Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Kamu Giderlerinin Artış Sebepleri

Kamu faaliyetinin genişlemesi olayı, nüfus artış temposuna bağlı olarak devamlılık göstermekle birlikte, bu faaliyetlerin devletin fonksiyonlarını temelden değiştirecek bir seviyeye ulaşması, Birinci ve ikinci Dünya Savaşları ile iki savaş arasında yaşanan 1929-30 dünya ekonomik krizi gibi ülkeleri temelden sarsan olaylara bağlanmaktadır. Bir yandan bilim ve teknolojide görülen baş döndürücü gelişme, öte yandan nüfus hızının yol açtığı ekonomik, sosyal ve siyasi sorunlar sebebiyle devletin klasik fonksiyonlarına ekonomik ve sosyal fonksiyonlar da eklenmiş; devletin mali olayları, yani kamu faaliyeti devamlı bir gelişme göstermiştir. Devletin gördüğü hizmetlerin artması, bütçe ifadesi ile onun harcamalarının artması demektir.

Kamu faaliyetinin gelişmesine ciddi olarak işaret eden ilk yazar 19. yüzyılın tanınmış maliyecilerinden A. Wagner olmuştur Wagner'in kamu faaliyetinin genişlemesine ilişkin görüşlerini daha sonraya bırakarak, bu bölümde kamu faaliyetinin genişlemesine ve kamu harcamalarının mutlak ve nispi artışına yol açan bazı sebepler üzerinde durulmaya çalışılacaktır. Bu sebepler "görünüşte" ve "gerçek" olmak üzere iki grup altında toplanabilir.

Görünüşte Sebepler

Kamu harcamalarındaki artışın görünüşteki sebepleri, esasta kamu hizmeti artışına bağlı olmayan, harcamaları mutlak değer ölçüsü içinde veya itibari olarak arttıran sebeplerdir. Aşağıda kısaca bu sebepler üzerinde durulmuştur. 

a- Bütçede Safi Usulünden Gayrisafi Usule Geçilmesi

Eskiden bütçeler safi usulle yapılırdı. Yani bir gelir için yapılan giderler bu gelirden düşüldükten sonra kalan net hasılat bütçeye gelir kaydedilirdi. Bu usulden vazgeçilip gayri safi usule göre bütçe düzenlenmeye başlanınca, hizmet miktarında hiç bir değişiklik olmadığı halde bütçe rakamları yükselmiştir. Yani bu yeni usulde bütün gelirler bir tarafa, giderler ise diğer tarafa işlenmekte, yapılan giderlerin gelirlerden düşülmesi söz konusu olmamaktadır. Böyle bir uygulamaya geçişin en önemli sebebi, ülke ekonomilerinin gittikçe artan ölçüde bir paralı mübadele ekonomisine girmeleri, herkesin gelir ve gider hareketine karışmalarıdır. 

b- Kamu Gelir ve Giderlerinde Aynî Usulün Terk Edilmesi 

Daha önceleri devlet faaliyetlerinin gerçekleşmesine imkan veren mali işlemler nakdi olmaktan çok aynî usullerle yapıldığından, bu işlemler devlet bütçesinde gider ve gelir olarak yer almıyordu. Gerçekten Avrupa'da derebeylerin, Osmanlı imparatorluğunda, tımar ve zeamet sahiplerinin ülke savunmasına katılmak üzere ordu birlikleri besledikleri ve bu yüzden devletin milli savunma ile ilgili giderleri olmadığı görülmektedir. Yine bu dönemlerde kamu faaliyeti niteliğindeki pek çok iş "angarya" olarak görülmekte idi. Bu uygulamada da yapılan hizmetin bütçede harcama olarak görülmesine imkan yoktur. Yine geçmiş dönemlerde vergi tahsilinde de devlet bütçesini ilgilendirmeyen bazı usuller uygulandığından, esasen kamu faaliyetinin bir yönünü ilgilendiren kamu geliri bütçe dışında kalarak, bütçe rakamlarının gerçekte olduğundan daha küçük görülmesine yol açıyordu.

Sonradan kamu hizmetinin görülmesinde aynî usulün terk edilmesi ve paralı mübadele ekonomisine devletin de katılması ile, yapılan bütün kamu hizmetleri para ile ifade edilir hale gelmiş ve yapılan hizmetler bütünüyle bütçe rakamlarına dahil edilmiştir. İşte bu şekilde aynî usulden nakdi usule geçiş ile de bütçe rakamları ve bu arada kamu harcamaları artış göstermiştir. Ancak buradaki artış sadece, bir mutlak değer veya cari para ölçüsü ile kendini gösteren bir artıştır Bu artışın kamu hizmeti artışı ile ilgisi yoktur. 

c- Para Değerinin Düşmesi 

Gerek altın ve gümüş para devrinde gerekse günümüzde cari olan kağıt para sisteminde paranın değeri çeşitli sebeplerle düşmektedir. Bir ekonomide üretim-tüketim ilişkisini kuran mübadele aracı olarak para, toplam miktarı itibariyle toplam arz-toplam talep dengesine göre ayarlanmak zorundadır. Çeşitli sebeplerle nakdi akımlar-reel akımlar dengesi, nakdi (parasal) akımlar lehine bozulduğu zaman paranın satın alma gücü düşmüş otur. Böyle bir durumda ise, daha önce belirli bir para değeri ile alınan bir mal ve hizmet daha sonra daha fazla bir para değeri ile alınabilir. Bu duruma ekonomide fiyat seviyesinin yükselmesi adı verilir. Milli ekonomi bakımından devamlı ve hızlı bir fiyat artışı olayı yaşandığında gerek kamu kesimi gerekse özel ekonomi bakımından aynı hizmetin daha pahalı görülmesi sonucu nasıl olur.

İşte ekonomide görülen ve satın alma gücünü azaltan böyle bir ortamda devlet de aynı hizmeti görmek için daha fazla harcama yapmak zorunda kalır. Görüldüğü gibi böyle bir durumda sadece görünüşte bir harcama artışı vardır.

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri