Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Küresel Isınma Nedir, Küresel Isınma Nedenleri 

4. İklim Değişikliği Raporu" yayımlandı. Bu rapor, Küresel Isınmanın beklenen­den daha hızlı geliştiğini gösterdi. Küresel Isınmanın bir sonucu olarak bütün dünyada, iklim felaketlerinin arttığı, dağ­lardaki karların azaldığı, kuraklıkların yaygınlaştığı, buzulla­rın eridiği, deniz seviyesinin yükseldiği, ekosistemlerin olumsuz etkilendiği, son yıllarda yapılan bilimsel gözlemler­den ve araştırmalardan anlaşılmaktadır. Daha da önemlisi, Küresel Isınmanın giderek arttığı, felaketlerin de bu gelişme­ye paralel olarak yaygınlaşacağı anlaşılmıştır. "Küresel Isın­manın" bir gerçek olduğunu artık ilk defa bütün dünyada yay­gın olarak kabul edilmiştir.

Buna karşın, Küresel Isınma gerçeğini kabul etmeyen gruplar ve ülkeler hâlâ mevcuttur. Bu ülkelerin başında, Kyo-to protokolünü imzalamayan; Amerika, Avustralya ve maale­sef Türkiye gibi ülkeler gelmektedir. 

Küresel Isınmaya neden olan sera gazları, doğrudan kömür, petrol gibi "fosil yakıtlara" dayanmaktadır. Bu nedenle başta petrol ve nükleer olmak üzere bu enerjileri satan karteller ted­bir alınmasına karşı çıkmaktalar. Küresel Isınmanın asıl suçlu­ları, dünya enerji piyasasını ellerinde tutan enerji kartelleridir ve onlar her türlü olumlu gelişmeyi engellemek için çaba har­cıyorlar. Birçok bilim insanını satın alabiliyor, dünya çapında  yaygın karşı tezleri savunabiliyorlar. Ama iş, Küresel Isınmayı | önlemeye gelince değişiyor, tatlı kârlarından vazgeçemiyorlar. Dünyanın geleceği umurlarında bile değil. 

Hükümetlerin aldığı tedbirler son derece yetersiz. Birçokla­rı, petrole dayalı ekonomik sistemden vazgeçemiyor. Tamamen temiz enerjilere yönelik ciddi ve radikal tedbirler alamıyor.

Evet, "Küresel Isınma" bir gerçektir ve şiddetlenerek de­vam etmektedir. İnsanlığı bekleyen bu "bir numaralı sorunu" önce bütün gerçekliği ile kabul etmeliyiz, sonra da, birlikte tedbirler almalıyız. 

Küresel Isınmaya Karşı Dünya Ne Yapıyor? Küresel Isınma etkileri 

Evet, Küresel Isınma bir gerçektir ve sorun, "Küresel Isınma" nasıl ve ne zaman durdurulacaktır? Bu sorunu açmadan önce dünyadaki gelişmelere özet olarak bakmakta yarar var.

Bilindiği gibi, dünyadaki ilk ciddi adım, 1992 yılında ya­pılan "Rio İklim Zirvesi"nde atılmıştır. Hava kirliliğini önle­mek üzere "İklim Sözleşmesi" kabul edilmiştir. 

1996 da kabul edilen "Kyoto Protokolü" ile bir adım daha atılmış ve hava kirliliğinin (%5-8 oranında) azaltılmasına ka­rar verilmiştir. Kyoto, Amerika, Avustralya ve Türkiye hariç, birçok ülke tarafından imzalanmıştır. Diğer taraftan protokol dışı görünen Çin ve Hindistan gibi ülkelerin hızla geliştiği ve sera gazları üretimlerinin de hızla yaygınlaştığı dikkate alı­nırsa, sorunun önemi daha iyi anlaşılır. Küresel Isınmayı ön­lemek amacıyla hazırlanan sözleşmenin, kirlenmeye neden olan sera gazlarını azaltmaya yönelik olsa da, bu yeterli ol­mayacaktır. Daha ciddi ve daha geniş kapsamlı sözleşmelere gereksinim vardır. 

Nitekim Avrupa Birliği, bu yetersizliği dikkate aldığında, 2050 yılı hedefi olarak, sera gazı üretiminin yarı yarıya azal­tılmasını ve Küresel Isınmanın "iki derece" artışla sınırlan­masını önermektedir. Ancak yetersiz olan bu hedefin bile ger­çekleşmesi olasılığı çok düşüktür. 

Küresel Isınmaya karşı, ulusal ve uluslararası çabaların gi­derek arttığı gözlenmektedir. Bu çabaların umut verici oldu­ğu söylenebilir. Ancak daha iyimser olabilmek için gelişme­leri beklemek gerekiyor. Özellikle Amerika, dünyada üretilen sera gazının dörtte birinden sorumludur. Küresel Isınmaya neden olan, Amerika başta olmak üzere, Avrupa, Rusya, Çin ve Hindistan gibi ülkeler, sera gazı üretimlerini sınırlamadık­ları takdirde, "ısınmayı durdurmak" imkânsızdır. Geri kalan bütün dünya, bu ülkelere karşı tedbir almak zorundadır. 

Küresel Isınma bütün dünyayı yeni ve beklenmedik fela­ketlere sürüklüyor. İnsanlığın geleceği, yine insanlığın ortak çabaları ile önlenebilecektir. Her ülke bu küresel soruna kar­şı bilinçli mücadeleyi başlatmalıdır. 

Türkiye’nin Durumu ve Çölleşme Tehlikesi, Küresel Isınma Hakkında 

Türkiye, Küresel Isınmadan en çok etkilenecek ülkelerin ba­şında gelmektedir. Nitekim Türkiye'nin kuraklaşan bölgede yer aldığı, yağışların azaldığı, karların eridiği, çölleşmenin başlamakta olduğu, su rezervlerinin azalmakta olduğu göz­lenmiştir. Küresel Isınma arttıkça, Türkiye'nin çölleşmeye devam edeceği, tarımsal üretimin azalacağı, büyük kentlerde su sıkıntıları ile beraber, yaşamın zorlaşacağı ve paniklere ne­den olacağı anlaşılmaktadır. 

2007 yılında Türkiye'de ilk defa, Küresel Isınma konusu geniş halk kitleleri tarafından kabul edilmeye başlamıştır. Bu­nun sonucu olarak, yine ilk defa, AKP hükümeti tarafından görevlendirilmiş, TBMM'de bir "Küresel Isınma Araştırma Komisyonu" kurulmuştur. Bu gelişmeler doğru adımlar ol­masına karşılık, sonuçları itibariyle son derece umutsuzdur. Çünkü her iki girişimden de bir sonuç çıkmamış, aksine hal­kı oyalamak için bazı açıklamalar ve tedbirlerden söz edil­miştir. Türkiye "Küresel Isınmayı" durdurmak konusunda hiçbir gelişme kaydetmemiştir. Bunun nedeni açıktır. İktidar­lar, "petrol ve nükleer" ağırlıklı bir politikanın peşindedirler 

ve "yenilenebilir enerjileri" ciddi olarak düşünmemektedirler. Küresel Isınmanın Türkiye üzerine etkileri konusunda birçok rapor yayınlanmıştır. Bu raporların ortak yanı, Marmara, Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerinde yağışların azalması ve su sıkıntısının başlaması yönündedir. Türkiye bugün, "cid­di bir küresel ısınma sorunu" ile karşı karşıyadır. Önümüzde­ki yıllarda, önlem alınmadığı takdirde, giderek artan felaket­lerle karşılaşmak hiç de uzak bir ihtimal değildir. Bu gerçek Türkiye'nin geleceği açısından son derece önemlidir. Hatta bir numaralı sorundur. Çünkü çölleşme ile başlayan sosyal, ekonomik ve yerleşim sıkıntılarının giderek toplumsal fela­ketlere dönüşmesi beklenmektedir. 

Türkiye, öncelikle "Küresel İsınma gerçeğini kabul etme­li, "Küresel İsınmaya karşı" siyasal, ekonomik, toplumsal ve teknolojik çözümler için harekete geçmelidir. 

Küresel Isınmaya Karşı Ne Yapmalı?, Küresel Isınma Bilgi 

Küresel Isınmaya karşı ne yapılabilir sorusunun cevabını bu­labilmek için, Küresel ısınmaya neden olan temel faktörleri anlamak gerekir. Küresel Isınmanın en etkin nedenlerinden birisi, insan eliyle üretilen "sera gazlarıdır". Başta karbon ol­mak üzere, atmosfere atılan sera gazlarının miktarı arttıkça dünyanın ısınması da devam ediyor. Küresel ısınma olayı gayet basittir; Güneyle Dünya arasında, atmosfer dediğimiz in­ce bir gaz tabakası vardır. Küresel Isınmanın nedeni bu ince gaz tabakasının gaz oranlarındaki değişmelerdir.

Atmosfer dediğimiz bu ince gaz tabakasının içeriği, sana­yide, ısıtmada, vb. alanlarda tüketilen enerji türlerinden çıkan karbon ve azot gazları yüzünden değişmektedir. Nitekim son yıllarda karbondioksit gazı yoğunluğu yaklaşık 100 ppm ka­dar artmıştır. Bu ufak artış bile bugün yaşadığımız Küresel Isınmanın başlamasına neden olmuştur. Atmosferde sera gaz­larının artmaya devam etmesi, gelecekle ilgili kaygıları artır­maktadır. 

Küresel Isınmanın nedeni, petrol ve kömür gibi atmosferi kirleten enerji türleridir. Isınmayı durdurmanın yolu, fosil ya­kıtlar yerine, doğal, güneşe dayalı, temiz enerji türlerini kul­lanmaktır. Başka bir deyişle, ulaşımda, sanayide, üretimde, aydınlatmada "Güneş Enerjisi" projelerini hayata geçirme­miz gerekmektedir. 

Küresel Isınmaya Karşı Türkiye’nin Siyasal Tercihleri Nelerdir 

Türkiye'nin hem büyük bir olanağı, hem de önemli iki engeli vardır. Eğer, engellemelere rağmen, sahip olduğu bu büyük imkânı kullanabilirse, Küresel Isınmaya karşı çözümler üre­tebiliriz. 

Türkiye, her şeyden önce bir "Güneş Ülkesi"dir. Bu tanım Türkiye'nin doğal enerjilerinin bol olduğunun da bir göster­gesidir. Anadolu'da Güneş enerjisi miktarı, (metrekareye 1500 kws) oldukça yüksektir. Birçok Avrupa ülkesine göre, birim alana düşen enerjiden 2-3 kat fazladır. Güneş enerjisin-deki bu yüksek oran, bu enerjinin dönüşümü ile. oluşan, su, rüzgâr, biyo gibi enerji türlerinin miktarlarını etkilemektedir. Bu nedenle Türkiye, hem Güneş ışınları bakımından, hem de su, toprak, rüzgâr, bitki enerjileri açısından son derece büyük olanaklara sahiptir. Güneş kökenli bu enerjilere, "yenilenebi­lir enerji türleri" denmektedir. Yenilenebilir enerji potansiye­linin, (yaklaşık yılda 400-600 milyar kws/yıl) çok yüksek dü­zeyde olması, Türkiye için çok büyük bir avantajdır. 

Türkiye'nin önündeki önemli engel ise, siyasi iktidarların, enerji kartellerinin güdümünde olması, ülkenin olanaklarını kullanmaktan yoksun olmasıdır. Nitekim bu kitap yazılırken, Türkiye enerji alanında, yaklaşık 30-35 milyar dolar yurt dı­şına ödeme yapılmaktaydı. Enerjide dışa bağımlılık %70'le-rin üstündedir ve izlenen politikalar, bağımlılığı artıracak şe­kildedir. Bu önemli engelin aşılması, ancak, daha bağımsız politikalar izleyebilecek, yerel, doğal ve temiz enerjilere ağır­lık verecek bilince sahip iktidarların yönetime gelebilmesine bağlıdır. 

Türkiye, elindeki imkânları iyi değerlendirmek zorunda­dır. Sürekli dışa bağımlı politikalarla sorunları çözmek müm­kün değildir. Yapılması gereken şey aslında basittir. Bir an önce Güneş kökenli, doğal enerjilere yönelmek gerekmekte­dir. Biz bunu, hem "Küresel Isınmayı durdurmak için", hem de kendi kaynaklarımızı üreterek zenginleşmek için yapmalı­yız. 

Türkiye bir "Güneş Ülkesi" olarak olağanüstü bir "doğal enerji zenginliğine" sahiptir. Bu zenginliği kullanarak yapa­cağı atılımlar, hem Türkiye'yi zenginleştirecek, hem de dün­yayı Küresel Isınmanın felaketlerinden koruyacaktır. 

Küresel Isınmaya Karşı Ulusal Strateji Planı 

Türkiye, Küresel Isınmaya karşı ciddi önlemler almalıdır. Bu önlemlerin başında "Küresel Isınma Strateji Planı" hazırlan­ması gelir. Ulusal Strateji Planı hazırlanmasında, hükümete, Meclise ve siyasal partilere görev düşmektedir. Ulusal Strateji Planının amaçlarını iyi değerlendirmek gerekir. 

Bu amaçlar: temiz ve yaşanabilir Türkiye, sera gazlarının azaltılması ve önlenmesi, yenilenir enerjilerin geliştirilmesi ve uygulanması, temiz enerjili Güneş kentler, sağlıklı yerleş­melerin kurulması, Güneş mimarisine geçilmesidir. Bunlara İlave olarak doğal kaynakların korunması ve geliştirilmesi, kuraklığa, erozyona karşı ulusal politikaların oluşturulması, biyo çeşitliliğin korunması ve değerlendirmesi, yeni teknolo­jiler geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, konunun içeriği ge­reği, halk katılımının sağlanması, ekonominin canlandırılma­sı için çalışmalar yapılmalıdır. 

Ulusal Stratejik Planın diğer bir özelliği, öncelikle, Türki­ye'nin Küresel Isınmadan kaynaklanan sorunlarını incele­mektir. Özellikle, iklimsel değişimlerin yarattığı olumsuzluk­ların belirlenmesi, Küresel Isınma ve sonuçlarıyla ilgili en­vanterlerin yapılması şarttır. Diğer taraftan, Küresel Isınmayı önleyecek olan, temiz enerjilerin bir envanterinin yapılması zorunluluktur. Bu envanterlere bağlı olarak hangi alanda ne tür araştırmalar yapılacağı, hangi yeni sanayilerin kurulacağı, hangi yeni teknolojilerin geliştirilmesi gerektiği bu ulusal planda doğru bir şekilde saptanmalıdır. 

. Diğer taraftan, Güneş enerjisi ve türevlerinin kullanılma­sını engelleyen birçok yasa ve yönetmenlik vardır. Başta Ye­nilenebilir Enerji Yasası, İmar Yasası, Bayındırlık İnşaat ya­saları olmak üzere, engelleyici yasalar, yaygın uygulamalar yapabilmek için değiştirilmelidir. Gerek teknolojilerin geliş­tirilmesi, gerekse uygulamaların yapılması ancak fonlar ve mali kaynaklar bulunursa mümkündür. Bu nedenle, finansal kaynağın bulunması, strateji planının hedefi olmalıdır. 

Türkiye'nin çok yüksek "doğal enerji potansiyeli" vardır. Ancak bu potansiyel, doğru, gerçekçi ve aynı zamanda ulusal bir strateji planı yapılabildiği ve uygulanabildiği ölçüde de­ğerlendirilir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005