Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Vergide Yansıma 

Verginin yansıması, kanuni mükellefi tarafından ödenen bir verginin fiyat mekanizması aracılığı ile, kısmen veya tamamen üçüncü şahıslara aktarılmasıdır. 

1- Verginin Yansıması Aşamaları 

Yansıma genellikle birbirini izleyen üç aşamada gerçekleşir. Bunlar;

-  Verginin ödenmesi Aşaması: Verginin yansımasında ilk aşama verginin herhangi bir şekilde ödenmesiyle başlar. 

-    Verginin Vurgusu Aşaması: Vergi ödendikten sonra vergi mükellefinin vergi ödenmesinden dolayı üzerinde hissettiği psikolojik baskıdır. Verginin yansıması, verginin vurgu etkisinin bir sonucudur. 

-  Vergiyi Devretme ve Verginin Yayılması:Üzerine vergi yükünün devredildiği kişi yine fiyat mekanizması aracılığı ile bu yükü başkalarına, onlar da diğerlerine parça parça devretme yönüne gitmeleriyle oluşan aşamalardır. 

Yansıma olayı er geç durma zorundadır. Yansıma zincirlemesi, sonsuz olarak devam edemez. Verginin tamamını değil, bir kısmını dahi yansıtmayı başaramayacak bir mükellef bulunduğu aşamaya kadar vergi yayılır. 

- Verginin Yerleşmesi Aşaması: Fiili ve son olarak, diğer bir birey üzerine yeni transfer ümidi bulunmaksızın, "vergi yükü" son mükellefte kalmıştır Kendisine intikal eden vergi yükünü başkasına devredemeyip üzerinde taşıyan kimseye verginin hamili (taşıyıcısı) denilmektedir. 

2- Verginin Yansıma Türleri 

Yansımanın vergiyi ödeyen yönünden, süreklilik yönünden, kanun koyucunun amacı yönünden çeşitli türleri vardır. Bunlar, 

a- Mutlak Yansıma-Diferansiyel Yansıma 

Mutlak yansıma, belirli bir vergideki artışın gelir dağılımı üzerindeki etkisini; diferansiyel yansıma ise, kamu harcamalarının sabitken belli bir verginin (Örneğin gelir vergisi) bir diğer vergi (Örneğin KDV) ile değiştirilmesi durumunda gelir dağılımında oluşan değişikliktir. 

Vergilerdeki değişiklikler ile kamu harcamalarındaki değişikliklerin birlikte gelir dağılımı üzerindeki ortak etkisine "bütçe yansıması" denilmektedir. 

b- İleriye Doğru-Geriye Doğru Verginin Yansıması 

İleriye doğru verginin yansıması, bir hizmetin veya bir malın satıcıdan alıcısının üzerine, yani üreticiden tüketici üzerine veya genel bir ifadeyle arzdan talep üzerine yansıtılmasıdır. 

Geriye doğru verginin yansımasında ise vergi mükellefi alıcıdır ve vergi satıcıya veya üreticiye yüklenmek istemektedir. Yansıma, talepten arz üzerine doğrudur. Geriye doğru yansıma, tüketimin azalmasını doğuran olaylarda veya düşük kaliteli mallarla birbiri yerine ikame edilebilecek malların tüketiminde ve alçak konjonktür devrelerinde söz konusudur (Sönmez, 1987: 5.12). Verginin geriye yansımasının en tipik örneği verginin amortismanıdır.

Örnek olarak şeker üzerine konulan bir verginin ileri ve geriye doğru nasıl yansıtabileceğini inceleyelim. Vergi mükellefi olan şeker fabrikası müteşebbisleri, sattıkları şekerlerin fiyatını bu verginin miktarı kadar veya kısmen yükseltmeyi başarabilirlerse; vergi yükü ileriye doğru yansıtılmış olur. Eğer arz-talep vb. nedenlerle sürüm bakımından sorunlar varsa şeker üreticileri yeni vergiyi fiyatı yükselterek yansıtamayacaklardır. Bu durumda şeker üreticileri, şekerin hammaddesi olan pancarın alış fiyatını veya şeker maliyet değerinin diğer bir unsuru olan işçi ücretlerini indirmeye çalışacak veya verginin belli bir kısmını kendisi üstlenmek zorunda kalacaktır. İşte bu durumda vergi geriye yansıtılmış olmaktadır. 

c- Kanuni Yansıma-Fiili Yansıma 

Kanuni yansıma John Stuart Milli tarafından iteri sürülmüştür. Kanuni yansıma kavramının amacı, yansıma olayını açıklamak değil, dolaylı-dolaysız vergiler ayrımında bir kriter bulmaktır. Kanun koyucunun arzusuna göre yansıma meydana gelirse "kanuni yansıma" olur. Yasa koyucu vergi yansımalarında verginin yasal yükümlü üzerinde kalması gerektiğini veya yasal yükümlünün verginin yükünü başkasına devir edebileceğine dair açık ve seçik bir biçimde hüküm taşıyan maddelere yer vermişse, bu durumda vergi yansıması yasaldır, örneğin; gümrük vergilerinde malı ithal eden ithalatçıya, ithalat sırasında ödediği vergiyi malı satarken yasal olarak malın fiyatına ekleme hakkı tanınmışsa, burada yasal yansıma söz konusudur. Kanun koyucunun ödenen verginin mükellef tarafından başka kimselere devrini gerekli görmediği durumlarda meydana gelen yansıma ise "fiili yansıma" olarak adlandırılmaktadır. Uygulamada yansıma kanun koyucunun arzusuna göre değil, iktisadi bir kanun olan arz ve talebe göre gerçekleşmektedir. 

d- Sınırlı-Sınırsız Yansıma 

Sınırsız yansımayı savunan maliyeciler, her çeşit verginin er yada geç bütün milli ekonomiye yayılarak sırttan sırta yüklenmek suretiyle, vergi ağırlığının mükelleflerce hissedilmeyecek duruma geleceğini ileri sürmektedirler. Vergiler belirli bir kimse yada grup üzerinde yerleşip kalmamakta, bir bireyden diğerine sürekli ve sınırsız şekilde yayılmak suretiyle sonunda, çok düşük zerreler halinde ekonomi tarafından emilmektedir. Sınırsız yansımayı savunanlar, vergiyi yüksekten durgun bir göle bırakılan taşa benzetirler ve taşın düştüğü noktadan itibaren oluşan dairelerin giderek yayılıp sonunda ekonomi içinde hissedilmeyecek şekilde kaybolacağını ileri sürmektedirler. Bu yaklaşımı savunanlar verginin yansımasını bileşik kaplara konan su veya damarın birinden alınan kana da benzeterek vergilerin eşit yayılacağını ileri sürmektedirler. Günümüzde sınırsız yansıma yaklaşımı geçerliliğini oldukça kaybetmiştir. 

Sınırlı yansıma, belirli bir verginin şekli, matrahı ve tahsil tarzı ne olursa olsun, bu vergi sonunda belli bir üretim faktörü üzerinde kalacaktır. Fizyokratlar, sınırsız yansımanın aksine, verginin neticede toprak sahipleri üzerinde kalacağına inandıklarından, sınırlı yansıma görüşünün ilk temsilcileridir. Ricardo ise, rant üzerinden alınan vergilerin yansımaya elverişli olmadığını, maliyet unsuru olabilecek vergilerin ise devredilebileceklerini ileri sürmektedir. Vergilerin tarıma dayalı ekonomilerde çiftçiler  üzerinde,   sanayiye  dayalı  ekonomilerde  ise  ücretler  üzerinde kalacağı savunulmaktadır. 

e- Çapraz Yansıma 

ileri doğru yansıma şekillerinden birisi de "çapraz yansıma" olayıdır. İtalyan maliyeci Empolü tarafından ileri sürülen bu yansıma türü, belirli bir mal üzerinde konulmuş olan verginin, tam elastikiyeti düşük bir başka malın fiyatının yükselterek devredilmesi şeklinde gerçekleşmektedir (Tekir 1993-s.98). 

Sınırlı-sınırsız yansıma yaklaşımlarının aksine günümüzde yansıma imkanı ve ihtimalleri çeşitli vergilerde farklıdır. Belirli vergilerin devredilme imkanı büyük, bazılarının ise yansıma ihtimali çok düşüktür. Belirli bir vergi yönünden yansıma imkanı, konjonktüre! ve diğer faktörler altında dalgalanan şartlara göre değişmektedir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri