Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
Türkiye İktisat Tarihi
Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Uyuşturucu Kaçakçılığı ve Narko-Dolarların Aklanması 

Dünya üzerindeki karaparanın yarısı uyuşturucu ticaretinden gel­mektedir. Uyuşturucu madde satışı sırasında ise, hem perakende de hem de toptan piyasada, önemli miktarda nakit para birikmektedir. Zira bu piyasadaki işlemlerde, kredi kartı, banka çeki gibi işleme taraf olanların tanınmasını sağlayacak belgelerin kullanılması söz konusu değildir. Uyuş­turucu gelirinin çok büyük bir bölümü nakit kullanımının düşük olduğu ve alınan önlemler nedeniyle büyük miktarlı nakit işlemlerin dikkati çektiği gelişmiş ülkelerde oluşmaktadır. Uyuşturucu ticareti işlemlerin milyonlar­ca dolarlı rakamlarla ifade edildiği bir iştir. Örneğin ABD'de 1996 yılında parekende piyasada 30 milyar dolarlık kokain 18 milyar dolarlık eroin satılmıştır. 5,10 ve 20 dolarlık banknotlar halindeki, bu toplam 48 milyar dolar, 6 200 ton kağıt para eder. Birisi "bir-kaç milyon dolar" derse çok fazla bir meblağ değilmiş gibi gelmekte, "çuvallar dolusu para" denildiğin­de ise insan şaşırmaktadır. Eğer sadece 100 dolarlık banknotlar kullanıyor­sanız, bir milyon dolarlık büyüklük, on bin adet banknot etmektedir. Her bir banknot yaklaşık bir gram ağırlığında olduğu için de 1 milyon doların bir yerden başka bir yere fiziki olarak nakledebilmesi için 10 kiloluk bir bavul taşımak gerekir. Uyuştucu ticaretinde bağımlıların favori banknotu 20 dolarlık olduğu için, 1 milyon dolarlık bir "mal" teslim edildiğinde ta­şınması gereken bavulun ağırlığı 50 kiloyu bul-maktadır! Dahası var, 50 bin banknot elle sayılmaya kalkılsa herhalde becerilemez: saniyede bir bank­not sayılsa 13 saat durmadan para saymak gerekmektedir! Muhtemelen bu nedenle büyük uyuşturucu ticaretinde para destelerinin aynı banknot­lardan oluşup oluşmadığı "tesadüfü örnekleme" ile kontrol edildikten son­ra, yapılan ödemenin toplam miktarının kilo ile belirlendiği bilinmektedir: "Yüzlük banknotlardan oluşan 30 kilo eşittir 3 milyon dolar, hesap tamam!" gibi. 

Gerçekten de, uyuşturucu piyasasında sokaktaki ticaretin % 90'nı 5, 10, 20 dolarlık kupürler halinde yapılmaktadır.  

Satıcıların ellerinde ufak kupürler halinde milyonlarca dolar birikmektedir. Uyuşturucu kaçakçılı­ğının ürettiği para uyuşturucunun kendisinden çok daha hacimlidir.; 1996 yılı rakamlarıyla kokain için bir örnek verirsek, 100 dolarlık bir banknotun ağırlığı bu parayla alınabilecek kokainin üç katıdır. Kaçakçılar artık para saymak zahmetine girmemektedirler. 20 dolarlık banknotlarda 1 milyon doların 55 kilo olduğunu bildiklerinden parayı sadece tartmaktadırlar. ABD gümrük memurları da ele geçirilen parayı saymak yerine tartmak yoluna gitmeye başlamışlardır. Bu nedenle nakit halindeki gelir, günlük kullanım için harcanabilecek çok küçük bir bölüm hariç kullanılmaya uygun değildir. Doğal olarak, bu kadar komplike ve riskli bir işe, kimsenin günlük sıradan harcamalarını gerçekleştirmek için girmesi beklenemez. Bu nedenle, bu muazzam nakit sermayeyi, kullanılabilir hale getirmek yani yasal bir sermayeye dönüştürmek ( aklamak ) örgütlü suçluluktan daha eski bir zarurettir. 

Bir kaçakçı olarak "bir-kaç milyon dolarlık" kilolarca parayı taşımak bir yana, bir de bu parayı "aklaması" gerekecektir. Bu durumda kaçakçı­lar zorunlu olarak bu nakit parayı elektronik paraya dönüştürmek zorun­dadırlar. Ancak, gelişmiş ülkelerde söz konusu paraları basit bir şekilde bir banka hesabına yatırmak dikkat çekecektir. Şüpheli bir kişinin banka hesabına giren soruşturmacı da, kendi kendine aynı soruyu sorar: Bildi­rimlerine göre, yıllık sabit 20 000 dolar gelire sahip bir kişinin bankadaki hesabında bir milyon dolar parasının olması mümkün mü? Loteri geliri, gaib bir Amerikalı amcanın mirası gibi bayatlamış açıklamalar bir kenara bırakılırsa bu beyan edilmeyen gelirin kaynağını açıklamak imkansız ola­caktır, kaçakçılar böyle açıklamalar öne sürmek yerine, gelirlerin kayna­ğını, karapara aklama yoluyla gizlemeye çalışmaktadırlar. 

BM'e göre, uyuşturucu ekonomisi, günümüzde tek başına dünya tica­retinin %8'ini oluşturmaktadır. Kirli para spekülatif sermaye ile aynı dola­şımları kullanmaktadır. 

Uyuşturucu kaçakçılığı yapan uluslararası suç örgütlerinin cirosu muazzam miktarlara varmaktadır. Medellin Karteli baronlarının ABD'ne hiçbir zaman iade edilmeyecekleri garantisi karşılığında Kolombiya Hü­kümetine Batı bankalarına olan borçlarını (14 milyar dolar) ödemeyi ö-nermeleri bu durumu ortaya koymaktadır.

Uyuşturucu ile mücadelenin başarısızlıklarından birisi de herhalde, mücadeledeki silahlardaki eşitsizliktir. Gerçekten, 1990 yılında BM'lerin uyuşturucu maddelerle mücadele faaliyetlerinin koordinasyonundan so­rumlu genel sekreter yardımcısı Margaret Anstee, dünyadaki uyuşturucu ile mücadele programının tamamına ayrılan parayı bir valiz eroinin değe­rinden daha az olarak hesaplıyordu. 

Bütün bunlar, uluslarası alanda karapara aklamaya yönelik çabaların uyuşturucu gelirlerinin aklanmasını suç hale getiren 1988 Uyuşturucu ve Psikotrop Maddeler Kaçakçılığına Karşı BM Sözleşmesi ile başlamasının gerekçesini de açıklamaktadır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005