Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

VERGİ REFORMUNUN TEMEL İLKELERİ

Türkiye'nin çağdaş toplumlar düzeyine erişebilmesi için, Batı ülke­lerinde geçmiş yıllarda yaşanan kamu harcamaları ve vergi gelirlerini artıracak biçimde, bir vergi reformunu gerçekleştirmesi gerekir. Bu vergi reformunun hedefi, 3-5 yıl içinde vergi gelirlerinin gayrisafı mili hasıla­ya olan oranın %40'lara çıkarılması olmalıdır. Ancak, bu amaca ulaşılır­ken vergilemede adalet ve etkinlik amaçlan arasında da bir uyum sağlanmalıdır. Aşağıdaki ilkelere ve yöntemlere uyulması koşuluyla, başarı­lı bir vergi reformunu gerçekleştirme olanağı bulunmaktadır. 

1)  Mevcut gelir vergisi tarifesinin üst gelir grupları için %50 ye yük­seltilmesi ve alt gelir grupları için %5'e kadar düşürülmesi sağlanarak, mali amaçtan sapılmamalıdır. Böylece, vergilemede adalet ilkesine de iş­lerlik kazandırılacaktır. 

2)  Gelir ve Kurumlar vergisi birleştirilerek, çifte vergileme durumu ve sorunu ortadan kaldırılmalıdır. Vergilemede ektinliği ve adaleti sağla­yacak biçimde her iki verginin entegre edilmesini sağlayacak yöntemler geliştirilmiş bulunmaktadır. Bu amaçla. Kurumlar Vergisi bölümündeki açıklamalarımızla ilgili olarak "ek vergi yükü"nün kaldırılmasına ilişkin marjinal oranların %50 olduğu bütünleşme modeli uygulanmalıdır. 

3)  En az geçim düzeyine eşit vergi matrahı üzerinden gelir vergisi alınmamalıdır. Gelir vergisinin pozitif tarife uygulaması, ancak en az ge­lir düzeyinin üzerindeki gelir için uygulanmalıdır.

4) Vergisel transferler ve yardımlar, sosyal dayanışma fonları ve sos­yal güvenlik hizmetlerinin sosyal yardımlarla ilgili transferleri vergi ya­saları ile entegre edilerek, savurganlıklar ve siyasal etkilemeler ortadan kaldırılmalıdır. 

5) Vergi muafiyet ve istisnaları en alt düzeye çekilerek, vergi gelirle­rinin azaltılması önlenmelidir. Yukarıda sıralanan önlemler vergi muafi­yet ve istisnalarının minimum düzeye indirilmesini sağlayacaktır. 

6)  Eşit gelir elde edenlerin aynı vergiyi ödemelerini öngören yatay eşitlik ve farklı gelir elde edenlerin farklı vergi ödemelerine yönelik dikey eşitlik ilkeleri tam olarak uygulanmalıdır. 

7)   Gelişmiş ülkeler uygulamasında ve vergileme teorisinde yatay eşitlik (horizontal equity) ve dikey eşitlik (vertical equity) kurallarının tek istisnası ayırma ilkesidir. Bu ilkeye göre, emek geliri elde edenler serma­ye geliri elde edenlere göre, eşit gelir elde etseler bile daha az vergi öder­ler. Mevcut uygulamada bu açıklamalarımıza uygun olarak düzeltilmeli­dir. 

8) Türk vergi sisteminde emek geliri elde edenler sermaye geliri elde edenlere göre, daha az vergi ödemedikleri gibi aksine daha fazla vergi ödemektedirler. Bu durum yatay ve dikey eşitliğin gerçekleştirilmesini önlediği gibi, ayrıca ayırma ilkesine de ters düştüğü için en kısa zaman­da düzeltilmelidir. 

9)  Vergi matrahı kapsamlı (comprehensive) biçimde saptanmalıdır. Bu amaçla, parasal ve parasal olmayan; düzenli ve düzensiz olarak elde edilen; gerçekleşmiş ve gerçekleşmemiş bütün gelir unsurları arasında herhangi bir ayırım yapılmaksızın, bütün gelir unsurları tek bir beyan­namede toplanmalıdır. Böylece, geçmiş yıllarda uygulanan üniter vergi­lemeye geçilerek, kayıtdışı ekonominin de vergilendirilmesi sağlanabile­cektir. 

10)  Parasal olmayan gelirin (imputed income) şu biçimleri de gelir unsuru olarak kapsamlı vergi matrahına sokularak, yatay ve dikey eşitli­ğin birlikte sağlanması gerçekleştirilmelidir. Bunlar: ev sahibinin oturdu­ğu evin kirası, çiftçinin ürettiği tarımsal üründen tükettiği kısmının değe­ri, şirketlerin üst düzey yöneticilere sağladıkları (konut, araba, yurtdışı gezileri, sağlık sigortası ve pahalı tatil olanakları gibi) yan çıkarlar (fringe benefits) kapsamlı vergi matrahına sokulmalıdır. Böylece, piyasa ekono­misinde devletin teşvik ettiği harcamalar da kontrol altına alınacaktır. 

11)  Gelir reel anlamda ya da enflasyondan arındırılmış bir biçimde vergilendirilmelidir. Örneğin, %100'e yakın bir enflasyon ortamında eşit gelir elde eden iki mükelleften; aylık stopajlarla maaşından yıllık vergisi ödenen memur ile, yıllık gelirinin vergisini beyan esasına göre gelecek yıl­da 2-3 taksitte ödeyen diğer bir vergi mükellefi aynı vergiyi ödese bile, ver­gilemenin yatay ve dikey eşitlik kuralları birlikte bozulmaktadır. 

12) Mükelleflere yapılan sosyal yardımlar ve transferler, ölüme bağ­lı tasarruflarla bırakılan her türlü varlıklar ve hediyelerin hepsinin de kapsamlı vergi beyannamesinde yer alması gerekmektedir. 

13)  Enflasyon önleninceye kadar spekülatif nitelikli rant gelirlerine, ABD'de olduğu gibi matrahın ayrıca %20'si üzerine uygulandığı biçimde bir minimum ek vergi matrahı eklenmelidir. 

14)  Her tür gayri menkul geliri ile diğer gelir unsurları arasında her­hangi bir ayırım yapılmaksızın, benzer biçimde vergilendirilmelidir.

15)  Yolsuzlukların, spekülatif haksız kazançların ve rüşvetin önle­nebilmesi için, gelişmiş ülkelerde yaygın bir biçimde uygulandığı gibi, genel bir kişisel servet vergisi (general personal wealth tax) uygulamaya konulmalıdır. Bu vergi, İngiltere ve Fransa'da uygulandığı gibi, örneğin servet varlıklarının toplam değeri 150 bin doların üzerindeki mükellefler ile, üst düzey bürokratlara, alım satım işleriyle uğraşan devlet memur­larına, politikacılara ve belediye başkanlarına uygulanmalıdır. 

16) Ayrıca 1984 yılında uygulanan "servet beyannamesi" uygulama­sına dönülerek, bütün vergiler yönünden otokontrolü sağlamaya olanak verecek bu araç sisteme sokulmalıdır. Böylece, kayıtdışı ekonomi ve ye­raltı ekonomileri kolayca vergi sistemine sokulurken, ayrıca devlet gelir­lerinde önemli artış sağlanacaktır. 

17)  Bütün servet unsurlarının servet beyannamesinde yer alması sağlandığında, mükellefin herhangi bir vergiyi kaçırması olanağı da or­tadan kaldırılacaktır. Çünkü, vergiler arasındaki ilişkiler nedeniyle, bir vergiyi kaçıran kimsenin başka bir vergiyi de kaçırma olanağı bulun­maktadır. Örneğin, sosyal sigortalar vergisini ödemeyen bir işyerinin, ay­rıca gelir, kurumlar ve birçok tüketim vergisini de kaçırması olanağı ol­dukça fazladır. 

18)  Her türlü vergi affı uygulamalarına kesinlikle son verilmelidir. Genellikle seçimler sırasında bir tür siyasal rüşvet olarak verilen vergi ve stok aflarıyla, bir yandan vergi adaleti bozulurken, öte yandan rekabet koşulları vergisini ödeyenler aleyhine işler. 

19)  Özel tüketim vergisi yerine "Kişisel Harcama Vergisi" konularak, pahalı düğünler lüks araba ve yat kullanımı ile çok sayıdaki yurtdışı ge­zileri ve lüks harcamaların yüksek oranla vergilendirilmesi sağlanarak, kaynak ayırımında da etkinlik sağlanabilecektir.

20) Tüketicilere sağlanan vergi iadesi; eğitim, sağlık, toplu taşımacı­lık gibi hizmetler karşılığında ve ada yazılı fatura ile sağlanmalıdır. Böy­lece, tüketicilerin daha fazla vergi iadesi alabilmek amacıyla, başkaları­na ait katma değer vergisi fişlerini toplayarak, vergileme ahlâkına ters düşen biçimde devletçe teşvik edilmeleri de önlenmiş olacaktır. Bu yön­temle, avukat, doktor ve diğer serbest meslek erbabının gelirleri daha gerçekçi bir biçimde hesaplanabilecektir. 

21) Kara para aklamaları ve giderek yaygınlaşan yolsuzluk olaylarıy­la etkin mücadeleye gidilerek, önemli boyutlara erişen vergi kaybı önlenmelidir.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri