Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
Kapitalist Ekonomilerde Enflasyonla Mücadele 

Kapitalist ekonomilerde, enflasyonla-mücadele yöntemleri, artık oldukça standart bir görüntü kazanmıştır. Anti-enflasyonist bir model daima iki ayak üzerine oturtulur. Bunlardan biri, kamu kesimi dengesinin sağlanması, ikincisi' ise enflasyon bek­lentisini kırmak üzere, gelirlerin denetim altına alınması ya da dondurulmasıdır. Birinci politikaya klasik maliye politikası, ikin­cisine ise heteredoks maliye politikası adı verilir. Şimdiye kadar ki deneyim, tek başına uygulanması koşulu ile bu politikalardan hiç birinin fazla başaralı olmadığını göstermiştir. Bu nedenle, ciddi bir istikrar önlemi, bu iki politikayı bünyesinde biraraya getirmek durumundadır. Bu konuda ciddiyeti gerektiren ikinci alan ise istikrar önlemlerinin tavizsiz bir şekilde uygulanması gereğidir.

İşte işin kapitalist bir model ve uygulamasındaki teorik bo­yutu budur. Şimdi elimizde ölçüt varken, hatta sistem tartışması­na dahi girmeden, Türkiye'de ne yapıldı ve ne yapılıyor, bir de ona bakalım. 

5 Nisan kararları, ilk bakışta, klasik ve heterodoks politikala­rın karması niteliğinde gözükmektedir. Ancak, bu görüntü perde­sini birazcık araladığımızda şunlar fark edilmektedir: 

-  Fiyat ve gelirler politikası, örneğin İsrail modelinde olduğu gibi karları da kapsayacak biçimde yaygın olarak değil, fakat... sadece ücret ve maaşlarda uygulamaya konulmuştur.

-  Kâr ve faiz üzerine hiçbir denetim getirilmediği gibi, buna ilaveten faizler yükseltilmiştir. Enflasyonist bir dönemde, paradan kaçışı önlemek için faizlerin yükseltildiği savunulabilir. An­cak, yüksek faiz yöntemi ile kur denetimi, kısa dönemde başarılı gözükmekle beraber, uzun dönemde ters tepen bir silahtır. Bunu, kendi deneyimimizle bildiğimiz halde niçin ve kimin için bu tür rantlar yaratılmaktadır?  

- Bütçe politikasına baktığımızda, gerçek anlamda hiçbir önlem öngörülmeden sadece bazı harcamaların kısıldığını görmekteyiz. Bunun anlamı, harcama kısmayı tasarrufla karıştıran çarpık bir zihniyet üzerine oturtulmuş bütçe politikası uygulamasıdır. 

-  Nihayet beklentiler açısından yaklaştığımızda, model yine taraf tutucu yüzünü sırıtmaktadır. Sermaye sahibine enflasyonun da üzerinde garanti edilmiş gerçek faiz vaat edilirken, emeği ile geçinenlere sabır ve sadaka ile birlikte biraz da milliyetçilik mo­delleri önerilmektedir.

Bu son öneri bir tehdit mi, yoksa teşvik mi, orası biraz karışık! 

- Bir önlem olarak da özelleştirme görülmektedir. Neyi kurta­racak bu politika? Bir defa, vergisini vermeyen saygısızların birikmiş hesabını kurtaracak. İkinci olarak da, yeni kâr alanları açarak, sıkışan Batı sermayesini kurtaracak. O halde, bizim si­yasilerimiz ve hiçbir şekilde bir insana yakışmayacak derecedeki kutsal sadaka duygusu ile özelleştirmede ısrar edenler kimi kur­tarmaktadırlar? Bu sorunun cevabını bulmak için çok fazla kafa yormaya gerek yok. Sadece şunlara bakmak yeterlidir. Özelleş­tirmeyi hangi çevreler istiyor? Siyasal iktidar ve onun sadıkları hangi çevreden gelmiştir? 

- Tüm bu sonuçlar şunu açıkça ortaya koymaktadır: Çalışan ve emeği ile geçinen büyük halk kitleleri kesinlikle siyasi ağır­lıklarını koymalıdır. Herkes oy kullandığı halde, ezilen büyük grupların ekonomik çıkarları korunmuyor ise, bir yerde yanlış yapılıyor demektir. O takdirde, kimseyi suçlamadan, dönüp ken­dimize bakmalıyız. Her parti ancak kendi tabanının çıkarını ko­rur. Hele bu parti ya da koalisyon sermaye yanlısı ise, büyük halk gruplarının gözünü boyar. 

Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005