Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Az Gelişmiş Ülkelerde Gayri Safi Yurtiçi Hasıla İçinde Tarımın Payı 

Gayri safi yurtiçi hasıla (GSYİH); uyruğu neresi olursa olsun, ülke sınırları içinde faaliyet gösteren gerçek ve tüzel kişilerin yarattığı katma değerdir.

Gayri safi yurtiçi hasılanın, üç temel yurtiçi haracama bileşeni vardır. Bunlar; özel tüketim harcamaları, devlet harcamaları ve gayri safi yurtiçi yatırım. Gayri safi yurtiçi hasılanın harcama açısından dördüncü bileşeni net dış ticarettir. Yani yukarıda sözü edilen üç harcama türünün toplamına, ihracat pozitif değer olarak eklenirken, ithalat öbür ülkelere yapılan ödemeyi temsil ettiğinden bu harcama toplamından indirilir. 

Gari safi yurtiçi hasılanın maliyet bileşenlerine göre dağılımı burada dört temel kategoriyi kapsar.

-Dolaylı vergiler yani tüketim ya da katma değer vergileri,

-Sabit sermayenin aşınma ve yıpranma payı yani amortismanlar,

-Çalışanların ücretleri yani maaş ve ücretler,

-Net işletme fazlası yani kârlar, faizler, kiralar.karşılıklar vb.

Gayri safi yurtiçi hasılanın hesaplanmasında, yurtiçinde yaratılan değerlerin tamamı dikkate alınmalıdır. 

Yurtdışına ödenen giderler; (faiz ve komisyon giderler, kâr transferleri ve diğer çeşitli nedenlerle ödenen giderler) dönemin gayri safi yurtiçi hasılasını olumsuz yönde etkiler. Dolayısıyla kuruluşun yurt içinde yarattığı katma değeri de olduğundan daha az gösteren bir sonuç yaratır. Bu olumsuz etkenin giderilmesi amacıyla, dış aleme ödenen giderler gayri safi yurtiçi hasılaya eklenir. İthalat bedelleri ise eklenmez.

Yurt dışından sağlanan gelirler (girişimci gelirleri, iştiraklerden sağlanan kârlar, dış faiz ve komisyon gelirleri ve diğer dış kaynaklı gelirler ve kârlar) gayri safi yurtiçi hasılayı olumlu yönde etkiler.

Dolayısıyla yurtiçinde yaratılan katma değeri de olduğundan daha fazla gösteren bir sonuç yaratır. Bu etkenin giderilmesi amacıyla yurtdışından sağlanan gelirler, toplam katma değerden indirilir, ihracat bedelleri ise yer almaz. Bu ekleme ve indirimlerden sonra "üretici fiyatlarıyla" gayri safi yurtiçi hasıla bulunur. 

Hükümetlerin uyguladığı ekonomi politikasına uyma zorunluluğu karşısında, kuruluşun faaliyetleriyle ilgili hasılatındaki düşüklüğü ya da faaliyet zararını gidermek için hükümet tarafından çeşitli şekillerde yapılan sübvansiyonlar, hazine yardımları ile diğer yardım ve bağışlar ve vergi iadeleri dönem kârı içinde yer alır. Ancak, yukarıda belirtilen gelir kalemleri alıcı fiyatlarını aşağı çeken bir etki yarattığı ve bu miktarlar milli gelir hesaplarına daha önce katıldıklarından, kuruluşun katma değer hesabında eksi değerler olarak dikkate alınır. Yani katma değerden indirilir. Tüketicilere yansıtılan vergi ve fonlar ise katma değere eklenir. Böylece "alıcı fiyatlarıyla" gayri safi yurtiçi hasıla bulunur. 

Burada sözü edilen gayri safi yurtiçi hasıla içindeki tarım ise; çiftliği, hayvancılığı, ormancılığı, balıkçılığı ve madencilikten fosil yakıtları kapsamaktadır. 

Sanayileşmiş ve pazar ekonomisini benimsemiş ABD'de 1990 yılında gayri safi yurtiçi hasıla içinde tarımın payı yüzde 2, Japonya'da yüzde 3, İsviçre'e yüzde 4 iken, Türkiye'de yüzde 19'dur. Türkiye gibi alt orta gelir grubunda yer alan Mısır'da tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı yüzde 20, Suriye'de yüzde 27'dir. Düşük gelir grubunda ve yoksulluk sınırındaki Hindistan'da yüzde 31, Sierre ieone'de yüzde 35, Afganistan'da yüzde 53 ve Somali'de yüzde 65'tir.

Tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payı Avrupa Birliği ülkelerinden Almanya'da yüzde 2, Portekiz'de yüzde 6 ve Yunanistan'da yüzde 16'dır. 

Tarımın gayri safi yurtiçi hasıla içindeki payının düşük olduğu ülkelerde tarımsal işgücü de az, yüksek olduğu ülkelerde tarımsal işgücü de fazladır. 

Tarımın gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payının düşük olduğu ülkeler gelişmiş ülkeler iken, yüksek ve çok yüksek olduğu ülkeler azgelişmiş ve yoksulluk sınırında yaşayan ülkelerdir. 

Tarımda Verimlilik Düşüktür 

Tarım kesiminde verimlilik, yıl içeresinde gerçekleştirilen üretim miktarının (hasılanın), bu üretimi gerçekleştirmek için kullanılan kaynaklara oranlanması suretiyle hesaplanır. Tarımsal verimlilik; arazi verimliliği, sermaye (genellikle makinaların çalışma saati) verimliliği ve iş gücü verimliliği için ayrı ayrı da hesaplanabilir. Buna göre; arazi verimliliği=toplam tarımsal üretim/kullanılan arazi miktarı oranlarıyla; sermaye (makina) verimliliği=toplam tarımsal üretim/traktör, biçerdöver gibi makinaların toplam çalışma saati oranlamasıyla; işgücü (işçi) verimliliği ise=toplam tarımsal üretim/işçilerin toplam çalışma saati biçiminde hesaplanabilir. 

Tarımsal verimlilik gelişmiş ülkelerde, bu ülkelerde kullanılan ileri tarımsal teknoloji nedeniyle yüksek iken, tarım ekonomisi olmalarına rağmen azgelişmiş ülkelerde düşüktür. Buna göre, tarımsal verimliliğin yüksek olduğu ülkeler gelişmiş, düşük olduğu ülkeler ise azgelişmiştir.

ileri pazar ekonomisi isviçre'de bir yılda hektar başına 5.983 kg., Japonya'da 5.847 kg, ABD'de 5.360 kg tahıl alınırken, Türkiye'de 2.152 kg. tahıl alınmaktadır. Türkiye ile aynı gelir grubundaki Mısır'da hektar başına 5.869 kg, Tunus'da 1.526 kg, Suriye'de 1.172 kg tahıl alınmaktadır. Bu rakamlar düşük gelir grubunda ki Bangledeş'te 2.640 kg, Hindistan'da 1.969 kg, Benin'de 858 kg tahıldır.f) Türkiye bu konuda kendi gelir grubundaki Suriye ile Tunus'tan, düşük gelir grubundaki Hindistan ve Benin'den iyi durumda iken; kendi gelir grubundaki Mısır'dan düşük gelir grubundaki Bangladeş ve iler pazar ekonomilerinden geride bir noktadadır.

AB ülkelerinden Hollanda'da hektar başına 7.454 kg, Almanya'da 5.334 kg, Yunanistan'da 3.880 kg ve Portekiz'de 1.493 kg tahıl alınmaktadır. Bu konuda Türkiye'den; Hollanda'da hektar başına 3,5 kat, Almanya'da 2,8 kat ve Yunanistan'da 1,8 kat daha fazla tahıl alınmaktadır. Türkiye bu konuda AB ülkelerinden yalnız Portekiz ile İspanya'dan iyi durumdadır. 

AB ülkelerinde tarımsal verimlilik, tarımın her dalında oldukça yüksektir. Türkiye, AB ülkeleri yanında daha çok bir tarım ülkesi olmasına karşın, tarımsal verimlilik açısından, tarımın her dalında AB ülkelerinden geridir. 

Tarımsal İşletmeler Küçüktür 

Azgelişmiş ülkeler, nüfusları hızla artan, ekonomileri tarıma dayalı ülkelerdir. Nüfusun hızla artması ve insanların büyük çoğunluğunun tarımla uğraşması, tarımsal toprakların önemli bir bölümünün her yıl nadasa bırakıldığı düşünülürse, azgelişmiş ülke insanlarının ne kadar küçük bir tarımsal alanda üretim yaptıkları ve verimin ne denli az olduğu daha iyi anlaşılır Gelişmiş ülkelerde ise, tarım kesiminde çalışan nüfusun yüzde 2-4 arasında değişmesi, tarımsal işletmelerin büyük olmasına neden olmaktadır. Örneğin, düşük gelir grubu ülkelerinden Bangladeş'te 1 hektarın altındaki tarımsal işletmeler toplam tarımsal işletmelerin yüzde 70'ini, Hindistan'da yüzde 55'ini, Afganistan'da yüzde 45'ini oluşturmaktadır. Alt orta gelir grubu ülkelerinden Mısır'da tarımsal işletmelerin yüzde 96'sı, Suriye'de yüzde 17'si, Türkiye'de yüzde 16'sı bir hektarın altındadır. Halbuki 1 hektarın altındaki işletmelerin toplam tarımsal işletmelere oranı sanayileşmiş pazar ekonomilerinden Almanya'da yüzde 12, Fransa'da yüzde 9, ingiltere'de yüzde 6'dır. ABD'de ise 1-5 hektar arası işletme büyüklüğü bile ancak yüzde 9'dur. Görülen o ki gelişmiş ülkelerde, azgelişmiş ülkelere göre tarımsal işletmeler büyüktür. Örneğin.; bu işletmelerden 5-200 hektar arası tarımsal işletmeler Bangladeş'te sadece yüzde 3, Hindistan'da yüzde 9 ve Afganistan'da yüzde 20 iken; ABD'de yüzde 71, Fransa'da yüzde 72 ve ingiltere'de yüzde 86 düzeyindedir. Türkiye'de ise, 5-200 hektar arası tarımsal işletmelerin, toplam tarımsal işletmelere oranı yüzde 38'dir. Azgelişmiş ülkelerde toprağın çok küçük birimlere bölünüşü, yaygın bir toprak açığının doğmasına vesile olmakta ve her geçen gün aynı toprak üzerindeki nüfus artmaktadır.

Bu ülkelerde tarımsal toprakların bu çok parçalanmışlığı, bu ülkelerde tarıma ayrılan kredilerin de çok parçalanmasına ve iktisadi kullanılamamasına neden olmaktadır. Halbuki tarımsal verimliliği arttırıcak; kaliteli tohum, gübre, sulama, ilaç, tarımsal araçlar ve yakıt gibi girdilerin teminini sağlayacak olan tarımsal kredilerin, kaynak israfına neden olmadan kullanılması ve en yüksek yararın sağlanması büyük önem taşımaktadır.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri