Özelleştirme İyileşme Sağlıyor Mu?
Anahtar Kelimeler; Özelleştirme,
Özelleştirme Türkiye, Özelleştirme Yasası, Kamu
Özelleştirme
Özelleştirmenin spesifik amaçları esas itibariyle
genel olarak her ülkede aynıdır. Bu amaçları
İngilteredeki özelleştirme çabalarını değerlendiren
Price Waterhouse Şu şekilde sıralamıştır;
1- Devlete gelir sağlamak,
2- Etkinliğin artmasını teşvik etmek,
3- Hükümetin ekonomiye müdahalesini azaltmak,
4- Pay sahiplerinin genişlemesini teşvik etmek,
5- Rekabeti arttırmak,
6- Devlet mülkiyetindeki şirketleri piyasa disiplini
içine sokmak.
Genel olarak baktığımızda özelleştirmenin hem genel
ekonomi hemde özelleştirilen münferit işletmeler
üzerinde iyileştirici etkilerde bulunması gerekir.
İyileştirme karlılık, verimlilik, üretim, yatırım,
istihdam gibi bir dizi ekonomik değişken üzerinde
iyileştirici etkiler sağlayabiliyorsa
özelleştirmeden hem hükümetler, hem genel olarak
ekonomi, hem halk hemde özelleştirilen işletmede
çalışanlar kazançlı çıkar.
Martin
özelleştirme çabalarından en karlı çıkanların
danışmanlık firmaları, yatırım bankaları olduğunu
söylüyor. Martin kitabının "Özelleştirmenin
Özelleştirilmesi" başlıklı bölümünde günlük 2000
pound danışmanlık ücret alan danışmanları anlatıyor.
yine hatırlanırsa ülkemizde özelleştirme gelirinin
önemli bir kısmını özelleştirme danışmanı
firmalarına harcandığına ilişkin bilgiler
yayınlanmıştı.
Özelleştirme eylemlerinin iyileştirme yaratıp
yaratmadığını test etmeye yönelik çalışmaların
çoğunluğu Dünya Bankası kaynaklı. Bu çalışmalara
belki bir başka yazında değinirim. Konuya ilişkin en
geniş kapsamlı çalışmalardan birisi The Journal of
France'ın Haziran 1994 sayısında yayınlandı. Bu
çalışmalarda 18 ülkeden 32 sektörü kapsayan 61
şirkete ait veriler özelleştirmeden 3 yıl öncesi ve
sonrası ile özelleştirmenin yapıldığı yılı kapsayan
7 yıllık bir döneme uzanarak test edilmiştir. bu
test çeşitli açılardan yapılmıştır.
Bu çalışmanın karlılık, etkinlik ve sermaye
harcamaları, üretim, istihdam, kaldıraç, temettü
ödemeleri, yönetim yapısı ve sübvansiyonlar
açısından elde ettiği bulgulara değineceğim.
Karlılık
KİTler, kısmen istihdamı maksimize etmek kısmende
geri kalmış bölgelerin gelişmesine katkıda bulunmak
hedefleriyle çoğunlukla kronik olarak karlı olmayan
her durum içindedirler. Yöneticilerin bu pazar dışı
yararları sağlamalarını teşvik ederek içinde
hükümetler bu kuruluşların faaliyet zararlarının
bazen açık bazen örtülü olarak garanti ederler ve
çoğunlukla dolaylı sübvansiyonlar verirler.
Özelleştirme bu amaçların yerine karın
azamileştirilmesine ikame eder ve çalışanların
gelirleri arttırmak ve maliyetleri düşürmek üzerinde
yoğunlaşarak piyasa mekanizmasının yarar ve
cezalarına bu şirketleri açar.
Etkinlik
KİTleri piyasa ve rekabeti içinde faaliyette
bulunmaya bırakarak hükümetler bu firmaların beşeri,
mali ve teknolojik kaynaklarını daha etkin biçimde
kullanacaklarını beklemektedirler. Özel bir şirkette
çalışanlar dahil pay sahipleri etkinlikteki
iyileşmelerin büyük bir kısmını elde ettikleri gibi
etkinliğin iyileşmesse bundan en büyük zararı onlar
görür.
Sermaye Yatırımı Harcamaları
Teorik olarak KİTlerin özel firmalardan iki nedenle
daha fazla yatırımda bulunabilecekleri söylenebilir.
Bir neden bu kuruluşların hükümetlere bir yatırım
aracı sağlamasıdır, diğeri ise bu kuruluşların
hükümetlerin borçlanma ve kaynak sağlama gücüne
sahip olmalarıdır. Diğer yandan hükümetlerin, bu
kuruluşların istihdamı azamileştirme ve sosyal
bakımdan arzulanan diğer hedefleri
gerçekleştirebilmeleri için etkin olmayan yüksek
üretimlerini sübvanse etme konusundaki güçleri ve
arzuları bulunmaktadır.
Hükümet Sübvansiyonları
Yazarlar özelleştirmenin sonuç alıcı olduğunu ancak
özelleştirmenin performansı nasıl iyileştirdiğini
sorgulamışlardır. Bu konunun çok önemli olduğu ancak
çalışmanın kapsamını aştığını belirterek, konunun
özellikle özelleştirme öncesi ve sonrasında bir
KİTin faaliyetlerine müdahale etmede ve sübvansiyon
vermede hükümetin rolünün araştırılması gereğine
değinmişlerdir. Özelleştirme öncesi on yıllık ve
özelleştirme sonrası beş yıllık döneme ilişkin
firmalara ait verileri ve bilgileri The Economist,
Wall Street Journal, Financal Times, Euromoney gibi
kaynaklara dayanarak taramışlardır. Yazarlar
özelleştirme öncesi 3 ve özelleştirme sonrası 3 yıl
olmak üzere 6 yıllık sürede, bir başka değişle
hükümetlerin özelleştirmeye hazırlık safhasında ve
sonrasında bu kuruluşlara nadiren sübvansiyon
sağladıklarını bulmuşlardır. Bunun istisnası Fransa
da yapılan özelleştirmelerdir. Ancak yazarlar, daha
geri yıllara gidildiğinde genellikle faliyet
zararlarını karşılamak amacıyla hükümetlerin kitlere
büyük sübvansiyonlarda bulunduğunu saptamışlardır.
Yazarlar son olarak bir başka önemli saptama
yapıyorlar ve ellerindeki verilen özelleştirme
sonrasındaki bu performans iyileşmesinin nedenleri
belirlemede yeterli olmadığını söylüyorlar ve
karlılık artışlarının kaynağının çoğunlukla fiyat
artışlarına dayandığını söylüyorlar. bu sonderece
önemli bir değerlendirme. Çünkü, KİTlerin popülist
politikaların bir uzantısı olarak fiyat tespit
politikalarının önemli bir karlılık hadicapı
yarattığına işaret ediyor.
|