Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Telekomünikasyonun Gelişim ve Teknoloji Transferi

Teknolojik yenilik ve buluşlar, iktisadi büyümenin en önemli faktörlerindendir. Bu yenilik ve buluşlar ile birlikte ülkeler gelişmiş ülkeler sınıfına yükselebilmektedirler. Yenilikçilik ve yenilik yaratma sürecinde birçok değişken etken sağlamaktadır. Bu etkenler ülkelere göre, bölgelere göre farklılıklar göstermektedir. Elbette bu farklılık ve yaratılan değerlerin korunabilmesi için etkin bir patent koruma sistemi gerekli ve zorunludur. Etkili bir patent sistemi hem ülke içinde hem de ülke dışında iktisadi gelişmeyi teşvik eder. Tarihi gelişmeler, patent sisteminin ülkede uygulanması ile birlikte araştırma faaliyetlerinin arttığını ve ülke ekonomisini çok daha hızlı geliştirdiğini göstermiştir. Etkili bir patent sistemi hem ülke içinde hem de ülke dışında iktisadi büyümeyi beraberinde getirir. Fikir ürünlerinin etkin olarak korunmadığı riskli bir ülkede yerli teknoloji üretiminin gerçekleştirilmesi beklenemeyeceği gibi, yabancı yatırımcının da yeni teknolojiye dayalı yatırım yapmak ve araştırma- geliştirme faaliyetlerinde bulunmak için böyle bir ülkeyi tercih etmesi beklenemez. Yabancı yatırımcının bir ülkeye yatırım yapma kararını, öncelikle ekonomik faktörler etkilemekle birlikte, özellikle yeni ve yoğun teknolojiye dayanan yatırımlar bakımından, sınai hakların korunması da önemli bir etken olmaktadır.

1842 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde patent kanununun yasalaşmasıyla birlikte ilk patentler ve elbette patentlere verilen değerin artışı meydana gelmiştir.96 Patent sistemi bir mülkiyet aracıdır, araştırma yapanı korur ve teşvik eder. Bu sistem buluş yapanlara ve iş adamlarına buluş yapmayı ve bu buluş etrafında yatırımda bulunmayı, buluşla ilgili bilgi vermeyi teşvik eder ve buluşu koruma altına alır. Patentler teknolojinin lisans edilmesinde esas araçlardandır. Tutarlı, çağdaş bir patent mevzuatı ve uygulamasından yoksun olan bir ülkede, sınai hakların yeterince korunduğu bir ülkeden getirilecek teknoloji ile istenen teknolojiye dayalı sanayi kurulamamaktadır.

Yeni teknolojilere dayalı olarak üretim yapma amacıyla bir ülkeye gelmeyi planlayan yatırımcı açısından, sınai hakların o ülkede korunuyor olması, yatırım kararını olumlu yönde etkileyen bir faktördür. Diğer taraftan yeni teknolojiye olan ihtiyaç ve yabancı sermayeli doğrudan yatırımların teknoloji transferi konusundaki etkinliği göz önünde bulundurulduğunda, ülkeye yabancı sermayeli şirketlerin yeni teknolojileri transfer edebilmeleri için güvenli bir ortamın hazırlanmasında; patent, faydalı model, sınai tasarım, marka, ticaret unvanı, işletme adı gibi sınai hakların etkin bir şekilde korunması gerekmektedir.

Yeni düzenlemeler ile bilgisayar programları 50 yıl, patentler ve telif hakları 10-30 yıl arasında korunuyor. Yani Az Gelişmiş (AGU) veya Gelişmekte olan ülkeler (GOU) açısından bakıldığında yeni teknoloji alanında bir atılım yapabilmeleri bu süreç içerisinde olanaksızlaşıyor. Teknoloji yaratanlar çok uzun yıllar boyunca tekel gücünü elde tutabilecekleri için yeni ürünlerin fiyatları yüksek kalacak, tekel gücünü kıracak yeni firmalar ortaya çıkamayacak. AGU ve GOU açısından bu alanlar devre dışı kalacak ve bu yüksek fiyatlı ürünleri kullanmaktan başka seçenekleri olmayacaktır.

İletişim çağına giren dünyamız ülkelerinde aralarında imzalanan değişik nitelikli iki ya da çok taraflı sosyal, siyasi, ticari ilişkileri düzenleyen uluslararası sözleşmelerin yükümlülüklerini yerine getirmek ülkeler arasında zorunluluk halini almıştır. Sınai haklar açısından dünyadaki son gelişmelere bakıldığında; gerek çok taraflı genel nitelikli uluslararası sözleşmelerle, gerek bölgesel nitelikli sözleşmelerle tüm hak çeşitlerinin ayrıntılı şekilde düzenlendiği görülmektedir.

Buluşlara patent verilerek korunabilmesi için;

-               Sanayiye uygulanabilir olma,

-               Yeni olma,

-               Tekniğin bilinen durumunu aşması gerekmektedir.

GATT nezdinde ABD tarafından başlatılan Uruguay Round Görüşmeleri 117 GATT üyesi için önümüzdeki yıllarda uluslararası ticari ilişkilerin temel ilkelerini saptadığı gibi, bu ilkelere uyulmasının gözetilmesi ve taraflar arası uyuşmazlıklarda yargıçlık yapma görevini de üstlenmiştir. Zamanla GATT’ın Dünya Ticaret Örgütü’ne (World Trade Organization) dönüştürülmesi de bu işlevi yerine getirebilmesini hedefliyor.100

Patentler, buluş sahibine ya da icatçıya bir tür tekel sağlar. Başkalarının o buluşu kullanmasını, yapmasını, taklit etmesini yasalarla önler. Bununla birlikte patent sahibi dilerse buluş üzerindeki hakkını belli bir bedel karşılığı başkalarına devreder veya kiralayabilir. Bunlardan birincisine patent satışı, ikincisine lisans anlaşması denilmektedir. Patent satış anlaşmasında alıcı bir defalık bir ödemede bulunur ve o yenilik üzerindeki bütün haklar kendisine geçer. Lisans anlaşmasında ise; kiralayanın icatçıya sürekli bir ödemede bulunması söz konusudur. Buluş, teknik ilerleme meydana getiren ve bir sonuç halinden somutlaşan fikirdir.

Patent ofisleri vasıtasıyla bir Araştırma-Geliştirme faaliyeti sonucu ortaya çıkan teknik bilgi koruma altına alınır. Bir ülkede tescil edilen patent sayısı o ülkenin Ar-Ge’ye verdiği değerin ölçüsünü göstermektedir. Araştırmacı içinde yapmış olduğu buluşun veya yenilikçi fikrin korunması anlamını

taşır. Bu vasıtayla hukuki yollardan araştırmacının izni olmadan bir başkasının bu teknolojiyi kullanmasının önüne geçilmiş olur.

Ülkemizde 551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile 27.6.1995 tarih ve 22326 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.

551 Sayılı Patent Haklarının Korunması Hakkında KHK ile;

-               Faydalı Model Belgesi,

-               İncelemesiz ve İncelemeli Patent Verilmesi Sistemleri,

-               Başvuruların Yayınlanması ve Üçüncü Kişilerin İtirazı ,

-               7,10 veya 20 Yıllık Koruma,

-               İşçi Buluşları,

-               Zorunlu Lisans,

-               Patent Haklarına Tecavüz ve Cezalar,

-               İhtisas Mahkemeleri Oluşturulması şeklinde sıralanabilir.

Araştırmacının yaratıcı nitelikteki zihinsel ürünlerinin korunması ve ödüllendirilmesi bir yandan onun işine olan bağlılığını büyük ölçüde pekiştirirken, öte yandan genel ekonomik açıdan yaratılan yerli know-how’lar kalkınma sürecine olumlu katkılarda bulunacaktır. Sınai mülkiyet hakları yeniliklerin ortaya çıkışını teşvik ettiği gibi bu hakların varlığı ekonomilerin rekabet gücünü de arttırmaktadır. Bir toplumun kültür varlığını fikir ürünleri oluşturur. Fikri sınai mülkiyet haklarının tanınması ve korunması hem araştırma-geliştirmeyi özendirip teknik bilgileri değerlendirerek yaygınlaşmasını sağlar, hem de teknoloji transferine imkan hazırlar.

Küresel sahnede değişiklik üç temel düzeyde gerekli ve kaçınılmazdır:

 Teknolojik- Teknolojik ilerleme tüm endüstrileri hızla yeniden biçimlendirebilecek kapasitededir.

Kişisel-İzleyici olarak kalmaktan çok proaktif olarak rol almaya daha istekli ve daha uyumlu olmalıyız.

Örgütsel-Yükselen şirketler belli bir yere bağlı olmayan, uyumlu, yeniliklere odaklanmış, gereksiz bir hiyerarşik yapılanmaya gitmemiş şirketler olacaktır.

Bilgisayarlar hayatımızda daha etkin bir şekilde var olmakta ve daha da karmaşık bir hal almaktadır. Buradaki bilgisayar kavramı artık evlerimizde veya işyerlerimizde masanın üzerinde duran bilgisayar kavramından oldukça uzaklaşmış artık televizyonlarımızın, buzdolaplarımızın ve bilumum elektronik cihazlarımızın içerisine girmiş ve daha fazla etkinlik ve içerik sunmak için yarışır hale gelmişlerdir.

Teknoloji fırsatlar yarattığı gibi korku da yaratır. Bu sınai ölümün iş yaşamının bir parçası olduğu anlamındadır. Birçok firma teknolojik gelişmelerin ve ilerlemelerin altında kalarak yıkılmak zorunda kalmıştır. Her teknolojik yeniliğin, zamana ayak uyduramayan kurbanları vardır. Eskiden yeni oluşumların keşfi uzun zaman aralıklarında oluyordu. Küresel ekonomide ise bu süreler çok kısalmıştır. Örneğin fotoğraf makinesi endüstrisi geleneksel kameraların ölüm tanrıçası dijital kamera oldu ve dijital kameraların ölümü ise cep telefonları üzerinde kameraların yerleşmesi ile başladı. 1970'lerde küçük hesap makinelerinde de benzer bir durum olmuştu. Dijital kameralar, çıplak insan gözünün görebileceğinden daha ileri bir düzey olan santimetreye 8 milyon piksel resim kaydedebilmektedirler. Canon şimdi dijital kamera üretiminde bir numaradır. 2000 yılında ortalama dijital kamera fiyatı 450 $ idi ve toplam endüstri 10 milyon sevkiyat yapmıştı. 2004 de ortalama 280 $ fiyatla 60 milyon sevkiyat yapıldı. 2004 sonu itibariyle dijital kamera sayısı 150 milyona ulaştı ve klasik kamera endüstrisi ortadan kalktı. Klasik kameralara ilişkin zinciri oluşturan, filmler, laboratuvarlar, gümüş bromürlü kağıtlar, albümler ve laboratuvar ekipmanları şirketleri de yok oldu. Anında fotoğraf yaratan Polaroid sistemi de tarihi rolünü tamamladı. Dijital kamera endüstrisi de cep telefonu endüstrisinin bir parçası durumuna düşeceğini gösteren bir baskı duymaya başlamış durumdadır. Benzer bir öykü, videoteyplerin yerini DVD'lerin almasında yaşandı. DVD'ler daha rahat taşınabilmekte, çok daha kaliteli görüntü vermektedirler. Teknolojinin endüstrileri yeniden biçimlendirme gücü müzik kaydı alanında yaşandı. Klasik CD'lerdeki kayıtların ölümü iş okullarında her öğrencinin okuması gereken bir örnek olaydır. İnternetten PC'lere veya iPod gibi taşınabilir aletlere müzik indirmek CD'lerle müzik satışının sonu olmuştur. 800 milyon internet kullanıcısı, PC'leri ile kullanabilecekleri her şeyi kabule hazırdır. İnternetten müzik indirme cep telefonlarına da yapılabilmektedir. Japonya'da, internet uyumlu cep telefonu kullanıcıları sayısı PC kullanıcıları sayısını aşmıştır. 1980'lerin sonları ve 1990'ların başlarında cep telefonları, kullanıcıları tel bağlantılarından kurtardı. Üçüncü nesil cep telefonları internet üzerinden ses iletişimini gerçekleştirmektedir. Japonya-ABD telefon görüşmesi yerel görüşmeden daha pahalı değildir. VolP (Voice Over Internet Protocol) olarak adlandırılan bu teknoloji sayesinde büyük kuruluşların haberleşme maliyetleri de önemli ölçüde azalmıştır.

İlerleyen zamanlarda, icat-yenilik-yayılma süreçlerinin nasıl da birbirlerini beslediği firmalar, üniversiteler, çeşitli sivil ve kamusal Ar-Ge kuruluşları ile devletin etkileşim süreçlerinin önemi, hatta ekonomi dışı faktörlerin (sosyal çevre, kültürel yapı gibi) kritik yeri, vb. giderek daha fazla anlaşılmıştır. Kapitalizmin geçmiş dönemlerine ilişkin uygulamalar ve bu uygulamaları referans alan çeşitli iktisadi yeniden keşfedilmiştir. Bu durum, başlangıçta bilim politikası şeklinde olan isimlendirmenin bilim ve teknoloji politikaları biçimini almasına yol açmıştır. Elbette, OECD'nin raporlarının başlığı da değişmeye başlamıştır: Ülke Yenilik Raporları, Bilim ve Teknoloji Göstergeleri, vb. böylece, II. Dünya Savaşı'nın olduğu dönemlerde kavramsal olarak ortaya çıkan ve genellikle bilim ve teknoloji politikaları alanı içinde görülen uygulama alanı, o zamandan bu zamana kuram ve uygulama açısından önemli dönüşümler geçirerek gelmiştir.

Yenilik sistemleri yaklaşımı, yalnızca iktisadi kuram ve uygulamalar bütününü ifade etmemektedir. Fakat aynı zamanda, bir ülkenin mevcut durumunu ifade eden bir kavramdır. Başka bir deyişle, bu yaklaşıma göre, bir devlet ve o devletteki iktisadi ve iktisadi olmayan aktörler, yenilik sistemi yaklaşımını referans alarak hareket etmediği halde, pratikte (en azından belirli noktalarda), yenilik sistemi yaklaşımının öngördüğü çeşitli uygulamaları gerçekleştirmektedirler. Dolayısıyla, her ülkenin bir yenilik sistemi vardır; fakat yalnızca bu kadar da değil, yenilik sistemlerinde ortak öğeler olabilmekle birlikte, her ülkenin kendine özgü bir yenilik sistemi vardır/olmalıdır ve bu yenilik sistemleri tarihsel olarak sürekli değişmektedir.

Neo klasik yaklaşım, teknolojinin yenilik ve bilgi alanında piyasaların aksaklığını kabul etmektedir. Bilgi üretimin en güçlü motorudur görüşü benimsenmiştir. Neo klasik iktisatçılar bütüncül bir iktisadi büyüme teorisi oluşturamamışlardır. Teknolojik değişim, iktisadi değişkenlerin kalitatif değişimleriyle birlikte büyümeyi meydana getiren 5 tip yenilik sıralamıştır; bir; yeni bir malın ya da malın yeni bir kalitesinin ortaya çıkması, iki; yeni bir üretim metodunun uygulanması, üç; yeni bir piyasanın açılması, dört; yeni kaynakların keşfedilmesi ve beş; yeni bir örgütsel yapının ortaya çıkmasıdır.

Evrimci iktisatçıların yenilik sistemleri yaklaşımına özgü teknoloji ve yenilik politikasının amaçları şu şekilde özetlenebilir:

-               Yenilik için uygun bir ortam oluşturmak, kurumlar arası işbirliğini teşvik etmek, tüketicilerin yeni ürünlere yönelmesini sağlamak;

 Firmalarda teknolojik yenilik kültürü geliştirmek, yeni ürün, süreç ve hizmet geliştirilmesine yönelik yaratıcı düşünceyi özendirmek, dış bilgiden en üst düzeyde yararlanabilecek özümlem kapasitesini (absorption capacity) geliştirmek, projelerin piyasaya kadar başarılı bir şekilde sürdürebilme yeteneğini geliştirebilmek, risk almayı teşvik etmek;

-               Firmaların gereksinim duydukları kaynaklara (finansal destekler ve araçlar, teknoloji hizmetlerinin geliştirilmesi, teknoloji transferinin özendirilmesi) ulaşmasını sağlamak;

-               Teknoloji ve bilgi akışı için piyasa-dışı mekanizmaların ve ağ-tipi örgütlenmelerin yaygınlaşmasını desteklemek;

 Kurumsal yapının geliştirilmesi, yeni (özellikle "köprü") kuramların kurulmasını desteklemek, sistemik aksaklıkların (systemic failures) oluşmasını engellemek biçiminde özetlenebilir.
 

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005