Türkiye Ekonomisi

Dünya Ekonomisi

Osmanlı Ekonomisi

Finansal Ekonomi

İşletme Ekonomisi

Hizmet Ekonomisi

Kalkınma Ekonomisi

Tarım Ekonomisi

Borsa ve Yatırım

Ekonomi Sözlüğü

Ekonomi Ders Notları

Ekonomi Düşünürleri

Genel Ekonomi Soruları

Özel İstatistik Arşivi

Özel İktisat Konuları

Açık Öğretim İktisat

Ekonomi Kurumları

Kamu Yönetimi

Kamu (Devlet) Maliyesi

Sigortacılık Konuları

Türkiye İktisat Tarihi

Yeraltı Ekonomisi

Kredi Kartı Piyasası

Gelişmekte Olan Ülkeler

Finansal Piyasalar

Kent Ekonomisi

Liberalizm

Forex Piyasaları

 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Ar-Ge Araştırma ve Geliştirme Faaliyetleri Teşvikleri 

Globalleşen ekonomi anlayışının itici gücü ve desteklerinden birisi de teknolojik gelişmelerdir. Teknolojik gelişmeler ise AR-GE çalışmaları ile mümkün olmaktadır. Teknolojiye yatırım yapan ülkeler zenginleşmekte ve ülke insanlarının refahı artmaktadır.

Dünyanın globalleşmesinde yerimizi alabilmemiz teknolojik gelişmelere önem vermemiz ile mümkün olacaktır. Bu da AR-GE faaliyetlerini teşvik etmekle sağlanacaktır. 

Bilimsel Teşvikler 

AR-GE çalışmalarına "bilimsel katkı" yaparak teşvik eden kuruluşları da kendi içinde; üniversiteler, kamusal kuruluşlar, gönüllü kuruluşlar olmak üzere üçe ayırmak mümkündür.

Üniversiteler: Son yıllarda üniversitelerin AR-GE harcamaları oldukça artış göstermiştir. Harcamalar daha çok sağlık bilimleri, mühendislik bilimleri ve sosyal bilimler alanlarında yoğunlaşmıştır. Üniversiteler AR-GE çalışmalarında özel sektör ile işbirliği yap­maktadır. Bu işbirliğinin hiçbir zaman yeterli düzeyde olduğu söylenemez ise de sevindirici yönü giderek artış göstermesidir. 

Kamusal Kuruluşlar: Devlet üstün teknolojik gelişme'nin önemine inanarak, kendi kurduğu bir kısım örgütlerle AR-GE çalışmalarını teşvik etmek ve desteklemek istemektedir. Bu kamusal örgütlerin başında; "Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA), Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TEAK), Anadolu Bilim ve Teknoloji Stratejileri Araştırma Enstitüsü" gelmektedir. Bu kuruluşlar ülkemizdeki AR-GE çalışmalarına koşulları uygun olanlara "bilimsel" ve "parasal" hizmetler vermektedir.

Gönüllü Kuruluşlar: Bir kısım gönüllü kuruluşlarda AR-GE çalışmalarını direkt ya da endirekt olarak desteklemektedir. Gönüllü kuruluşların en başında; "Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Teknoloji Yönetimi Derneği, Buluş Adamları ve Araştırmacılar Derneği, Buluş Adamları Derneği, Bilim Merkezi Vakfı, Türk Bilim Tarihi Derneği" yer almaktadır. 

Bakanlar Kurulu Kararı 

Bakanlar Kurulunun 01.06.1995 tarihinde yayımlanan 95/2 Sayılı AR-GE yardımına ilişkin Kararı'na göre, "Sanayi kuruluşlarının, araştırmaya ve yeni ürün ile üretim yönetimi ve teknolojisini geliştirmeye yönelik projelerin uluslararası kurallara uygun olarak desteklenmesi amaçlanmaktadır”. Amaçlanan destek ise; araştırma geliştirme giderlerinin belirli bir oranının karşılanması, sermaye desteği sağlanması olmak üzere iki türdedir. Sermaye kuruluşu ya mal ya da hizmet üretmiş olacaktır. Yeni üründen amaçta "üründe yenilik" bir diğer deyimle teknolojik açıdan yeni ürünü içermektedir. Üretim yönetiminde de "üretilmekte olan ürünlerin yeni tekniklerle üretilmesinde kullanılan bir yöntem"  amaçlanmaktadır.  Yen ürün, yeni yöntem içeren AR-GE çalışmalarının hem giderlerinin bir bölümü hem de araştırma için kaynak sağlamak üzere "sermaye yardımı öngörülmektedir. AR-GE çalışma harcamalarının en fazla %50'si karşılanabilmekte stratejik odak konulu projelere "sermaye" desteği verilmektedir. Ay rica AR-GE çalışmalarına bilimsel katkı da sağlanabilmektedir. 

Vergisel Teşvikler veya Vergide Ar-Ge Teşvikleri 

Globalleşme ve uluslararası rekabet koşulları, son yıllarda tüm dünyada yeni teknoloji arayışlarını hızlandırmış ve bunun bir sonucu olarak da bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Artık, günümüzde, Ar-Ge yoluyla sağlanan bilgi birikimi teknolojik gelişmelerin itici gücünü oluşturmakta; gelişmiş ülkelerin ekonomik stratejileri yeni teknolojilerin etkin kullanımı ve Ar-Ge faaliyetleri ile ekonomik potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında yoğunlaşmaktadır. 

Bu bağlamda, ülkemiz ekonomisinin de gelişip dünyada söz sahibi olabilmesi için gereken önemli faktörlerden birisi de teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmesi olmaktadır. Ancak, özellikle yakın bir zamana kadar Ar-Ge kültürünün olmaması ve bu alandaki desteklerin yetersizliği, ülkemizde Ar-Ge faaliyetlerinin karşısındaki en büyük engeli oluşturmuş; Ar-Ge yoluyla yeterli bilgi birikimi sağlanamadığından, teknoloji ihtiyacı, ya bilinen teknolojilerin uygulanması ya da teknoloji transferi yoluyla sağlanmış ve tüm bu sebeplerle teknoloji üretimi istenilen düzeyde gerçekleştirilememiştir. 

Esasen, ekonomik kalkınma ve gelişmenin, maliye politikamızın temel amaçlarından biri olduğu göz önüne alınacak olursa, bu kalkınmayı ve gelişmeyi sağlayacak bir motor işlevine sahip olan Ar-Ge faaliyetlerinin, çeşitli maliye politikası araçları ile desteklenmesi de yararlı olmanın ötesinde adeta bir zorunluluk olacaktır.

Teknoloji alanında yeterli gelişmenin sağlanabilmesi, bu alanda yeterli gelişmenin sağlanamamasından kaynaklanan kaynak aktarımının azaltılması ve sağlıklı bir büyümenin altyapısının hazırlanmasına katkıda bulunulması çerçevesinde, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin özel sektör tarafından yapılmasını teşvik etmek için uzun yıllar vergi ve vergi dışı Ar-Ge teşvikleri uygulanmıştır. 

Arge indirimi desteği: Gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 40’ı oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi”, beyan edilen gelirden veya kurum kazancından indirilebilir. 

Gelir vergisi stopajı teşviki: Ar-Ge personeline yönelik önemli bir teşvik de stopaj gelir vergisi teşvikidir. Bu teşvikten teknoloji merkezi işletmelerinde, Ar-Ge merkezlerinde, kamu kurum ve kuruluşları ile kanunla kurulan vakıflar tarafından veya uluslararası fonlarca desteklenen ya da TÜBİTAK tarafından yürütülen Ar-Ge ve yenilik projelerinde teknogirişim işletmelerinde ya da işbirliği projelerinde istihdam edilen kamu personeli hariç Ar-Ge ve destek personeli yararlanabilecektir. Buna göre, Ar-Ge ve destek personelinin; Ar-Ge ve yenilik çalışmaları karşılığında elde ettikleri ücretleri üzerinden hesaplanan gelir vergisinin doktoralı olanlar için % 90’ı, diğerleri için % 80’i, verilecek muhtasar beyanname üzerinden tahakkuk eden vergiden indirilmek suretiyle vergi dışı kalacaktır. 

Teknogirişim Sermayesi Desteği: Tasarıyla, Türkiye’nin gündemine ilk kez olan gelen teknogirişim sermayesiyle, küçük girişimciye sermaye desteği getirilmiştir. Buna göre örgün öğrenim veren üniversitelerin herhangi bir lisans programından 1 yıl içinde mezun olabilecek durumdaki öğrenci, yüksek lisans ve doktora öğrencisi ya da lisans, yüksek lisans veya doktora derecelerinden birini ön başvuru tarihinden en çok 5 yıl önce almış olan kişilerin, teknoloji ve yenilik odaklı iş fikirlerine bir defaya mahsus olmak üzere teminat alınmaksın 10.000 TL sermaye desteği verilecektir. Merkezi yönetim kapsamındaki kamu idareleri tarafından verilecek bu destek tutarı, takip eden yıllarda her yıl için belirlenen yeniden değerleme oranında arttırılmak suretiyle uygulanacaktır. 

Teknoparklara 2013'e kadar kurumlar vergisi, gelir vergisi stopajı ve KDV'ye ilişkin bazı muafiyetler var. Yeni kanunla bu tür ayrıcalıkların fabrikalara taşınması hedefleniyor. Maliye Bakanlığı tarafından hazırlanan Ar-Ge teşviki yasası ile büyük şirketlerin kendi Ar-Ge'sine fabrikasında yatırım yapacak olması teknoparkları rahatsız etmeye başladı. Hazırlanan kanun taslağına göre 50-60 personel çalıştıran fabrikalara Ar-Ge teşviki verilmesini bekleniyor. Büyük şirketleri kendi Ar-Ge merkezini kurması da yatırım bekleyen teknoparkları daha fazla tedirgin ediyor. Diğer taraftan, üniversitelerin kaynak kıtlığından dolayı teknoparklardaki kiraları yüksek tutması bu modelin işleyişindeki en büyük tehlike olarak karşımıza çıkıyor. İçinde bulunulan bu duruma karşı teknopark yöneticileri, böyle bir tehdide karşı önlem alınması gerektiği görüşündedirler. 

Rekabet Öncesi İşbirliği Projelerine Yönelik Teşvik: KOBİ’lere yönelik getirilen bu düzenlemeyle, bir şirketin tek başına bir Ar-Ge projesi yürütmeye mali gücünün yetmeyeceği veya ekonomik açıdan rasyonel olmayacağı durumlarda, birden fazla şirketin bir araya gelerek ölçek ekonomisine ulaşmak, teknoloji geliştirmek, verimliliği arttırmak amacıyla bir ürünü ya da parçayı proje bazlı olarak müştereken üretmeleri teşvik edilmektedir. Bu teşvikle aynı sektörde yer alıp birbirleriyle rekabet eden firmaların, teknolojiye, Ar-Ge’ye, tasarıma özgü bilgi ve deneyimlerini birleştirilmesi ve bu suretle üretimde ortak kullanacakları bir takım girdilerin üretiminde maliyet avantajı ve verimlilik artışı sağlamaları amaçlanmaktadır. Bu işbirlikleri için asgari Ar-Ge personeli şartı da aranmamaktadır. Her bir şirketin bu işbirliğine yaptıkları katkılar, şirketlerden biri hesabına açılacak özel bir hesapta izlenecektir. Bu hesapta yer alan tutarlar ise, harcamanın yapıldığı dönemde katkı sağlayan şirketin Ar-Ge harcaması olarak kabul edilecek ve proje dışında başka bir amaç için kullanılmayacaktır.

Yeni düzenlemeyle ekonominin uluslararası rekabet edebilir bir yapıya kavuşturulması için teknolojik bilgi üretme, üründe ve üretim yöntemlerinde yenilik geliştirme, ürün kalitesini ve standardını yükseltme, verimliliği artırma, üretim maliyetlerini aşağıya çekme ve teknolojik bilgiyi ticarileştirme amaçlanıyor.

 

 

Anasayfa - İktisat - Makale - Ekonomi - Borsa - İstatistik - Türkiye Ekonomisi - Ekonomi Sözlüğü - Gizlilik Politikası

Sağlık Bilgileri