Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Yeni Vergilerin Kahraman Yüklenicileri 

1994 Konsolide Bütçe açığı 190 trilyon TL olarak öngörül­müştür. Gerçekliği bir tarafa bırakacak derecede olağanüstü iyimserlikle yapılan bütçede, ortaya çıkan bu boyuttaki açık için vergi gereklidir. Yapılan açıklamalardan anlaşıldığı kadar, katma değer vergisi oranı yükseltilecek, emekliler dışındakilere yapılan vergi iadesi kaldırılacak, doğal olarak enflâsyon sürdürülecek, memur maaşları' ancak sembolik katsayı artışları ile yükseltile­cek. Kısaca topluma oldukça ciddi bir "acı ilâç" içirilecektir. 

Bu vergilerin nitelikleri belli, bu vergiler, ilk ve dolaylı etkile­ri ile dar ve sabit gelirlileri vuran vergilerdir. Katma değer vergi­si, bir dolaylı vergidir. Bu nedenle, söz konusu vergi, tasarruf yapamayan insanlar üzerinde çok ağır bir yük oluşturacaktır. Ücretliler ve düşük gelirliler üzerindeki dolaylı vergi yükünü hafiflettiği ileri sürülen vergi iadesi de kaldırıldığında, katma değer vergisinin, ücretliler üzerindeki gerçek yük artışı, yapıla­cak oran artışının da üzerinde olacaktır. 

Ekonomide ücretlilerin bir kesimini de memurlar oluştur­maktadır. Memur maaşlarındaki artış oranı düşük tutularak, bü kesim üzerine görünmez bir vergi daha uygulanacaktır. Bunun anlamı, kamu personelinin, kamu hizmetlerinin ve dolayısıyla devletin çökertilmesidir.

Özel kesinde çalışan emekçilerin durumu ise ortadadır. İşsiz­liğin büyüdüğü, örgütlerin çökertildiği bu ortamda, çalışanların, en temel hakları için seslerini yükseltebilmeleri bile güçleşecek­tir. Zira bu insanlar, yönetimde söz sahibi olmak falan gibi lüks taleplerden tamamıyla vazgeçip, bir biyolojik "Volkswagen"e dönüşecektir. Hem de, susuz çalışan bir motorla!.. 

Bu tabloyu bir de enflâsyonla çerçeveledik mi, amaç çok net olarak belirginleşmektedir: 1980'ler politikası ile kana doymayan canavar, bugün ilâve kan istemektedir! 1980 başlarında bu işi, yönetim baskısı ile gerçekleştiren çevreler, bugün çok daha ince parça-bölük araçlar kullanarak, ayni sonucu belki de daha köklü, ancak zayıf toplumsal tepkiye yol açabilecek şekilde elde etmeye çalışmaktadır. 

Şunu açıkça ortaya koymak gereklidir: Bir ekonomide kaynaklar kimde ise, israf da oradadır. Bir ekonomide kaynaklar kimde ise, yanlış yönlendirme de oradan kaynaklanmaktadır. Eğer yanlış yön­lendirirle ve israf var ise, tüm bu olumsuzluklar önemli bir bölümü itibariyle ekonomik güce sahip olan çevrelerden kaynaklanmaktadır. Adres, bu çevrelerdir. Eğer acı ilâç bir çare olarak düşünülüyorsa, adres de doğru seçilmelidir. Eğer doğru adres seçilmiyor ise, çok ciddi bir hata yapılmaktadır. Geçmiş uygulamalara da bakarak, yapılacak hatanın olası sonuçlarını da kestirebiliriz. Toplumda belirli kesimlerin aşın bastırılması, o kesimi yozlaştınp, çökertmekle kal­mamakta, fakat uzun dönemde patlamalara da neden olmaktadır. Buna karşın, diğer kesimlere yapılan aktarmalarla, sağlanan rahatlık ise, bu kesimlerde verimliliği artırıcı yönde kullanılmamakta, fakat israfçı bir yönde istismar edilmektedir. Bu tür kayıncı-cezalandıncı politikalar, adalet ilkelerine ve demokrasiye uygun olmadığı gibi, etkinlik açısından arzulanan sonuçlan da sağlamamaktadır.

Kaynak: İzzettin Önder – İstanbul Üniversitesi Maliye Bölümü

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005