Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Sabit Kur Sistemine Geri Dönmek

Anahtar Kelimeler; Sabit Kur, Kur Riski, Kur Politikası, Kur Farkları

The Atlantic Monthly isimli derginin sayısında büyük Japon şirketlerinden Sony'nin başkanı Akio Morita'nın G-8 ülkesi liderlerine açık bir mektubu yayınladı. Mektubunda Morita dünyadaki genel ekonomik sorunlara ilişkin görüşlerini açıkladı. Bu mektupta Morita'nın dünyada halen geçerli olan dalgalı kur sistemine ilişkin bazı ilginç değerlendirmeleri var. Morita dalgalı kurlar sisteminin ekonomileri ve şirketleri olumsuz bir biçimde etkilediğini kurlardaki dalgalanmanın üretimi ve verimliliği, fiyat yapısını bozduğunu ve spekülatif faaliyetleri teşvik ettiğini ileriye sürerek G-8 ülkesi liderlerinin acilen kurları sabitleştiren bir sistemi yürürlüğe sokmalarını istemektedir. 

Ticaret fazlası veren bir ülkenin uluslararası ticarette etkin bir konuma sahip şirketinin en tepe yönetisinden gelen bu talep bizim konumumuzdaki bir ülke açısından son derece anlamlı mesajlar içermektedir. Liberal bir kambiyo rejimine sahip ve ekonomik kriz içinde yuvarlanan ülkemizde kambiyo rejimimizin sorgulanması gerektiği kanısındayım. İstikrar önlemleri çerçevesinde kur sistemimizin konumu kanımca radikal bir biçimde sorgulanmalıdır. 

Kurların sabitleştirilmesi, özellikle hiper-enflasyona sürüklenmiş ülkelere ilişkin istikrar önlemlerinin içeriğine ilişkin tartışmalarda uzunca bir süredir önemli bir yer işgal ediyor. Ünlü ABD'li İktisatçı Rudiger Dornbush Dünya Bankasının yayınladığı The World Economic Review de yayınlanan Lessons From Experiences with High İnflation başlıklı makalesinde istikrar politikalarını ayrıntılı ve etkileyici bir biçimde tartışmaktadır. Dornbusch Kurların sabitleştirilmesinin istikrar politikasının kaçınılmaz ve önemli bir unsuru olduğunu ileriye sürmektedir. Gelirler politikası olmaksızın yalnızca talep politikası ile enflasyonu sona erdirmeye kalkmak olağanüstü bir depresyon yaratacaktır. İstikrar politikasının başlama noktası kaçınılmaz olarak sabit bir kambiyo kurudur. Dornbusch sabit kurların Güney Amerikada enflasyonu durdurmada ve siyasal yöneticilerin popülaritesini arttırmada çabuk sonuç aldığını söylemektedir. 

Dornbusch ve Fischer bir başka makalede birçok ülkede uygulanan istikrar programlarını değerlendirmektedir. Sonuç bölümünde makul bir enflasyon oranına sahip ülkelerde kontrollü kambiyo kuru politikası uygulandığını ve bu politikanın anti-enflasyonist bir politikanın parçası olduğunu söylemektedir. Meksika örneğinin verirken de bu ülkenin enflasyonu aşağıya çekmek için kambiyo kuru politikasına dayandığını ifade etmektedir. 

Sabit kambiyo kurarı kuşkusuz bir istikrar programı içinde yer almalıdır. bunu endeksleme, para politikası ve kamu gelirleri, kamu harcamaları ve sübvansiyon politikaları ile birlikte düşünmek gerekir. Kur politikası belirlenmeden diğer politikaları başarı ile uygulama şansı zayıftır. Mali sektördeki ve ekonomideki dışa açıklık ile araçlar arasındaki yüksek mobilitenin eşlik ettiği dolarizasyon diğer istikrar önlemlerini kısa sürede başarısız hale getirecek ve kısır döngünün kırılmamasına yol açacaktır. Ekonomideki sözleşmelerin bozulması bir başka deyişle vadelerinin kısalması ve yabancı paranın sözleşmelerde ve ekonomide belireyici rol oynaması enflasyonu hızlandırıcı bir işlev görmektedir. Paranın yabancı paralar karşısında değer yitirimi ve yabancı paranın hakim konuma geçmesi kriz sürecinin oluşması ve sürdürülmesinde önemli rol oynamaktadır. 

Stabilizasyon zayıf olmayı kaldıramaz. 1948de katı ve çarpıcı bir parasal reformu gerçekleştiren Alman otoriteleri yumuşak önlemlerin sağlam para yaratacağını söylüyorlardı. Ülkemizde etkin bir istikrar politikasının yolu yanlızca kamunun gelir-gider politikasında aranmamalıdır. Bir istikrar politikası öncelikle bugünkü krizin yaratılmasına neden olan parasal kesimde ve mali sektörde bazı düzenlemeler gerektirmektedir. Mali kesimde son 10 yılda uygulanan politikaları yapmadan istikrar önlemlerinin başarılı olması olası değildir. Mali kesimde yapılacak düzenlemelerin başında da diğer önlemlerle birlikte kur politikasında gözden geçirilmesi gerekir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005