Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Az Gelişmiş Ülkelerde Sanayileşme 

Bugün, ekonomik kalkınma denilince doğrudan sanayileşme akla gelmekte ve kalkınma ve sanayileşme eşanlamlı olarak kabul edilmektedir. Bunun içindir ki günümüzün azgelişmiş ülkeleri iktisadi kalkınmalarını "sanayileşme" yoluyla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Böylece halkın yaşam düzeyinin yükseltilebileceği güç kazanmaktadır. 

Genel olarak ekonomik bakımdan gelişmiş ülkeler, sanayinin çok gelişmiş olduğu ülkelerdir. Azgelişmiş ülkelerde yaygın olan tarım kesiminin yanı sıra, sınırlı bir sanayileşme görülmektedir. Bir yandan, tarım kesimi ile birlikte ele alınmayan hızlı bir sanayileşme ödemeler dengesinde açık, enflasyon, hızlı bir şehirleşme ve geleneksel sosyal yapılarda kargaşa yaratırken; bir yandan da azgelişmiş ülkelerin sanayileşmesi bazı engellerle karşılaşmaktadır. Bu engeller; ekonomik çevrelerin kusurları, sosyal ve demografik sorunlar, üretim faktörlerinin yetersizliği olmak üzere üç kategoride toplanmaktadır.

Azgelişmiş ülkelerde, işgücü içinde yer alan sanayi işçisi, gelişmiş ülkelere kıyasla, hem oran itibariyle düşük, hem de niteliksizdir. 1992'li yıllarda sanayide çalışan nüfus Türkiye'de yüzde 20, Sierra Leone'de yüzde 17, Benin ve Haiti'de yüzde 8 iken; bu oranlar ABD'de yüzde 25, Japonya'da yüzde 34 ve Almanya'da yüzde 37'dir. işgücünden gelen sanayileşmeyi sınırlandırıcı ve sanayi kollarında verimi düşürücü etkilerin yanında, daha da önemli olan yatırımların güçlükle gerçekleştirilmesidir. Sanayi yatırımlarına kaynak bulunması halinde, sanayi işçisini fazlasıyla sağlayacak potansiyel vardır.

Azgelişmiş ülkeledeki koşullar ağır sanayi yerine, hafif sanayi kollarına yaygınlık kazandıracak derecededir. Dünya dokuma sanayisi ve çimento sanayisinin önemli bir bölümü azgelişmiş ülkelerde bulunduğu halde çelik, enerji ve elektronik sanayisinin çok önemli bir bölümü gelişmiş ülkelerin elindedir. 

Diğer yandan, azgelişmiş ülkelerin özellikle yoksulluk sınırında yaşayanları teknoloji üretememekte, sanayileşmelerini montaj sanayisi yoluyla gerçekleştirmeye çalışmaktadırlar. Montaj sanayiinde, sınai ürünün bazı temel parçaları diğer ekonomilerden ithal edilmekte, belirli bir yerli imalat oranı ile birleştirilerek mamul madde haline getirilmektedir. Örneğin, traktörün krank mili, mazot pompası, motor, şanzuman, difransiyel gibi temel parçaları gelişmiş ekonomideki ana firmadan ithal edilmekte, diğer kısımlar yerli olarak üretilip traktör tamamlanmaktadır. Montaj sanayii her zaman traktör örneğinde olduğu gibi yatırım mallarını kapsamamakta, aksine genellikle dayanıklı tüketim mallarını içermektedir. Elektrikli traş makinesinden televizyona, motosikletten binek otomobiline değin çok yaygın mal gruplarını içine almaktadır. Bir sanayileşme stratejisi olarak montaj sanayisini gerçekleştiren azgelişmiş ülkeler bundan şu yararları beklemektedir. a- Ya montaj sanayisi belirli bir safha kabul edilerek, yavaş yavaş yerli imalat oranını arttırmak yolu ile tam yerli üretime geçme sözkonusudur. 

b- Ya da, ekonominin içinde bulunduğu özel koşullar ve gereken önlemlerin alınmaması dolayısıyla, yerli imalat oranının belirli bir sınırın altında kalması sözkonusudur. 

ilk durum, azgelişmiş ekonominin sanayileşmesine yardımcı olduğu halde, ikinci durum, gerçek anlamda sanayileşmeyi köstekler niteliktedir. 

Azgelişmiş ülkeler montaj sanayisi yöntemini uygulamaya her ne kadar II.Dünya Savaşını izleyen yıllarda başladılar ise de, bu tür sanayileşmenin iyice yaygınlaşması 1955'li yıllarda olmuştur. Öte yandan, Türkiye'de yol, elektrifikasyon vb. gibi alt yapı tesislerinin gelişmesi ve dışsal tasarrufları sağlayacak ilkel yan endüstrilerin kurulmasından sonra, tüketim sanayisinin diğer kolları da "montaj sanayisi" biçiminde ülkemize gelmeye başladı. Küçük sanayi artık 1958'den önceki önemini yitirdi.()

Sanayileşme çabasında başarı gösteren gelişme yolundaki ekonomiler, montaj sanayisinden yerli üretime dönüşümü büyük ölçüde gerçekleştirdikleri halde, montaj sanayisini deneyen bir çok azgelişmiş ekonomi yerinde saydı. 

"Latin Amerika'da Arjantin, Brezilya, Şili, Meksika gibi ekonomiler montaj sanayiinde dönüşümü gerçekleştirdiler. Örneğin, karayolu taşıtlarında Arjantin ve Brezilya bugün hemen hemen tamamen yerli üretime geçmiş durumdadırlar. Türkiye'de aynı alanda hidrolik ventil ve mazot pompası gibi bazı parçalar dışında yerli üretime geçmiş durumdadır. Aynı başarı elektrikli ev eşyalarında da vardır.

"Akdeniz Havzası'nda ise; İspanya, Yugoslavya ve Yunanistan montaj sanayisi uygulamasında başarılı oldu. Özellikle İspanya ve Yugoslavya sanayileşme yolunda hızla ilerleyen ekonomi durumuna geldi. 

Türkiye'de montaj sanayisi son otuz yıl içinde imalat sanayisinin yönünü değiştirecek biçimde gelişti. Yalnız, uygulamadaki aksaklıklar bazı mal grupları dışında yerli üretime dönüşü engelleyerek sanayileşme hızımızı olumsuz yönde etkiledi. Örneğin, yerli olarak üretilebilecek bazı parçaların, o aşamaya gelinmiş olmasına karşın hâlâ dışardan alınması, yerlileştirmeye önem verilmemesi, lisans anlaşmalarının çok uzun süreler için yapılması gibi.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri