Genel
Denge ve Refah Ekonomisi
Denge durumunda tüm
girdi ve çıktı piyasalarında arz-talep eşitliği
eşanlı olarak sağlanır. Tüketiciler, denge fiyatları
veri iken belli bir bir bütçe kısıtı altında
faydalarını, firmalar ise kârlarını maksimize
ederler. Bu çerçevede ulaşılan denge, genel denge
olarak tanımlanır. Ancak tek bir piyasadaki denge
üzerinde duruluyor ve diğer piyasalarda bir
değişikliğin denge üzerinde incelenen denge, kısmi
dengedir.
Kısmi denge kavramı Alfred Marshall'ın genel denge kavramı
ise Leon VValras'ın adı ile anılmaktadır. Genel
denge analizine ilişkin çalışmalar 19. yüzyılın son
çeyreğinde L.Walras ile başlamış 20. yüzyılın
ortalarında K. J. Arrow ve G. Debreu gibi
ekonomistlerin katkılarıyla yeni boyutlar
kazanmıştır. Genel denge analizinde kullanacağımız
vvalrasyan sistem statiktir.Burada t1 döneminde
gerçekleşen denge ile t2 döneminde
gerçekleşen denge göz önüne alınmakta, daha sonra
her iki dönemde gerçekleşmiş olan dengeler
karşılaştırılarak karşılaştırmalı statik analiz
yapılmaktadır.
BÖLÜŞÜMDE ETKİNLİK
Genel denge analizi ile bütünleşen bir diğer konu,
refah ekonomisidir. Refah ekonomisinde, birbirine
alternatif olabilecek birden fazla ekonomik durum
arasından hangisinin toplumsal açıdan en uygun
seçenek olduğu araştırılır. Bu seçeneği belirlemek
için yaygın olarak kabul görmüş optimalite (İyilik,
üstünlük) kriterleri kullanılır. En çok kullanılan
kriterlerden birisi Pareto optimalite kriteridir.
Buna göre, hiç kimsenin refahını azaltmaksızın bazı
bireylerin refahını arttıran her türlü değişiklik
toplumun refahını arttırır
Bu durumda malların veya üretim faktörlerinin hali hazırdaki
dağılımında bir değişiklik, kimsenin refahını
azaltmadan en az bir bireyin refahını arttırıyorsa
toplumsal refah artacak, başkalarının durumu
değişmeden en az bir bireyin durumunu
kötüleştiriyorsa toplumsal refah azalacaktır. Refah
ekonomisi değer yargısı taşır. Normatif Teoridir.
Edgevvorth kutusunun en önemli özelliği, kutu içindeki her
bir noktanın her iki tüketicinin de sahip oldukları
mal miktarlarını gösteriyor olmasıdır.
* Ekonomide
X
ve Y olmak üzere iki mal vardır.
* Ekonomide A ve B olarak adlandırdığımız iki
tüketici vardır.
* Tüketici A'nın başlangıçta sahip olduğu mal demeti
(XB, YB) dir.
* Tüketiciler normal davranış özelliklerine göre
tercihleri yansıtan farksızlık eğrilerine
sahiptirler, yani farksızlık eğrilei orijine göre
dışbükeydir.
* Analiz tam rekabet piyasasında yapılmaktadır.
İki tüketicinin bulunduğu bir modelde, Pareto optimumuna
ulaşmanın bir yolu; üreticilerin birisinin faydasını
sabit tutarken, diğer tüketicinin faydasını bütçe
kısıtı altında maksimize etmektir. Bu duruma
ulaşıldıktan sonra, tüketicilerden birisini kötü
konuma sokmadan diğerini daha iyi konuma getirmek
olanaksız olur. Dengede farksızlık eğrileri
birbirine teğet olduğu için, farksızlık eğrilerinin
eğimleri her iki tüketici için eşit olacaktır.
Farksızlık eğrisinin eğimi de marjinal ikâme
oranına eşit olduğundan, denge koşulu A ve B
tüketicileri için şu sekide olacaktır.
MİOyxA= MİOyxB
İşte bu eşitlik sağlandığında rekabetçi piyasada
değişimin genel dengesi sağlanmaktadır.
Yukarıdaki grafikte A tüketicisi için orjin sol alt
köşe B tüketicisi için sağ üst köşedir. Buna göre B
tüketicisinin farksızlık eğrileri 0A
köşesine doğru yaklaştıkça daha yüksek tatmin
düzeyini göstermektedir. Bu sekile göre tüketiciler
arası denge D0 noktasında oluşacaktır.
Çünkü bu noktaa her iki tüketicinin farksızlık
eğrileri birbirine teğet (marjinal ikame oranları
birbirine eşit demektir) ve her ikisi birlikte bütçe
doğrusuna teğettir.
Burada farksızlık eğrilerinin birbirine teğet olduğu
noktalara Pareto optimal noktalar adı verilir. Çünkü
bu noktalarda bir tüketicinin refahını azaltmadan
diğerininkini arttırmaya imkan yoktur. Yani
tüketiciler arasında mal değişimi durdurmuştur.
Tüketiciler arasında değişimin durduğu bu Pareto optimal
noktaların birleştirilmesiyle elde edilen eğriye
anlaşma eğrisi veya sözleşme eğrisi adı verilir.
ÜRETİMDE ETKİNLİK
VE GENEL DENGE
Ekonomide üretim miktarları tüketici talebine bağlı olarak
belirlendiğinden girdilerin hangi malın üretiminde
daha fazla kullanılacağı da tüketici talebine bağlı
olacaktır. Bu yüzden Edgevvorth diyagramında
başlangıçtaki kaynak tahsisi yerine etkin, üretim
noktalarının belirlenmesi daha büyük önem taşır.
Eğer Y malı üretimini azaltmaksızın X malı üretimi
arttırılamıyorsa üretimde etkinliğe ulaşılmış olur.
Eşürün eğrilerinin birbirlerine teğet oldukları
noktaların geometrik yeri etkin üretim eğrisini ya
da üretimin anlaşma eğrisini gösterir. Buradaki
mantık aynen tüketimde anlaşma eğrisinin tüketilmesi
gibidir. Etkin üretim eğrisi üzerindeki her noktada
X ve Y malı üretimi için tüm girdiler etkin biçimde
kullanılmaktadır.
Eğer eşürün eğrileri birbirlerine teğet ise, teğet
noktasında, iki mal için marjinal teknik ikâme
oranları (MTİO) da eşit olacaktır. Marjinal teknik
ikâme oranı; çıktı düzeyi sabit kalmak koşuluyla bir
girdinin yerine diğerinin hangi miktarda ikâme
edileceğini, yâni kullanılan sermaye miktarı bir
birim azaltıldığında emek girdisinin ne kadar
arttırılması gerektiğini gösterir.
Üretim olanakları sınırı eğrisi içbükey olacağı gibi,
orijine dışbükey bir eğri veya bir doğru şeklinde de
olabilir. Orijine göre içbükey bir üretim imkanları
eğrisinin oluşması şu koşullardan en az birinin
varlığına bağlıdır.
* Her iki mala ilişkin üretim fonksiyonunun ölçeğe
göre azalan getiriye sahip olması
* Üretim fonksiyonlarından birisi azalan getiriye
sahip iken diğerinin sabit getiriye sahip olması
* Heriki üretim fonksiyonu sabit getiriye sahip
olmasına rağmen, etkin üretim setinin doğrusal
olmaması, yani üzerine farklı sermaye, emek
oranlarının geçerli olduğu eğrisel bir etkin üretim
setinin varlığı.
Üretim imkanları sınır eğrisinin orjine göre dışbükey olması
ise, üretim fonksiyonlarından birisini ölçeğe göre
artan getiriye sahip olmasını gerektirir. Üretim
imkanları sınırının doğru şeklinde olması için, her
iki üretim fonksiyonunun da ölçeğe göre sabit
getiri özelliğine sahip ve doğrusal bir etkin üretim
seti üzerinde, eşit sermaye- emek oranlarına sahip
olası gerekmektedir.
Bir maldan üretilen miktar belli iken, öteki maldan
üretilebilecek maksimum miktarı gösteren üretim
imkanları eğrisine, eğri üzerindeki herhangi bir
noktadan çizilen teğetin eğiminin negatif
işaretlisi, marjinal dönüşüm oranını gösterir.
Marjinal dönüşüm oranı; bir maldan bir birim daha
fazla üretmek için öteki maldan ne kadar fedakarlık
etmek gerektiğini göstermektedir.
MDOYx =
DY/DX
Burada da üretilen sadece iki mal (X,Y) vardır. Bu
malları tüketen tek bir birey vardır. Etkin bir
biçimde üretilebilecek X ve Y bileşimleri üretim
imkanları eğrisi ile aşağıdaki şekilde
gösterilmiştir. Bireyin farksızlık eğrilerini aynı
şekle ilave ettiğimiz zaman, üretim imkanları sınırı
üzerinde tek bir nokta (E noktası) maksimum faydayı
sağlamaktadır. E noktasında üretim imkanları
sınırı, bireyin ulaşabileceği en yüksek farksızlık
eğrisine (U2) teğettir. Bu teğet
noktasında marjinal, ikame oranı (MİOYX)
marjinal dönüşüm oranına (MDOYx) eşittir.
Böylece hem üretimde hem de dağılımında etkinlik
sağlanmıştır.
Üretim İmkanları
Sınırı Üzerinde Fayda Maksimizasyonu Rekabetçi
Fiyatlar ve Ekonominin Genel Dengesi
Rekabetçi fiyatların iki önemli işlevi vardır.
Birincisi, tüm mallar için arz ve talep eşitliğini
sağlar, bu durumda ne arz ve talep fazlası oluşur,
ikincisi, hem tüketiciler hem de üreticiler
tarafından parametre olarak kullanılan bu fiyatların
oranı piyasadaki değişim oranını gösterir. Bu
durumda tüketici B'nin farksızlık eğrisi ile üretim
imkanları eğrisinin teğet olduğu noktadan geçen
doğrunun eğimi, eğrisi ile üretim imkanları
eğrisinin teğet olduğu noktadan geçen doğrunun
eğimi, X ve Y arasındaki fiyat oranını
belirlemektedir. Bu durum bir matematiksel kuralın
sonucudur. Bu fiyat oranı hem marjinal dönüşüm
oranına hem de tüketici B'nin marjinal ikame oranına
eşittir.
Fx/Fy = MİOByx = MDOyx
Bu fiyat oranı aynı zamanda tüketici A'nın marjinal
ikame oranına eşittir. Böylece üretimde etkinlik
sağlandığında ve değişimde Pareto optimaliteye
ulaşıldığında tüm tüketicilerin marjinal ikâme
oranlan birbirine eşit olup aynı zamanda marjinal
dönüşüm oranına da eşittir. Dolayısıyla ekonominin
genel dengesi sağlanmış olacaktır.
İKİNCİ EN İYİ TEOREMİ
Yaygın biçimde karşılaşılan eksik rekabet koşulları,
dışsallıklar ve kamusal malların varlığı, Pareto
etkin denge fiyatarının oluşumunu engeller ve üretim
ile dağılımında etkinlik sağlanamaz.
Eğer Pareto optimal koşullarının tümü sağlanamıyorsa, bu
koşullardan mümkün olduğunca çoğunun sağlanmasına
yönelik istekler gereksizdir. Bu İkinci En İyi
Teoremi genel bir ifadesidir. Bir başka deyişle;
İkinci En İyi Teoremi'ne göre toplum refahı
açısından, daha az sayıda optimallik şartının ihlal
edildiği bir durumun, daha çok sayıda optimalik
şartının ihlal edildiği bir oturumdan daha iyi
olduğu kesin olarak söylenemez.
R.G. Lipsey ve K. Lancester tarafından bu teorem
geliştirilmiştir.
Sosyal Refah Ölçütleri: Hiç kimsenin durumu kötüleşmeden en
az bir kişinin durumu iyileşiyorsa sosyal bir
iyileşmenin söz konusu olduğu Pareto ölçütünde,
gelir dağılımı veri alınarak optimal bölümü
araştırılmaktadır. Bu ölçütte gelir dağılımının adil
olup olmadığı göz önüne alınmaktadır.
Kaldor ve Hicks
Ölçütleri
N. Kaldor'un geliştirdiği ölçüte göre belirli bir
politikanın uygulanması sonucunda ortaya çıkan yeni
durumdan kazançlı çıkacak olanlar, zarar görenlerin
kayıplarını tam olarak tazmin etseler bile, hâlâ
kazançlı iseler yeni durum bir sosyal iyileşmedir.
Yâni yeni durumda toplumun refahı artmıştır.
Hicks'e göre bir politika uygulamasından zarar görenler, bu
politikanın uygulanmaması için, önerdikleri parasal
ödemelerle kazançlı çıkanları ikna edemiyorlarsa bu
durum bir sosyal iyileşmedir. Dikkat edilirse
Kaldor'un ve Hicks'in Ölçütleri aynı olgunun aynı
yüzünü ortaya koymaktadır. Her ikisi de kayıplar ile
kazançların karşılaştırılmasına dayanmaktadır.
Scitovsky Ölçütü
Scitovsky, bir politika değişikliğinin bir sosyal iyileşme
olarak değerlendirilebilmesi için hem Kaldor
Ölçütü'ne hem de Hicks Ölçütü'ne uygun olması
gerektiğini söylemektedir.
Gerek Kaldor ve Hicks'in, gerekse Scitovsky ölçütlerini
ortak yanı; kazananların kaybedenlere potansiyel
olarak kayıplarını tazmin edici parasal bir ödeme
yapacaklarının varsayılmasıdır.
Bergson, bu güçlüğü aşmanın tek yolunun, gelir
dağılımında adalet unsurunu içeren bir takım değer
yargılarının açıkça ortaya koyması olduğunu
söylemektedir.
Ravvls ise toplumda en kötü durumda olanların yararına olan
politikaların adalete uygun olduğunu ifade
etmektedir.
İPUCU
* İki malın üretildiğinin varsayıldığı durumunda marjinal
teknik ikame oranları eşitlenerek etkin üretim
setine ulaşılır ve buradan hareketle üretim
imkanları sınırı eğrisi elde edilir.
* Bölüşümde etkinlik bir kişinin refah düzeyini azaltmadan
bir başkasının refah düzeyinin artırılmasının
olanaksız olduğu bir durumda gerçekleşir.
* Rekabetçi bir ortamda MO = MDO = Fx / Fy eşitliğinin
sağlanmasıyla hem üretimde hem tüketimde denge
sağlanacaktır.
* Tüketicilerin fayda, üreticilerin kâr maksimizasyonuna
yönelmeleriyle fiyat sistemi genel dengeyi ve Pareto
etkinliğini sağlamaktadır.
* Tüketicilerin her zaman rasyonel davranmamaları,
üretimde ve tüketimde dışsallıkların varlığı gibi
nedenler Pareto optimalitesinin sağlanmasını
güçleştirmektedir
|