Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Demokrasimiz İçin Çağdaş Bir Kurumsal Yapı; OMBUDSMAN 

Demokrasinin, özgürlükçü, çoğulcu ve katılımcı boyutlarıyla eksiksiz bir biçimde gerçekleştirilebilmesi için "Ombudsman" müessesesine günümüzde özel ve ayrı bir önem verilmektedir. İdarenin Yeniden Yapılanması çalışmaları nedeniyle kavram, sık sık kamuoyunun gündemine taşınmaktadır. Ombudsman nedir; esas itibariyle İskandinav ülkeleri orijinli bir kurumsal yapıdır. İsveç Krah Demirbaş Charles ülke dışındayken, ülkeyi nasıl yönetirim diye düşünmüş ve bu kurumu bir çözüm olarak uygula­maya koymuştur. Kavram, İsveç kökenlidir. İsveççe'de "temsilci" demek­tir. Bu anlamı zamanla değişmiş ve günümüzde "kamu denetçisi" anlamına dönüşmüştür.

Ombudsman kurumu İsveç'den, önce diğer İskandinav ülkelerine yayılmış daha sonra da Avrupa'dan Afrika'ya kadar uzanan coğrafyada etkin bir kurumsal yapı olarak kamu yönetimindeki saygın yerini almıştır. Kurum, pek çok ülkede Anayasal bir müessesedir. 

Ombudsmanlık üç temel özelliği vardır. 

1)   İdari eylem ve işlemleri denetler (bazı Afrika ülkelerinde firmaların isveç'de ise basın kuruluşlarının denetlenmesi gibi ayrıksı uygulamalar da vardır),

2) Bağımsız bir idare organıdır, vesayet altında olamaz,

3) Kararlan ilke olarak bağlayıcı değildir (İsveç örneği hariç).  

Ombudsman'ın seçilme ve görevden alınma süreci, çalışmalarında bağımsızlığın sağlanabilmesi yönünden önemlidir. Bu konudaki temel ve yaygın yaklaşım, tarafsız ve bağımsız çalışabilmelerine olanak sağlayacak bir yöntemin benimsenmesidir. Örneğin, Türkiye gibi Cumhurbaşkanlığı makamının politik olmadığı ülkelerde, Ombudsmanların Cumhurbaşkanları tarafından atanmaları kurumun bağımsızlığı ilkesine uygundur. Ama, Fransa gibi yan başkanlık sistemlerinin uygulandığı ülkelerde Cumhurbaşkanlarının, politik kimlikleri mevcut olduğu için Ombudsman atama yetkisine sahip kılınmaları Kurumun tarafsızlığı ilkesine uygun düşmez. Nitekim Ombudsmanların, değişik ülke uygulamalarının çoğunda, parlamento ve hükümetler tarafından atanmaları istisnadır. Atanma merci­lerinin etkisinde kalmamaları için pekçok ülkede, yalnızca bir dönem için seçilmeleri öngörülmüştür. Bağımsız çalışabilmeleri için bütçelerinin kısıtlanmaması da ayrıca önemlidir. 

Ombudsman'ın temel amacı hukuka aykırı işlemlerin veya sonuçların ortadan kaldırılmasıdır. Kararları, ilke olarak bağlayıcı olmadığına göre karar etkinliği nasıl sağlanacaktır. İsveç örneği dışında Ombudsmanlar, kendiliğinden cezai ve hukuki uygulama yapamazlar. Bu özellikleri nedeniyle Ombudsmanlık Kurumu, "Bekçi köpeğidir, havlar ama ısıramaz" benzetmesiyle tanımlanmaya çalışılmaktadır. Ombudsmanın alacağı karar­ların uygulanabilmesi için düzenlediği raporlar, en geniş toplum kesimler­ine ulaşacak şekilde yayınlanmalı, kamuoyunun ve özellikle basının desteğinin sağlanmasının yanı sıra İdare de kararların uygulanmasında gereken özeni göstermelidir. Ayrıca Ombudsman kurumunun etkinliği için bu göreve saygın insanların getirilmesi de gereklidir. 

Ombudsmanlar faaliyet sonuçları ile ilgili olarak eleştirel raporlar hazırlar ve kamuoyuna duyururlar. Raporda yer alan önerilerin kamuoyu­nun desteğiyle gerçekleştirilmesi esastır. Bu müessese, diğer anayasal kurumları tamamlayıcı bir fonksiyon görürler. Yani Ombudsmanlar, hak arama sürecinin tamamlayıcı unsurlarıdır. Varlıklarıyla ayrıca, olumsuzluk­ları caydırıcı bir fonksiyon üstlenirler. Savcılara bir anlamda yardımcı da olmuş olurlar. 

Bu kurumsal yapının en yaygın ve etkin olduğu İsveç'te üç çeşit Ombudsman vardır. Parlamenter Ombudsmanlar, Uzman Ombudsmanlar ve Basın Ombudsmanı. Parlamenter Ombudsmanlar ile uzman Ombudsmanlar, Devlet-Birey ilişkilerinde dengeyi sağlarken, Basın Ombudsmanı, bireyleri basının haksız ve yanlı yayınlarına karşı korur. İsveç'te 1970'lerde tüketicileri korumak için tüketici ombudsmanı, 1980'lerde kadın-erkek eşitliğini sağlamak için Kadın-Erkek Eşitliği Ombudsmanı, 1980'Ierin sonuna doğru yabanciların haklarını koruyan Uzman Ombudsman,  1990'larda Birlesmis Milletler Cocuk Hakları Konvansiyonuna uygun hareket edilip edilmediğini denetleyen Çocuk Ombudsmanı, 1994 yılında da Özürlüler Ombudsman'ı oluşturulmuştur. 

Türk Hukuk sistemi de Ombudsman müessesesine yabancı değildir. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunla getirilen Hakem Heyetleri, gerçekte birer Tüketici Ombudsmanı olarak değerlendirilebilir. Ayrıca Basın Konseyinin de bir anlamda Basın Ombudsmanı olduğu söylenebilir. Bununla birlikte çağdaş bir kurumsal yapı olarak Ombudsman müessesesi, Türk Hukukunda henüz oluşturulamamıştır. Bu kurumun gelişen demokrasimize paralel olarak süratle kurulması gerekmektedir. Hatta İsveç örneğinde olduğu gibi daha başlangıçta Anayasal bir müessese olarak öngörülmesi, etkinliği yönünden yararlı olacaktır. Ombudsman'ların temel görevleri toplumdaki haksızlıkları, adaletsizlikleri, eşitsizlikleri ve yanlış uygulamaları raporlarında eleştirmek ve kamuoyu desteğini de arkalarına alarak sorunların çözümlenmesini ve eksikliklerin giderilmesini sağlamaktır. Bu anlamda Ombudsmanlar, çağdaş demokrasilerin vazgeçilmez ve etkin kuruluşlarıdır. 

Ombudsman kurumunun Türk Hukuk sistemine dahil edilmesinin, demokrasimizin gelişmesine ve özellikle yurttaşların hak arama sürecinin kısaltılarak, etkinliğinin arttırılabilmesine önemli katkılar sağlayacağı kuşkusuzdur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005