Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Verginin Tarhı, Tebliği, Tahakkuku ve Tahsili

Verginin Tarhı

Mükellefin vergi borcunu ödeyebilmesi için ödeyeceği miktarın hesaplanması veya bulunması işlemidir. Verginin tarhı işlemi, vergi kanunlarında gösterilen matrah ve nispetler üzerinden vergi dairesi tarafından ödenecek vergi miktarının hesaplanması ve bu alacağın miktar itibariyle tespit edilmesi muamelesidir. Vergi sistemlerinde yer alan başlıca tarh usulleri şunlardır:

-          Beyanname Usulü: Günümüzde vergi tarhı konusunda en yaygın usul "beyan" usulüdür. Çünkü çağdaş vergiciliğin temel ilkelerinden birisi, verginin, mükellefin vereceği bilgilere göre belirlenmesi ve alınmasıdır. Beyan veya beyanname usulünde, vergi tarhına esas teşkil edecek bütün bilgiler mükellef tarafından yazılı olarak vergi idaresine verilmekte; idare de bu bilgileri esas alarak vergi borcunu hesaplamaktadır. Beyanın doğruluğu esas olmakla beraber, yanlış beyanda bulunanların tespiti ve cezalandırılması bakımından sıkı bir denetim uygulanmaktadır.

- İdarece Takdir Usulü: Vergi idaresi ve her mükellefin vergi borcunun hesaplanmasına ilişkin matrahı ayrı ayrı belirler. Bu yöntem vergicilikte giderek terk edilmekte istisnai uygulanan bir yöntemdir. 

-  Karine veya Dış Belirtiler Usulü: Vergi borcunun hesaplanması vergi konusunun bazı dış belirtilerine dayanılarak yapılır. Bu yöntem günümüzde kullanılmamaktadır. Örneğin, Fransa' da geçmişte uygulanan "Kapı ve Pencere Vergisinde vergi borcu evin kapı ve pencere sayısına göre hesaplanmıştır. Günümüzde vergi sistemimizde yer alan "Hayat Standardı Esası" aslında bir çeşit karine usulüdür. Hayat Standardı Esası'nda mükellefin vergisi belli ölçüde, işyeri vergisi, ev sayısı, araba sayısı, yat. çalıştırdığı hizmetçi sayısı" vb. dayandırılmaktadır. 

-  Götürü Usul (Kesim Usulü): Vergilendirmeye esas alacak değer ve miktarın önceden idarece tek tek tespit edilmesi yerine, aynı durumdaki tüm konu ve vergi mükellefleri (meslek grupları) için genel olarak belirlenmesidir. 

-  Kaynakta Vergileme (Stopaj Usulü): Vergi, vergi idaresince değil vergiyi doğuran olayın meydana geldiğinde vergi sorumlularınca hesaplanıp kaynağından kesilerek tahsil edilmesidir, Bu usul belirli gelir gruplarına, yani ücret ve maaşlara, rantlara, bina ve arazi kiralarına ve menkul sermaye iratlarına (faiz ve temettülere) uygulanabilir.

Beyana dayanan gelirlerin vergilendirilmesinde ingilizce "Pay-As-You-Go" veya kısaca "PAYE" (Pay-As-You-Earn) Almanca'da "Gegenwarstsbesteuerung" denilen "gelirin hemen vergilendirilmesi" esasını gerçekleştirmek için, peşin ödemeler yöntemi benimsenmiştir. Bu yöntemin esası, mükellef cari vergilendirme döneminin gelir vergisi olarak, kesin olarak tarh muamelesi tamamlanmış son vergi yılının vergi miktarına eşit peşin ödeme" de bulunur. Bu geçici ödeme çeşitli taksitler halinde de olabilir 

Verginin Tebliği

Mükellefin vergi borcunu ödeyebilmesi için, vergi dairesinin tarh ettiği vergiyi bildirmesidir. Diğer bir ifade ile tarh, vergilendirmeyi ilgilendiren ve hüküm ifade eden hususların yetkili makamlar tarafından mükellef veya sorumlusuna yazı ile bildirilmesidir. Beyan esasına dayanan vergilerde mükellef kendi durumunu ilgili mevzuata uygun bir şekilde kendi insiyatifi ve imkanları ile belirleyip ilgili \/ergi dairesine bildirerek bir bakıma kendi kendisini vergilendirdiği için, bu usul içinde gerçekleşen vergilendirmede

mükellefin tarh edilen vergisinin kendisine bildirilmesine, yani tebliğe ihtiyaç yoktur Görüldüğü gibi. mükellefin ödemesi gereken ve bilgisi dışında tarh edilen vergi borcunun mükellefin bilgisine sunulmasına "verginin tebliği" denilmektedir. 

Verginin Tahakkuku 

Tarh ve tebliğ edilen verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesidir. Kısaca vergi borcunun kesinleşmesidir. Tahakkuk, tahsilden önce gelen ve vergi alacaklısı olan kamu birimlerinin bu alacağını hak edişe bağlayan bir işlem veya aşamadır. Ancak tahakkuk, verginin tahsile hazır hale gelmesi, yani kesinleşmesi demek değildir. Verginin kesinleşmesi için, tahakkuk aşamasında mükelleflerin bu vergi borcuna itiraz etmemeleri, vergiyi kabul etmeleri lazımdır. 

Verginin Tahsili 

Kanuna uygun surette vergi borcunun ödenmesidir. Tahsil ile mükellefin vergi borcu sona ermekte; vergi alacaklısı i!e vergi borçlusu arasındaki ilişki söz konusu borç itibariyle bitirilmektedir. Vergi tahsiline (cibayet). ilişkin başlıca usuller şunlardır; 

-  İltizam Usulü: Genellikle aynî ekonominin hakim olduğu dönemlerde devlet vergiyi tahsil görevini bir bedel karşılığında "mültezimlere vererek, mültezimlere vergi tahsil ettirilmiştir Mültezimlere vergi tahsil hakkı açık artırma yöntemiyle verilirdi. Bu yöntem, önceden belirlenmiş bir verginin gelirini garanti aldığı için verimli bir tahsil yöntemi olmuştur. 

-  İhale Yöntemi: Bu yöntemde de verginin tahsil görevi devlet nam ve adına yine üçüncü kişilere verilmekte, toplanan vergi tutarı üzerinden bu kişilere bir yüzde verilmektedir, ihale yönteminde verginin tahsil işi en az yüzde almayı öneren kişiye verilmektedir. 

-   Halk Temsilcileri Eliyle Tahsil Usulü: Devletin vergiyi bizzat toplamak için yeterince kurumsallaşamadığı dönemlerde uygulanmıştır. Bu usulde vergi toplama işi kentlerdeki halk temsilcilerine verilmiştir 

-  Emanet Usulü: Verginin devlet memurları tarafından ve tahsildar tarafından tahsilidir. Bu usulde, mükellefler adına tahsildar gönderilmek suretiyle vergi tahsil edilir. Bu işlerde çalışan memurlara sadece ücret verilir Günümüzde bu yöntemin maliyeti çok yüksek olduğundan terk edilmiştir. Günümüzde bu usulün uygulanması hem çok sayıda memura ihtiyaç göstermekte, hem de işlerin hızla yürütülmesini engellemektedir. 

-Verginin Mükellef Tarafından Ödenmesi Usulü: Günümüzde verginin tahsili esas itibariyle mükellefin vergi borcunu doğrudan doğruya vergi dairesine    veya    bankaya    ya    da    posta    ile    göndermesi    yoluyla gerçekleştirilmektedir. 

Pul veya bandrol yapıştırılarak veya kıymetli kağıt kullanmak yoluyla ve hukuki muamelelerin belirli bir sicile tescili anında gerçekleştirilen tahsil yöntemleri de vardır.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri