Türkiye Ekonomisi
Dünya Ekonomisi
Osmanlı Ekonomisi
Finansal Ekonomi
İşletme Ekonomisi
Hizmet Ekonomisi
Kalkınma Ekonomisi
Tarım Ekonomisi
Borsa ve Yatırım
Ekonomi Sözlüğü
Ekonomi Ders Notları
Ekonomi Düşünürleri
Genel Ekonomi Soruları
Özel İstatistik Arşivi
Özel İktisat Konuları
Açık Öğretim İktisat
Ekonomi Kurumları
Kamu Yönetimi
Kamu (Devlet) Maliyesi
Sigortacılık Konuları
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Vergi Oranlarındaki İndirimle Ekonomik Büyümenin İlişkisi

Durgunluk içine girmiş bir ekonomiyi canlandırabilmek için önemli bir önlem vergi oranlarında indirime gitmektir. Böylelikle kişi ve kurumların ellerinde yatırım veya diğer giderleri gerçekleştirebilmek için daha fazla imkan bırakılmış ve talep canlanması sonucunda ekonominin durgunluktan çıkarılmasına yol açılmış olur. Böyle bir maliye politikasının bütçe açığı verdirmesi olağandır.

ABD'de Başkan Reagan döneminde ekonominin durgunluktan çıkarılması amacıyla uygulanan ve adına "arz yönlü iktisat" (supply side economies) denilen maliye politikasının özü, kamu giderlerinde kısıntı yapılırken buradan sağlanan tasarruflar kadar vergi indirimlerine gitmek şeklinde ortaya konulabilir. Arz yönlü iktisat savunucularına göre özellikle marjinal vergi oranlarında yapılacak indirimler kaynakların yeniden tahsisi için teşvik edici olacak ve bu yolla ekonomik büyüme uyarılmış olacaktır. Vergi indirimleri ağırlıklı arz yönlü iktisat düşüncesi geniş ölçüde iktisatçı Arthur Laffer'in "Laffer Eğrisi" diye anılan tezine dayanmaktadır. Laffer'in vardığı sonuç; vergileri arttırmakla bütçenin denkleştirilemeyeceği, hatta tam tersine vergi indirimlerinin ekonomik büyüme kanalıyla yol açacağı gelir artışı sayesinde, toplanan vergide artışa yol açacağı ve bu artış yoluyla bütçenin denkleştirilmesine katkıda bulunacağı şeklindedir.

Söz konusu maliye politikası 1980'li yıllarda ABD'de (Başkan Ronald Reagan ve Başkan George Bush tarafından) ve Ingiltere'de (Başbakan Margareth Thatcher tarafından) uygulanmış ve vergi indirimleri aracılığıyla sağlanan genişlemenin yararı görülmekle birlikte çoğu iktisatçı, toplanan vergi miktarının, vergi oranlarında yapılan indirimlerden kaynaklanmadığı görüşünde bir araya gelmişlerdir. Vergi oranlarıyla vergi gelirleri arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya yönelik olarak yapılan ekonometrik çalışmalar da ABD'de vergi oranlarının yüksek olmadığını ve Laffer'in iddia ettiği gibi bu oranların düşürülmesiyle vergi hasılatı artışı sağlanamayacağını ortaya koymuştur. 

ABD'de çeşitli itirazlara karşın uygulanmış bulunan vergi indirimleri paralelinde kamu giderlerinin kısılması sağlanamayınca, bu kez daha yüksek kamu açıkları ortaya çıkmaya başlamış ve ekonomik dengeler daha büyük tehditler altına girmiştir.

Her ne kadar vergi oranlarında indirim arz yönlü iktisadın en çok bilinen uygulanma yöntemi ise de ekonomik büyümeyi uyarmak için kullanılan baş­ka bazı araçları da vardır. Ulaştırma, haberleşme ve mali hizmetlerde yapılacak serbestleştirmelerin, gerçek dışı çevre koruma standartlarının hafifletil­mesinin büyüme üzerinde olumlu etkileri olacağı arz yönlü iktisatçılar tarafından savunulmaktadır.

ABD'de bütçe açıklarının rekor düzeylere çıkması sonucunda, bu büyük bütçe açıklarının kapatılmasına yönelik olarak 1985 yılında iktidar ve muhalefet partilerinin anlaşmasıyla kısaca Bütçe Dengesi Kanunu adı verilen ve teklif sahiplerinin soyadlarından hareketle Gramm - Rudman - Hollings Act (kısaca GRH) diye anılan bir kanun yürürlüğe konulmuştur. Kanun, 1985' den 1990'a kadar bütçe açıklarının eşit yıllık dilimler halinde azaltılarak 1990 yılında sıfırlanmasını hedef almış daha sonra nihai hedef yılı, yapılan yasal bir değişiklikle 1993 yılına ertelenmiştir. Kanun, bütçe açıklarının gönüllü olarak indirilmemesi halinde otomatik kesintiler yapılmasını öngören radikal hükümler taşımaktadır. Pek çok iktisatçının klasik iktisadın etkisinde hazırlandığını ileri sürerek ağır şekilde eleştirdikleri kanun, uygulamada başarılı sonuçlar vermemiştir. Aslında kanunun, ABD Anayasa Mahkemesi'nin (Sup­reme Court) otomatik kesintileri Anayasa'ya aykırı bularak iptal etmesi, bütçelerin iyimser tahminlerle hazırlanarak gerçek olmayan miktarlardan kesintiler yapılması gibi nedenlerle tam anlamıyla uygulanamadığı iddiası da mevcuttur.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Since 2005