devle­te daha pahalıya mal olmakta veya aynı öde­nekle daha az iş üretilebilmektedir.

5-  Devlet, kamu personelinden bu şe­kilde istenilen verimi alamamakla aynı zaman­da bir personel israfına da yol açmaktadır.

6-  Hizmetlerdeki gecikme ve aksamayı ortadan kaldırmak için, kendisine hizmet veri­lecek halk kitleleri bu gibi durumlarda bir kısım nüfuzlu ve etkili kişileri araya sokarak devlet  hiyerarşisinin  çalışma   düzenini  boz-

7- Kendisi için çok önemli saydığı bir kısım hizmetleri zamanında alabilmek için va­tandaş "rüşvet teklifi" gibi hiç de arzu edilme­yen sosyal ve ahlaki problemleri gündeme ge­tirmektedir. 

Gerek devlet, gerek ülke ve gerekse halkımız açısından ortaya çıkan ve bir kısmı yukarıda izah edilmeye çalışılan pek çok problemin ana nedeni kırtasiyeciliğin sür'atle ortadan kaldırılması için ciddi bir çalışma içine girilmesi kaçınılmazdır. 

T.C. olarak 21. yüzyıla 5 kala girmekte olduğumuz Avrupa Topluluğu ve Gümrük Birliği çalışmalannm bir arada değerlen­dirildiğinde; gerek kendi iç uygulamalarımız-daki verim, sür'at, tasarruf ve etkinlik, gerekse Avrupa ile düşünsel ve kurumsal entegrasyon açısından kırtasiyecilik problemini sür'atle aş­mak mecburiyetinde olduğumuz daha iyi an­laşılacaktır.

Bunun için neler yapılması gerekiyorsa; fıkir-teşkilat-mevzuat ve uygulama bazında bir komite (teknik) oluşturulup bunun hazırlaya­cağı çok ciddi ve ayrıntılı rapor sür'atle yürür­lüğe konmak mecburiyetindedir.

Bu çerçevede yapılması gerekenleri de kısaca özetlemek gerekirse; 

a.  Mevzuatımız yeniden gözden geçiri­lerek uygulamadaki formaliteleri asgariye in­direcek, bürokratik işlemleri sıfırlayacak çok ciddi bir çalışma derhal başlatılmalıdır. (Örne­ğin bugünkü mevzuatımıza göre bir yatan­dasın bahçesindeki palamut ağacının kesile-bilmesi için Bakanlıktan izin keyfiyeti gerek­mektedir)

b.  Bugün taşra, üzerinde çok ciddi olumsuz sonuçlar doğuran merkezda toplanmış olan idare yetkileri büyük ölçüde taşraya dev­redilmeli, iller kendi bölgelerindeki her soru­nu burada halledebilmelidir. 

c.  Üst makamların astlarına yetki devri konusu merkezde ve taşrada yeniden ele alın­malı, ast kademelere daha geniş yetkileri dev-rederek buraları daha etkili hale getirmek, üst makamları da formalite işlerden arındırıp ku­rum ve teşkilatlar adına yeni fikir ve projeler üretecek, denetim, takip ve koordinasyona imkan ve zaman kazandıracak bir yasal dü­zenlemeye sür'atle gidilmelidir.

Bugün insanlar devletle ilgili bir iş taki­bi için önce o kurumun veya birimin en tepe noktasına gidip ortaya ulaşabilmek için mad-di-manevi pek çok sıkıntı çekerek günlerce mücadele etmekte, kendileri maddi-manevi yorulmakta ve üst makamları da gereksiz yere meşgul edip kendi işlerinden alıkoymaktadır.

Bu yanlışlığın önüne mutlaka geçmek zorundayız.

d.   Mevzuatla ast kademelere yetki ve sorumluluk verilirken bu yetki ve sorumlulu­ğu sebepsiz yere kullanmaktan kaçman veya kötüye kullananlar mutlaka sorgulanmalı ve gerekli yasal müeyyideler uygulanmalı; uygu­lamada, suçlu kamu görevlisine sahip çıkma, koruma ve acıma alışkanlığından kesinlikle vazgeçilmelidir.

e.  Mevzuatla başarılı ve verimli çalışan personelin takdir ve taltifi daha etkili hale getirilmeli, bu maksatla illerde Valilere maaş veya devlet kamu tesislerinde ilave izin ödülü gibi ödüller verebilme yetkisi tanınmalıdır.

f. Kamu görevlilerinin hizmet içi eği­timine önem verilmeli onların mesleki ve ge­nel kültür seviyelerinin yükseltilmesi için cid­di ve programlı bir çalışma içine girilmelidir.

g. Uygulamada, eksik bilme, yanlış bil­me veya bilmemeden kaynaklanan problem­lerin önlenmesi, vatandaşın kamu kurumları ve görevlileri karşısında hakkını savunabilme­si, devlet dairelerinde işini kolay takip edebil­mesi, kamu görevlilerini lüzumsuz yere meş­gul etmemesi, aracı ve rüşvet gibi yasal olma­yan durumlara düşülmemesi için; tapu, vergi, trafik ve adliye gibi bir kısım dairelerde iş için takip edilecek yöntem ve yapılacak işlemler açık, net ve özlü bir şekilde bu dairelerin giriş­lerinde bir tabelaya aşılmalı ve vatandaşın bil­gilendirilmesi sağlanmalıdır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005