Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kayıt Dışı Ekonomi ve Kooperatifler 

Kayıt dışı ekonomi, entegre olmaya çalıştığımız AB ülkelerinde, ekonomilerin yüzde 15'ini aşmayan bir ekonomik kangren. Ülkemizde kimine göre yüzde 40, kimine göre yüzde 60'larda seyrediyor. Kimi ekon­omistlere göre ise yüzde 120'leri buluyor. Bunların herhangi birisi doğru olabilir. Bu durumda o ülkenin ekonomik verilerinin doğruluğundan söz edilebilir mi ? Kişi basma düşen gelir de, ekonomik büyüme ya da enflasyon rakamları da, kısacası tüm ekonomik göstergeler güvenirliliğini kaybeder. Böylesi bir ekonomik yapı içinde, ne istikrar, ne yatırım, ne isti­hdam, ne ekonomik denge, ne de gelir dağılımı adaletini sağlayabilirsiniz? Ülkemizin sık sık içine sürüklendiği ekonomik krizler, yüksek enflasyon, giderek düşen yatırımlar, ödendikçe artan dış borçlar ve her yıl biraz daha bozulan gelir dağılımı.... sonuçta IMF'ye mahkumiyet. 

Ülkemizin en temel sorunlarının başında kayıt dışı ekonomi geliyor ve giderek yaygınlaşan bu yapı, yarattığı haksız rekabet sonucunda, kayıt içi ekonomiyi de çökertiyor. Çünkü kayıt dışı üretimin yaygınlaşması, başta kamu gelirlerindeki kayıplar olmak üzere, hem çeşitli sosyal olumsuzluk­ların kaynağını oluşturuyor hem de, kayıt içinde kalmak için çaba harcayan mükellefler açısından çok önemli bir haksız rekabet yaratıyor. Dahası, bu tip kayıt dışı çalışmaların takipsiz bırakılması, yeni yatırımcıların da zorun­lu olarak bu yolu tercih etmelerini özendiriyor. 

Bir yandan ücret maliyetlerinin yüksekliği, bir yandan genel üretim giderlerini düşürme çabası, pek çok mükellefi kayıt dışına itiyor. Mükellefler bir yandan, yeni işçi istihdamında kayıt dışına yöneliyor, bir yandan da çalıştırdığı işçisi ile bu yönde anlaşıyor. Bu arada özellikle büyük kentlerde, çok sayıda ve genellikle çeşitli hizmet sektörlerinde, düşük ücretle kaçak yabancı işçi istihdamı yaygınlaşıyor. 

Kayıt dışına savaş ilan edilecekse, işe öncelikle Maliye Bakanlığı'ndan başlamak gerekiyor. Maliye Bakanlığı artık yalnızca vergisel amaçlarla hareket eden bir kuruluş olmaktan kendini kurtarmak, başta istihdam ve yatırım olmak üzere genel ekonomik dengeleri gözeten bir ekonomi poli­tikası aktörü konumuna gelmek durumundadır. Bu önemli Bakanlığımız, mekanik bakış açısından, yıllardır yerleşmiş saplantılarından kurtarılmalıdır. Limon satanla banka hortumlayanı, simit satanla buzdolabı satanı, mahal­lenin bakkalı ile grosmarket sahibini bir tutmaktan vazgeçmelidir. Ayda 200 milyon lirayı zor denkleştiren küçük esnaflarla, aylık geliri yüz mil­yarları bulan iş adamlarına aynı yaklaşımı göstermek, mekanikleşmenin kanıtı değil midir? İşin üzücü yanı, gözünü yıllardır sadece kümesteki kazlara diken anlayış, neredeyse kayıt dışını teşvik etmekte ve özendirmek­tedir. 650 milyar liraya kadar olan rant gelirlerinin vergi dışı tutulmasını kabul edenlerin, yoksulluk sınırındaki küçük esnafın aylık 200 milyonluk gelirinin 40-50 milyonuna el koymasını hangi vicdan kabul edebilir? Devlete trilyonlara mal olan yüzlerce denetim elemanını, verimli şekilde ve gelir artıracak biçimde kullanmak yerine, pazarcı esnafının, işportacının denetimiyle görevlendirmek doğru ve rasyonel bir yaklaşım kabul edilebilir mi ? Kuşkusuz, herkes kayıt içinde olacak, bunda tereddüt yok ama devlet, yatırım yapan, üretim yapan ve istihdam yaratan ile rantiyeye aynı yaklaşım içerisinde olmayacak. Bugün, yalnızca topladığı vergiyle ilgilenen, vergisini ödemek kaydıyla rantiye ile müteşebbis ve çalışanlar arasında herhangi bir fark gözetmeyen Maliye Bakanlığı, artık bu çağdışı yaklaşımı terk etmeli, yatırımı, üretimi, istihdamı özendirici, akılcı ve seçi­ci politikaların uygulayıcısı dinamik bir kurumsal yapıya dönüştürülme­lidir. Bunun için de Maliye Bakanlığının, devletin ekonomi politikasının uygulayıcısı kuruluşlar arasına dahil edilmesi, Hazine, Devlet Planlama Teşkilatı ve Sanayi Bakanlığı ile ortaklaşa çalışabilen çağdaş bir yapıya kavuşturulması gereği vardır. Böylesi bir yaklaşım, Maliye Bakanlığını, sırf vergi tahsilatı ile meşgul olan ve salt vergisel amaçlarla hareket eden bir kuruluş olmaktan çıkaracak, alacağı kararlarda ekonominin gereklerini de göz önünde bulunduran, ekonomi politikasının uygulayıcısı çağdaş bir kurumsal yapıya dönüştürecektir. 

Küçük tasarrufları bir araya getirerek ekonomiye kazandıran ve özellikle gelir düzeylerinin düşüklüğü nedeniyle kayıt dışı işlem eğilimi yüksek olan dar gelirli kesimlerin kayıt içine çekilmesinde önemli rolleri bulunan kooperatiflerin, kuruluş ve faaliyetlerinin devletçe desteklen­meleri bu bağlamda son derece büyük önem taşıyor. Bilindiği üzere koop­eratiflerin ekonomik hayat içerisindeki rol ve fonksiyonlarına ilişkin görüşler, ideolojik yaklaşımlara göre farklılıklar gösterir. Günümüzde liberal düşünceden yana olanlar kooperatiflerin faaliyet alanlarının yöresel ihtiyaçlarla sınırlı olmasını savunmakta, ayrıca kooperatifçiliğin tarım sek­törü dışındaki faaliyetlerine de sıcak bakmamaktadırlar. Bu görüş sahipleri, kooperatiflerin hukuki yapılarının, piyasa ekonomisinin kâra dayalı acımasız koşullarında etkin faaliyet göstermelerine uygun bulunmadığını, kooperatiflerin mevcut ilke ve yapılarıyla ancak yöresel coğrafyalarda ve belirli sektörel alanlarla başarılı olabileceklerini ileri sürmektedirler. Bu açıdan ekonomik ve sosyal yönden gelişmemiş yörelerde faaliyet gösteren ve rekabet güçleri giderek azalan tarım ve küçük sanatkarlık gibi klasik sektörel alanlardaki kooperatiflerin, kimi kayıt dışı alanların kayıt içine alınmalarında küçümsenemez katkıları olacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle hükümetlerin, kayıt dışı ekonomiyle mücadelede kooperatiflere yeni görevler vermesinde ve özel bir önem atfetmesinde büyük yararlar vardır. Kooperatifçilik hareketine pek de sıcak bakmayan liberal yaklaşımların bile önemseyip olumlu yaklaştığı bir konuda hükümetin de benzer yaklaşımlar içerisinde olması gerekir. Bu konuda öncelikle görevin kayıt dışı ekonomiyle mücadele yönünden büyük sorunlar yaşayan Maliye Bakanlığına ait olduğu kuşkusuzdur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005