ABD Bilişim Stratejisi ve AR-GE Politikası
Bilişim teknolojilerinin ekonomik büyüme üzerindeki etkinliği
konusunda ilk çalışmaların ABD’de yapılmasında, bu
ülkedeki veri zenginliği yanında, ABD’nin ekonomik
büyümesine ilişkin 1990’lı yılların beklenmeyen
gelişmeleri etkili olmuştur. Özellikle 1990’lı
yılların ikinci yarısından itibaren ABD ekonomisinde
gerçekleşen büyüme ve verimlilik artışları, bilişim
teknolojileri ile izah edilmektedir. Son yıllarda
ABD ekonomisinin performansı dikkate değerdir.
2000-2008 yıllarında, reel Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) yıllık
yüzde 4 civarında yükselmiştir. Bu hızlı gelişme,
tarım dışı ticari sektörde saat başına çıktıdaki
yıllık yüzde 2,5’tan fazla emek verimliliği
büyümesindeki yansıma ile desteklenmiştir. Öyle ki,
bu gelişme son 25 yıldaki ortalama artışın yaklaşık
iki katıdır. Bu gelişmelerin sebepleri pek çok
çalışmaya konu olmuştur. Ekonomik büyüme ve
verimlilik konularındaki araştırmaların sonuçları
özellikle 1990’lı yıllarda ABD ekonomisinin
büyümesinin temelinde bilişim teknolojileri olduğu
noktasına odaklanmaktadır. Bilişim teknolojilerinin
üretim ve kullanımında dünya lideri olan ABD’de
bilişim teknolojisi yatırımları, 1970’lerin
ortasından itibaren hızlı bir artış göstermesine
rağmen, 1990’ların ortasına kadar toplam verimlilik
artışı yavaş kalmıştır.
Ancak özellikle 1990’lı yılların ikinci yarısından
itibaren ABD ekonomisinin güçlü performansını
açıklamaya yönelik çalışmalar, ABD ekonomisinin
bilgi ekonomisi haline geldiğini, bilişim
teknolojilerine bağlı olarak da verimlilik
göstergelerinin hızlı bir şekilde arttığını ortaya
çıkarmıştır. Gerçektende emek verimliliğinin büyüme
oranı, 1990’larda ikiye katlanmıştır. Ekonomik
büyümenin temel dinamiklerinden birisinin emek
verimliliği olduğu düşünüldüğünde bu gelişmenin ne
kadar önemli olduğu görülmektedir.
2008 yılında ABD, Ar-Ge faaliyetleri için 110 Milyar Euro
harcamıştır. Bu miktar Avrupa Birliğinde yapılan
harcamalardan 50 Milyar Euro daha fazladır. ABD,
kişi başına düşen patent sayısında Avrupalı
rakiplerinden %78 daha fazla patente sahiptir.
Avrupa'da özellikle bilişim ve bioteknoloji alanları
patent açısından oldukça zayıftır.
400,000 civarındaki Avrupalı bilim ve teknoloji mezunları hali
hazırda Amerika'da yaşamaktadır ve bunlara her yıl
binlercesi eklenmektedir. Avrupa Komisyonu
tarafından yapılan bir araştırmada, Amerika'da
yaşayan Avrupalı bilim adamlarının sadece %13'ünün
geri dönmeyi düşündüğü ortaya çıkmıştır. 1950 ve
60'larda Amerika özellikle savunma ağırlıklı Ar-Ge
projeleri için milyarlarca Dolar harcamıştır ve
bunun sayesinde bilimsel mükemmellik merkezleri
oluşturmuştur. Bu merkezler dünyanın en iyi
beyinleri ile doldurulmuştur. Amerika'nın o yıllarda
yaptığı bu yatırımlar 2000 ve 2008'lerdeki teknoloji
patlamaları için zemin oluştururken, daha fazla
Avrupalı girişimciyi de Amerika'ya çekmeye
başlamıştır. Avrupa'daki yoğun bürokrasi, katı
hiyerarşiler ve bilimsel açıdan dağılmışlık bilim
adamlarının Amerika'yı tercih etmesi için diğer
nedenler olmuştur. Bu gelişmeler, aynı dönemde
ABD’de ekonomik büyümenin açıklanmasında önemli
birer unsur olarak kullanılmaktadır.
|