Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Teknolojinin Ekonomiye Etkileri

Ekonomiye, tarih boyunca etki eden üç önemli devrim mevcuttur. Birincisi, “Sanayi Devrimi”, ikincisi, İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan “Teknolojik devrim”, üçüncüsü, günümüzde yaşanan “Enformasyon devrimi”, “Bilgi devrimi” yani “Yeni Ekonomi”dir.

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyi, eskiden ürettiği çelik ve enerji miktarı ile ölçülürken artık; enformasyon teknolojisini oluşturan mikro elektronik, telekomünikasyon ve bilgisayar teknolojilerinin imkanları ile elde edilen, işlenen, iletilen, saklanan, bilgi miktarı ile ölçülmeye başlanmıştır. Bu yeni dönemde gelişmişlik kriterlerinde fiziki miktarlardan çok daha farklı bilgiye dayalı miktarlar ağırlıkla yer almaktadır. Sanayinin kurulmasında, yenileştirilmesinde, işletiminde yer alan bu yeni teknolojiler, edinilip üretebilir olmak; ülke ekonomisi için olduğu kadar ülkenin bütünlüğü ve güvenliği açısından da son derece önemli bir değer taşır olmuşlardır. Mikro elektronik bazlı enformasyon teknolojileri; iletişim, denetim ve otomasyon ile iç içe olmaları nedeni ile ülke sınırlarını aşarak sanayi yapılarını zorlamak ve onları yeniden şekillendirmek gibi özellikler taşımaktadırlar. 59 Enformasyonun öneminin artması ülkelerin izlemiş oldukları iktisat politikalarının da bilgiye ve araştırmaya yönelmesine, bu kanalda yatırımların aktarılması ve geliştirilmesine ön ayak olmuştur. Son zamanlarda üniversite işbirliklerinin artması, hem devlet hem de özel sektör kanallı olarak üniversite ve teknoloji odakları kurumların varlığını ve ortaklığını doğurmuştur.

İnsanlık tarihinde teknolojinin ve teknopoliten bir kültürün varlığı kaçınılmadır. Dünya’nın büyük bir kısmı teknolojinin nimetleri ile tanışmış ve kullanmaktadır. Bir kısım topluluğa teknolojinin ulaşmadığını varsaysak dahi artık insanoğlu teknoloji odaklı hale gelmiştir denilecek kadar teknoloji temelli ve odaklı bir şekilde yaşamaktadır. Hatta bundan dili, yaşantı biçimi, şekli dahi değişmektedir. Endüstriyel üretimden elektronik iletişime, ulaşımdan tarımsal teknolojilere, tıp ve nihayet modern savaş aygıtına, içine yerleştirildiğimiz ilişkiler sistemini düşündüğümüzde, çeşitli teknolojilerin, onların bağlantı ve ilişkilerinin, yaşamın her alanına öylesine nüfuz ettiğini gözlemleyebiliriz. Popüler bilim basınından gelecek için sıralananları öğrendiğimizde; robotlar, uzayın fethi, ölümsüzlük vs. teknolojilerin bize bir kez daha altın çağ vadettiğinden kuşkumuz kalmaz. Günlük dil bile bu teknopoliten kültürün apaçık örnekleri ile dolup taşar; ara yüzey, geri-besleme, çıktı gibi sözcükler insanlar arası ilişkilerin ifadesinde yaygın olarak kullanılırlar. Dolayısıyla, teknik aklın psikolojik, toplumsal ve siyasal koşulların tekrar tekrar üretiminde başrol oynadığını söylemek yanlış olmaz. Akılcı bir sistem olarak teknolojinin ve üzerinde yükseldiği bilimin, etrafını çevreleyen toplumsal dünyadan bağımsız olduğu izlenimi şaşırtıcı olmaz. Anlık, geçici ve yerel olandan evrensel ve gerekli olana doğru kesintisiz bir çizginin insanlık tarihinin kaderi olduğu savı, modern düşünce evrenimizin önde gelen kabullerinden biridir.60 Telekomünikasyonun gelişimi bir ağacın gelişimi olarak betimlenebilir. Benzer şekilde bir ağaç gövdesi gelişirken yeni kollar ve dallar oluşturur ve telekomünikasyonda ekonomiye yeni alt kollarla birlikte birçok yeni kanal katmış olmaktadır.

Ekonomik hayatında internet ve bilgi teknolojileri etkileri her alanda görülmeye başlanmıştır. E-ticaret, e-iş, e-devlet gibi kavramlar e-her şey olarak kapsamını arttırmaktadır. İnternet ekonomisinin temel kaynağı bilgidir. Yani internet ekonomisindeki en önemli girdi faktörü bilgidir. Bu bağlamda internet ekonomisi bilgi çağının ekonomik sonucu olarak görülebilir. 62 Bilginin kullanımı ve kullanımının artışı ile birlikte üretim yapısı da değişmekte, bilgi; işgücü ve sermayeden de önemli bir faktör olarak üretime girmektedir. Bilgi toplumlarında en önemli unsur bilginin kendisi olmaktadır. Bilgi, araştırma-geliştirme faaliyetlerine aktarılan insan gücü, finans kaynakları ve zaman kullanımı ile elde edilmektedir. Bilgiye ulaşım, erişim ve paylaşımı da bilgi ağlarının gelişmesi sonucunda kolaylaşmıştır. Birçok bilgiye ve basılı dokümanların kopyaları ve örneklerine internet üzerinden ve bilgi paylaşım kanalları (http://scholar.google.com.tr/ gibi) üzerinden gizli veya serbest bir şekilde ulaşılabilmekte, ihtiyaç sahipleri tarafından coğrafi farklılıklar dahi sorun teşkil etmeden birkaç saniye de rahatlıkla ulaşılabilmektedir.

Bilgi ağlarının sağlamış olduğu teknik olanaklar sadece bilgi paylaşımı ve veri aktarımları kanalında gelişmemekte aynı zamanda sosyal alanda da büyük etkileşimler yaratmaktadır. Fertlerin birçok kişiye ve sosyal iletişim sistemlerine rahatlıkla ulaşabilmelerine fırsat vermekte ve uzakları daha yakın hale getirebilmektedir. Bu vasıtayla birçok kişi sosyal paylaşım ağları (http://www.facebook.com, http://www.twitter.com, http://www.linkedin.com gibi)63 siteleri ile birçok bilgiye ve yeni dostluklara aynı zamanda iş ve sosyal fırsatlara sahip olabilmektedirler. Bu siteler ve sistemler her ne kadar arkadaşlık, sosyal çevre ve ilişkiler üzerine kurulu gibi görünse de amaç liberal ekonomik sistemin bir elementi olmakta ve geleneksel ticareti değiştirerek kültürel kimliğe, kişilere özelliklere özel ticari amaçlarıyla ortaya çıkmaktadırlar.

Teknolojik gelişmeyi bir yaşam tarzı olarak benimsemiş olan bilgi toplumu ülkelerinde, haberleşme araçlarının yaygınlaşması ile zaman ve mekan boyutları kısalmış, ülke içerisinde olduğu gibi ülkeler arasında da bütünleşmeler doğmuştur. İnternet ekonomisinin sistem olarak tanımı yapılırken, “Sosyal” bir sistem olduğunun vurgulanması oldukça önemlidir. Günümüze gelene kadar geçerli olan tüm sistemler ekonomik çerçevede etkilerini göstermiş ancak hiçbirisi bireyin yaşam tarzını ekonomik çerçevenin dışında internet ekonomisinin etkilediği kadar etkilememiştir. Bugün özellikle gelişmiş ülkelerin içerisinde bulunduğu internet ekonomisi sistemi, ekonomik etkilerinin yanında bireylerin alışkanlıkları, yaşam tarzları, görüşleri ve algılamaları üzerinde bugüne kadar hiçbir ekonomik sistemin etkisi olmadığı kadar etkili olmuştur. Sistemin içeriğine bakıldığında aslında hem ekonomik hem de sosyal öğe ve etkileri içermesi sebebi ile “Yeni Ekonomik Sosyal Sistem” teknolojik gelişmelerin, dünya üzerinde yaşayan toplumları ulusal ve uluslar arası alanda elektronik sinir sistemi ile birbirine bağlaması sonucu ortaya çıkan, yeni iletişim, iş, ticaret ve yaşam biçimlerini kapsayan ve sürekli yenilenen ekonomik ve sosyal sistem olarak tanımlanabilir. Ne var ki, her yeni teknolojinin sağlayabileceği üretkenlik artışının tonun vardır. O sınırın asılabilmesi daha üst düzeyde yeni bir teknolojinin geliştirilebilmesine bağlıdır. Günümüzü şekillendiren mikro elektronik temelli enformasyon ve telekomünikasyon teknolojileri de üretkenliği artırmada kendi doğal sınırlarına erişmek üzeredir.

Belge ve bilgi sağlama kurumlarının ortak amacı olan uluslararası ticari ağların oluşturulması büyük ölçüde gerçekleştirilmiştir. Çeşitli ticari kuruluşlar tarafından geniş kullanıcılara değişik erişim programları vasıtasıyla ulaştırılan veri tabanları, bilgi ağları vasıtasıyla sunulmaktadır. Kilometrelerce uzaklıktaki ulusal ve uluslararası kullanıcı, ihtiyaç duyduğu bilgiye günün her saatinde, evde, işyerinde terminal veya terminali vasıtasıyla süratle erişebilmektedir. Yeni teknolojik bilgilerin sağlamış olduğu yeni fırsatların iyi bir organizasyon ile bütünleşmesinin sonucu olarak uzaklık kavramı bilgi edinmek isteyenler için ortadan kalkmaktadır. 1980'li yıllardaki, bilim ve teknolojideki hızlı gelişmeler bilgi toplumunun oluşmasının başlangıç yılları olmuştur. Bilgi toplumu; cemiyette her türlü bilgiyi üreten, bilgi ağlarına bağlanan, hazır bilgilere erişen, erişilmiş bilgileri kolaylıkla yayabilen ve bilgileri her sektörde kullanan toplum olarak tanımlanmaktadır.

Bu şekilde gereken her tür bilgi gerektiği an ve koşulda ihtiyacı olan kişilere ulaştırılabilmektedir. Gelişmiş ülkeler ekonomik kalkınma ve sosyal gelişme için teknolojik bilgiden yararlanmışlardır. Teknolojik gelişmenin etkileri ülkeden ülkeye değişebilmektedir fakat etkinliğinin mevcudiyeti ve ihtiyacı artarak devam etmektedir. Bu elbette toplumların, bilgi birikimlerini artırma, geliştirme, bilgiye erişme, erişilmiş bilgileri kullanma, yayma ve bunlardan teknoloji üretme amaçlarına ve elbette ki rekabete neden olmuştur. Temel olarak bir malın üretimi kullanılan teknolojik düzeyle çok yakından ilgilidir. Teknolojik gelişmenin, genellikle üretim faktörlerinin verimliliğini arttırdığı bilinmektedir. Çağımızda gelişmiş ülkeler sadece sanayi toplumu olmaktan çıkmış bilgi toplumu olma yoluna girmişlerdir. İletişim teknolojisinde meydana gelen gelişmeler, bilgi toplumunun oluşturulmasında en önemli etken olmuştur. Bilgi, yaşadığımız çağın bir simgesi olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda meydana gelen bilgi patlaması araştırma-geliştirmeye verilen önemin bir sonucudur. Teknolojik gelişmenin bir ürünü olarak evlere kadar uzanan bilgi ağlan bilgi çağının özelliği olarak algılanmaktadır. Bu bilgilerin evlere kadar uzanmasını sağlayan şey internetin geldiği ve ulaştığı noktadır.

Sanayi toplumlarında gerekli olan mekanik becerinin yerini simgesel beceri almıştır. Simgesel beceri ile kastedilen; konuşmak, yazmak, tasarım yapabilmek, programcılık ve bilgisayar programlarını kullanabilmek ve tanıtım yapabilmek akla gelir.  21. yüzyıla girerken gelişmişlik ölçümü, fiziki büyüklük gibi ölçü miktarlarından ziyade bilgiye dayalı değerlerle yapılmaya başlanmıştır. Sanayinin kurulmasında, yenileştirilmesinde, işletilmesinde yer alan yeni teknolojiler, stratejik yeni görevleri nedeniyle giderek önem kazanmaya başlamışlardır. Bundan dolayı, bu teknolojileri edinip, üretebilir duruma gelmek ülkenin ekonomisinde olduğu kadar ülkenin bütünlüğü ve güvenliği açısından da son derece önem kazanmaktadır. 1996 yılında ABD’de Bil Clinton hükümeti Telekomünikasyon yasa tasarısını imzalamış ve yasalaştırmıştır. Yeni yasaya göre bu gelişme ekonomide en az on milyon yeni iş yaratmak ve yeni iş kollarının oluşmasına imkan tanımıştır. Bu vasıtayla yeni telekomünikasyon şirketlerinin de doğmasına imkan tanınmış ve yayım imkanları oluşmuştur. ABD şirketleri yeni teknolojiler geliştirme ve satış konusunda dünya liderliği sağlamak, hızlandırmak ve teknolojileri

geliştirmek, iç pazarda tüketiciler için düşük fiyatlı çözümler sağlamak hedefine yoğunlaşmışlar ve telekomünikasyonun doğuşu ve gelişimi sayesinde doğrudan kanallar yanında dolaylı kanallarla da bir çok iş kanalı gelişmiş, yanında yeni sektörler oluşmuş ve ekonomide hızlandıran bir etkiye neden olmuştur. Telekomünikasyonun gelişimi kablo tv altyapısının oluşumunu, kablosuz bağlantı teknolojilerinin gelişimini, televizyon geniş bant teknolojilerinin gelişimini ve bilgisayar yazılımlarının gelişimini tetiklemiş ve doğmasını sağlamıştır.

Bu teknolojilerin; iletişim, denetim ve otomasyon ile iç içe olmaları nedeni ile ülke sınırlarını aşmak, sanayi yapılarını zorlamak ve onları yeniden şekillendirmek gibi özellikleri de bulunmaktadır. Sanayi toplumunun seri üretim özelliklerine karşın bilgi toplumunun üretim faaliyeti büyük oranda küçük işletmelerde olmaktadır. Çağın ileri teknolojileri; insanlara hızlı karar alma, uyum, kişinin kendi işine ve zamanına tasarruf etmesi gibi bazı zaruri mecburiyetleri de getirmektedir. 21. yüzyılda, ülkeleri ürün ihracına göre değil teknoloji ihracına göre sınıflandırmak gerekecektir. Teknolojik bilgi birikiminin uç noktasını yakalayan bilgi toplumu ülkeleri önümüzdeki dönemde teknoloji bilgisi, teknoloji üretim bilgisi ve makina yapan makinaların stratejik olanlarını ellerinde tutup bunun dışındakilerin üretiminden çekileceklerdir.

Yeni Teknolojiler kendilerini birkaç temel alanda ortaya koymaktadır. Mikro-elektronik temelli otomasyon ile daha hızlı ve verimli bir üretim tarzına kavuşulmuştur. Bu, iş gücünün üretimde sermayeyle büyük ölçüde ikamesi olanağını getirdi. Üretim maliyetlerinde iş gücünün payı yarıdan fazla azalarak birçok alanda %15’in dahi altına düştü. Vasıfsız iş gücü, yarı vasıflı iş gücünü ikame ederken, az sayıda ama yüksek vasıflı iş gücü ihtiyacı arttı.

Bilgi toplumuna geçmekte olan ülkeler sanayi ürünü satmaktan ziyade teknolojik bilgi satma eğilimi içine girmişlerdir. Bu ülkeler, sanayi üretimi bilgisini gelişmekte olan ülkelere ihraç ederek orada sanayileşmeyi gerçekleştirmektedirler. Bu yeni politikalarda kendi ülkelerinde sanayinin üretimini yapmaktan dolayı oluşacak çevre kirliliğinden kurtulurken insanlarını daha temiz teknoloji ürünlerinde istihdam etmekteler hem de ihracat dolayısıyla sermaye mallan üretimi ve sınai mülkiyet haklarından pay almak şeklinde artı kazanç sağlamaktadırlar.

Bilim, teknoloji ve inovasyon ikileminindeki gelişmelerin, makroekonomi düzeyde küresel rekabet gücünün ve toplumsal iktisadi refahı nasıl bir mekanizmayla etkilediğinin çözümlemesi, bu alanda yapılacak politika tasarımlarının etkinliğini ve başarısını arttıracaktır. Mikroekonomi düzeyde bilim-teknoloji inovasyonun firmaların rekabet gücü ve kazançlarının artırılmasındaki temel mekanizma bilim-teknoloji inovasyon alanındaki gelişmelerin firmalar için maliyetleri düşürmesi, verimliliği artırması, yeni ve rakiplere fark atacak ürün çeşitliliğini artırması sayesinde firmalar rekabet avantajı kazanarak pazar paylarını yükseltip karlılıklarını artırabilmektedirler.
 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005