Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kara Para Aklama Teknikleri 

A. Karapara Aklama Tekniklerinin Sınıflandırılması 

Geleneksel olarak, karapara aklama işlemlerinin yukarıda açıklanan üç aşamadan oluştuğu belirtilmektedir.

Bu akademik sınıflandırma, başlangıçtaki kirli paradan aklanan pa­raya uzanan, sonunda karaparanın illegal kaynağından kuşkulanılmadan kullanılabileceği ideal bir dolaşımı şemalaştırmaya imkan vermektedir. Ancak pratikte, sadece bazı eski yöntemleri kullanan en basit aklama do­laşımlarının işleyiş tarzını açıklamaktadır. Oysa, günümüzün realitesi daha karmaşıktır. Polisler basit yöntemleri iyi tanımakta ve bunlarla mü­cadele edebilmekteler, fakat bu yöntemler, artık milyonlar hatta milyar­larca dolarları ustalıkla kullanan örgütlü malî suçluluğun ihtiyacını karşı­layamamaktadır. Söz konusu tutarları suç kaynağından "ayırma" için kullanılan teknikler ne olursa olsun, aklanmış olarak ortaya çıkabilmeleri için, sadece tüm izleri karıştırmak yetmemektedir: Şarküterici, pizzacı, ansızın zenginleşen saygın adamlar, hesap defterlerindeki ani servet artış­larını açıklamakta zorlanmaktadırlar. 

Bu durumda, söz konusu üç aşamalı sınıflamaya dayalı klasik yakla­şım, bazı seviyelerin üzerindeki karapara aklamanın ortaya çıkardığı problemleri açıklamada yetersiz kalmaktadır. Bu yaklaşım, aklanmış fon­ların otomatik olarak bazı geleneksel faaliyetler (tüketim, üretken yatırım­lar ) içinde tekrar yatırılacağını varsaymaktadır. Halbuki, kimi tutarların üzerinde, bu makul görünen durumun daha çok tersi meydana gelmekte­dir. Çok büyük miktarlardaki karaparanın malî sisteme sokulabilmesi gelişmiş teknikleri gerektirmektedir. Ayrıca suç örgütlerinin çıkarı, muaz­zam miktarlara varan zenginliklerinin kimsenin onlara hesap sormayacağı finans alanları içinde, gizlice saklı tutmalarındadır. Bu durumda, dikkat çekmeden kâr elde edebilirler. Zira, dünya finansının sanal alanında, kirli para-temiz para ayrımı ortadan kalkmaktadır. Plasman gelirleri ve daha sonraki yatırımları, rüşvetçi yöneticilerin ya da mafya babalarının hayat düzeyini garanti etmeye büyük ölçüde yeterli olmaktadır. 

Bundan böyle, dünyada reel ekonomiyle bağlantısı kopmuş malî bir alan mevcuttur. Bu sanal gezegende cereyan eden her şey, güçlü bir miyopiye eklenen ortak şaşılık nedeniyle, hâkim-savcı ve polislerin gö­zünden kaçmaktadır. Artık, gerek dürüst, gerekse suçlu olsun dünyayı değiştirme ve servetlerini global finansın gayri maddi dünyasına kendi yerlerine çalışmaya gönderme vasıtalarına sahip kişiler vardır. Bunlar, bu gayri maddi evren içinde zaman ve mesafeye aldırmayarak, devletler ve onların polisleri, maliyecileri ve yargıçlarıyla alay ederek sörf yapmakta­dır. Ote yandan, olağan yer yaşamı ve ekonomi içindeki sert yerçekimi yasalarından kurtulmak için, imkanları yetersiz olan diğer kişiler de mevcuttur. Bunların ayakları toprağa perçinli ve her zaman verilecek bazı hesapları ya da kaygılanacak bazı şeyleri ve polis ya da savcıların da, onla­rı yakalama şansları bulunmaktadır. Bu kişiler, güvenlik güçlerinin hırsız­ların peşinde koştuğu ve hatta bazen birilerini yakaladıkları dar dünyada­dır. Buna karşılık sanal finansın geniş evreninde, artık güvenlik güçleri yoktur. Hırsızlar ise diğerleri gibi spekülatör olmuşlardır. Bu nedenle de, bazı seviyelerin üzerinde karapara aklama, artık parayı tekrar bütünleş­tirmeye değil, ama onun fark edilmesini engellemeye yaramaktadır. 

Karapara aklama tekniklerinin seçimi, ilk olarak, suç örgütünün ulaş­tığı düzeye, özellikle manipüle edebileceği tutarlara; daha sonra ise, suç kazancının geliri ile gerçekleştirmek istediği en son amaca bağlıdır. Bir suç örgütü, düşük ya da orta büyüklükte tutarları aklamak istiyorsa, uzun ve karmaşık bir dolaşıma başvurmasında yarar yoktur. Bir karapara ak­lama sürecinin kalitesi (yani karapara aklayan için güvenlik), zorunlu ola­rak, bunun uzunluğuna ya da karmaşıklığına bağlı değildir. İstenilen amaca ve öngörülen kullanıma göre, bazı teknikler diğerlerinden daha uygun olabilir: örneğin, şayet bir meblağın çabuk harcanması ya da yatı­rılması gerekiyorsa, daha ziyade bir tasarrufa ya da kâr kazandırmaya yönelik yöntemleri kullanmak bir işe yaramaz. Tersine, bir gazinoda banknot tomarları ile oynanabilirse de, bir oyuna masanın üzerine bir valiz dolar koyarak iştirak edilmez. Bunun için realitelere daha yakın -yani suç örgütlerinin ihtiyaçları ve karşılaştıkları güçlüklere uygun ve daha dinamik olan- başka bir karapara aklama tipolojisini düşünmek uy­gun olacaktır. Bu durumda, aklanacak fonların sahibinin ihtiyaçlarından hareket etmek gerekir. Bu ihtiyaçlar ise, üç çeşit olabilir. İlk olarak acil bir tüketim ihtiyacı olabilir: bu durumda fonların sahibine güçlü bir nakit ihtiyacı, yani derhal elinin altında olabilecek sermayeler gerekecektir. Eğer sözkonusu olan bir yatırım ihtiyacı ise, sadece orta derecede nakit, ayrıca bu nakitlerin kolayca konvertibil olmalarını gerektirir. Nihayet bir sermaye yatırımı ihtiyacı sözkonusu ise, sermayeler görünmez olmak zo­rundadır ve nakit paranın önemi azdır. 

Bu ihtiyaçların yanında, aklayıcı çevresel zorlukları da göz önüne al­malıdır. İlk olarak hacim zorlukları: aklanacak para tutarı ne kadar bü­yürse, o kadar tedbirli olmak gerekir. Bu hacim zorluğu, fiilen bir yasallık zorluğuna da bağlıdır: alınan önlemler ve tekniklerin karmaşıklığı yasal otoriteler tarafından yapılan baskı düzeyine uyum göstermelidir. Son zor­luk, öncekileri özetleyen kredibilite (inandırıcılık) zorluğudur: fonların saygınlığı sahibinin saygınlığı, ile doğru orantılıdır. 

Aklayıcılar, düzenlerini işletirken karşılaştıkları özel güçlükleri hesa­ba katarak, çeşitli ihtiyaçlara cevap vermeye yönelik, çok sayıda teknik kullanmaktadırlar. Çok fazla tekniğin kullanılması yararsız olabildiği gibi, bazen çok az teknik kullanılması da, tehlikeli olmaktadır: Bu açıdan, karapara aklama tekniklerinin en iyi sınıflandırılması aşağıdaki gibi gö­rülmektedir: 

a.Basit aklama 

Bu, kirli nakitleri en kısa dolaşımla temiz paraya dönüştürmeyi amaç­layan aklayıcının yöntemidir. Aklayıcı, ihtiyaçlara göre, bilhassa, ivedi tüketim harcamalarında ya da düşük maliyetli yatırımlarda kullanmaya yönelik oldukça düşük miktarlı, ikinci derecede(önemsiz) ve tek amaca dönük işlemler gerçekleştirecektir. Zorluklar açısından, bu aklama şekli zayıf yasal baskı bölgeleri ya da normal ekonominin marjinal sektörleri içinde kullanılmaktadır. Çok sayıda hileyi devreye sokmak gerekmeyece­ğinden, kullanılan teknikler pek karmaşık olmayacaktır: sahte kumar ka­zançları, kirli paranın bir ticarethanenin nakit gelirleri içine sokulması, bir döviz bürosunda dövize çevrilmesi vb. 

b.Gelişmiş aklama 

Bu, suç gelirini açıkça önceki durumdan daha önemli faaliyetlere ya­tırma arzusuna uygun düşer. Daha ziyade, istikrarlı para aklama dolaşım­ları gerektiren oldukça yüksek, düzenli tutarlara ilişkindir. Zorluklar açı­sından bu tür aklama, yüksek yasal baskı bölgeleri ya da talebedenin güç­lü bir kredibilite (inandırıcılık) kullanımlarıyla ilgilidir. Bu düzeyde, daha önce ilk basit aklamaya tâbi tutulmuş çeşitli kaynaklardan gelen tutarlar birlikte işlem görür. Örneğin, gelişmiş bir kaçakçılığa sahip bir uyuşturu­cu tacirinin, gelirlerinin kaynağının tümünü tek bir yasal faaliyetle izah edebilmesi güçtür. İlk planda, gelirlerin bir kısmını sahte kumar kazancı sayesinde, diğer bir kısmını yasal işletmelerin gelirleri ile karıştırarak, kalanını ise, mahallesinde aile üyeleri adlarına satın aldığı gayrimenkulle-rin kira gelirleri ile aklayacaktır. Yasadışı ticareti gelişerek devam ederse, tümünü aklamak için daha gelişmiş başka araçları kullanarak, değişik kaynaklardan gelen fonları ve birikmeye devam eden suç gelirlerini birleş­tirmek zorunda kalacağı bir an gelecektir. Bu durumda, büyük miktarlı ani para dönüşlerini izah edecek işlemlere, örneğin danışıklı gayrimenkul spekülasyonlarına girişecektir. Oto finans(kendi kendine borç verme) yön­temine başvurarak, zamanla uzman maliyeci ve hukukçuların içinde ol­duğu, çok sayıda ticari şirketler kurmak ve vergi cennetlerinde banka hesapları açmak, kısaca bazıları legal ve görünür diğerleri illegal ve gö­rülmez olan faaliyetlerinin tümünü işletmek için tam bir danışman ve kuruluş yelpazesiyle donanmak zorunda kalacaktır. 

c.Karmaşık aklama 

Bu suç endüstrisi aşamasının gerektirdiği yöntemdir. Bir seviyeden itibaren, karapara aklayıcı ya da suç örgütü, sermayelerini çoğunlukla çok kısa sürelerde topladığı için, suç faaliyetlerinden sağladıkları fonların kaynağım geleneksel ekonominin vasıtaları ile izah edemeyecektir. Önemli miktarlardaki servetlerin en azından nasıl elde edildiği tahmin edilme­den dürüst ve meşru yollarla oluşturulması çok ender bir durumdur. 

Kuşkusuz, büyük tutarlara sahip olunduğu zaman basit bir kaç önlem karşılığında, kimsenin paranın kaynağını sormadığı malî piyasalarda bun­lara kâr kazandırmak kolaydır. 

En iyi yol, parayı malî piyasalarda bir yatırımdan diğerine gidip gelir halde bırakmaktır. Çözüm, tüm dünyaya yayılmış, özellikle ithalat-ihracat, sigorta, havayolu şirketleri ve bankalar içeren yoğun bir şirketler ağına sahip olmaktadır . Gerçekten büyük çaplı karapara aklama, tabela şirket­ler olmadan varolamaz. 

B.Yeni Sınıflandırmanın Özelliği 

Bu yeni yaklaşım, birçok temel veriyi ortaya koymaktadır. Her ihtiyaç için bir karapara aklama mekanizması mevcuttur. El çabukluğu, karapara aklama dolaşımlarını çeşitlendirmek ve parçalamaktan ibarettir. Kumar yoluyla 10.000 euro kimsenin dikkatini çekmeden aklanabilir. Ama, hafta­da 100.000 euro gerçek bir kumar kazancı çok çabuk biraz meraklı bir polis ya da maliyecinin dikkatini çeker. Oyuncu ilk çare olarak, daha sonra kaçakçılıklarının gelirlerini yasal gelirlerle karıştırmak için ticari bir iş­letme satın alma yoluna başvuracaktır. Karapara ne kadar artarsa, teknik­ler de o kadar gelişmiş olacaktır. Altın kural, kayıtlı gelirler ve aklanan paranın dönüşleri arasında apaçık bir uyumsuzluk görünmesine fırsat vermemek ve gözüken hayat seviyesini en azından yaklaşık olarak izah edebilmektir. 

Klasik sınıflandırmanın zannettirdiği gibi, karapara aklama süreçleri, tek ya da bir amaca dönük işlemler değil, tam tersi, tamamen yasal ve gerçek olanlarla ortak yürüyen ve sayısız hayali faaliyetlerden oluşan tam bir endüstri gerektirir. Söz konusu faaliyetlerin tümü, dolaşımdaki kirli paraya tam bir yasallık görünüşünü vermeye yöneliktir. Banka cennetle­rinin ve of-shore şirketlerin dikkat çekici gelişmesi, sadece karaparanın gizlenme ihtiyaçları ile açıklanabilen hayali faaliyetlerin artışına paralel olmuştur. Bu suç havzalarının artmasına göz yumulmuştur. Çünkü gizli fınans gerçeğinin tüm görüntülerine sahiptir. Aynı dolaşımları paylaşmak­ta ve aynı ödeme gücü ve inandırıcılık ihtiyaçlarına cevap vermektedir. Karapara aklama tekniklerinin çeşitlenmesi ve artışı, illüzyonun hâkim olduğu sanal bir ekonominin doğmasıyla sonuçlanmıştır. Bu sanal eko­nominin gerçek yasal faaliyetlerin içine girmiş olması olgusu, sadece bir serapı tamamlamaktadır. Göz aldanmasında bir ekonomi ve finans, faydalı ve sağlam bir yapının işleyişleri sanılmaktadır. Sayısız paravan şirket, suç örgütleri tarafından sızılmış bankalar, hayali ya da mafya kontrolünde şirketler, her işlemin doğal inandırıcılığını bulduğu yerde, rasyonel bir uyumun sahte izlenimini veren ekonomik ve ticari faaliyetler içerisinde­dir. Kolombiya'nın eski Devlet Başkanı Belisario Betancur, Cali karteli şeflerinden Gilberto Rodriguez'in kendisine liberal bir bankacı, Cali şeh­rinin merkezi olduğu vilayetin önde gelen yönetici ekonomik sınıfının önemli bir üyesi olarak tanıtıldığını belirtmiştir. Bu kişi, 1995 yılında tu­tuklanmasından önce, gerçek bir yasal ekonomik imparatorluk kurmuştu: Bankalar, kimya labaratuvarları, madencilik işletmeleri, 300'den fazla şubeye sahip eczaneler zinciri. Ayrıca ülkenin 3. büyük radyosuna, bir dergi ve bir futbol kulübüne sahipti.  

Abartıldığı düşünülemez mi? Dünya çapındaki bazı davalar- BCCI, Jurodo- malî sistemde en yüksek düzeylerde önemli bir bozulmanın oldu­ğunu göstermiştir. Bütün sorun, bu sanal fınans ve ekonominin'normal faaliyetler içinde sahip olduğu payın ne olduğunu bilmektedir. Bu konuda, kesin rakamsal bir oran belirtmek mümkün olmasa da, karapara aklama dolaşımına konu tutarların muazzamlılığına ve kümülatif etkilerine işaret etmek gerekir. Aynı zamanda, en azından bir bölümü normal malî oyunun kurallarına riayet etmeyen malî yığınların olumsuz etkisi ile açıklanabilen dünya fınans dengelerinin artan dengesizliklerini hatırlamak gerekir. Gayri menkul, sanat eseri piyasaları hatta borsa hisse senetlerindeki kriz­lerin genellikle karaparayla ilgili olduğundan şüphelenilmektedir. 

Gizlenecek miktarlar arttıkça, aklamanın kolaylaşması tuhaf gelebilir. Bununla birlikte, uluslararası malî dolaşımlar büyük karapara aklama operasyonlarına mutlak bir güvenlik sağlamaktadır. Bazı teknikler keşfe-dilememekte ve suçun küreselleşmesi şu akıldışı paradoksa yol açmakta­dır: suç ne kadar ağır olursa, o kadar daha az fark edilir. 

Başlıca Karapara Aklama Yöntemleri 

a.Genel olarak 

Doğrusu, aklamayla mücadele, uluslararası polisler için büyük bir ba­şarı hikayesi değildir. Karapara aklayıcılar, her zaman yetkililerden bir iki adım ilerde olmuşlardır. ABD Uyuşturucuyla Mücadele Bürosunun yayın­ladığı bir dergide, "para aklama teknikleri ancak hayal gücüyle sınırlıdır." diye bu durum belirtilmiştir.

En yeni kaynaklar, bugüne kadar ortaya çıkarılmış 180 civarında yön­tem bulunduğunu belirtmektedir. 

En bilinen yöntem, karaparanın fiziki olarak kazanıldığı ülkeden baş­ka bir ülkeye naklidir. Bu yöntemde, fonlar fiziksel olarak yurtdışına, kambiyo kontrolü olmayan ve tercihan bankacılık sırrına sahip bazı ülke­lere taşınmaktadır. Yabancı ülkede, fonlar serbestçe kullanılabilecek bir bankaya ya da diğer bir malî kuruluşa yatırılacaktır. Fonlar bundan böyle, tüm Dünyada, fınans piyasalarında normal biçimde devreden yasal kay­naklı fonlarla birbirine karışacaktır. 

Çok başvurulan yöntemler arasında bazıları şunlardır; Paravan şir­ketlerin kurulması, sahte ve şişirilmiş faturalar kullanılması, yabancı ülkede bloke edilmiş olan paranın teminat olarak gösterilmesi suretiyle, bulunduğu yerdeki bir bankadan kredi alınması, kumarhane ve bahis işletmelerinin açılması, vergi muafiyeti bulunan ülkelerden alınan kredi kartlarının kullanılması, nakit alımların yapılması, paranın yurtdışına kaçırılması, kıymetli evraka dönüştürülmesi, serbest bölgelerde sunulan hizmetlerden yararlanılması, turizm şirketlerinin kurulması ve gayri menkule yatırım. 

Sanat eseri ticareti, kontrolü en az olan karapara aklama yöntemle­rinden biridir. Çünkü, sanat eseri olarak müzayedeye sunulan parçaların gerçek olup olmadığını anlamak oldukça zordur. Ayrıca, bir sanat eserinin değeri göreceli ve ölçülmesi pek mümkün değildir. Karapara aklama için yapılan pek çok müzayede, bu piyasada bazen fiyatların yükselmesine neden olmaktadır. 

Öte yandan, karapara öncelikle malî piyasalar ve özellikle bankalar aracılığıyla aklanmaktadır. Bankaları kullanamayan karaparacılar, alter­natif yolları kullanarak amaçlarına ulaşmaya çalışmaktadır. Bunların ba­şında, altına, dövize, değerli madenlere, gemilere, arabalara ve gayrimen-kule yatırım yapılması gelmektedir. Aklayıcılar, çoğunlukla, şüphe uyan­dırmamak için, kendilerinin kullandıkları bu malları, aile üyelerinden ya da arkadaşlarından bazılarının üzerlerine kaydettirirler. 

Aklayıcı genellikle, malın gerçek değerinden oldukça düşük bir değer bildirmeye ve farkı elden almaya hazır bir kişiden bir taşınmaz satın alır. Taşınmazı bir müddet elinde tuttuktan sonra gerçek fiyattan satar.

Karapara aklamada kullanılan bir başka yol, banka dışı kişi ve ku­rumlara başvurmaktır. Örneğin döviz büroları, Amerikan Express yada Western Union gibi para transfer kuruluşları, kredi kartı şirketleri ve çek kırdırılan kişi ve yerler gibi.

Yasadışı parayı yasal hale getirmenin yollarından biri de, onu küçük ya da orta ölçekli işletmeler aracılığıyla malî sistem içine sokmaktır. 

Meksika gibi bazı ülkelerde, karaparanın aklanması için ülkede atılım yapan turizm sektöründen yararlanılmaktadır. Bütün Dünyada turizmin bu amaçla kullanılması hızla yayılmaktadır. Plaj tesislerine, finans piyasa­sına, alışveriş merkezlerine ve başka ticari girişimlere yapılan yatırımlarla her yıl milyarlarca dolar aklanır. Sözü edilen bu ticari girişimlerden biri de, Meksika'nın Guerrora eyaletindeki Punta Diamante'de yer alan turizm tesisleridir. Birçok yatırımcıya göre, burası tamamen uyuşturucu geliriyle kurulmuştur. Karayip adalarında, şimdi bir tatil merkezi olan eski Hol­landa Kolonisi Aruba'nın da, yine bütün kaynaklarını Sicilya mafyasına borçlu olduğu, hatta adanın onlara ait olduğu belirtilmektedir. Karapara baronları, böyle yasal yatırımlarla toplumun dokusuna da karışmaktadır. 

Özelleştirme ihaleleri, ağırlıklı olarak gelişmekte olan ülkelerde, bir para aklama yolu olarak kullanılabilmektedir.

Karapara aklama, düzinelerce ülkeyi ve inanılmaz karmaşıklıkta pa­rasal işlemleri gerektirebilir. Bir suçlu, nasıl telefonu açıp ta avukatından ya da muhasebecisinden kendisini yerel bir güçlükten kurtarmasını ister­se, özellikle uyuşturucu alanındakiler, genellikle serbest borsacı olarak çalışan karapara aklayıcılarını ararlar. Onlar da, bir bedel karşılığında her zaman hizmete hazırdırlar. 

Karapara aklama işiyle uğraşanlar, son derece üretken ve işini iyi bi­len muhasebeciler, bankerler, hukukçular ya da işadamlarıdır. Bunların genellikle, sağlam bir mesleki geçmişi ya da hatırı sayılır iş deneyimi var­dır ve çoğu sabıkasızdır. Hizmetlerine karşılık, aklanacak toplam miktarın % 4'ü ile 20'si arasında değişen bir komisyon alırlar. Ayrıca kendilerine pirim verilmesi de yaygın bir uygulamadır. 

Her geçen gün, suç örgütlerince karaparanın aklanması için yeni yön­temler geliştirilmekte ve buna ilişkin haber anında diğer örgütlere duyu­rulmaktadır. Aklama için artık, isviçre ve Bahamalar'ın kullanılmasına da ihtiyaç duyulmamaktadır. Para, kıymetli evrak ve elektronik kayıtların dünyayı dolaşabilmesi için dakikalar yeterli gelmektedir. Suçlandırıcı nitelikteki kayıtlar da kolaylıkla silinebilmektedir. Karapara aklanması artık tek yönlü bir trafik olmayıp; fasit bir çember niteliğindedir. Bir şe­kilde yurt dışına çıkarılan paralar bir süre sonra başka bir biçimde yurt içine dönmektedir. Bu nedenle de, günümüzün organize suç örgütleri banka soymak yerine, banka sahibi olmayı tercih etmektedirler. 

Son zamanlarda, karapara aklama teknikleri giderek çeşitlenmekte ve çok sayıda kanaldan geçmektedir: özellikle, az kontrol edilen (vergi ya da banka cennetleri) ve çok nakit bulunduran sektörler(gazinolar, kumar salonları). Hiç kuşku yok ki, karapara aklama dünya ekonomisinin yeni dönüşümleri ve özellikle malî küreselleşme süreci tarafından kolaylaştı­rılmıştır. Malî küreselleşme aracılığıyla, dünya ölçeğinde günde ortalama 1000 milyar doların işlem gördüğü bir "tek mega-sermaye piyasası"nın oluşumundan bahsedilmektedir. Bu yeryüzü malî piyasası, malî işlemler­de vergilendirmenin ağırlığım azaltan ve kambiyo kontrolüne ilişkin ulu­sal mevzuatları yürürlükten kaldıran geniş çaplı malî liberalleşme hareke­ti sonucunda ortaya çıkmıştır. Bu hareket ise, 1970'ler de ABD'de başla­tılmış ve Avrupa'da 1990'da Tek sözleşme ile oluşturulan tek sermaye pa­zarının kurulmasıyla sonuçlanarak, tüm Dünyaya yayılmıştır. Günümüz­de, kaynağı ve niteliği ne olursa olsun sermayeler serbestçe dolaşabilmekte kirli para aklamak için ideal bir durum! 

Dönem liberalizm zamanı ve hâkim görüşe göre, yasadışı malî işlem­lerin kontrol yetersizliğinin ekonomik maliyeti, düzenleyici mevzuatların yolaçtığı dengesizliklerden daha azdır. Görülüyor ki, malî küreselleşme malî işlemlerin her türlü etkili kontrol ve düzenlenme biçiminin sonunun geldiğini göstermiştir. Zira, ilkin bundan böyle küresel bir sistem karşı­sında bu tür tedbirlerin etkinliği, karaparanın aklandığı onlarca ülkenin tümünü kapsamalıdır. Ancak, burada gerçekleştirilmesi zor bir koşul var. Bu da, narko- dövizleri aklayan başlıca malî piyasaların (New-York, Lond­ra, Hong-Kong, Monako) makamlarını, bu oldukça kârlı aktiviteden vaz­geçmeye ikna edebilmektir. 

Diğer bir sorun, bankacılık sisteminin kimi müşterileri hakkında ih­bar ya da bildirimde bulunması suretiyle, kanun uygulayıcı birimler ile işbirliğine nasıl teşvik edileceğinin bilinmesidir. Bu teşvikin güçlü olması gerekir. Çünkü, banka bu bilgileri vererek çifte risk almaktadır; özellikle rantabl bazı işlemleri kaybetme(bankaların karaparayı aklama için kesinti marjı ortalama %15 dir) ve bazı ülkelerde kötü niyetli ihbar nedeniyle yargılanma riski. 

Suç kaynaklı gelirler, uluslararası ödeme sisteminde dolaşıma sokul­madan önce, çoğunlukla inceleme yollarını karıştırmak amacıyla, yurtdı­şına transfer edilir. Bu amaçla, karapara aklayıcı genellikle birkaç dakika­da şirket kurma imkanı sağlayan vergi cennetlerinden birisine başvurur. Bunların çoğu, sadece kuruldukları ülke dışında faaliyet göstermeye izin verilmiş, vergi ya da başka bir mevzuata tâbi olmayan ve ticari sırra ilişkin yasalarca korunan "off-shore"şirketler satar. Bir "off-shore" alanda şirket kurulur kurulmaz, bu şirketin adıyla bir vergi cennetinde bir banka mev­duatı gerçekleştirilir. Böylece, karapara aklayıcı, cezalandırma birimle­rinden bir yandan banka sırrı, diğer yandan ticari sır ve ayrıca avukatının ileri sürebileceği meslek sırrı tarafından korunur. 

Özetle, bir karapara aklama işlemini başarmak için kural, her zaman, mümkün olduğu ölçüde, yasal bir işleme benzer şekilde işlem yapmaktır. Bu itibarla, aklama teknikleri, genelde yasal işletmeler tarafından kullanı­lan metotlardır. 

Uluslararası finans sistemi, son yirmi yılda suç faaliyetlerinden elde edilen malvarlıklarının ve gelirlerin araştırılması, dondurulması ve müsa­deresini zorlaştıran birtakım dönüşümlere uğramıştır. Gerçekten, paralel piyasaların "dolarizasyonu"(yani işlemlerde ABD dolarının kullanılması), malî sektörün liberalleşmesi genel akımı, euro-pazar'ın gelişmesi ve malî işlemlerin gizliliğini koruyan vergi cennetlerinin çoğalması bu dönemde ortaya çıkmıştır. 

Artık, malî altyapı, teknoloji ve iletişim alanındaki gelişmelerin sonu­cu "sanal para" (bir bilgisayar ekranında basit ikonlar) dünyanın herhangi bir yerine hızlı ve kolay şekilde yerleşebildiği, kesintisiz işleyen bir dünya sistemine dönüşmüştür.

Alternatif havale sistemleri, tüm dünyada sıkça karapara aklama ope­rasyonlarında belkemiği fonsiyonu görmektedir. Üç ana sişJem-Peso Deği­şim Karaborsası, Havala/Hundi ve Çin/Doğu Asya sistemleri- farklı bölge­sel, ekonomik ve kültürel köklerine rağmen bir dizi ortak özelliğe sahiptir. Bu sistemlerin karapara aklayıcılara sağladıkları avantaj, fonların çok uzak mesafeler arasında, arkasında çok az iz bırakarak veya hiç bir iz bı­rakmadan hızlı bir şekilde aktarılabilmesi olanağıdır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005