Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Az gelişmiş Ülkelerde İş Gücü Niteliği 

Azgelişmiş ülkelerde, özellikle 8 yıllık temel eğitimin tüm toplum kesimlerine ulaşacak biçimde yaygınlaştırılamaması, bunların yetenekli olanlarına lise, meslek lisesi ve üniversite öğreniminin sağlanamaması, bu ülkelerde nitelikli işgücü yetirsizliğine neden olmaktadır. Diğer yandan meslek liseleri, ara eleman yetiştiren meslek yüksek okulları ve ayrıca üniversitelerdeki eğitimin kaliteli ve uygulamalı olmayışı da nitelikli işgücü yetersizliğine neden olmaktadır. Türkiye'deki sanayi odaları yetkilileri zaman zaman yaptıkları açıklamalarda "teknololjiye ulaşıyoruz, ancak nitelikli işgücü sıkıntısı çekiyoruz" diyerek bu darboğazın önemini belirten açıklamalar yapmaktadırlar. Bu darboğazdan kurtulmak için 8 yıllık temel eğitimin ülke çapında yaygınlaştırılması ve her kademedeki eğitim ve öğretimde uygulama ve kaliteye önem verilmesi gerekiyor. 

Bir de, azgelişmiş ülkelerde işgücünün niteliksiz olmasına yol açan; 8 yıllık eğitimin, ortaöğretimin ve üniversite eğitiminin yetersizliğini açıklayan okullaşma oranlarının ne durumda olduğuna bakalım. Okullaşma oranları bir ülkenin ileride erişebileceği eğitim düzeylerini göstermesi bakımından önemlidir. "Net okullaşma oranları, belirli bir eğitim çağında olan nüfusun ne kadarının okula devam ettiğini gösterir. Brüt okullaşma oranlan ise, yaşa bakılmaksızın belirli bir düzeyde okula gidenlerin uygun yaş grubuna oranını verir. Genellikle ilk ve orta öğrenimde net oranlara, yüksek öğrenimde ise, çok farklı yaşta insanlar üniversitelerde okuduğu için brüt oranlara bakmak tercih edilir.(1) Ortaokul ve lise düzeyinde okullaşma oranları 1990'lı yıllarda Suriye'de yüzde 53, Türkiye'de yüzde 35, Tunus'ta yüzde 32, Bangladeş'te yüzde 17 iken; bu oranlar Japonya'da yüzde 96, ABD'de yüzde 90 ve ingiltere'de yüzde 81'dir. Bir mesleğe yönelik olarak eğitim veren üniversitelerdeki okullaşma oranları da çok önemlidir. Bu oranlar 1990'h yıllarda Suriye'de yüzde 17, Türkiye'de yüzde 10, Bangladeş'te yüzde 9 ve Sierra Leone ile Haiti'de yüzde 1 iken; ABD'de yüzde 59, Japonya'da yüzde 29 ve İngiltere'de yüzde 22'dir. 

Özellikle yoksulluk sınırındaki azgelişmiş ülkelerde bulunan işgücü daha da niteliksizdir. Bu işgücünün daha da niteliksiz oluşu, sanayi ve hizmet sektörlerinde çalışacak ve aranılan emeğin bulunmamasına neden olur. Sanayide çalışacak nitelikli iş gücünün bulunamaması sırf bu nedenle sanayileşmeyi engeller. Ya da kurulan sanayilere niteliksiz işgücü alınıp bunlar girişimci tarafından eğitilir. Bu ise hem sanayileşmeyi geciktirir, hem de girişimcinin işini zorlaştırır. 

Diğer yandan, nitelikli işgücü noksanlığı, teknik bilgi noksanlığı demektir. Yani üretim teknolojisi ile ilgili bilgi ve deneyim olmadan yararlı mal ve hizmetlerin üretimi mümkün olmaz. Nasıl şekeri, yağı, unu olup da helva yapmasını bilmeyen insanlar helva yiyemezse; demiri, bakırı, camı ve plastiği olan insanlar da televizyon ve bilgisayar yapmasını biliniyorlarsa onlardan yararlanamazlar. 

Üretim teknolojisi ile ilgili bilgilerin bugün için ulaşabildiği düzey gelişmiş ülkelerde çok ileri iken, azgelişmiş ülkelerde son derece sınırlıdır. Yani Batı Avrupa'nın ve Kuzey Amerikanın gelişmiş ülkeleri ile Asya'nın, Afrika'nın ve Ortadoğunun azgelişmiş ülkeleri arasında bu bakımdan büyük farklar vardır. Bu farkı yaratan şey, azgelişmiş ülkelerin niteliksiz insanlarının bilgi ve teknoloji üretememeleri, yani eğitimin çok yetersiz oluşudur. (Gelişmemiş Ülke) 

Öte yandan, üretim teknolojisini dışardan ithal eden girişimci, nitelikli emek bulamadığı için; üretilen mallar bozuk, defolu ve kalitesiz üretilmekte, verimlilik düşmekte, maliyetler ise yüksek çıkmaktadır. Bu ise, yerli mamullerin talebinin azalmasına, halkın defolu ve kalitesiz malları satın almasına, girişimcinin kâr marjının "düşmesine, bazen zarar etmesine ve iflasın eşiğine gelmesine neden olabilmektedir.

Yineleyelim ki, azgelişmiş ülkelerdeki bu düşük okullaşma oranları, insanların çocukluk döneminden gençlik dönemine değin nitelikli hale getirilmesini engellemekte ve niteliksiz iş gücüne neden olmaktadır. Bu durumda, yeni işyerleri açılamamakta, insanlar iş bulamamakta ve çalışma yaşındaki nüfusun çalıştırılamaması sebebiyle milli gelir düşük düzeyde gerçekleşmektedir. Bundan da kişi başına düşen miktar az olmakta, böylece meşhur fasit daire ortaya çıkmakta ve geri kalmışlık sürekli hale gelmektedir. Bu darboğazlardan kurtulmak için, 8 yıllık temel eğitim ile ortaöğretim ve üniversite eğitiminin ülke çapında yaygınlaştırılması ve her kademedeki eğitim ve öğretimde kalite ve uygulamaya önem verilmesi gerekiyor.

İşgücünün niteliksiz oluşu azgelişmiş ülkelerin özelliği olduğu kadar, geri kalmışlıklarının da bir diğer nedenidir.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü

Sağlık Bilgileri